MAGAZİN - 01 Ekim 2018 Pazartesi 18:19

Oyuncu Hazal Kaya’ya sürpriz doğum günü pastası

A
A
A
Oyuncu Hazal Kaya’ya sürpriz doğum günü pastası

55.

55. Uluslararası Antalya Film Festivali kapsamında Yapımcı Fatih Aksoy, oyuncular Özge Özpirinçci ve Hazal Kaya "Sinemadan Günümüz Dizilerine, Kadının Yükselişi” konulu panele katıldı. Panelde 28 yaşına giren oyuncu Hazal Kaya’ya doğum günü sürprizi yapıldı.


55. Uluslararası Antalya Film Festivali etkinlikleri kapsamında, ‘Sinema filmlerinden televizyon dizilerine kadının yükselişi’ adlı panel AKM Aspendos Salonu’nda gerçekleştirildi. Panele konuk olarak ise yapımcı Fatih Aksoy, oyuncular Hazal Kaya ve Özge Özpirinçci katıldı. Aynı zamanda panelde 28 yaşına giren güzel oyuncu Hazal Kaya’ya doğum günü pastası kesildi ve Antalyalıların ‘İyi ki doğdun Hazal, iyi ki varsın’ dedikleri video gösterildi. Kendisine yapılan sürpriz karşısında şaşıran Kaya, çok mutlu olduğunu kaydetti. Katılımın çok olduğu panelde, Kaya ve Özpirinçci oynadıkları ‘Kadın’ ve ‘Bizim Hikaye’ dizilerindeki rollerinden bahsetti.



“Dizi izlerken kendimizden bir şey bulmak istiyoruz”


Özge Özpirinçci insanların kendilerinden bir şey bulduğu için dizi izlediklerini belirterek, “Bizler vatandaş olar televizyonda dizi izlerken kendimizden bir şey bulmak istiyoruz. Bir hikaye eğer sizi çekiyorsa ve siz yer bulabiliyorsanız devam edebiliyorsunuz. Bunun ayrıma ihtiyacı yok. Bütün dünyada olan bu akım eşitlik kavramı, bunlara da etken. Bu bizi çok mutlu ediyor. Bunu en ufak bir parçası bile olmak bizi mutlu ediyor” dedi.



“İki çocuğuma zor şartlarda bakmam daha çok ilgi çekiyor”


Dizi çekerken vakitlerinin kısıtlı olduğunu vurgulayan Özpirinçci, “Bizler daha çok iklimsel, kültürel ve duygusal bir millet olarak duygusal kararlar veriyoruz. Benim camdan cama atlayıp, tekmeler atmam, ya da birilerini yakmam yerine iki çocuğuma zor şartlarda bakmam daha çok ilgi çekiyor. O kadar süre içinde drama çıkarmak herkes için daha avantajlı” şeklinde konuştu.



“Şimdi kendimize değer vermeyi öğreniyoruz”


‘Bizim Hikaye’ dizisinde kardeşlerine ve alkolik bir babaya bakan kadın rolü canlandıran Hazal Kaya, ‘Güçlü kadın’ ifadelerine değindi. Kaya, “Ben Antepliyim. Bizim oralarda kavga çıktığında kadın açar kapıyı. Bu onlara çok normal geliyordu. Ama aslında çok güçlü bir durum. Ahlakın kadın bedeni üzerinde belirlenmesi tartışılabiliyor. Şimdi kendimize değer vermeyi öğreniyoruz. ‘Ben kadınım, güçlüyüm’ bunları yeni yeni söylemeye başlıyoruz. Aslında bu akımların bize gelmemesi, bizim kendimizi fark etmemiz gibi bir durum söz konusu olamazdı. Aslında medyada hep yapılır ya kadınlar üzerinden rekabet konulur. Erkeklerde böyle bir durum olmaz. Aslında pek çok kadın arkadaşım güzel açıklamalar yaptılar” ifadelerini kullandı.


