SAĞLIK - 24 Kasım 2017 Cuma 17:30

Acil tıp uzmanlığı doktorlarına yurt dışında eğitim fırsatı

A
A
A
Acil tıp uzmanlığı doktorlarına yurt dışında eğitim fırsatı

Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) , acil tıp uzmanlığı eğitimi alan asistanları bilgi ve görgülerini artırmaları ve ülkemizdeki acil sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi amacıyla yurt dışına eğitime gönderecek.

Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) , acil tıp uzmanlığı eğitimi alan asistanları bilgi ve görgülerini artırmaları ve ülkemizdeki acil sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi amacıyla yurt dışına eğitime gönderecek.



Antalya’da ACEM 2017 adı altında gerçekleştirilen 13’üncü Türkiye Acil Tıp ve 9’uncu Asya Acil Tıp Kongrelerinde duyurusu yapılan proje kapsamında acil tıp uzmanlığı eğitimi alan asistanları ve genç acil tıp uzmanlarını, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere acil tıp hizmetlerinin gelişmiş olduğu Avrupa ülkelerine giderek 1 ay süreyle gözlemci statüsünde eğitim alacaklar. ’Bilimin Işığında’ adı verilen projeyle Bilim İlaç firması TATD bursiyerlerine koşulsuz destek veriyor.



Türkiye ve Asya ülkelerinden bin 300’den fazla acil tıp uzmanı ve asistanın katıldığı uluslararası kongrede projenin sunumu Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Kongre Genel Sekreteri Prof. Dr. Cem Oktay tarafından yapıldı. Bu proje ile Türkiye’de bir ilke adım attıklarını belirten Oktay, "Bunun uzmanlarımıza çok katkısı olacak. Çünkü uzmanlık eğitimi tek bir yerde alınması gereken bir eğitim değildir. Sadece bir hastanenin acil servisinde değil, daha başka ortamları, farklı uygulamaları görerek bilimsel etkinliklere ulaşarak yapılan bir etkinliktir. Programa katılan Acil Tıp Uzman ve Asistanları döndüğü zaman çalıştığı kliniklere ve hastaneler düzeyinde olmakla birlikte ülkenin acil sağlık sistemine büyük katkı sağlayacak bir projedir" dedi.



Türkiye Acil Tıp Derneği Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yıldıray Çete ise eğitime gönderilecek dernek üyesi asistan ve genç uzmanlarda herhangi bir ön koşul aramadıklarını, iyi derecede İngilizce bilmeleri ve gönüllü olmalarının yeterli olacağını söyledi. Eğitime katılacak asistanların bilgi ve görgülerini artıracağını belirten Çete, projeden beklentilerini şöyle açıkladı: "Özellikle bu hizmetlerin gelişmiş şekilde verildiği ülkelere gidip buralardaki farklı uygulamaları ve yöntemleri görüp benzer çözüm önerilerini de ülkemize adapte etmelerini, böylelikle ülkemizin acil sağlık hizmetlerinde var olan bazı sorunlarda ileride “Bilimin Işığında” çözüm önerileri üretmelerini bekliyoruz. Kendilerinin bu konuda bilgi, görgü ve deneyimlerini artırarak ülkeye daha zenginleşmiş bir şekilde dönecekler ve bundan da acil sağlık hizmetleri ve genelde de acil sağlık hizmetlerine erişen toplum fayda görecektir".



Kongreye katılan Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp asistanı Dr. Büşra Bildik, "Bizim için çok önemli bir proje. Normal şartlarda asistanların kendi imkanlarıyla yapmaya çalıştıkları bir şeyi hem derneğin hem de destekçi firmaların yardımıyla yapabilmek bizim için çok daha büyük bir kolaylık. Kişisel olarak her acil tıp asistanının, asistanlığının bir dönemi boyunca yurt dışında eğitim alması gerektiğine inanıyorum. Böylece başka klinikler, başka ekoller nasıl eğitim veriyor, bunu da görme şansımız oluyor" diye konuştu.



