GENEL - 28 Mayıs 2019 Salı 23:56

Türk Veteriner Hekimliği Birliği üyeleri iftarda buluştu

A
A
A
Türk Veteriner Hekimliği Birliği üyeleri iftarda buluştu

Türk Veteriner Hekimleri Birliği üyeleri geleneksel iftar yemeğinde bir araya geldi.

Türk Veteriner Hekimleri Birliği üyeleri geleneksel iftar yemeğinde bir araya geldi.


Gıda güvenliği ve insan sağlığını esas alan, hayvanların ve diğer tüm canlıların hayatını koruma amaçlı önemli çalışmalar yürüten Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi iftar yemeğinde bir araya geldi. İftar yemeğinde özellikle yaz aylarının girmesiyle kene vakaları başta olmak üzere, görsel ve yazılı medyada son günlerde sıkça gündeme gelen sokak hayvanı saldırıları, gıda zehirlenmeleri, hayvan ithalatı ve güvenilir gıda tüketimine ilişkin Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu değerlendirmelerde bulundu. Eroğlu, Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak biz yaklaşık 6 aydan bu yana yönetim kurulu çalışmalarını sürdürdüklerini, sokak hayvanları ya da sahipsiz hayvanların Türkiye’de önemli bir sorun olduğunu dile getirerek, “Ülkemizin en önemli konularından bir tanesi hayvancılığımızın bu günkü geldiği noktadır. Hala ülkemiz de hayvan ithalatı devam ediyor. Ve bu tabloya göre biz Türk veteriner hekimleri birliği olarak şunu seslendirmek istiyoruz. 2019 yılı Türkiye hayvancılığı için dönüm noktası olacaktır. Ya mevcut ithalat ya da mevcut uygulamalar devam edecek yada 2019 yılında köklü bir çözüm ortaya konacak. Aksi takdirde bu dışa bağımlılık devam edecek gibi görünüyor. 2019un ilk 4 ayında hala önemli miktarda gerek ette gerekse hayvanda ithalat devam etmektedir. Hala dışa bağımlılık devam ediyorsa bu olguyu oluşturan sebeplerin üzerinde yoğunlaşmamız ve o sebepleri ortadan kaldırmamız gerekiyor” dedi.



“Verilmesi gereken destek miktarı 37 milyar TL olması gerekir”


Hayvancılığımızın gelmiş olduğu noktalardaki sebeplere dikkati çeken Eroğlu, konuşmasının devamında, “Hayvan ıslahı hayvansal üretim dolayısıyla hayvan hastalıkları, hayvancılıktaki yapılanla, hayvancılığa verilen destekler, kamu bürokrasisi, kamudaki yapılanma önemli sebepler olarak ortaya çıkıyor. Dolayısıyla özellikle tarım desteklerinde verilen destek miktarı maalesef ülkemiz hayvancılığının düze çıkması için ve problemlerinin ortadan kaldırılması için yeterli düzeyde olmadığını görüyoruz. Tarım kanununa göre gayrı safi yurtiçi hasılanın yüzde birinden aşağı olamaz denilen tarım destekleri maalesef bu gün hala yüzde 0.5 noktalarına bile gelememiştir. 2018 gayrisafi yurt içi hasılası 3.7 trilyon TL ve verilmesi gereken destek miktarı 37 milyar TL olması gerekir” ifadelerini kullandı.



“Hayvansal üretimlerin yüzde 27’si yok oluyor”


Hayvan hastalıklarının halen günümüzde hem hayvan sağlığını hem de insan sağlığını etkilediğini belirten Eroğlu, “Dünyadaki hayvansal üretimlerin yüzde 27’si hayvan hastalıkları sebebiyle yok oluyor. Ülkemizdeki Hayvan hastalıklarının hayvansal üretime olan olumsuz etkisi ise yüzde 10 civarındadır. Bu aşağı yukarı birim ithalatımızla aynı miktara denk gelmektedir. Yani önemli bir konudur. Hayvan hastalıkları konusunda dünyada şöyle bir kabul vardır. Hastalıklarla mücadelede koruyucu hekimlik için ayrılan bütçe, maalesef hastalıklar oluştuktan sonra oluşan bütçeden çok azdır. 3 ila 5 katıdır” dedi.


Hayvancılığın diğeri bir problemi ise erken kuzu kesimidir diyen Eroğlu, “Erken kuzu kesimi dolayısıyla yaklaşık ülkemizde 30 bin ton et yok ediliyor. Öyleyse erken kuzu kesimi en az karkas ağırlığı 25 kg a gelecek şekilde olduktan sonra kuzu kesimi yapılması lazım. Başka bir konu ise damızlık dişi hayvanların kesime gitmesi. Bu da üzücü bir durumdur. Sebebi tabii Hayvancılığın yüzde 70i yem girdisidir. Yem hammaddesi ithal ediliyor. İthal edilen hayvan ithal yem ile beslendiğinde girdi daha da yükseliyor ve pahalı bir hayvancılık modeli ortaya çıkıyor. Bunun için yem bitkilerinin özellikle ihtiyacımız olan kaliteli kaba yemin karşılanması gerekir. Yaklaşık 30 milyon ton civarında kaba yem ihtiyacımız var. Bunun dışında Türkiye’de meraların ıslah edilmesi gerekiyor. Meraların bizim tespitlerimize göre tarım arazilerinin yaklaşık 4 milyon hektarı nadasa bırakılıyor. Bunlar devletimizin öncülüğünde ve bu tarım arazilerinin sahipleri ile anlaşarak nadasa bırakılan arazilere yem bitkileri ekilmek suretiyle yem miktarı yükseltilmiş olacaktır” dedi.



