SAĞLIK - 12 Ekim 2018 Cuma 16:38

Meme kanserinde düzenli egzersizin önemi

A
A
A
Meme kanserinde düzenli egzersizin önemi

Düzenli egzersiz yapan kadınlarda hem meme kanserinin ortaya çıkması, hem de var olan meme kanserinin tekrarlama riskinin daha düşük olduğunu belirten Prof.

Düzenli egzersiz yapan kadınlarda hem meme kanserinin ortaya çıkması, hem de var olan meme kanserinin tekrarlama riskinin daha düşük olduğunu belirten Prof. Dr. Melek Nur Yavuz, egzersizin metabolik sendrom oluşturan nedenleri ortadan kaldırabileceğini söyledi. Prof. Dr. Yavuz meme kanseri hastalara önerilerde de bulundu.


Meme kanserinde erken teşhisinin önemi ve meme kanseri farkındalığının vurgulanması amacıyla, Ekim ayı meme kanseri bilinçlendirme ve farkındalık ayı olarak belirlendi. Antalya’daki OnkoTalya Kanser Kliniği uzmanlarından Prof. Dr. Melek Nur Yavuz ise meme kanserinde düzenli egzersizin önemine dikkat çekerek, düzenli egzersiz yapan kadınlarda hem meme kanserinin ortaya çıkması, hem de var olan meme kanserinin tekrarlama riskinin daha düşük olduğunu belirtti. Amerikan Kanser Derneği’nin ve birçok doktorun meme kanseri teşhisi konmuş kadınlardan düzenli egzersiz yapmayanların, orta yoğunlukta haftada 4-5 saat süreyle egzersiz yapmalarını önerdiğini ifade eden Yavuz, tempolu bir yürüyüşün orta yoğunlukta egzersiz olarak kabul edildiğini kaydetti.



"Obezite de bu riski artırır"


Son çalışmaların, düzenli egzersizin meme kanseri hastalarının yaşam sürelerini artırabileceğini gösterdiğini vurgulayan Melek Nur Yavuz şöyle konuştu:


"Çünkü egzersiz, meme kanserli hastalarında kalp hastalığı ve tip 2 diyabet riskini ve kanser nükslerini azaltmaktadır. Meme kanseri tedavisi için kemoterapi almak bir kadının metabolik sendrom riskini artırır; obezite de bu riski artırır. Metabolik sendrom, yüksek tansiyon, fazla vücut yağı ve yüksek kolesterol de dahil olmak üzere bir grup sağlık sorunlarıdır. Ayrıca, metabolik sendromun kendisi, kalp hastalığı, tip 2 diyabet ve meme kanseri nüksünü artıran bir etkendir. Araştırmalara göre, metabolik sendromlu kadınlarda meme kanseri çıkma olasılığı yüzde 17, meme kanserli de olan kadınlarda nüks ihtimali üç kat daha fazla ve meme kanserinden ölme olasılığı da iki kat daha fazladır."



"Metabolik sendromun ilacı: düzenli egzersiz"


Egzersizin, metabolik sendrom oluşturan nedenleri ortadan kaldırabileceğini belirten Prof. Dr. Melek Yavuz, yapılan son bir çalışmada erken evre meme kanseri tanısıyla tedavi edilen kadınlarda egzersiz ile sarkopenik obezite ve insülin seviyelerinin nasıl etkilendiğinin araştırıldığını dile getirdi. Sarkopenik obezitenin, bir kişinin obez olduğu ve aynı zamanda düşük kas kütlesine sahip olduğu anlamına geldiğini ifade eden Yavuz sözlerine şöyle devam etti:


"Meme kanseri tedavisi almış, çoğu metabolik sendromlu ve sarkopenik obeziteli 100 kadının 50’si 4 ay boyunca haftada üç kez 1’er saatlik antrenman yapmışlar. Egzersiz programında, ağırlıklarla direnç eğitimi ve haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta aerobik egzersiz yapılmış. Diğer 50 kadın ise egzersiz yapmadan normal günlük yaşantısına devam etmişler. Araştırmanın sonunda, araştırmacılar, egzersiz grubundaki kadınların, çalışmanın başında alınan ölçümlere kıyasla sağlık göstergelerinde önemli iyileşmeler bulmuşlar. Örneğin egzersiz yapanlarda metabolik sendrom yüzde 63 düşerken, yapmayanlarda yüzde 4 artmış. Egzersiz yapanlarda bel çevresi, kan trigliserit düzeyleri, kan şekeri düzeyleri, vücut yağ oranları ve toplam kiloda belirgin iyileşmeler saptanmış."


