GENEL - 06 Kasım 2017 Pazartesi 11:15

Kısırlık tedavisi gören bireyde ROSI ile ilk gebelik oluştu

A
A
A
Kısırlık tedavisi gören bireyde ROSI ile ilk gebelik oluştu

İnfertilite(Kısırlık) ile Mücadele Araştırma ve Dayanışma Derneği’nin (İMAD-DER) Antalya’da sempozyum düzenledi.

İnfertilite(Kısırlık) ile Mücadele Araştırma ve Dayanışma Derneği’nin (İMAD-DER) Antalya’da sempozyum düzenledi. Sempozyuma katılan ve kısırlıkla mücadele eden aileler, çocuk sahibi olabilmek için hocalar, bitkisel tedaviler , akupunktur , hacamat, bioenerji dahil birçok yöntem denediklerini ancak bir sonuç alamadıklarını söylerken, Round Spermatid Enjeksiyonu(ROSI) yöntemiyle çocuk sahibi olabilme umutları belirdi.


3 bin 500 üyesi olan İMAD-DER, Türkiye’nin birçok ilinde infertiliteyle mücadele eden ve bu hastalığa sahip olan birey ile aileleri Antalya’da bir araya getirdi. Düzenlenen sempozyuma alanında başarıya ulaşmış uzman ve doktorlarda infertilite hastalarına yeni yöntemleri, ne yapmaları gerektikleriyle ilgili bilgiler verdi. Uzman doktorlar ve derneğin Japonya’ya gönderdiği Embriyolog Ferhat Cengiz geliştirilen ve yüzde 10 başarı sağlandıklarını söyledikleri Round Spermatid Enjeksiyonu(ROSI) yöntemiyle çocuk sahibi olabilme ihtimallerinin olduğu belirtildi. ROSI yöntemiyle ilk gebeliğinde oluştuğu ifade edilen sempozyumda, bazı aileler ise çocuk sahibi olabilme adına hocaya gittiklerini, akupunktur tedavisi ve bioenerji yöntemiyle çocuk sahibi olmaya çalıştıklarını ifade ettiler. Ailelerin birçoğu ise, donasyon(bağış) yöntemiyle çocuk sahibi olmak istemediklerini söylediler.


“Çözümün ülkemizde bulunması için mücadele ediyoruz”


İnfertilitenin halk dilinde kısırlık olarak bilindiğini söyleyen İMAD-DER Başkanı Doğan Ceylan, çözümün ülkede bulunması için mücadele ettiklerini söyledi. Ceylan, “Günümüzde bu problem hızlı yayılıyor. Türkiye’de yüzde 26’ları bulabileceği söyleniyor. Bu aileler genelde kendilerini gizliyorlar. Bu durumu kendi ailelerinden bile gizliyorlar. Oysaki bu durum bir yetersizlik değildir. Bu hücresel bir problemdir. Biz bu aileleri dernek olarak bir araya getirdik ve burada bilinçlendiriyoruz. Burada konuyla ilgili uzmanları ve hastaları yüz yüze getirdik. Hastaların beklentileri neler, uzmanların çalışmaları nelerdir. Gördük ki bu konuda ciddi bir eksiklik varmış derneği kurana kadar. Bu açığı kapattık fakat hastalar kendilerini izole ettikleri için bu konu devletin, bakanlığın ve ilgili kuruluşların dikkatinden kaçmıştır. Çözümün ülkemizde bulunması için mücadele ediyoruz. Çözüme katkı sunacak bütün uzmanlara biz STK olarak destekliyoruz. Yeter ki çözüm bulunsun. Çözümün ülkemizde bulunması durumunda bunun dünya üzerinde ciddi yankıları olacaktır. Hatta ekonomimize ivme bile katacaktır sağlık turizmi açısından” dedi.


“Gün geçtikçe büyümeye devam ediyoruz”


2008 yılında Facebook’tan derneğin ilk adımlarını attıklarını ifade eden Doğan Ceylan, 3 bin 500 kişilik sayıya ulaştıklarını dile getirdi. Ceylan, “Birçok uygulanan yanlış tedavileri o platformlarda, düzenlediğimiz sempozyumlarda itiraz ederek dikkat çektik ve bunları düzelttik. 2016 yılında dernekleşmeye karar verdik. Hiçbir kurum ve kuruluşa bağlı değiliz. Tamamen infertilite hastalardan oluşan bir STK’yız. Gün geçtikçe de büyümeye devam ediyoruz” diye konuştu.



