SAĞLIK - 17 Ağustos 2025 Pazar 11:17

Uzmanından uyarı: "(Chikungunya virüsüne ilişkin) Telaş edilecek bir şey yok"

A
A
A
Uzmanından uyarı: "(Chikungunya virüsüne ilişkin) Telaş edilecek bir şey yok"

Medicana International Ankara Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Gülay Kılıç, Çin’de görülen ve 7 binden fazla vakaya ulaştığı belirtilen Chikungunya virüsüne ilişkin "Telaş edilecek bir şey yok, iyi tarafı insandan insana bulaşmıyor" dedi.


Uzmanlar, ‘İki büklüm yapan’ anlamına gelen ve Tanzanya’daki yerel dilden adını alan Chikungunya virüsünün, ‘Aedes’ türüne ait sivrisinekler aracılığıyla bulaşan ateşli bir hastalık olduğuna dikkati çekiyor. Genellikle Kenya, Tanzanya ve Hint Okyanusu çevresinde görülen virüsün Çin’de 7 bini aşan vakaya yol açması üzerine, Dünya Sağlık Örgütü milyonlarca kişiyi tehdit edebilecek küresel salgını önlemek için acil eylem çağrısı yaptı. Medicana International Ankara Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Gülay Kılıç, Chinkunya virüsüne dair değerlendirmelerde bulundu.


Uzman Dr. Kılıç, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Chikungunya’nın 1940’lı yıllardan itibaren özellikle Kenya, Tanzanya, Asya, ve Hint okyanusunun etrafında görülen ve Aedes türüne ait sivrisineklerle bulaşan bir hastalık olduğunu belirterek, "2000’lerin başından itibaren Avrupa’da, Amerika’da ve dünyanın pek çok ülkesinde görülmeye başlandı. Dünya sağlık Örgütünü alarma geçiren olay; daha önce çok da görülen bir ülke olmayan Çin’de tespit edilen 7 binleri aşan vaka sayısı oldu. Her yerde görülebilen ve Türkiye’de de tespit edilen bir sivrisineğin vektör olduğu; enfekte insandan ısırıp, kanını emdikten sonra aynı virüsü tükürük bezleriyle taşıyıp, tekrar ısırdığı şahıslara hastalığı iletmesiyle oluşan bir olay" diye konuştu.


"Hastalık çok riskli bir hastalık değil"


Chikungunya virüsünün enfekte olmasıyla diğer viral enfeksiyonlarda görüldüğü gibi halsizlik, yorgunluk, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı ve kusma gibi belirtilerin ortaya çıktığını ifade eden Kılıç, "Bu virüsün özelliği çok yüksek ateş olması ve çok şiddetli ekrem ağrısı ile ortaya çıkmasıdır. Laboratuvar tetkiki olmadan ne deng hummasından ne de zikadan çok ayırt edilemeyebilir. Daha dramatik, daha hızlı, daha yüksek ateş ve daha ağrılı biçimde devam ediyor. Hastalık çok riskli bir hastalık değil. Bir hafta ciddi olarak hasta yapıyor ama spesifik bir ilacı, antivirali yok. Ateş düşürme ve bol sıvıyla hastalar iyileşiyor" açıklamasında bulundu.


Uzman Dr. Kılıç, diyabet, hipertansiyon, kanser, böbrek hastalığı gibi kronik rahatsızlığı olanlarda ve bebeklerde hastalığın çok ağır seyredebildiğine ve hastaneye yatış olabildiğine dikkati çekti.


Virüsün yaygın olduğu ülkelerde hijyen koşullarının çok iyi olmadığını ve vakaların Avrupa’da görülmeye başlamasıyla hastalığın daha yakından takip edildiğini kaydeden Kılıç, virüsün insandan insana bulaş sağlamadığını sadece vektör aracılığıyla bulaş olduğunu ekledi.


"Aedes türüne ait sivrisinek İstanbul’da görüldü ama Türkiye’de ilan edilmiş resmi vaka yok"


Türkiye’de ilan edilmiş resmi bir vaka olmadığını ama Aedes türüne ait sivrisineklerin var olduğunu kaydeden Kılıç, "Sivrisinekler, özellikle İstanbul’da görüldü. Orada çalışmalar yapıldığı için yoksa Türkiye’nin herhangi bir yerinde olabilir. Zika’da aynı virüs ama daha çok Doğu Karadeniz’de birkaç vaka gördük. Genellikle buradaki sıkıntı veya dikkat etmemiz gereken bu hastalar genelde bu riskli bölgelere seyahat edenlerin geri döndüğünde taşımaları. Özellikle böyle bölgelere ziyaretten sonra hastalık belirtileri varsa mutlaka bir hekime, hastaneye başvurması lazım" dedi.


"Telaş edilecek bir şey yok"


Seyahat edenlerin sadece Chikungunya virüsü için değil tüm virüslere karşı korunması gerektiğine vurgu yapan Kılıç, sözlerine şöyle devam etti:


"Kapalı giysiler giymek, yine de eliniz yüzünüz açıksa bu özellikle Dünya Sağlık Örgütü’nün de önerdiği toksik olmayan çok iyi sinek kovucular var. Yattığınız odaya klima ve sinek kovucular koymak. Bu sinek genelde gündüz, sabah ve akşam üzeri öğleden sonraki saatlerde gündüz ısırıyor. Gündüz uyunuyorsa, uyunurken mutlaka cibinlik kullanılması öneriler arasında. Telaş edilecek bir şey yok. Chikunguya, Deng humması ve Zika virüsü hep seyahatten dönen hastalarda oldu ama sinek türünün bizde olması bir şekilde de hasta birisiyle gelip yaygınlaşabilir. Bu ihtimali göz önüne alacağız. Hijyen her zaman ki gibi bizim için çok önemli ama iyi tarafı insandan insana bulaşmıyor."


