Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Antalya Şubesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen 33. Teşkilat Toplantısı başladı.
Kemer ilçesi Göynük Mahallesi’nde bulunan bir otelde başlayan ve sendikanın genel merkez yöneticileri, illerden gelen şube başkanları ve Antalya’daki iş yeri temsilcilerinden oluşan yaklaşık 250 kişinin katıldığı toplantı, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet konulu slayt gösteriminin ardından toplantının açış konuşmasını yapan Sağlık-Sen Antalya Şube Başkanı Sinan Kuluöztürk, yetki aldıkları 2008 yılından bu yana şubedeki üye sayılarının bin 997 kişiden 7 bin 200’e çıktığını söyledi.
Sendikal faaliyetler yanında ulusal çaptaki olaylarda da aktif rol aldıklarını vurgulayan Kuluöztürk, "Gezi olaylarını provoke eden, Türkiye’nin terörle mücadelesine leke sürmeye kalkan TTB’nin karşısında Sağlık-Sen vardı. 17-25 Aralık yargı darbesinin ipliğini pazara çıkarmak için meydanlarda, halka gerçekleri haykıran Sağlık-Sen vardı. Ve tarihin en hain girişimi olan, 15 Temmuz hain FETÖ darbe kalkışması gecesinde ve sonrasında tutulan nöbetlerde meydanlarda Sağlık-Sen vardı. Sağlık-Sen neferleri olarak vatanımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
“5 yıllık sürede önemli kazanımların altına imza attık"
Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş de kendilerini "Darbesavar Sendika" olarak nitelediği konuşmasında, kendilerini tanımadıkları halde genel merkezde alınan kararları sorgulamadan sahada uyguladıkları için Antalya Şubesindeki tüm görevlilere teşekkür etti. Metin Memiş, sendikal faaliyetler hakkında bilgi verirken, çeyrek asırlık bir geçmişe sahip olmalarına rağmen çözüm odaklı sendika anlayışıyla çok tarihi kazanımların altına imza attıklarını söyledi.
Son 5 yılda Türkiye’de darbe kalkışması dahil birçok olay meydana geldiğini anlatan Memiş, bu süre içinde Sağlık Bakanlığında 4 ayrı bakanla çalışmak zorunda kaldıklarını belirterek "Kurumsal hafıza neredeyse kalmadı. Bunun yanında yine vesayet odaklarının sendikamız üzerinde vesayet kurmaya çalıştıkları bir dönemde kendi içimizdeki fitnecilerle de uğraştık. Bütün bu yaşananlara rağmen 5 yıllık sürede sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımız adına çok önemli kazanımların altına hep beraber imza attık" dedi.
Başka sendikaların kendilerine yönelik eleştirilerine de cevap veren Memiş, bu sendikaların son zamanlarda sadece eleştirdiklerini belirterek ortada bir oyun olduğunu iddia etti. Metin Memiş, "Biz her zaman şunu savunduk: sendikacılık elbette ki yeri geldiğinde meydanlara çıkmakla, eylem yapmakla olur. Yıllarca bize yutturmaya çalıştıkları bir sendikacılık modeli oldu hep. İnersen, devletin malına zarar verirsen, kaldırım taşını sökersen, devlet senden korkar istediğin hakkı verir şeklinde. Maalesef bu algıyla bizi marjinal bir sendikacılığın içine itmek istediler" diye konuştu.
Sendikacılığın müzakere, çözüm üretme, sorunları ortaya koyma ve bunların çözümünü ortak mutabakatla çözme sanatı olduğunu söyleyen Memiş, bu yolla birçok kazanımın altına imza attıklarını belirtti.
Memiş, kendilerinin alın teri dökerek, emek vererek elde ettikleri kazanımları sendikanın yurt çapındaki görevlilerinin kazanımları sahada çok iyi anlatmaları gerektiğini vurguladı.
Yıpranma payı konusundaki tartışmalara da değinen Memiş, bunun geçmişe yönelik uygulanması konusunda ve sağlık hizmetinde görev alan şoför, teknik eleman ve hizmetli gibi çalışanların da yararlanması konusunda mücadeleye devam ettiklerini ancak "Böyle çıkacağına çıkmasaydı" demenin de doğru olmadığını söyledi.
Toplantı sendikal bilgilendirme, stratejik iletişim yönetimi semineri ve sosyal faaliyetlerle edecek.