“ROSI ile ilk gebelik oluştu”


Yurt dışında kısırlık tedavisiyle ilgili bir gelişmenin olduğunu ve sempozyumda anlattıklarını söyleyen Ceylan, “ROSI ile ilgili biz dernek olarak hastalara bunu anlattık. Hastalar maliyetlerini kendileri karşılamak kaydıyla Japonya’ya gönderdik. Bir doktor arkadaşımız da Japonya’ya gitti ve ROSI’nin detaylarını öğrendi. Burada hastalarımıza anlattı. Teknik güzel, infertilite hastalara yardımcı olacak fakat geliştirilmesi gerekiyor. İMAD-DER’in katkısıyla yeni bir teknik geliştirildi ve uygulamaya alındı. Bu tekniğin başarı oranı yüzde 10’un altında, diğer tekniklerin başarı oranını yüzde 1-2 olarak hesaplarsak yüzde 8’de buradan geldiğini düşünürsek, öyle de diyoruz. Bu teknikle yani ROSI ile ilk gebelik oluştu. İlerler mi bilmiyoruz ama takip ediyoruz. İlerlemezse de hiç değilse gebelik oluştu. Bunun ilerlemesini önleyen durumlar nelerdir, teknik açıdan uzmanlardan yardım istiyoruz” şeklinde konuştu.


“infertilite dünyada hızla yayıldı”


İnfertilite Araştırma Merkezi’nin kurulmasını istediklerini söyleyen Doğan Ceylan, infertilitenin dünyada hızla yayıldığını ifade ederek konuşmasını şöyle tamamladı:


“Biz Müslüman bir ülkeyiz. Bizim kültürümüz donasyona izin vermiyor. Dünya bunu bu şekilde çözmüş durumda. O yüzden bunun çözümünü Avrupa’dan, ABD’den beklemek büyük bir hata. Çözümü buradan yapmak zorundayız. Çözümü inancımıza, kültürümüze uygun bir şekilde ülkemizde bulmak zorundayız. Dünya üzerinde infertilite hızla yayılmaktadır.”


“İnsanların doğru bir şekilde yönlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum”


İMAD-DER’in bizlerin ayıbı olarak kurulduğunu söyleyen Tıbbi Histoloji ve Embriyoloji Uzmanı Bahar Uslu, “Bu insanların yanlış insanların elinde tedavi almaları beni çok üzüyor. İnsanların doğru bir şekilde yönlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yapılan bu toplantıda akademik olarak Türkiye’nin çok gurur duyacak şekilde hazır olduğunu, özellikle Tıbbi Histoloji ve Embriyoloji uzman hekimleri derneğinin hekim bazında nasıl ulaşılacağını, bürokrasideki sıkıntılarımızı, politikacılara, siyasilere, sağlık bakanlığına ne kadar gerekli olduğunu her zaman anlatıyorum” dedi.



“Tedavilere imkan oluşturacak yasaların çıkartılması gerekiyor”


Sempozyuma gelenlere hayallerinden çok ilk basamakta neler yapılması gerektiğini anlattığını söyleyen Uslu, “Bilim olarak hazır olabilirsiniz ama halk ayağı bunun toplum bilimi eksikti. Yanlış yönlendirmeler olmasın diye bütün gayretimiz. Onlara el vermemin amacı da tıbbın halka ulaşabilmesi. Aradaki bürokrasik kanuni engellerin kaldırılması, politikacılarımızdan bu torba yasalarla çıkarılan kanunlara ek olarak insanların sesini duyuracak ve çözüm bulacak tedavilerin akademik düzeyde tedavilere imkan oluşturacak yasaları çıkartması gerekmesi tavsiyelerinde bulundum” diye konuştu.


“Bu işin devlet eliyle yürütülmesini istiyoruz”


Çözüm amacıyla bir arada olduklarını ifade eden Rukiye Sarı, “Burada çözüm amacıyla bulunuyoruz ve bütün ailelerin hedefi de bu yönde. Devletten destek bekliyoruz. Çünkü ilaçlarımızın maliyeti çok yüksek ve devletin ödemediği ilaçlar var. Bunlar için çok ekstra ücretler ödüyoruz. Biz bu işin devlet eliyle yürütülmesini istiyoruz” dedi.



