EKONOMİ - 04 Temmuz 2025 Cuma 15:55

Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi, Bakan Işıkhan başkanlığında toplandı

A
A
A
Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi, Bakan Işıkhan başkanlığında toplandı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "İş sağlığı ve güvenliği, sadece ülkemizde değil, dünyada da büyük bir sorun, çalışma ve müdahale alanıdır. Hedefimiz, bu küresel sorunu ülkemizde en alt seviyeye indirmektir" dedi.


Resmi Gazete’de 21 Haziran tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Genelgesi kapsamında yılda en az bir kere toplanması öngörülen ‘Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi’, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan başkanlığında toplandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıda iş kazaları ve iş sağlığı konuları ele alındı. Toplantıda konuşan Bakan Işıkhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayıyla Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi’nin yeniden bir araya getirilmesi kararı alındığını hatırlattı. Konsey’in son toplantısının 2018’de gerçekleştirildiğini de hatırlatan Işıkhan, "Uzun bir aradan sonra ülkemizin iş sağlığı ve güvenliği politikasına hem katkı sunmak hem de bunu günümüzün şartlarına uygun hale getirmek amacıyla toplantımızı gerçekleştireceğiz. İnşallah ortak bir zeminde yeni bir Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Politika Belgesi’nin oluşturulması suretiyle de çalışmalarımızı sonlandıracağız" açıklamasında bulundu.


Işıkhan, Konsey’in kurulduğu 2005 yılından bu yana 28 toplantı gerçekleştirdiğini dile getirerek, toplantılar ile Türkiye’nin uluslararası standartlara uygun ve ulusal standartlarını kapsayan bir iş sağlığı ve güvenliği politikasına kavuşmasına önemli katkılar sunduğunu işaret etti.



"Belge ve eylem planları kamu-işçi-işveren üçlü istişare mekanizmasının önerileriyle şekillenmiştir"


Bakan Işıkhan, bugüne kadar üç Ulusal İSG Politika Belgesi ve Eylem Planı yayımlandığını ifade ederek, "Belge ve eylem planları, özellikle konunun teorik kısmı olan, mevzuat çalışmaları başta olmak üzere sahada uygulama tedbirlerine ve iş sağlığı ve güvenliği kültürünün yaygınlaştırılması sürecine kadar her aşamada kamu-işçi-işveren üçlü istişare mekanizmasının görüş ve önerileriyle şekillenmiştir. Çünkü tüm tarafların katkı sunabildiği bu tür istişare ve ortak karar mekanizmaları, bizim insana hizmet anlayışımızın temel prensibidir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde 23 yıllık millete hizmet yolculuğumuz boyunca hangi önemli kararları aldıysak, ülkemiz adına hangi kritik adımları attıysak, bunu daima ilgili tarafların görüş ve önerilerine başvurarak yaptık" diye konuştu.



"Çalışanlarımız ne kadar verimli olursa ekonomik kalkınmamız da o kadar sürdürülebilir olacak"


Çalışma hayatının çalışanların sağlık ve güvenliğinin sağlanması başta olmak üzere pek çok konuyu içeren, sınırları oldukça geniş bir alan olduğunu sözlerine ekleyen Işıkhan, "Her ne kadar istihdamın artırılması, işsizliğin azaltılması ve nitelikli işgücünün yetiştirilmesi ekonomimizin geleceği açısından son derece önemli olsa da, bu gelişimin en büyük itici gücü kuşkusuz, çalışanlarımızın güvenliği, huzuru ve sağlığıdır. Çalışma hayatının en önemli unsuru olan çalışanlarımız; ne kadar verimli olursa ekonomik kalkınmamız da o kadar sürdürülebilir olacaktır. Bu önemli denklem, asla unutulmamalı ya da göz ardı edilmemelidir. İş hayatındaki bu verimi sağlayacak en önemli araçlardan birisi de elbette, insancıl koşullara sahip çalışma ortamının oluşturulabilmesidir. Çalışma hayatında, bir taraftan üretimi artırırken diğer yandan da insana yakışır iş fırsatları sunarak, yapılan iş ve insan arasındaki uyumu da gözetmek durumundayız" şeklinde konuştu.



"İş sağlığı ve güvenliği, sadece ülkemizde değil, dünyada da büyük bir sorun"


Işıkhan, iş kazaları ve meslek hastalıklarının çalışma hayatındaki olumsuz etkilerine de değinerek, "İş kazaları ve meslek hastalıkları, bugün hala dünyada, milyonlarca çalışanın hayatını veya sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu yönüyle iş sağlığı ve güvenliği, sadece ülkemizde değil, dünyada da büyük bir sorun, çalışma ve müdahale alanıdır. Hedefimiz, bu küresel sorunu ülkemizde en alt seviyeye indirmektir. Bakanlık olarak bu konuya, çalışma hayatının değil insan hayatının akıbeti perspektifinden bakıyoruz" dedi.


Işıkhan, bir taraftan istihdam oranlarını arttırırken, diğer yandan da insan onuruna yaraşır çalışma koşullarını sağlamak adına iş sağlığı ve güvenliği çerçevesinde her türlü imkanı seferber ettiklerini ifade etti.



