GENEL - 27 Mart 2017 Pazartesi 16:50

Bakan Çavuşoğlu: "Bild Gazetesi de Atatürk’ü kullanmaya başladı”

A
A
A
Bakan Çavuşoğlu: "Bild Gazetesi de Atatürk’ü kullanmaya başladı”

Avrupa’nın da Atatürk’ü kullanmaya başladığını söyleyen Mevlüt Çavuşoğlu, “Bugün Bild Gazetesi’ni gördünüz artık onlar da o kadar düştüler ki Atatürk’ü kullanmaya başladılar.

Avrupa’nın da Atatürk’ü kullanmaya başladığını söyleyen Mevlüt Çavuşoğlu, “Bugün Bild Gazetesi’ni gördünüz artık onlar da o kadar düştüler ki Atatürk’ü kullanmaya başladılar. Atatürk’ün gösterdiği hedeflere en çok AK Parti döneminde ulaşmaya çalışılmıştır. Buna İsmet İnönü dönemi de dahil. Şimdi Bild Gazetesi de dahil, Atatürk üzerinden gidiyor. Atatürk olsa ‘hayır’ derdi diyor Bild Gazetesi. Biz Almanya’da o kadar vatandaşımız olmasına rağmen Merkel’e oy verin, şuna vermeyin diyor muyuz? Niye karışalım” dedi.


Antalya’da dün AK parti ’evet’ standında yaşanan olaya da değinen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, laikliğin tanımını yaptıktan sonra Üniversite yıllarında yasaklara karşı nasıl tepki gösterdiğini anlattı. Çavuşoğlu, "Ben siyasal da okuyordum, yabancılarda sakal bırakınca serbest, bize gelince yasak. Ben de yasağa karşı çıktım ve okula sakallı gidiyordum. Hocam geldi Mevlüt sen niye sakal bırakıyorsun yasak değil mi dedi? Bende hocam ben yasaklara karşıyım dedim. Hocam da bana aferin dedi" diye konuştu.


AK Parti Antalya Milletvekili ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kemer’de muhtarlar ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) temsilcileriyle bir araya geldi. Programa AK Parti Antalya İl Başkanı Rıza Sümer’de katıldı. Bakan Çavuşoğlu, Avrupa’nın da Atatürk’ü kullanmaya başladığını söyleyerek, “O kadar düştüler ki Atatürk’ü kullanmaya başladılar. Atatürk’ün gösterdiği hedeflere en çok AK Parti döneminde ulaşmaya çalışılmıştır. Buna İsmet İnönü dönemi de dahil. Şimdi Bild Gazetesi de dahil, Atatürk üzerinden gidiyor. Atatürk olsa ‘hayır’ derdi diyor Bild Gazetesi. Biz Almanya’da o kadar vatandaşımız olmasına rağmen Merkel’e oy verin, şuna vermeyin diyor muyuz? Niye karışalım” şeklinde konuştu.



“Turizmin önündeki engelleri kaldıracağız”


Turizmin önündeki engelleri kaldırmak için çalıştıklarını ifade eden Mevlüt Çavuşoğlu, “Geçen sene Rusya ile yaşanan olaylardan dolayı turist sayısı azaldı. Bu sene yapılan rezervasyonlarda iyiye gidiş olduğunu görüyoruz. Ukrayna’dan gelen turist sayısında artış var. Kimlikle giriş konusunda Ukrayna hükümeti ile imzalama var. Havaalanlarında önlemleri alıyoruz. Kimliklerin okunması için çalışmalar devam ediyor. Ukrayna’da vatandaşların yüzde 30’unun pasaportu var. Geçen sene yüzde 48 artış oldu. İlerleyen zamanlarda daha da artış bekliyoruz. 55 milyon nüfuslu bir ülke. Başka ülkelere gidenler oradan memnun kalmadılar. Antalya, Kemer’i aradılar” dedi.



“Kemer’e vaatler”


2015 seçimlerinden önce kemer için vaatlerinin olduğunu belirten Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Golf sahalarının yapımıyla ilgili çalışmalar devam ediyor. İlave olarak futbol sahaları yapıyoruz. Kongre salonu yapıyoruz. Kış aylarında da kemere insanlarımız gelsin, otellerimiz açık kalsın diye uğraşıyoruz. Enerji konusunda da çalışmalar yapıyoruz. Bu sene 2 milyon 426 bin TL’lik bir bütçe ayırdık. Kullanılırsa da ilavemiz var. Kemer’imizin enerji ile ilgili sorunları çözülsün” şeklinde konuştu.