Kadın dizisinde entrika ve aşk hikayesi olmadığına dikkat çeken Hazal Kaya, “Dünya güzeli bir kadın hayatta kalıp çocuklarına bakmak için mücadele veriyor. Bu da izleyiciler tarafından dikkat çekiyor. Bir kadın o diziyi izlemek istiyor.Yolda yürürken bir tane beyefendi dizdeki rolümü söyleyerek bana, ‘Yürü kızım arkandayım, o adamı da boşa’ dedi. İnanamadım. Kodlarımıza göre bunu bekleyemeyiz ya buna sebep olan hangi enerjiyse şükürlerimizi sunuyorum. Kadın senaristler yeni yeni kadın yazmayı öğreniyorlar” dedi.



“İyi olduğumuz şeyi yapıyoruz”


Yapımcı Fatih Aksoy ise herkesin iyi olduğu bir alan olduğunu ve o alanda derinleştiğini ifade ederek, “Ya da her şeyi yapmaya çalışırsınız. Biz her şeyi yapmaya çalışmıyoruz, iyi olduğumuz şeyi yapıyoruz. Adını Feriha Koydum Hindistan’da 100 milyona yakın insan izlemiş. Meksika’da 15 milyon insan Kadın dizisini izledi. Bu dizileri oralardaki insanlara izletebilmek kıymetli. Burası bizim çok iyi işler ürettiğimiz bir alan” diye konuştu.



“Avrupa’da hiçbir yerde bu kadar çok TV dizisi yok”