(MMG-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Tarımsal girdi fiyatları yıllık yüzde 33,66 arttı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekim ayına ilişkin Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) verilerini açıkladı. Buna göre Tarım-GFE, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,04, geçen yılın aralık ayına göre yüzde 29,06, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 33,66 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 32,3 artış gösterdi. Ana gruplar incelendiğinde, bir önceki aya göre tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksi yüzde 2,12, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksi ise yüzde 1,57 yükseldi. Geçen yılın aynı ayına göre ise tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 34,79, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 27,19 artış kaydedildi. Alt gruplar bazında yıllık Tarım-GFE verilerine göre 6 alt grupta artış oranı ortalamanın altında, 5 alt grupta ise üzerinde gerçekleşti. Yıllık artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 18,91 ile tarımsal ilaçlar ve yüzde 20,98 ile bina bakım masrafları olurken, en yüksek artış yüzde 64,33 ile veteriner harcamaları ve yüzde 47,39 ile gübre ve toprak geliştiricilerde görüldü. Aylık Tarım-GFE’ye göre ise 6 alt grup daha düşük, 5 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Ekim ayında aylık bazda artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 0,09 ile enerji ve yağlayıcılar, yüzde 0,27 ile gübre ve toprak geliştiriciler olarak belirlendi. Buna karşılık, aylık artışın en yüksek olduğu alt gruplar yüzde 5,61 ile veteriner harcamaları ve yüzde 4,71 ile tohum ve dikim materyali oldu.
Ankara 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyon: 67 şüpheli yakalandı, 42’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 7 ilde dolandırıcı, tefeci ve göçmen kaçakçısı 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlarda 67 şüphelinin yakalandığını ve 42’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Jandarma KOM Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Jandarma Komutanlıklarınca 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyonlar düzenlendi. Şüphelilerin; Denizli’de 30 ayrı iş yerinden organize şekilde hırsızlık yaptıkları, Yalova’da nitelikli dolandırıcılık suçunu organize şekilde yönettikleri, İzmir’de trafo ve enerji nakil kablosu hırsızlığı yaptıkları, Iğdır’da göçmen kaçakçılığı suçunu işledikleri ve Muğla’da tefecilik yaptıkları, Tekirdağ ve Şanlıurfa’da terör örgütüyle bağlantıları olduklarını söyleyip para talep ederek vatandaşları dolandırdıkları tespit edildi. Düzenlenen operasyonlar ile hesaplarında son 5 yıl içerisinde 251 Milyon Türk lirası hesap hareketi bulunan 67 şüpheliyi yakalandı. 42’si tutuklandı. 23’ü hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Diğer 2 şüphelinin işlemleri devam ediyor. Ayrıca operasyonlar sonucu çok sayıda dijital materyal ile muhtelif miktarda nakit para ve ziynet eşyası ele geçirildi.
Erzincan Erzincan’da soğuk hava nedeniyle sürüler yayladan indirildi Erzincan’da yüksek kesimlerde görülen kar yağışı ve soğuk havayla birlikte yaylalarda bulunan küçükbaş hayvan sürüleri donma tehlikesi nedeniyle merkeze ve köylere taşındı. İlkbahar aylarından itibaren yaylalarda kalan küçükbaş hayvanlar, hava sıcaklıklarının düşmesi ve kar yağışının başlamasıyla birlikte daha güvenli alanlara çekildi. Üreticiler, kış şartlarının ağırlaşması nedeniyle sürülerini Erzincan merkez ve çevre köylere indirerek ahırlara aldı. Kış boyunca hayvanların yem, saman ve arpa ile besleneceği öğrenildi. Üreticilerden İlhan Koyun, nisan ayı sonunda koyunlarını yaylaya çıkardıklarını belirterek, "Aylarca yaylada kaldık, süt ve peynir üretimi yaptık. Aralık ayının sonlarına doğru havalar sertleşince geri dönmek zorunda kaldık. Kış aylarında yem ve saman temini bizim için en büyük sıkıntı" dedi. Tulum peyniri üreticisi Özkan Beydili ise bahar aylarında çıktıkları yaylalarda aralık ayına kadar kaldıklarını ifade ederek, soğuk havanın etkisini artırmasıyla köylerine dönmek zorunda kaldıklarını söyledi. Beydili, hayvancılığın büyük emek ve fedakârlık gerektirdiğini vurguladı. Üretici Ferdi Kaya da ilkbaharda yaylaya çıkarılan koyunların yaz boyunca otlatıldığını ve peynir üretimi yapıldığını belirterek, "Hava şartları sertleşince dönüş hazırlıklarına başladık. Hayvanlar ilkbahara kadar yem ve arpa ile beslenecek" diye konuştu. Erzincan’da her yıl kış mevsimiyle birlikte yaşanan bu dönüş, bölgedeki küçükbaş hayvancılığın doğayla iç içe süren zorlu üretim sürecini bir kez daha gözler önüne serdi.