“Mera hayvancılığı olduğu zaman yüzde 70 olan yem maliyeti aşağı çekilecek ve daha uygun ucuz bir hayvancılık modeli ülkemize kazandırılacak”


Avrupa’da gelişmiş ülkelerde kırmızı etin ucuz olmasının en önemli sebebinin hayvancılığın mera hayvancılığı ile yapıldığını belirten Eroğlu, “Mera hayvancılığı olduğu zaman yüzde 70 olan yem maliyeti aşağı çekileceği için daha uygun ucuz bir hayvancılık modeli ülkemize kazandırılmış olacak. Dolayısıyla hem üretici hem sanayici hem de tüketicinin mutlu olduğu bir Türkiye tablosu önümüze konmuş olacak” şeklinde konuştu.


Eroğlu, konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı:


“Başka bir önemli konu olarak, tarımda desteklerin etki analizleri bu ülkede yapılmıyor. Bizim ülkemizde yıllardan beri tarıma destek veriliyor. Öyleyse bizde bu desteklerimizi rasyonel bir şekilde ülkenin gerçeklerine stratejik bölgelerine göre bir anlamda hayvancılık açısından gözden geçirilerek yeniden planlanması gerekiyor. Türk veteriner hekimleri birliği olarak bir farkındalık oluşturmak istiyoruz. Biz ülkemizdeki hayvancılığın tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini dile getiriyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırşehir Yeşilay Genel Başkanı Dinç: "Bağımlılıkla mücadelede en önemli tedavi yöntemi zorunlu tedavidir" Yeşilay Genel Başkanı Dr. Mehmet Dinç, bağımlılıkla mücadelede zorunlu tedavinin hayati öneme sahip olduğunu söyledi. Yeşilay Genel Başkanı Dr. Mehmet Dinç, Kırşehir Şube Başkanlığında yaptığı açıklamada, bağımlılıkların dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ciddi bir problem olduğunu vurguladı. Dinç, davranışsal bağımlılıklar, kumar ve oyun bağımlılığı gibi alanların yanı sıra kimyasal bağımlılıkların da büyük tehdit oluşturduğunu belirtti. En çok sıkıntı çekilen konunun uyuşturucu bağımlılığı olduğuna dikkat çeken Dinç, "Bağımlılıklar önlenebilir ölümlerin en tehlikelileridir. Çok sayıda insanımıza mal oluyor. Bağımlılıklara adeta kitle imha silahı gibi bakmak lazım" dedi. Bağımlılıkla mücadelede eksik kalan en önemli unsurun zorunlu tedavinin toplumda uygulanabilir hale gelmesi olduğunu ifade eden Yeşilay Genel Başkanı Dinç, bu konuda yasal düzenleme bulunduğunu hatırlattı. Bir kişinin bağımlılığı nedeniyle kendisi ve başkaları için tehdit oluşturması durumunda, tedavi, eğitim ve ıslah amacıyla mahkeme kararıyla zorunlu tedaviye alınabildiğini belirten Dinç, "Kanun var ancak uygulanması noktasında sıkıntılar yaşıyoruz. Bağımlılık etkisi altındaki bireylerin her zaman gönüllü olarak tedaviye başvuramayabilir bazı vakalarda tedavinin gönüllülüğe bırakılmasının yanlış olacağını düşünüyoruz. Böyle bir kanun varken, kanunun uygulanması için ön ayak olmak gerekir" ifadelerini kullandı.
Kocaeli Körfez Ticaret Odası’nda "3. Sektör ve Öğrenci Kariyer Buluşması" Körfez Ticaret Odası tarafından düzenlenen "3. Sektör ve Öğrenci Kariyer Buluşması", yoğun katılımla gerçekleştirildi. Gençlerin kariyer yolculuğuna katkı sunmayı amaçlayan organizasyonda sektör temsilcileri ile öğrenciler bir araya gelerek deneyim paylaşımında bulundu, istihdam ve kariyer fırsatları hakkında görüş alışverişi yaptı. Körfez Ticaret Odası koordinasyonunda; Kocaeli Üniversitesi Ali Rıza Veziroğlu Meslek Yüksekokulu ile Ömer İsmet Uzunyol Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin katılımıyla Körfez Ticaret Odası hizmet binasında düzenlenen Kariyer Günü, üniversite gençliğini iş dünyası ve kamu kurumlarıyla buluşturdu. Gerçekleştirilen etkinlik, iş dünyasının yanı sıra kamu kurumlarının da yoğun ilgisiyle dikkat çekti. Gençler, sektör ve kamu temsilcileriyle