Kemer’e de fakülte kazandırmak istediklerini dile getiren Çavuşoğlu, Antalya’ya 10 tane üniversite kazandırmak amacında olduklarını belirterek, “Üniversiteye bağlı fakülte açmak için çalışıyoruz. Antalya’ya 10 tane üniversite kazandırmak istiyoruz. 500 bin öğrencinin burada yaşamasını istiyoruz. En az 100 bin yabancı öğrencinin gelmesini arzu ediyoruz” dedi.



“Muhtarlıkların kalkacağını söyleyenler kara propaganda yapıyor”


Muhtarlıkların kalkacağını söyleyenlerin kara propaganda yaptığını söyleyen Bakan Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Maddeler üzerinde konuştuğumuz zaman her şey açıkça ortada. Muhtarlıklar kalkacak derseniz, bu durumda dürüstlüğe sığmayan kara propaganda ortaya çıkar. Ama CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu muhtarlık kalkacak diyor. Muhtarlığın nasıl seçileceği var değil mi? Muhtarların sadece maaşların arttırılması değil. Çalışırken de bizden daha önce önem veren iktidar oldu mu? Ben de seçildim muhtar da seçilmiştir diyor sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan. Bunu da inanarak söylüyor. Bizim en yakın dostlarımızdır muhtarlar. Mahallelerimizin güvenliği için de onlara çok iş düşüyor. Şu anda bazı kurumlarla ilgili sorunlar varmış onlarla ilgili de çalışacağız. 18 maddeyi konuşmuyorsun da muhtarlara gidip kalkacak deyip ‘hayır’ istiyorsun” ifadelerini kullandı.


‘Hayır’ propagandası yapanların Türkiye’de yaşayan Ruslara sizi zorla Müslüman yapacaklar ve kadınlarınızı kapatacaklar dediklerini belirten Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, “Ruslara 16 Nisan’dan sonra da sizi zorla Müslüman yapacaklar ve kadınlarınızı kapatacaklar diyorlar. Yazıklar olsun. Bazı Ruslar doğru mu diye teşkilatlarımıza gitmişler. Konsolos da gelmiş. Ne istiyorsunuz onlardan Antalya’nın değişik yerlerinde yaşamaya karar vermişler. Niye korkutuyorsunuz bu insanları. Sorun yaşadığımız 8 ayda, biz gidip onlara Türkiye’de yaşayan herkese emanetsiniz dedik. Şimdi onlar gidip 2 oy alacak diye sizi zorla Müslüman yapacaklar diyorlar. Bu kadar aşağılık durum var mı?” diye konuştu.



“Avrupa’da Atatürk’ü kullanmaya başladı”


Avrupa’nın da Atatürk’ü kullanmaya başladığını söyleyen Mevlüt Çavuşoğlu, “Bugün Bild Gazetesi’ni gördünüz artık onlarda o kadar düştüler ki Atatürk’ü kullanmaya başladılar. Atatürk’ün gösterdiği hedeflere en çok AK Parti döneminde ulaşmaya çalışılmıştır. Buna İsmet İnönü dönemi de dahil. Şimdi Bild Gazetesi de dahil, Atatürk üzerinden gidiyor. Atatürk olsa ‘hayır’ derdi diyor Bild Gazetesi. Biz Almanya’da o kadar vatandaşımız olmasına rağmen Merkel’e oy verin, şuna vermeyin diyor muyuz? Niye karışalım. Hollanda için de bu kadar çirkinlik yapmalarına rağmen karışmadık. Şimdi de Atatürk üzerinden gidiyorlar. Bir de cumhuriyet üzerinden geçinenler var. Onlarda cumhuriyet gidiyor yaygarası yapıyorlar. Cumhuriyet 80 milyonun elinde ve omuzlarında. Anayasa’da da belli, adı Türkiye Cumhuriyeti, bayrağı ay yıldızlı diyor. İlk 4 maddesi Anayasa’da duruyor. Cumhuriyet nereye gidiyor. Cumhuriyet gidiyor da 100. yılına gidiyor. Biz onlara soruyoruz, cumhuriyete ne verdin diyoruz. Onlarda bizim elimize yetki imkanı geçmedi diyor. Demokrasi varsa vatandaş kime oy vereceğine karar verir” ifadelerinde bulundu.