“ROSI’yi denemek istiyoruz ama daha erken”


Yeni tedavi yöntemi olan ROSI’yi denemek istediğini söyleyen Rukiye Sarı, daha önce 2 defa negatif sonuçlanan tüp bebek denemelerinin olduğunu söylediler. Sarı çifti, “Bunu hemen denemek istemiyoruz. Çünkü çok yeni bir yöntem. Bu durumu biraz izlemek istiyoruz. Daha önce 2 tane negatif tüp bebek denememiz var” şeklinde konuştu.


“Donasyon bize uygun bir yöntem değil”


Amaçlarının sadece çocuk sahibi olmak olmadığını vurgulayan Rukiye Sarı, “Biz evliyiz ve birbirimizle bir çocuk sahibi olmak istiyoruz. Dolayısıyla donasyon bize uygun bir yöntem değil. Eğer tedavilere cevap almazsak ben eşimle bir ömür yine yaşlanmak istiyorum. Yurt dışında tedavi ya da donasyonu hiçbir şekilde düşünmedik”


“İlk öğrendiğinde insan bir yıkım yaşıyor”


Hastalığı 8 sene önce öğrendiğini dile getiren Murat Sarı, ilk öğrendiğinde insanın bir yıkım yaşadığını belirtti. Murat Sarı, “En büyük destekçiniz eşiniz ve onunla beraber bunun üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Her ne kadar tedavi görsek ve buna cevap alamasak da uyguladığımız bir tedavi yöntemimiz devam ediyor. İnsanlar bunu bir yıkım olmadığını bilsinler, kesinlikle bir yıkım değil. Kıbrıs’ta sperm transferleri gibi durumlar oluyor ama biz onu hiç düşünmedik. Bir olsun bizim olsun mantığıyla tedavimize devam ediyoruz” diye konuştu.


“263 erkek infertilite hastalığına sahip kişi varken, sempozyumda derneğe 3 üye sadece 3 kişi var”


Denizli’den gelerek eşiyle beraber sempozyuma katıldığını ifade eden Fatih Güler, 5 yıldır evli olduklarını 4 yıldır da İnfertilite ile mücadele ettiklerini dile getirdi. Güler, “4 yıldır farklı farklı doktorlarla, farklı yöntemlerle tıpta tabiri olmayan yollarla bu işi çözmeye çalıştık, buna alternatif tıp da dahil olmak üzere. İMAD-DER’in de amacı bu zaten. Derneğimiz hastaları bilinçlendirme adına kurulan bir dernek. Biz Denizli’den geldik, burada 263 erkek infertilite hastalığına sahip kişi varken, şu an burada derneğe üye sadece 3 kişi var. 260 kişi de bilinçsiz bir durumda” dedi.



“Çocuk sahibi olabilmek için alternatif tıp ve hocaya giden var”


Çocuk sahibi olabilmek için doktor tedavisinin dışında alternatif tıpın dışında hacı hocaya bile gittiklerini söyleyen Fatih Güler, “Hacı hocası var, bitkisel tedavisi var, akupunkturu da var, hacamatı da var, bioenerji yapan var. Yani bu say say bir sürü, bitmez. İşte bizde bilinçlenmeye geldik ve bilinçlenilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.


“Biz çocuğumuz olsun diye evlenmedik”


Donasyon yöntemiyle çocuk yapmaya manevi olarak duygularının mani olduğunu söyleyen Güler, “Biz çocuğumuz olsun diye evlenmedik. Allah verirse verecek. Burada olmamızın amacı da bu. Farklı yöntemleri deneyeceğiz ama tıbbın el verdiği kadarıyla” dedi.


“Donasyon yasallaşırsa daha iyi olur”


Donasyonun yasal olmadan yapıldığını söyleyen Burcu Güler, “Biz bunu onaylamıyoruz kendi içimizde ama bu yasal olursa, daha doğrusu infertilite ailelerin kararına verilirse ve yasallaşırsa donasyon çok daha iyi olur. Bunu gayriresmi yollarla yapmak yerine ülkemizde yasal olabilir” diye konuştu.


