GENEL - 22 Nisan 2018 Pazar 17:41

Çoban: “Milli irade tutsak edilemez”

A
A
A
Çoban: “Milli irade tutsak edilemez”

Eğitim Bir Sen Antalya Şube Başkanı Mustafa Çoban, 23 Nisan’ın milli iradenin tutsak edilemeyeceğinin ilanı olduğunu belirterek, milli iradenin, yerli ve milli atılımlarla taçlandırılması gerektiğini söyledi.

Eğitim Bir Sen Antalya Şube Başkanı Mustafa Çoban, 23 Nisan’ın milli iradenin tutsak edilemeyeceğinin ilanı olduğunu belirterek, milli iradenin, yerli ve milli atılımlarla taçlandırılması gerektiğini söyledi.



‘Milli atılımlarla taçlanmalıdır’


Memur Sen Antalya Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Mustafa Çoban, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin(TBMM) açılışının 98.yılı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle bir kutlama mesajı yayınladı. Türk milletinin 98 yıl önce 23 Nisan 1920’de açılışını yaptığı TBMM ile milli iradenin tutsak edilemeyeceğini bütün dünyaya ilan ettiğini belirten Çoban, “Uğruna kan dökerek, can vererek kazanılan millî egemenlik ve irade, her alanda yapılması gereken yerli ve millî atılımlarla taçlanacaktır, taçlanmalıdır. Meclis’in açılışının 98. yıl dönümünü ve bütün çocukların Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum” dedi.



‘Daha öte anlama taşımalıyız’


23 Nisan’ın yakın zamana kadar okullarda balon ve bayraklarla şeklen kutlandığını söyleyen Başkan Çoban, bu seviyenin ötesinde bir anlama büründürülmesi gerektiğini belirtti. Çoban, “Vazgeçilmez değerler olarak milletin vesayet kabul etmez egemenliğinin ve özgür iradesinin emanet edildiği çocuklarımızı, aynı uyanık bilinçle ve bilgiyle donanımlı olarak yarınlara hazırlamamız gerekmektedir. Bizce millet iradesi bunu başardığımız zaman tarihi bir değer olarak kökleşecek, güncellenecektir. Aksi takdirde, 23 Nisan’ı, yakın zamana kadar okullarda balon ve bayraklarla şeklen kutlandığı seviyenin ötesinde bir anlama ve anlamaya taşıyamayız” diye konuştu.



‘Yük gelecek nesillerin üstünde’


‘Gelecekte Türkiye’yi omuzlayacak, yönetecek olanlar bugünün çocukları ve gençleridir’ diyen Mustafa Çoban, her alanda gelişmiş bir Türkiye’yi inşa etmek için şu an eğitim sürecinde olan çocuklarımıza ve gençlerimize köklü duygular, medeniyet değerlerimizden beslenen idealler edindirmemiz gerektiğini söyledi. Yarınki Türkiye’nin, çocuklarımızın canlı, cesur, bilgili bakışlarındaki ışıltıda parlamasının önemine vurgu yapan Çoban, “Gelecekteki Türkiye, fikri, vicdanı hür, bedenen sağlıklı, kötü alışkanlıkları olmayan, araştırmacı, düşünen, öz güveni yüksek, takım çalışmasına uyumlu bugünün gençleri tarafından yaşanılır kılınacaktır” diyerek hedeflenen yeni nesili tanımladı.



‘Milli irade ruhu 98 yıldır azalmamıştır’


Gelecek nesilin milli iradeye ne pahasına olursa olsun sahip çıkması gerektiğinin altını çizen Başkan Çoban, bu milletin iman ve özgürlükten ayrı görmediği irade ve egemenliğe sahip çıkma azmi ve kararlılığının dünyayı kıskandırdığını hatırlattı. Çoban sözlerini şöyle sürdürdü: “İstiklal aşkı ve vatan sevgisiyle kaynaşmış bir imanla anlamını bulan millî iradenin canlandırıcı ruhu, başta darbeler olmak üzere, birçok ihanet girişimine maruz kalmasına rağmen, şartlar olgunlaşınca 15 Temmuz gibi kanlı işgal girişimini bozguna uğratan millet heyecanı ve hareketine de ilham vermiştir. Bu ruh 98 yıldır, yüz yıldır, yüzlerce yıldır asla azalmamış, yitirilmemiştir; azalmayacak, kaybolmayacaktır. Eğitim-Bir-Sen, kurulduğu günden beri millî iradenin egemen olması için verilen mücadelede hep aktif sorumluluk üstlenmiştir”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.