Projenin tanıtımının ardından eğitime gönderilecek ilk 5 kişi ve 5 yedek aday çekilen kura ile belirlendi. Kurayı kazananlar büyük sevinç yaşarken, acil tıp uzman ve asistanlarının kişisel gelişimine katkı sağlamayı hedefleyen EMPACT projesinin tanıtımı da Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi İdari ve Eğitim sorumlusu Doç. Dr. Serkan Emre Eroğlu tarafından gerçekleştirildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Amerika’da ölü bulunan Adanalı fenomenin ailesinin avukatından şok açıklamalar Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) hayatını kaybeden ve sevgilisi tarafından öldürüldüğü iddia edilen sosyal medya fenomeni Yağmur Taktaş’ın ailesinin avukatı Fethi Öksüz, "Yağmur’un kaşlarının ve saçlarının ön kısımlarının tıraşlanması gibi durumlar da söz konusu. Burada bir eziyet, bir işkence var. Açık konuşmak gerekirse bu konuda bizim bir şüphemiz yok. Yağmur’un Amerika’dayken vefat etmeden önce parasına, pasaportuna el konulmuş olduğu ve şüpheli şahıs tarafından Türkiye’ye dönmemesi için zorla tutulmuş olduğu anlaşılıyor" dedi. Bir televizyon yarışmasıyla ünlenen Adanalı sosyal medya fenomeni Yağmur Taktaş (28), 3 Nisan’da ABD’de fenalaşması sonrası kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Taktaş’ın cansız bedeni, 20 Nisan’da hava yoluyla getirildiği Adana’daki Kabasakal Mezarlığı’nda toprağa verildi. Taktaş’ın ailesi, daha önce darbedilen ve dalağını kaybeden kızlarının ölümüne sebep olduğunu iddia ederek avukatları aracılığıyla Türk asıllı ABD vatandaşı ressam sevgilisi A.C.F.’den şikayetçi oldu. Mezarı açılacak yeniden otopsi yapılacak Ailenin şikayeti üzerine yeniden otopsi yapılması için gerekli işlemler de başlatıldı. Taktaş’ın mezarının Pazartesi günü açılıp yeniden otopsi yapılacağı öğrenildi. "Her 2 ülkede de soruşturma sürüyor" Taktaş ailesinin avukatı Fethi Öksüz, konuyla ilgili gazetecilere açıklamalarda bulundu. Öksüz, "Yağmur’un hayatını kaybetmesinin ardından ailesi tarafından Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. Bu suç duyurusunun akabinde soruşturma açıldı ve soruşturma şu anda devam ediyor. Ayrıca Amerika’da da soruşturma devam etmekte. Her 2 ülkede de ayrı soruşturmalar sürse de Yağmur’un Türk vatandaşı olması nedeniyle buradaki soruşturma da ilerleyecek. Burada bir takım deliller toplanacak Pazartesi günü fethi kabir yapılacak, ardından da otopsi süreci ve işlemleri başlayacak" ifadelerini kullandı. "Yağmur öldüğünde şüpheli şahıs yanında olabilir" Yağmur Taktaş’ın ölümündeki sır perdesinin aralanması için gerekli çabayı gösterdiklerini aktaran Av. Öksüz, şunları söyledi: "Oradaki otopsi raporunun tamamlanması 3-4 aylık bir süreç. Ayrıca kanında yabancı madde olup olmadığıyla alakalı, onun orada aç bırakılıp bırakılmadığı, eziyet edilip edilmediği gibi sonuçların raporda çıkmasını bekliyoruz. Otopsi sürecinin hızlı ilerlemesi gerekiyor. Türkiye’de yapılacak otopside de bu hususları elde etmeyi amaçlıyoruz. Somut delillere ulaşmayı hedefliyoruz. Ayrıca duruşmayla ilgili ailenin iletmiş olduğu bilgi, belge ve yazışmalar var. Yağmur’un öldüğü zaman şüpheli şahsın yanında bulunduğuna ilişkin elimizde bir delil var. Bunu soruşturmaya bugün itibarıyla eklettik. Bununla alakalı adli makamlarımız da gerekli araştırmaları yapacaktır. Bununla beraber de otopsi raporunun çıkması akabinde soruşturma sürecinin hızlı bir şekilde ilerleyeceğine ilişkin bizim bir şüphemiz yok." "Kamu davası açılıp yargılama sürmeli" Yağmur Taktaş’ın ölümüne ilişkin azmettirme ihtimalleri olduğu iddiasıyla şüphelinin ailesinden de şikayetçi olduklarını kaydeden Öksüz, "Soruşturmaya onlar da en kısa sürede dahil edilecektir. Yeni bilgi, belge ve yazışmalarla beraber otopsi raporunun çıkmasının akabinde soruşturma süreci hızlı bir şekilde ilerleyecek. Şüphelerinin olmadığı ve savcılığın takdirine bağlı olmakla beraber kamu davası açılıp yargılama sürmeli" dedi. "Yağmur Amerika’da vefat etmeden önce