Dr. Yavuz meme kanserli hastalara şu önerilerde bulundu:


"Egzersizinizi haftada yaklaşık 4 saate kadar uzayan 20 veya 30 dakikalık seanslara ayırmanız size kolaylık sağlar. Yürümek egzersize başlamak için harika bir yoldur. Belki işe gitmeden önce 30 dakika ve öğle tatilinde 20 dakika yürüyün. Ya da işten sonra bir arkadaşınızla birlikte yürümeyi planlayabilirsiniz. Eğer sevdiğiniz, güvendiğiniz birisini bulursanız onunla beraber egzersizi yapmaya devam etme olasılığınız daha yüksektir. Ayrıca, aynı zamanda sosyalleşebilirsiniz ki bu da sizi oldukça rahatlatır. Sağlıklı bir diyet ve yaşam tarzı seçimleriyle birlikte düzenli egzersiz, meme kanserinde nüks riskini olabildiğince düşük tutmak için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biridir. Bu düzenli egzersizin fiziksel ve zihinsel sağlığınızı en üst düzeyde tutmanıza yardımcı olabileceğini unutmayın. Kaç yaşında olursan ol, vücudunu hareket ettirmek için asla çok geç değildir. Ve başladığınız zaman da sakın bırakmayın, devam edin."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ecmel Faik Sarıalioğlu: “TFF yönetiminin bir an önce görevden alınması lazım” İstanbulspor Başkanı Ecmel Faik Sarıalioğlu, mevcut TFF yönetiminin bazı 2. ve 3. Lig kulüplerine imza vermemeleri için para ödediklerini belirterek, mevcut yönetimin bir an önce görevden alınması gerektiğini söyledi. İstanbul ekibinin başkan yardımcısı Bayram Saral ise olağanüstü kongre çağrısıyla verilen imza sayısının 136 olduğunu duyurdu. Trendyol Süper Lig ekiplerinden İstanbulspor’da kulüp başkanı Ecmel Faik Sarıalioğlu ile başkan yardımcısı Bayram Saral, Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) olağanüstü kongre çağrısıyla başlatılan imza süreci ve TFF’nin konuyla ilgili açıklamaları hakkında basın toplantısı düzenledi. İstanbul’da bir otelde yapılan basın toplantısında ilk olarak söz alan İstanbulspor Başkan Yardımcısı Bayram Saral, şu ana kadar toplanan noter onaylı imza sayısının 136 olduğunu duyurdu. Yakın zamanda imza sayısının 150-200’e ulaşacağını aktaran Saral, “Bugün itibarıyla imza sayımız 136’yı bulmuş durumda. Bu imzaların hepsi noter tarafından gönderilmiştir. Dolayısıyla statünün 29. maddesinde düzenlenen olağanüstü genel kurul için yeterli sayı şu an aşılmış durumdadır. Mehmet Büyükekşi’nin kamuoyunu yanıltmak için yaptığı açıklamalar mesnetsizdir. Bu sayılar devamlı da artmaktadır ve yakın zamanda 150-200’ü bulacaktır. Olağanüstü genel kurulun 60 günde önce olamayacağı iddiası da doğru değil. 29. maddede yönetim kurulu tarafından en geç 30 gün içinde toplantı yapılır ibaresinde, 30 günü en geç süre olarak belirlemiştir. Bu konu emredici bir hukuk kuralı değildir. 15 günlük süre bir genel kurul yapılması için yeterlidir. Haziran ayının ilk haftası bu seçim yapılır. İyi niyetli bir federasyon ve yönetim kurulu, bu seçimi yetiştirebilir” diye konuştu. “TFF’nin görevi bırakması noktasında tüm kulüpler ittifak halinde” Çoğu kulübün TFF yönetiminin görevi bırakması konusunda ortak düşüncede oluğunun altını çizen Bayram Saral, “Biz azınlık değiliz. Kulüplerin bu imza süreci içerisinde aldığı tavra gelirsek, Süper Lig Kulüpler Birliği çatısındaki hemen