buluştu Etkinlik kapsamında öğrenciler, sektör temsilcileriyle birebir görüşmeler yaparak iş dünyasının beklentileri hakkında doğrudan bilgi edinirken, kamu kurumlarının sunduğu destekler, istihdam politikaları ve kariyer olanakları hakkında da önemli bilgiler aldı. Bu yönüyle Kariyer Günü, yalnızca bir istihdam etkinliği değil, aynı zamanda gençler için yol gösterici bir rehber niteliği taşıdı. İşletmeler ve öğrenciler aynı çatı altında Kariyer Günü’nde yer alan firmalar; yaz stajı, mesleki eğitim (İME) stajı ve mezuniyet sonrası istihdam için nitelikli öğrencilere doğrudan ulaşma imkânı buldu. Açılan stantlar, işletmelere görünürlük kazandırırken öğrencilere de somut kariyer fırsatları sundu. Geleceğe güçlü yatırım Körfez Ticaret Odası ile Kocaeli Üniversitesi iş birliğinde gerçekleştirilen organizasyonun, gençlerin mesleki gelişimine önemli katkılar sunduğunu belirten yetkililer, benzer etkinliklerin önümüzdeki dönemlerde de devam edeceğini ifade etti. "Eğitimle iş dünyasının kesiştiği çok kıymetli bir buluşma" Körfez Ticaret Odası Başkanı Recep Öztürk, Kariyer Günü’nün önemine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: "Kocaeli Üniversitesi iş birliğiyle bu yıl üçüncüsünü düzenlediğimiz Kariyer Günü’nde sizlerle bir arada olmaktan büyük mutluluk ve gurur duyuyorum. Bugün burada bir araya gelişimiz yalnızca bir tanışma değil; hayallerle hedeflerin, teoriyle pratiğin ve eğitimle iş dünyasının kesiştiği çok kıymetli bir buluşmadır" ifadelerini kullandı.
Bursa Enes Çelik’ten Somaspor galibiyeti sonrası sert çıkış Bursaspor Başkanı Enes Çelik, Somaspor galibiyeti sonrası yaptığı açıklamada hem takımı ve taraftarı kutladı hem de kendisi hakkında çıkan iddialara sert sözlerle yanıt verdi. Bursaspor Başkanı Enes Çelik, Somaspor deplasmanında alınan galibiyetin ardından açıklamalarda bulundu. Çelik, kazanılan üç puanın önemine dikkat çekerken, tribün desteğinin bu başarıdaki payını vurguladı. Karşılaşmada sahaya yansıyan mücadeleden memnuniyet duyduğunu belirten Enes Çelik, özellikle deplasmanda oluşturulan atmosferin altını çizdi. Birlik, beraberlik ve şehir vurgusu Göreve geldikleri günden bu yana Bursa’da birlik ve beraberliği sağlamayı hedeflediklerini söyleyen Çelik, bu anlayışın tribünlere ve sahaya yansıdığını ifade ederek, "Bir buçuk yıldır bu şehirde birlik ve beraberliği sağlamak için yönetim kurulumuz ile birlikte elimizden ne geliyorsa yaptık. Her partiye eşit mesafede kalıp, taraftarımızı kulübün kendisi olarak gördük. Bunun neticesinde çok şükür iki yıldır taraftar rekorları kırdık. Geçtiğimiz sezon yaşadığımız şampiyonluğun ardından bu sezon da şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerliyoruz" dedi. Bu süreçte yaşanan bazı gelişmelere de değinen Çelik, kendisi hakkında ortaya atılan iddialara sert tepki gösteren Çelik, "Ancak dün kentimizin bir idarecisinin siparişle yaptırdığı şahsım hakkındaki hezeyan ve iftira dolu sipariş haberi yanlışlıkla idarecinin kendi resmi hesabından girerek kendilerini ele verdiler" dedi. Bursaspor ve itibar mesajı Bursaspor camiasına ve Bursa kamuoyuna seslenen Enes Çelik, kulüp ve kişisel itibarının kendisi için kırmızı çizgi olduğunu vurguladı. Çelik, "Buradan Bursasporlulara ve Bursalılara sesleniyorum: Benim iki hassas noktam var; Bursaspor ve itibarım. Kulübümüzden aldığı bedava biletlerle stadyumumuzdaki çocuk tribününe gelerek her hafta çocuklarla fotoğraf çektiren, göreve geldiğimiz günden beri kulübümüze hiçbir katkı sunmamış sözde "Bursasporluyum" imajı çizen idareciyi ifşa edip sizlerin önünde rezil edeceğim. Bu da size sözüm olsun" ifadelerini kullandı.