Türkiye’de her gün para ödemeden seyredilebilecek 7 dizi olduğunu kaydeden Aksoy, bu dizilerin çok iyi üretilmeye çalışılmış diziler olduğuna dikkat çekti. Aksoy, “Avrupa’da hiçbir yerde bu kadar çok TV dizisi yok. Bir şey izlemeye 3 saatiniz var. Birinden birini izlerseniz uyku saati geliyor zaten. Yapmaktan korktuğumuz şeyler var. Türk dizilerinde eşçinseler yoktur. Ana akımınız eşcinsel biri. Bunu Amerika’da sürekli yapıyorlar ama biz yapamıyoruz. Ana akım kanallarda bunlar izleyiciye itici geliyor. Bizde yapmıyoruz. Ben bugün Türkiye’de evlerde seyredilecek bir şey olduğu kanaatinde değilim” sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Antik kentin kalbine ‘Yaşayan Osmanlı Köyü’ Dünyanın en büyük mermer antik kenti olmasının yanında aşkın ve gladyatörlerin kenti olarak bilinen Muğla’nın Yatağan ilçesindeki Stratonikeia antik kentinin köy meydanı, ‘Geleceğe Miras’ projesi kapsamında 19. Yüzyılda hizmet veren mesleklerin yeniden canlandırılması amacıyla düzenleme çalışması devam ediyor. Köy meydanının giriş ve çıkış bölümleri tamamlanırken, düzenleme tamamen bittiğinde, berber, nalbant, kalaycı, terzi, bakırcı, fırın, ayakkabı ve zeytinyağı satan meslekler tekrar günümüz şartlarında hizmet verecek. Helenistik dönemden Cumhuriyet dönemine kadar tüm medeniyetleri içinde barındıran Stratonikeia antik kenti, içinde hala yaşamın devam etiği ender antik kentler birisi olması ile dikkat çekiyor. 3 bin 500 yıldır kesintisiz olarak yaşamın devam ettiği Stratonikeia antik kentine girişte bulunan Selçuklu hamamı ve Menteşe Beyliği döneminden kalma Şaban Ağa Camii’nin restorasyonu ile başlayan çalışmalarda Semerci Ömer Evi ve Ali Aydın Evleri’nin restorasyonu tamamlandı. Köy meydanında bulunan kahvenin yanında antik kente ziyaret için gelen yerli ve yabancı turistler oturup çay kahve ve kahvaltı gibi ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Stratonikeia Antik Kenti’nin girişindeki köy meydanında yapılacak düzenlemeler sonrası 19. Yüzyılda bu alanda hizmet veren iş kolları tekrar günümüz şartlarına uyarlanarak hizmete sunulacak. ‘Geleceğe Miras’ projesi kapsamında devam eden çalışmalar hakkında bilgi veren Stratonikeia ve Lagina Antik Kentleri Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, meydanını Menteşe Beyliği, Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemine dükkânları kendi özgün halleri ile ayağa kaldıracaklarını açıkladı. Kazı Başkanı Prof. Dr. Söğüt, "Gelece Miras projesi kapsamında o köy meydanındaki çalışmalarımızı da biz yürütüyoruz. O Menteşe Beyliği, Osmanlı ve Erken Cumhuriyet dönemine ait o dükkânların hepsini kendi özgün halleriyle ayağa kaldırıyoruz. Ve bunların hepsini tek tek en ince pencerelerine varıncaya kadar eski fotoğraflardan, eski bilgilerden, o evde yaşayan insanlarla sohbetlerden çıkardığımız sonuçlara bağlı olarak birebir bunları çiziyoruz. Ve gelecekte de bu Osmanlı dönemindeki o köy meydanının tamamını tekrar yaşatıyor olacağız. Ama ne yapacağız? Osmanlı döneminde yaşayan o köy meydanını günümüzün şartlarına uygun olarak tekrar düzenleyeceğiz. Yani siz oraya girdiğinizde işte demircisiyle, bakırcısıyla, fırınıyla, ayakkabıcısıyla, sandalyecisiyle, zeytinyağı satan yerlerine varıncaya kadar bunları göreceksiniz. İnşallah aşama aşama devam ediyor. Çok da güzel gidiyor. Köy meydanının giriş ve son kısmını şimdi tamamladık. Orta bölümdeki dükkânları da tamamladığımızda bence Antik kentin kalbinde böyle yaşayan bir Osmanlı köyü olacak" dedi. (BT-Y)
Antalya Büyükşehir’in Kızıllı Katı Atık Tesisi örnek oluyor Antalya Büyükşehir Belediyesi Kızıllı Entegre Katı Atık Değerlendirme, Geri Dönüşüm ve Bertaraf Tesisi, Kırgızistan’ın Osh Kenti Belediye Başkan Yardımcı ve heyetini ağırladı. Kırgız heyeti bertaraf tesisini gezerek, incelemelerde bulundu. Türkiye’de katı atık sektöründe, atık ısıdan elektrik enerjisi üreten ilk tesis olan Antalya Büyükşehir Belediyesi Kızıllı Entegre Atık Değerlendirme, Geri Dönüşüm ve Bertaraf Tesisi Türkiye’ye ve dünyaya örnek oluyor. Kırgızistan’ın Osh Kenti Belediye Başkan Yardımcı Masuda Aydarbekova, beraberindeki 7 kişilik heyetle Antalya Büyükşehir Belediyesi Kızıllı Entegre Katı Atık Değerlendirme, Geri Dönüşüm ve Bertaraf Tesisi’ne teknik gezi gerçekleştirdi. Saha gezisinde heyete tesisteki çalışmalar, atık bertaraf yöntemi, üniteler ve kapasiteleri hakkında bilgi verildi. Osh kentinde de yapımı