hemen bütün kulüplerin ittifakıyla biz bu yola girdik. Burada federasyonun, olağanüstü genel kurulla görevi bırakması noktasında tüm kulüpler ittifak halinde. Sadece mesele, bazı kulüp başkanlarımız haklı gerekçelerle imza veremeyeceklerini söylediler. Biz kendilerine teşekkür ettik. Bazı kulüpler de 18 Temmuz tarihini yeterli görerek imza vermekten imtina etmişlerdir. Çok büyük çoğunluk ise alınan tarihin samimi olmadığı düşüncesiyle imza sürecine devam etti” diye konuştu. Saral, ayrıca mevcut yönetimle alakalalı olarak, “Siz Türk futbol tarihinin hiçbir döneminde bu kadar başarısız bir federasyon gördünüz mü? Cevabı ben vereyim, hayır. Siz, futbol tarihinin hiçbir döneminde 4 büyük kulüp dahil futbolun bütün bileşenlerinin aynı fikir altında toplandığı başka bir dönem gördünüz mü? Hayır” dedi. “Galatasaray da federasyonun gitmesini istiyor” Açıklamasında Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’un imza sürecine dair yaklaşımlarına da yer veren Bayram Saral, “İmza sürecinde Fenerbahçe ve Beşiktaş, imzalarını 7 delege bazında verdiler. Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, ilk günden beri federasyonun gitmesi gerektiğini bildirmişti. O da 18 Temmuz tarihini uygun bir tarih görerek imza vermekten imtina etmiştir. Kendisine saygı duyuyorum. Galatasaray da bu süreci başlatanlardan. Onlar da federasyonun gitmesini istiyor. Son dönemeçte bize gerekli desteği vermedi. Bundan sonraki süreçte bize destek olacaklarını düşünüyorum. Diğer kulüpler de bize bu süreçte destek verdi. İmza vermeyenlere de en ufak bir sitemimiz yok. Onlar da federasyonun gitmesini istiyor. Federasyonun gitmesini istemeyen tek bir kulüp bile yok” ifadelerini kullandı. TFF bünyesindeki bazı yönetim kurulu üyelerinin alt liglerdeki kulüplere baskı yaptığı yönünde çıkan haberlerle ilgili olarak ise Saral, “Bu iddialar bizim kulağımıza geliyor. Sadece federasyonun aşağı liglerdeki takımların mevcut durumunu kullanarak kulüplere baskı yaptığı yönünde gelen duyumlar var. Teyide muhtaç bilgiler tabii ki. Doğru olup olmadığını biliyoruz. Bunun yolu, baskı yapılan kulüplerin cesurca bunu açıklamasıdır” şeklinde konuştu. Sarıalioğlu: “Bu durumun tek sebebi Mehmet Büyükekşi’dir” Mevcut TFF yönetiminin görevden ayrılması için elinden geleni yapacağını söyleyen İstanbulspor Başkanı Ecmel Faik Sarıalioğlu ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaşanan bu süreci konuşmadığını belirtti. Mehmet Büyükekşi ve yönetimini eleştiren Sarıalioğlu, “Cumhurbaşkanımızın işi bitmiş de bunlarla mı uğraşacak. Yeteri kadar yoğunluğu var zaten. Futbolun bu kadar kötü olmasının en çok kendisine kaybı var. 5-6 takımın ilk 11’ini bize çok iyi saydığını bildiğimiz bir Cumhurbaşkanımız var. Daha ne kadar futbol dibe vurabilir ki? Onun ismini kullanarak çok yanlış şeyler ifade eden insanlar var. Bu işin bu duruma düşmesini kendisi asla istemez. Bu duruma düşmesinin tek sebebi Mehmet Büyükekşi’dir. 14-15 yönetim kurulu üyesi var, her biri yöneticilik yapmış insanlar. Bir tanesinde bile bir şeyin sorumluluğu yok. Tek kişiyle bu iş olmaz. 15-20 tane danışman almış, bir tanesinin bile futbolla alakası yok. Federasyonun en iyi hukukçularını işten çıkarmış. 