“Üniversitede yasağa karşı çıkıp sakal bıraktım”


Dün Antalya’nın merkezinde evet diyen başörtülü bir kıza saldırıldığı konusuna da değinen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Laiklik diyorlar. Senin laiklik düşüncen ne? Dün Antalya’nın merkezinde bunların laiklik anlayışını gördük. Geliyor evet diyen kardeşlerimize saldırıyor. ‘Evet’ diyen başörtülü kardeşimizin örtüsünü açmaya çalışıyor. İsteyen istediği gibi giyinsin. Biz 15 yıllık hükümetimiz döneminde bir şey demedik. Benim ailemde başı açık ve kapalı olanlar var. Biz aile içinde bunun için birbirimize mi saldıracağız. Laikliğin tanımı şudur. Din ve devlet işleri ayrıdır. Devlet herkesin inancının garantisidir. Bugüne kadar böyle miydi? Başörtüsü takıyorsun okula gitme. Ben siyasal da okuyordum yabancılarda sakal bırakınca serbest, bize gelince yasak. Ben de yasağa karşı çıktım ve okula sakallı gidiyordum. Hocam geldi Mevlüt sen niye sakal bırakıyorsun yasak değil mi dedi? Bende hocam ben yasaklara karşıyım dedim. Hocam da bana aferin dedi” şeklinde konuştu.


İçeriden ve dışarıdan tüm hainlere, gezi olayları dahil, 17-25 Aralık dahil hiçbirisinin tesadüf olmadığını ve örgütlü olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, “Gezi Olayları’nın arkasında kim varsa, darbe girişiminin arkasında da onlar var. 17-25 Aralık’ın arkasında da onlar var. Bunlara rağmen Türkiye dik durabiliyorsa, oy verirsiniz vermezsiniz, seversiniz sevmezsiniz Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir lider olduğu içindir. Peki yarın Recep Tayyip Erdoğan gibi çok güçlü bir lider olmadı. Biz şahıslar üzerinden mi Türkiye’yi ileriye götüreceğiz, sistemler üzerinden mi? Sistemin güçlü olması lazım. Bugüne kadar başkanlık sistemini savunan kişilere bakın çoğunun iktidar olma şansı hiç yok. Alparslan Türkeş’de öyle, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’da öyle, diğerleri de öyle rahmetli Necmettin Erbakan’da öyle. Turgut Özal, Süleyman Demirel başbakanken de, cumhurbaşkanıyken de savunuyordu. Ben de başkanlık sistemini istiyordum. Önemli olan Türkiye’nin geleceğini sigortalamak. Ben çok iddialı bir şekilde söylüyorum ki getireceğimiz sistem Recep Tayyip Erdoğan sonrası Türkiye’nin sigortasıdır. Recep Tayyip Erdoğan seçilse seçilse, ömrü yeterse ve halk seçerse en fazla 2 kere seçilecektir. Ya sonrası mutlaka birisi seçilecektir. İşte sonrası için bizim Türkiye’nin sistemini güçlendirmemiz lazım. Kim gelirse gelsin sistemin tıkır tıkır işlemesi lazım. Birisi biraz daha iyi çalışır. Birisi biraz daha az çalışabilir” dedi.



“FETÖ ‘evet’ çıkarsa hayallerinin biteceğini biliyor”


FETÖ’nün evet çıkarsa hayallerinin biteceğini bildiğinden dolayı ‘hayır’ dediğini dile getiren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu konuşmasını şöyle tamamladı:


“PKK neden hayır diyor. Ne diyorlar evet çıkarsa biz bittik diyorlar. Şimdi de bitiriyoruz. Terörü de bitirmemiz lazım. Bu sistem geldiği zaman Türkiye’nin daha güçlü olacağını biliyorlar. FETÖ neden hayır diye çalışıyor. ‘Evet’ çıkarsa hayallerinin biteceğinden dolayı ‘hayır’ diyor. Milletimiz bunların hepsinin farkında.”