“Devletten yeteri kadar destek alamıyoruz”


Çekimser bir popülasyon olduklarını dile getiren Güler, “Toplum baskısından dolayı, anne baba olamadığımız için bir hor görülme korkusu var. Şurada röportaj yaparken bile koca İMAD-DER ailesi olarak 2 aile çıkıp konuşabildi. Bizim sayımız gerçekten çok fazla. Devletten de yeteri kadar destek alamıyoruz. Haftada 3-4 iğne vuruluyoruz ve bunu cebimizden karşılıyoruz. İlaç masraflarımız aylık bin 500 TL’yi buluyor” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep Şehir Hastanesi’nde Teknoloji Transfer Ofisi açıldı Gaziantep Şehir Hastanesi’nde sağlıkta yenilikçi projelere destek veren Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Teknoloji Transfer Ofisi açıldı. Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Teknoloji Transfer Ofisi’nin Gaziantep Şehir Hastanesi şubesi düzenlenen törenle açıldı. Sağlık alanında bilgi, teknoloji ve yeniliğin ticarileşmesini destekleyecek olan bu önemli adımın açılış töreninde, sağlıkta araştırma, geliştirme ve inovasyon ekosistemini güçlendirmeye yönelik adımlar ele alındı. Sağlık alanında ortaya çıkan bilimsel bilgi, buluş, yenilik ve klinik tecrübelerin ticarileşmesinin amaçlandığı merkezde, sağlık çalışanlarının, yatırımcının ve sanayicilerin fikirlerini dünya markası haline dönen ürünlere dönüştürülmesi hedefleniyor. Gaziantep Şehir Hastanesi Konferans Salonu’nda düzenlenen törende konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, "Eğer bugün ‘bismillah’ demezsek yarın çok geç olacak. Bugün burada olduğunuz için, bu güzel desteğiniz için ben her birinize çok teşekkür ediyorum. Bugün bir tarih yazacağız ve inşallah artık dışa bağımlıktan kurtulduğumuz, silikon vadilerinin burada kümeleştiği, en azından doktorların dışarıya gitmediği, her şeyi ülkemizde bulduğu bir dönemi başlatacağız. Çünkü bilgi ekonomisinde bilgi güçlü iktidar yapar. Ama iktidar yapanlar gayretten çok öğretiyor. Biz öğretemeyiz, biz yaşadık ve izliyoruz. Merhameti akılla birleştiririz ve bunu Allah’ın izniyle başarırız. Bu noktada birlikte başaracağımıza bütün kalbimle inanıyorum. Bilimde de, tıpta da, felsefede de ve ahlakta asıl olan insandır. Bina araçtır, imkanlar vasıtadır. O yüzden her şeyin başı insandır" dedi. Gaziantep İl Sağlık Müdürü Dr. Beytullah Şahin ise, "Koruyan sağlık anlamında Gaziantep Şehir Hastanemiz, modern alt yapısıyla vatandaşımızın sağlığını en güçlü şekilde koruyan bir kale vazifesi görüyor. Ancak bizler koruyucu sağlık hizmetlerini sadece tedavi ile değil, bilimsel öngörü ve veri odaklı yaklaşımlarla da destekliyoruz. TÜSEB Teknoloji Transfer Ofisi, akademik birikimi inovasyonla buluşturarak teşhis ve tedavi yöntemlerimizi modernize edecek, sağlık hizmeti kalitemizi dünya standartlarının üzerine çıkaracaktır. Bilginin ticarileşmesi, yerli ve milli üretimin en temel şartıdır. Biz artık sadece teknoloji tüketen değil, patent alan, lisanslayan ve kendi tıbbi teknolojisini ihraç eden bir ülke olma yolundayız. İşte bu yöntem ve bugün açılışını yaptığımız bu Teknoloji Transfer Ofisi, üreten sağlık vizyonumuzun Gaziantep’teki kalbi olacaktır. Genç araştırmacılarımız ve uzman hekimlerimiz en büyük hayallerini ve projelerini hayata geçirmek için artık uzaklara gitmek zorunda kalmasın. Kendi şehirlerindeki bu imkana kavuşsunlar. Gaziantep’in girişimci ruhu ile TÜSEB’in bilimsel gücü birleştiği zaman Türkiye yüzyılının sağlık ayağını hep birlikte inşa etmiş olacağız" diye