"İSG konusundaki farkındalığın arttırılmasına yönelik olarak çeşitli faaliyetler düzenlemeye devam ediyoruz"


Bakan Işıkhan, iş sağlığı ve güvenliği çerçevesinde denetim ve rehberlik faaliyetlerini güvenlik kültürünün erken yaşta gelişeceği inancıyla çocuklardan başlamak üzere toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırmak ve toplumsal bilincin oluşmasını sağlamak için daha etkin hale getirdiklerinin altını çizdi. Işıkhan, sözlerine şöyle devam etti:


"Bu süreçte madencilerimiz, maden emekçilerimiz için hayati önem taşıyan ‘Madencilik Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği Koşullarının Geliştirilmesi-MİSGEP’ projesini de başarıyla tamamladık. Öte yandan iş sağlığı ve güvenliği (İSG) konusundaki farkındalığın arttırılmasına yönelik olarak çeşitli faaliyetler düzenlemeye devam ediyoruz. Bunların en önemlilerinden birisi olan ve her yıl mayıs ayında düzenlediğimiz İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası programını bildiğiniz gibi bu yıl Kayseri’de gerçekleştirdik. Ayrıca ‘İş’te Güvenli Gelecek Buluşmaları’ kapsamındaki ilk toplantımızı da Ankara’da yine tüm paydaşlarımızın katılımı ve katkılarıyla gerçekleştirdik. İnşallah önümüzdeki süreçte beş ilimizde daha bu seminerleri düzenleyeceğiz."



"3 bin 400 iş yerine 2 milyar lira teşvik ödemesi yaptık"


Işıkhan, Bakanlık olarak iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde ekonomik anlamda yetersizlik yaşaması muhtemel işverenlerin yanında olmaya devam ettiklerinin altını çizerek, "Bu anlamda ’Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan ve Ondan Fazla Çalışanı Bulunan İşyerlerinde İşsizlik Sigortası Primi İşveren Payı Teşvikinden Yararlanılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ’ kapsamında uygun şartları sağlayan yaklaşık 3 bin 400 iş yerine 2 milyar lira teşvik ödemesi yaptık. Tüm bu uygulamaları sürekli değişen ve gelişen teknolojiyle entegre bir şekilde yürütmek üzere iş sağlığı ve güvenliğinde dijital dönüşüm sürecini başlattık" değerlendirmesinde bulundu.


Işıkhan, iş sağlığı ve güvenliğini çalışma hayatının kırmızı çizgilerinden birisi olarak gördüklerini söyleyerek, bu konuda hiçbir şekilde taviz vermeyeceklerini söyledi.



"Tüm tarafların işbirliğine ve desteğine ihtiyacımız var"


İş sağlığı ve güvenliği kültürünün ülke çapında geliştirilmesine yönelik çalışmalarını hızlandırarak sürdüreceklerine işaret eden Işıkhan, bu konunun çalışma hayatının aktörleri olarak tüm bakanlıkların, STK’ların, mesleki örgütlerin, kamu kurumlarının ortak görevi olduğunu dikkati çekti. Işıkhan, "Bu büyük değişim için burada bulunan tüm tarafların işbirliğine ve desteğine ihtiyacımız var. Yedi yıl gibi uzun bir aradan sonra tekrar bir araya gelen Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi’ni bu gayretimiz için bulunmaz bir fırsat olarak değerlendiriyorum. Bu konuda tüm paydaşlarımıza, sizlere güveniyorum. Çalışmalarınız ve konseye yapacağınız değerlendirme, görüş ve katkılarınız için şimdiden sizlere teşekkür ediyorum" ifadelerine yer verdi.


Program Bakan Işıkhan’ın konuşmasının ardından basına kapalı olarak devam etti. Programa Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bakan yardımcılarının yanı sıra TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, Memur-Sen, Kamu-Sen, TOBB, ve ASO’dan temsilciler katılım sağladı.



Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi, Bakan Işıkhan başkanlığında toplandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenler Belediyesi’nin düzenlediği ’6. Esenler Film Festivali’ ödülleri sahiplerini buldu Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 6.’sı düzenlenen ’Esenler Film Festivali’nde "Kısa Film Yarışması" ve "Kısa Film Yapım Desteği" ödülleri sahiplerini buldu. Esenler Belediyesi tarafından düzenlenen 6. Esenler Film Festivali, kapanış ve ödül törenine ev sahipliği yaptı. "Dijital Hayat" temasıyla sinemaseverlere unutulmaz bir deneyim yaşatan festivalde, "Kısa Film Yarışması" ve ‘Kısa Film Yapım Desteği’ ödülleri sahiplerine verildi. Beyoğlu’ndaki bir sinemada gerçekleşen festivale, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Yönetmen Senarist ve Yapımcı Reis Çelik, Görüntü Yönetmeni Cevahir Şahin, Yazar Cihan Aktaş, Oyuncu Hakan Karsak, Oyuncu Nursel Köse ve sanatseverler katıldı. Açılış konuşmalarının ardından kürsüye salondakilere seslenen Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, "İnsanı diğer canlardan ayıran temel özellik adalet anlayışı, doğruyla yanlışı birbirinden ayırt etme yeteneğidir. İşte insan yanlışla doğruyu birbirinden ayırt etme yeteneğine sahip olduğu için akım sahiptir. Akıl sahibi olduğu için de nefes aldığı günden itibar yaşadığı her bir hayatın hikâyesinde sorumluluklar taşır. Bu sorumlulukları taşırken bazınız duygularımızla hareket ederiz. Bazılarımız akıllarımızla hareket ederiz. Bazılarımız inançlarımızla, değerlerimizle hareket ederiz. Ama hepimizin dayandığı ve baktığı bir yer vardır. Hepimiz bir şehir arayışındayız. İyiyi aramak isteriz. Güzele ulaşmak isteriz. Doğruya ulaşmak isteriz. Hakikate ulaşmak isteriz. Hepimiz hep iyi ve güzelin yanında yer alarak kendimizi orada bir yer biçeriz. Bunu bazen iş ortamında ararız. Bazen beyaz perdede ararız. Bazen okulda ararız, bazen makalede ararız, bazen resim yaparken ararız. Ama kendimizi resim yaparken de en iyinin güzeli yanında isteriz. Makale yazarken de kendimizi iyi bir güzelin yanında yazarız. Beyaz perdede sinemayı izlerken de kendimizi iyi ve güzel olanın yanında buluruz" dedi. Göksu’nun konuşmalarının ardından festivale katılan yarışmacıların ödülleri takdim edildi.
Ankara HAK-İŞ: "Mevcut asgari ücret tespit komisyonundan sağlıklı bir ücret çıkmaz" HAK-İŞ Konfederasyonu Yönetim Kurulundan, asgari ücretin açıklanmasının ardından yapılan açıklamada, "Mevcut asgari ücret tespit komisyonundan sağlıklı bir ücret çıkmaz" dedi. HAK-İŞ Konfederasyonu Yönetim Kurulundan yapılan açıklamada, "HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun mevcut yapısından çalışanları memnun edecek ve toplumu rahatlatacak sağlıklı bir asgari ücret çıkarılmayacağını her platformda dile getirdik. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun mevcut yapısı, 1970’li yılların koşullarına göre şekillenmiş, çağın gerisinde kalmış ve çoğulcu temsilden uzak bir yapıdır. Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren ve bu yönüyle Türkiye’nin en büyük toplu iş sözleşmesi olarak değerlendirilebilecek asgari ücretin, çok daha güçlü, kapsayıcı ve temsil kabiliyeti yüksek bir komisyon yapısı içerisinde belirlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Komisyonun; konfederasyonların temsil gücünü yansıtan, sosyal diyalogu esas alan ve toplumsal uzlaşıyı önceleyen bir yapıya kavuşturulması, sürecin sağlıklı işlemesi açısından zorunludur" ifadelerine yer verildi. Asgari ücretin Türkiye’de çalışanların yaklaşık yarısının geçim ücreti olduğuna değinilerek, "Asgari ücret, ülkemizde artık yalnızca ‘asgari’ bir ücret değil; çalışanların yaklaşık yarısının geçim ücreti haline gelmiştir. HAK-İŞ olarak asgari ücretin; bir kişiyi değil, dört kişilik bir ailenin insanca yaşam koşullarını esas alması gerektiğini savunuyoruz. Gıda, kira, ulaşım, enerji ve eğitim gibi zorunlu harcamaların merkeze alındığı, gerçekçi ve kapsayıcı kriterlere dayanan bir yaklaşım ile daha güçlü, daha gerçekçi ve daha adil kriterlere ihtiyaç olduğu açıktır. Öte yandan, asgari ücrete endeksli olarak kamuda yer alan çok sayıda düzenleme, ücret artışlarını baskılayan bir mekanizma haline gelmiştir. Mevcut bağlantılar ortadan kaldırılmadan, asgari ücretin özgür, gerçekçi ve çalışanların ihtiyaçlarını karşılayacak bir düzeyde belirlenmesi mümkün değildir. Asgari ücret, emeğin yaşam standardını koruyan temel bir güvence olarak ele alınmalıdır" denildi. Komisyonun yapısının yeniden ele alınması beklentisine dikkat çekilen açıklamada, "HAK-İŞ Konfederasyonu olarak beklentimiz; Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısının demokratik, katılımcı ve çoğulcu bir anlayışla yeniden ele alınmasıdır. Asgari ücreti belirleme yetkisinin, dünyadaki örneklerde olduğu gibi işçi ve işveren temsilcilerinde olduğu, objektif ve güvenilir verilerle çalışan bağımsız bir mekanizmanın oluşturulması talebimizi yineliyoruz. Ancak bu şekilde hem çalışanların beklentilerini karşılayan hem de toplumsal huzuru güçlendiren bir asgari ücret politikasının hayata geçirilmesi mümkün olacaktır. 2026 yılı için belirlenen asgari ücretin emek camiamıza, çalışma hayatımıza ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.