Sümer: “O insan kılıklı 2 kişiyi kınıyorum”


Dün referandum durağında orada evet broşürü dağıtan kadın arkadaşa yapılan şiddeti kınayan AK Parti Antalya İl Başkanı Rıza Sümer, “O sevgi ve kalabalığı görünce hazmedemeyenler bir nefret suçu oluşturacak şekilde başörtülü bir arkadaşımızı darp ettiler. Yasal işlemler başlatıldı. Bu durumu kınıyorum. FETÖ’cüler gibi bize saldırmaya çalışıyorlar. Güçlü bir şekilde evet çıkacağını bildikleri için ellerinden gelenleri yapıyorlar. O insan kılıklı 2 kişiyi kınıyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi eden cihaz geliştirildi Hitit Üniversitesinde yürütülen proje ile nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi edebilen cihaz geliştirildi. Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, nörolojik hastalıkları ilaçsız tedavi edebilmek amacıyla çalışma başlattı. Makine ve İmalat Teknolojileri alanında desteklenen proje çerçevesinde hastaları ilaçların toksik doz ve yan etkisine maruz kalmadan tedavi edebilecek yerli ve milli cihaz üretildi. Cihazın geliştirilmesi için yürütülen çalışmalarda Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Fatih Işık ve Doktor Öğretim Üyesi Serkan Dişlitaş yer aldı. Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, geliştirdikleri cihaz ile beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmadan beyindeki oluşacak olan elektrik uyarısıyla nörolojik rahatsızlıkları tedavi etmeyi amaçladıklarını söyledi. Nöromodülasyon (sinir dokularının yeniden düzenlenmesi) yönteminde 1950’li yıllardan itibaren ses, elektrik uyarısı ve manyetik uyarılardan faydalanmaya başlandığını ifade eden Akçay, bu tedavi yönteminin invaziv ve non-invaziv olarak iki şekle ayrıldığını kaydetti. Akçay, non-invaziv (kesi yapılmadan) olarak adlandırılan; beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmayan tedavi yönteminde beyinde oluşacak elektrik uyarısıyla tedavinin amaçlandığını belirterek 2000’li yıllardan sonra bu tedavi yönteminin klinikte yer almaya başladığını ifade etti. “Beyine elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesini hedefliyoruz” Geliştirdikleri cihaz ile beyne elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesinin hedeflendiğine dikkat çeken Akçay, şunları söyledi: “Beyne elektrik uyarısı vererek yapacağımız bu tedavi yöntemini diğer tedavi yöntemleriyle kıyasladığımız zaman; örneğin ilaçlarda toksik doz veya yan etkisi gibi durumlar olurken bu tedavi yönteminde ise yan etkisi diğerlerine göre neredeyse yok denecek kadar çok az olup avantajları, tedavi etkinliği daha yüksektir. Klinik çalışmalara daha fazla ihtiyaç olduğundan dolayı ekibimizin geliştirmiş olduğu cihazla yapılan tedavi yönteminin preklinik çalışmaları tamamlanmış olup şimdi ki aşamalarımızda ise klinikteki çalışmalarımızı özellikle epilepsi, nöropatik hastalarında Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Sinan Eliaçık hocamız ile uygulamayı amaçlamaktayız.” Yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz Geliştirilen cihazın tamamen yerli ve milli olduğunu vurgulayan Akçay, “Yurt dışında üretilen cihazların Türkiye’ye maliyeti ortalama 30 bin dolar civarında. Yerli üretim olanlarda ise yaklaşık maliyet 5-6 bin dolar civarında. Biz ise cihazı yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz. Yapmış olduğumuz cihazı diğerlerinden farklı olacak şekilde ürettik. Sabit bir akım vermek yerine beyindeki elektrik direnci ve kafa direnci ölçülerek bu dirence uygun olan yani tedavideki etkin ilaç diye tabir edebileceğimiz gerçek elektrik değerini verip beyne modüle ederek hastalarımızın tedavisini amaçlıyoruz. Böylelikle sabit bir tedavi değil bireye özgü elektrik uyarısı vererek tedavi hedeflenmiş oluyor. Bu amaçla da tedavinin etkinliği daha da arttırmayı sağlamış oluyoruz.” diye konuştu.