konuştu. Türkiye Sağlık Enstitüleri (TÜSEB) Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan yaptığı sunumda, Teknoloji Transfer Ofisi’nin sağlık alanındaki yeniliklerin desteklenmesi için önemli bir adım olduğunu anlattı. Türkiye genelinde Teknoloji Transfer Ofisi sayısını artırmayı hedeflediklerini belirten Kervan, sunumun devamında ise ofisin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Konuşmaların ardından kurdele kesimi yapılarak ofisin açılışı yapıldı. Türkiye’nin sağlıkta yerli üretim, teknoloji geliştirme, kamu, sanayi ve akademi entegrasyonunu hedefleyen "Üreten Sağlık Buluşmaları" programı gerçekleştirildi. Gaziantep Şehir Hastanesi’nde Teknoloji Transfer Ofisi açılışı ile başlayan program, Gaziantep Ticaret Odası’nda düzenlenecek Gaziantep Sağlık Endüstrisi İş Birliği Zirvesi ile devam edecek. Programa, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemalettin Aydın, Gaziantep İl Sağlık Müdürü Dr. Beytullah Şahin, Gaziantep Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ilgın Türkçüoğlu, Türkiye Sağlık Enstitüleri (TÜSEB) Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan, doktorlar ve ilgililer katıldı.
İstanbul "Kabine dönemimizde 58 farklı ülkeden kırmızı bültenle aranan 588 suçlu Türkiye’ye getirildi" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, ‘’Kabine dönemimizde Türkiye’ye getirilen 588 suçludan 243’ü Gürcistan’dan ülkemize getirilmiştir. Tiflis ziyaretimden sonra ise Gürcistan’dan ülkemize 54 şahsın teslimi gerçekleşmiştir. Bu sayılar, Gürcistan’la olan stratejik ortaklığımızın, suç ve suçluyla olan mücadeledeki kararlılığımızın en güçlü göstergesidir. Bugüne kadar suç ve suçluya sınırlarımız içerisinde nasıl alan bırakmadıysak, sınırı aşan suçlulara da asla nefes aldırmayacağız’’ dedi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya Beşiktaş’ta bulunan Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde Gürcistanlı mevkidaşı Gela Geladze ile bir araya geldi. Programa ayrıca iki ülkeden temsilciler ve bazı davetliler katıldı. Toplantıda iki ülke arası ilişkiler ve bölgesel gelişmeler ele alındı. Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Gürcistan’la komşu olmanın ötesinde tarihi, kültürel ve stratejik ortaklık konusuna önem verdiklerini belirtti. Bakan Yerlikaya, Gürcistan’ın da yine aynı iradeyi ve samimi duruşu sergilediğine dikkat çekti. Gürcistanlı mevkidaşının iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesine katkıda bulunduğunu belirten Bakan Yerlikaya, ’’Bilhassa geçtiğimiz ay, askeri kargo uçağımızın Gürcistan topraklarında yaşadığı elim kazanın ardından Bakan, kaza mahalline arama-kurtarma ekiplerini süratle sevk etmiştir. Ayrıca kendisi, bizzat orada bulunarak süreci yönetmiş ve eş zamanlı olarak bizleri bilgilendirmiştir. Sayın Geladze ve tüm Gürcistan makamlarına da bu zor zamanda gösterdikleri samimi ve dostane yaklaşım için tekrardan şahsım ve milletimiz adına şükranlarımı sunuyorum. Bu vesileyle, şehitlerimize bir kez daha Yüce Allah’tan rahmet diliyorum’’ ifadelerini kullandı. ‘’Türkiye Interpol, Europol ve dost ülkelerin emniyet birimleriyle birlikte çalışan dünyadaki en etkin ülkelerden biridir’’ Konuşmasına geçtiğimiz eylül ayında Tiflis’e yaptığı ziyaretle devam eden Bakan Yerlikaya, ‘’Bugün yaptığımız toplantılarda, ülkelerimizin huzur ve güvenliğini tehdit her türlü suç ve suçluyla mücadele ana gündem maddemizdi. Biliyoruz ki, sınır aşan suçlarla mücadele