parasına, pasaportuna el konulmuş" Yağmur Taktaş’a karşı şiddet, tehdit ve hakaret eylemleri gerçekleştirdiği iddiasıyla şüpheli hakkında soruşturmalar ve kovuşturmaların devam ettiğini bildiren Öksüz, "Yağmur’un zaten şikayeti akabinde gerekli adli prosedürler başlatılmış. Zaten baktığımız zaman Yağmur’un daha önceden bir organını kaybetmesine neden olacak kadar ciddi bir şiddet eylemi gerçekleştirilmiş. Yağmur’un bu şiddet eylemi neticesinde dalağını kaybetmiş ve boynundan aşağıya kadar uzun bir kesikle bir operasyon gerçekleştirilmiş. Bununla beraber sosyal medyadaki fotoğraflardan dosyaya sunulan bilgilerden, belgelerden göreceğiniz üzere Yağmur’un kaşlarının tıraşlanması, saçlarının ön kısımlarının tıraşlanması gibi durumlar da söz konusu. Burada bir eziyet, bir işkence durumu söz konusu. Açık konuşmak gerekirse bu konuda bizim bir şüphemiz yok. Bununla beraber elimizdeki bilgi ve belgelerden zaten Yağmur’un Amerika’dayken vefat etmeden önce parasına, pasaportuna el konulmuş olduğu ve şüpheli şahıs tarafından Türkiye’ye dönmemesi için zorla tutulmuş olduğu anlaşılıyor. Yağmur’un mesajlaşmalarında, belgelerinde bunu da anlayabiliyoruz. Zaten bu zorla tutulma akabinde, ’hürriyeti tahdit’ neticesinde Yağmur hanım maalesef şu anda aramızda değil, maalesef kaybettik. Bununla alakalı zaten bilgi ve belgeleri de savcılığımıza sunduk" diye konuştu. Öte yandan Av. Fethi Öksüz, sosyal medyada gerçek dışı bilgilerin paylaşıldığını belirterek, bunların devam etmesi halinde hukuki süreci başlatacaklarını söyledi.
Erzurum Erzurum’dan Filistin’e destek için yürüdüler Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) öğrenci kulüp ve toplulukları Filistin’e destek yürüyüşü yaptı. ETÜ Kampüsü içinde bulunan Gelin Paşa Camii önünde cuma namazı sonrası, Filistin’e destek yürüyüşü amacıyla bir araya gelen öğrencilere akademisyen ve üniversite personeli de destek verdi. Gelin Paşa Camii’nden rektörlük binasına doğru yürüyüş yapan topluluk, İsrail’in Gazze’ye düzenlediği insanlık dışı saldırıları kınamak ve dünya üniversitelerinde İsrail’i protesto eden öğrencilerle beraber olduklarını ilan etmek için bir araya geldiklerini ifade etti. ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak da yürüyüşün başından sonuna kadar öğrencilerle beraber oldu. "Yanan bir ateşin dışavurumudur" Öğrenci toplulukları adına konuşan İngilizce Bilgisayar Mühendisliği Öğrencisi Emirhan Keleş, “Bugün burada sizlerle bir araya gelmemizin sebebi, içimizde yanan bir ateşin dışavurumudur. Gözlerimizin önünde yaşanan haksızlıkları, adaletsizlikleri görmezden gelmek mümkün değildir. ABD New York Eyaleti Columbia Üniversitesi’nden başlayarak tüm dünyada Filistin’e destek olan gruplara yönelik yapılan saldırıları kınıyoruz. Bu saldırılar sadece onlara değil, tüm insanlığa yapılmış bir haksızlıktır. Filistin’de yaşanan zulmü, gözlerimizin önünde sessizce izlemek yerine, sesimizi daha çok yükseltmeli ve karşı durmalıyız. Masum insanların yaşadığı acıları unutmamalı, onların yanında olmalıyız. Bu sadece bir insanlık görevidir. Tepkimizi sadece kelimelerin arkasına saklanarak değil boykotlarla, yürüyüşlerle vb. uygulamalarla adalet ve insanlık için tüm dünyayı harekete geçirerek gösteriyoruz. Filistin halkının yanında olduğumuzu göstermek için buradayız. Barış ve adalet için birlikte mücadele etmeliyiz. Unutmayalım ki, zulme sessiz kalanlar zulme ortak olurlar. Bugün burada birlikte durarak, insanlık onurunu koruma mücadelesine katılıyoruz. Sessiz kalmayacağız, insanlık onurunu korumak için el ele vermeye devam edeceğiz. Gelecek nesillere daha adil bir dünya bırakabilmek için bugün burada bir araya geldik ve bu mücadeleyi daima sürdüreceğiz. Sesimizi yükseltmekten ve adalet için mücadele etmekten korkmayacağız ve asla vazgeçmeyeceğiz. İnsanlık için birlikte durmaya devam edeceğiz çünkü adalet gecikse de asla engellenemez" şeklinde konuştu. Konuşmanın ardından hep birlikte dua edilerek etkinlik sonlandırıldı.