devam eden benzer bir tesisi olduğu, heyetin de Kızıllı’daki tesisi örnek alarak incelemek istediği belirtildi. Temiz ve sağlıklı gelecek için Kırgız heyet daha sonra Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Çiğdem Hacıoğlu’na nezaket ziyaretinde bulundu. Osh Belediye Başkan Yardımcısı Masuda Aydarbekova, kendileri için çok verimli bir teknik gezi olduğu belirterek, verdiği desteklerden dolayı Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Çiğdem Hacıoğlu da heyeti Antalya’da ağırlamaktan mutlu olduklarını kaydederek, Büyükşehir Belediyesi’nin Antalya’nın çevresini, doğasını ve yaşamını korumayı öncelik veren proje ve çalışmalar yaptıklarını söyledi.
İstanbul ŞOK Marketler’de yeni dönem: Meyve-sebzede pestisit kontrol süreci bir adım ileri taşındı ŞOK Marketler, kurduğu laboratuvarla taze meyve-sebzeleri raflara taşımadan önce kendi bünyesinde pestisit analizinden geçiriyor. İlk aşamada domates ile başlayan bu süreçle analizler çok daha hızlı olarak gerçekleştiriliyor. Gıda güvenliğini sağlayan bu uygulamayla pestisit kontrolü tarladan başlıyor. ŞOK Marketler gıda güvenliği alanında önemli bir adım atarak, Antalya’daki tedarik platformunda kurduğu laboratuvarla taze meyve-sebzeler için raf öncesi pestisit analiz sürecini başlattı. Analizler artık dış laboratuvarlar yerine ŞOK’un kendi bünyesinde ve çok daha hızlı olarak gerçekleştiriliyor. İlk etapta domates ile hayata geçirilen uygulamanın önümüzdeki dönemde diğer meyve-sebze gruplarına da yaygınlaştırılması hedefleniyor. Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliği’ne göre kendi laboratuvarlarında analizi uygun çıkan ürünler ülke genelindeki ŞOK mağazalarına dağıtılıyor. Bu sayede tarladan mağazaya uzanan zincirde izlenebilirlik güçlenirken tüketiciye ürün en güvenli şekilde ulaştırılıyor. İlk olarak Antalya’daki tedarik platformunda kurulan laboratuvarla başlayan uygulamanın kısa sürede ŞOK Marketler’in tüm dağıtım merkezlerine yayılması planlanıyor. 30 dakika içinde pestisit analizi tamamlanıyor Türkiye’deki akredite laboratuvarlarla aynı standartlara sahip Antalya’daki laboratuvarda, pestisit etken maddeleri 30 dakika içinde analiz ediliyor. Pestisit değeri yönetmeliğin uygun gördüğü sınırlar dahilinde olan ürünler hızla hazırlanarak Türkiye genelinde dağıtımları gerçekleştiriliyor. Böylece ürünler en taze şekilde raflarla buluşuyor. "Pestisit tespit edilmedi" güvencesi Analizleri yapılarak ŞOK mağazalarına gönderilen ürünlerin kasalarında "Pestisit Tespit Edilmedi" ibaresini taşıyan etiketler yer alıyor. Ürünler üzerindeki QR kod okutularak da pestisit analiz sonuçları Cepte ŞOK uygulaması üzerinden anlık olarak görüntülenebiliyor. Ayrıca Cepte ŞOK üzerinden yapılan online alışverişlerde de analizi yapılmış ürünlerin raporu yer alıyor. Bu sayede müşteriler satın aldıkları ürünlerin analiz bilgilerine kolayca erişebiliyor. Çiftçiye tarlada destek ŞOK Marketler, hayata geçirdiği bu sistemle üreticiyi de destekleyen ve geliştiren bir model ortaya koyuyor. Ziraat mühendisleri doğru ilaçlama, hasat zamanlaması ve kayıtlı üretim gibi konularda çiftçilere sahada eğitim veriyor. Hasat sonrası yapılan analizlerde uygun bulunmayan ürünlerin alımı yapılmıyor ve üreticilere ayrıntılı analiz raporları sunularak onlara da gelişim imkânı sağlanıyor. Böylece üretim süreci başından sonuna kontrol altına alınıyor. "Müşterilerimizin gönül rahatlığıyla meyve-sebze tüketmesini istiyoruz" ŞOK Marketler CEO’su Uğur Demirel uygulamaya ilişkin yaptığı açıklamada şu sözleri kaydetti: "Gıda güvenliği konusunda toplumda ciddi bir hassasiyet var. ŞOK Marketler olarak biz de 81 ildeki 11 binden fazla mağazamızla ülkemizin en büyük gıda perakendecilerinden biri olarak bu hassasiyetin farkındayız ve sorumluluğumuzu daha da ileri taşımak istiyoruz. Artık reyonlarımızda satılan domateslerin tamamı pestisit kontrolünden geçmiş olacak. Biz zaten yıllardır dış akredite laboratuvarlarda analiz yaptırıyorduk ancak sonuçların çıkması zaman alıyordu. Bu nedenle önemli bir yatırım yaparak kendi Pestisit Laboratuvarımızı kurduk ve ürünleri anında ve yerinde kontrol edebilir duruma geldik. Domates sadece ilk adım. Kısa süre içinde diğer meyve-sebze ürünlerimizi de bu sisteme dahil edeceğiz. Türkiye’nin pestisit konusundaki endişelerini gidermek istiyoruz. Müşterilerimizin gönül rahatlığıyla meyve-sebze tüketmesi bizim en büyük mükafatımızdır."