ancak sınır aşan bir iş birliği iradesiyle nihai sonuca ulaşabilir. Bu doğrultuda, bütçe görüşmelerinde ifade ettiğim gibi Türkiye Interpol, Europol ve dost ülkelerin emniyet birimleriyle birlikte çalışan dünyadaki en etkin ülkelerden biridir. Kabine dönemimizde 58 farklı ülkeden kırmızı bültenle aranan 588 suçlunun Türkiye’ye getirilmesi bunun en somut örneğidir. Gürcistan da bu iş birliğimizin en verimli seyrettiği dost ülkelerdendir’’ dedi. ‘’Kabine dönemimizde Türkiye’ye getirilen 588 suçludan 243’ü Gürcistan’dan ülkemize getirilmiştir’’ Gürcistanlı makamlarla, suç ve suçluları yakalamaya yönelik yapılan ortak çalışmaların önemine değinen Bakan Yerlikaya, ’’Nitekim, kabine dönemimizde Türkiye’ye getirilen 588 suçludan 243’ü Gürcistan’dan ülkemize getirilmiştir. Tiflis ziyaretimden sonra ise Gürcistan’dan ülkemize 54 şahsın teslimi gerçekleşmiştir. Bu sayılar, Gürcistan’la olan stratejik otaklığımızın, suç ve suçluyla olan mücadeledeki kararlılığımızın en güçlü göstergesidir. Bugüne kadar suç ve suçluya sınırlarımız içerisinde nasıl alan bırakmadıysak, sınırı aşan suçlulara da asla nefes aldırmayacağız. Er ya da geç; tıpkı diğer suçlularda olduğu gibi hepsini yakalayıp, adalete teslim edeceğiz. Bugün kıymetli dostum Geladze ile suçla mücadelede ve suçluların iadesi noktasında ortak irademizi daha da güçlendirerek yolumuza devam edeceğimizi ifade etmek isterim‘’ diye konuştu.
Adıyaman İtfaiye ekipleri bir yılda bin 503 olaya müdahale etti Adıyaman Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri, 2025 yılı içerisinde bin 503 olaya müdahalede bulundu. Adıyaman Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri, 2025 yılında bin 17 yangına müdahale ederken, 486 kaza ve kurtarma olayında da aktif görev aldı. Kent genelinde meydana gelen yangın, kaza ve acil durumlara yönelik yoğun ve özverili bir çalışma yürüten Adıyaman Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri, ekin ve anız yangınları başta olmak üzere konut, depo, araç, trafo ve pano yangınları ile fabrika yangınlarına müdahale etti. Ayrıca trafik kazaları sonrası tedbirler, intihar vakaları ve çeşitli kurtarma operasyonlarında da ekipler etkin rol üstlenerek toplam 486 olaya müdahale etti. Can ve mal güvenliğini esas alan çalışmalar kapsamında itfaiye ekipleri, yalnızca müdahale faaliyetleriyle sınırlı kalmayarak eğitim ve önleyici hizmetlere de büyük önem verdi. Bu doğrultuda, personelin mesleki yeterliliğini artırmak amacıyla 66 hizmet içi tatbikat gerçekleştirildi. Toplumun afet ve yangınlara karşı bilinçlendirilmesi hedefiyle kamu kurumları, okullar ve özel işletmelere yönelik 267 eğitim ve tatbikat düzenlendi. Eğitimlerde yangın anında doğru müdahale yöntemleri, tahliye süreçleri ve temel yangın söndürme teknikleri uygulamalı olarak anlatıldı. Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, itfaiye ekiplerinin yıl boyunca gösterdiği üstün gayrete dikkat çekerek, "İtfaiye ekiplerimiz 2025 yılı boyunca geceyi gündüze katarak bin 17 yangın, 486 kurtarma olayına müdahale etti. Alevlerin ortasında, kazaların en zor anında, her acil çağrıda hemşerilerimizin canına ve malına umut olan ekiplerimiz yalnızca yangınlara ve kazalara değil, risklere karşı da önceden önlem alan eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarıyla güvenli bir Adıyaman için çalışmalar yürüttü. Hemşerilerimizin güvenliği için emek veren tüm itfaiye personelimize yürekten teşekkür ediyorum" diye konuştu.