Denizli PAÜ Hukuk Fakültesinde ‘Meclis Simülasyonu’ etkinliği düzenlendi Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hukuk Fakültesi ve Hukuk Topluluğu tarafından öğrencilerin yasama faaliyetini deneyimledikleri ve yasa yapım sürecine tanık oldukları, hoşgörü ve uzlaşma ortamında ideal meclisin nasıl gerçekleşeceğini görüp, pratikte uygulayabildikleri bir etkinlik olan Meclis Simülasyonu etkinliği düzenledi. 3-6 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan ve Denizli’de ilk kez düzenlenen Pamukkale Üniversitesi Meclis simülasyonu etkinliği Eğitim Fakültesi Melek Sözkesen Konferans Salonu’nda gerçekleşen açılış töreni ile başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından program açılış konuşmaları ile devam etti. Adalet Demokrasi ve Hukuk Orjinli Çalışmalar (ADHOC) Derneği Koordinatörü Şebboy Deren Güçlü yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Burada Pamukkale Üniversitesi ekibine baktığımda 5-6 aylık inanılmaz bir organizasyon sonucunda gerek divan üyeleri olsun gerek akademi ekibi organizasyon ekibimiz olsun, sponsorluk ekibimiz olsun gerçekten çok güzel bir çalışma ortaya koydular ve gerçekten çok güzel de bir organizasyon ortaya çıkaracaklar. Önümüzdeki dört gün boyunca bunu deneyimliyor olacaksınız. Dilerim ki gerçekten çok güzel bir şekilde eğlenirsiniz ve keyif alırsınız demek istiyorum. Burada dört gün boyunca hepiniz milletvekili olacaksınız. Farklı farklı partileri temsil edeceksiniz. Ancak burada unutmamız gereken bir şey var ki hiçbirimiz birbirimizi kırmadan gerçekten dostluk çerçevesinde hep beraber tanışarak ve keyifli vakit geçirerek buradaki arkadaşlığımızın baki kalacağını umut ederek ve olmasını sağlayarak da keyifli vakitler geçirmenizi istiyorum. Lütfen birbirinizi genel kurulda olsun komisyonlarda olsun birer parti için kırmayın. Gerçekten çok güzel bir organizasyona imza atılacağına eminim. Şimdiden herkese keyifli bir yasama dönemi diliyorum.” “Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın işlevini öğrenecektir.” Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Kabakçı Karadeniz yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Hukuk fakültesi olarak amacımız, Evrensel hukuk ilkelerini ve insan haklarını benimseyerek, hukuki sorunları teorik ve pratik anlamda çözme yetkinliğine sahip hukukçular yetiştirmektir. Bu nedenle meclis simülasyonu çok önemlidir. Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın İşlevini öğrenecektir. Öğrencilerimizin yasama faaliyetlerinde bizzat bulunmalar ve etkin rol almaları, fikirlerini özgür bir şekilde dile getirmeleri önemlidir. Meclis simülasyonu etkinliğinde farklı fakültelerden milletvekilleri ver almaktadır. Ancak sunu da belirtmeliyim ki hukukçuların milletvekilliğine ilgisi fazladır. 28. Dönem Milletvekillerinin Meslekleri incelendiğinde; TBMM’de en fazla iş insanı, avukat ve akademisyenin yer aldığı görülmektedir. Milletvekillerinin %20’sinin hukukçu olması bu ilginin kanıtıdır. Gerek Öğrenci Topluluklarımız gerekse Dekanlığımız yıl içinde sayısız akademik, sosyal, kültürel ve benzeri alanlarda çalıştay, panel, eğitim, konferanslar ve geziler düzenlenmektedir. Fakültemizin gerçekleştirdiği eğitim faaliyetleri ve başarılı etkinlikler, üniversite ve eğitime katkı veren ilgili kamu kurum ve kuruluşların, Rektörlüğümüz ve Denizli Barosunun uyumlu iş birliği ve ortak çabanın sonucudur. Fakültemizin gerek daha iyi Fiziki alana kavuşması için gerekse akademik kadrolar noktasında verdikleri büyük destek ve etkinliklerimize gösterdiği ilgi için rektörümüz sayın Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’a, teşekkür ederim. Hukuk Topluluğu Danışmanı Öğr. Üyesi Fatih, Yurtlu’ya ve Hukuk Topluluğu öğrencilerine böyle bir etkinliği düzenledikleri