80 kişiyi işten çıkarıp 120 kişiyi işe almış. Bir saltanat kurmuşlar ve bunun peşine takılmış gidiyorlar” açıklamasını yaptı. “TFF yönetiminin bir an önce görevden alınması lazım” TFF yönetiminin bazı 2. ve 3. Lig kulüplerine imza vermemeleri için para ödediklerini belirten Sarıalioğlu, “9 tane 2. ve 3. Lig kulüplerine imza vermemeleri için para vermişler. 2. Lig kulüplerine 500 bin, 3. Lig kulüplerine 400 bin TL para vermişler. Baskı yaptıkları çok kulüp var, ben biliyorum ama kulüplerin izni olmadan bunları paylaşamam. Bunların görevden bir an önce alınması lazım. Bunlar 18 Temmuz’daki seçimi de yapmayacaklar. Asla pişman olacağım bir şey söylemiyorum. Sonuna kadar da ne gerekiyorsa yapacağım, neye mal olursa olsun. Bunlar buradan gidecekler. Yatacaklar, kalkacaklar beni rüyalarında görecekler” ifadelerini kullandı. “İmzalar sahte ise noterlerimiz de sahte demektir” Başkan Sarıalioğlu, TFF’nin şu ana kadar toplanan geçerli 94 imza olduğunu açıklaması üzerine ise, “136 delege bizzat imza verdi. İmzalar sahte ise noterlerimiz de sahte demektir. Bu kadar basit. O çıkıyor bunun altından. Öyle bir şey olabilir mi? Adam kimliğiyle gidiyor, imza atıyor. Biz sadece geri çeken 1-2 kulübün adını duyduk. Aradım kendilerini, ‘İmzanızı geri mi çektiniz?’ dedim. ‘Benim haberim yok, genel sekreterime sorayım, ben herhangi bir evraka imza atmadım’ dedi. Diyelim ki 136 imzanın hepsi imzasını geri çekti. Ne fark eder, bunları ben mi yolladım? İnsanlara zorla bir şey mi yaptırdık, kafalarına silah mı dayadık?” diye konuştu.
Ankara TBMM’de Fransa’nın Asuriler ve Keldanilerle ilgili kararına yönelik tezkere kabul edildi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen tezkereyle Fransa Ulusal Meclisi’nin Asuriler ve Keldanilerle ilgili kararı kınandı. TBMM Genel Kurulu’nda, Fransa Ulusal Meclisi’nin 29 Nisan 2024 tarihinde kabul ettiği Asuriler ve Keldanilerle ilgili kararına karşı Meclis Başkanlığı tezkeresi kabul edildi. TBMM Başkanı Kurtulmuş’un imzasıyla verilen tezkerede şu ifadelere yer verildi: “Fransa Ulusal Meclisi tarafından 29 Nisan 2024 tarihinde kabul edilen, hukuki ve tarihi temelden yoksun, önyargılara dayanan Asuri ve Keldanilerle ilgili kararı esefle ve şiddetle kınıyoruz. Kendi sömürgeci ve kanlı geçmişleriyle gerçek anlamda yüzleşemeyenlerin ülkemize karşı hasmane bir tutumla gündeme getirdikleri mesnetsiz iddialarının bir karşılığı yoktur. Tarihin siyasi saiklerle tahrif edilmesini en güçlü şekilde reddediyoruz." Parlamentoların, tarihten düşmanlık çıkarmak yerine, ülkeler ve halklar arasında dostluk ve işbirliğini geliştirmesi, mevcut ve gelecek nesiller için daha barışçıl bir dünya oluşturmaya gayret etmesi gerektiği vurgulanan tezkerede, "Başka ülkelerin tarihi konusunda karar almak, başka ulusları yargılamaya kalkmak parlamentoların görevi değildir. Parlamentolar kendilerini tarihçilerin ve yargıçların yerine koyamaz. Bu gerçekleri bir kez daha hatırlatarak, art niyetli, haksız ve hukuksuz bu kararı en güçlü şekilde kınıyor, Fransa Ulusal Meclisi ve diğer mercileri, dostluk ve müttefiklik ruhu ile uluslararası hukuka uygun şekilde hareket etmeye davet ediyoruz” denildi.