için teşekkür ediyor ve meclis simülasyonunun verimli geçmesini diliyorum.” Pamukkale Kaymakamı Uğur Bulut yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Hukuk fakültelerindeki kaliteli eğitimin kamu yönetimine etkisini bizzat meslek itibariyle gören bir durumdayız. Kaliteli hâkim ve savcı yargı kararlarını okurken bizlerin içini açıyor. Yine, avukatlık hizmetinde verilen kaliteli bir hukuk eğitiminin de toplum yaşamından adaletin tecellisine katkısı hiçbir zaman yadırganamaz. Bu faaliyetin düzenlenmesinde emeği geçen tüm öğretim üyelerimizi ve öğrencilerimizi tebrik ediyorum.” “Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte” Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Pamukkale Üniversitesi, son akreditasyonla 208 üniversiteden 70 üniversitenin arasına girmiştir. Bu gurur, üniversitemizdeki tüm akademik-idari personelinin ve tüm öğrencilerinin katkısı ile olmuştur. Ben bu süreçte emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Akreditasyon, Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun vermiş olduğu bir belge. Bu belge “Kurumsal Akreditasyon” belgesi. Bu belge ile Üniversitemiz, ÖSYM kılavuzunda akredite olan üniversiteler içerisinde yer almış oldu. Bu ne demek? Bu yarın Pamukkale Üniversitesi’nden alınan diplomalar, Avrupa ve Amerika geçerli demek. Dolayısıyla, böyle bir sevinci bu etkinlikte paylaşmak istedim. Çünkü Pamukkale Üniversitesi hak ettiği yer hali hazırda bulunduğu yer değil. Daha yükseklere çıkması gereken bir üniversite. Çünkü Denizli, Türkiye’de ilk onda yer alıyor, Pamukkale Üniversitesi ilk onda yer alması abartılı olur diyorum, yirminci sırayı kollaması gerekiyor. Bunun için biz elimizden geleni yapacağız ama geleceğimiz olan bu gençler belki bu yirmili sıraları bizlere gösterirler. Çünkü yapmış oldukları etkinlikler gerçekten muhteşem. Ben, üniversitemizin öğrenci toplulukları ile çok gurur duyuyorum. Topluluklarla buluşalım dediğimizde hemen buluşabiliyoruz. Topluluk başkanları geliyor, yardımcıları geliyor. Bu bizim çok aktif bir üniversite olduğumuzu ve öğrencilerimizin çok bilinçli olduğunu gösteriyor. Şimdi mesela, Filistin yürüyüşü yapacağız. Dün yirmi iki topluluk hemen geldi iki saat içerisinde geldiler ve neler yapacağımızı beraber konuştuk. Ben çok gurur duyuyorum. Demek ki öğrencilerimiz şu andaki Pamukkale Üniversitesi’nin seviyesinden memnun değiller. Onların bu yapmış oldukları çalışmalar inşallah Üniversitemizi ilk yirmilere çıkaracak ve bizler de onlarla gurur duyacağız. Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözüyle kendini tescil etmiş bir kurumdur TBMM. TBMM Milli Mücadele kahramanı olduğu gibi 15 Temmuz’un da kahramanıdır. TBMM ile gurur duyuyorum, ebediyen var olsun diyorum. Diğer taraftan küçük bir anımı paylaşayım. 1996’da Amerika’ya gittim. Tabi Amerika’da gittiğimiz yerde ormanlık alanlar, şehirle doğa ile bir bütün halindeydi. Bana dediler ki: Hocam, burada yanına sincaplar gelir oturur bir şey yapma onlara. Bunlara bir şey yapmanın çok büyük cezaları vardır. Nasıl bir özgür dünyaymış burası dedim. Gerçekten hayran olmamak elde değil ama son zamanlarda gördüğümüz gibi şu anda yaşanan Amerikan üniversitelerde Filistin mitinglerinin nasıl bir karşılık bulduğunu da hepimiz gözler önünde seyrediyoruz. Bu durum, demokrasinin de yine her yerde her zaman aynı olmadığını da bize göstermiş oldu. Dolayısıyla, milletler kendi varlıklarını koruyabilmek için devletlerin idamesini sağlayabilmek için ciddi kararlar alabilmekteler” Açılış konuşmalarının ardından program, milletvekili yeminlerini gerçekleştirmek üzere simülasyonun divan başkanı PAÜ öğrencisi Aleyna Ece Sönmez’in, tüm milletvekilleri ile birlikte ettiği yemin ile sona erdi. Etkinliğin devamında program sergi salonunun gezilmesi ile sona erdi.