GENEL - 11 Eylül 2019 Çarşamba 13:50

Antalya Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Özen: " Altın portakal festivali Neden Expo’da yapılmıyor."

A
A
A
Antalya Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Özen: " Altın portakal festivali Neden Expo’da yapılmıyor."

Antalya’da Salı Grubu toplantısında konuşan Tarım Orman İl Müdürü Mustafa Özen 2016 yılında çocuk ve çiçek temasıyla düzenlenen botanik Expo’sunun yapıldığı alanı bu yıl 350 bin kişinin ziyaret ettiğini açıkladı.

Antalya’da Salı Grubu toplantısında konuşan Tarım Orman İl Müdürü Mustafa Özen 2016 yılında çocuk ve çiçek temasıyla düzenlenen botanik Expo’sunun yapıldığı alanı bu yıl 350 bin kişinin ziyaret ettiğini açıkladı. Herkesi Expo’ya davet eden Özen, başta Cumhuriyet meydanındaki konserler olmak üzere şehir içindeki etkinliklerin Expo alanında yapılması için de çağrıda bulundu. ÖZEN, " Mesela Cam Piramitte Altın portakal festivali yapılıyor. Neden Expo’da yapılmıyor. ‘Oraya kimse gelmez’ deniyor. Niye gelmesin. Cam piramitteki etkinliğe gelenlerin tamamın Cam piramitin yanında mı ikamet ediyor? " dedi.



Expo alanının son durumunu anlattı


Tarım Orman İl Müdürü Mustafa Özen Muharrem Koç başkanlığında düzenlenen Salı Grubu toplantısına katıldı. Davet sahipliğini Dr. Fatih Çaylak’ın yaptığı toplantıda, İl Müdürü Özen Antalya’nın Aksu ilçesi sınırları içindeki Expo 2016’daki son durum ve gelişmeler hakkında bilgi verdi. Salı Grubu üyelerinin yanı sıra akademisyenlerin ve meslek örgütlerinden yetkililerin de katıldığı toplantıda İl Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Özen, 2016 yılında 6 ay devam eden Expo organizasyonundan sonra bu alanı yaşatmak istediklerini söyledi.


1 haziran 2018 tarihinde Expo alanının sevk ve idaresinin kendilerine verildiğini hatırlatan Özen, Toplam 1121 dönüm büyüklüğündeki Expo arazisini teslim aldıklarında birçok bitkinin kurumuş olduğunu, buradaki birçok yapıda da izolasyon sorunuyla karşılaştıklarını söyledi. Ayıplı imalatlarla ilgili yüklenici firmaları çağırıp kusurların giderilmesini sağladıklarını anlatan Özen, kurumuş bitki heykellerini bile kendi imkanlarıyla canlandırdıklarını söyledi.



Özelleştirme kapsamında


2019 yılında şu ana kadar yaklaşık 350 bin kişinin Expo alanını ziyaret ettiğini anlatan Özen, bunun hedeflenen rakamların altında olduğunu söyledi. Başta kenti idare olanlar olmak üzere Antalya’nın bu yatırıma sahip çıkması gerektiğini anlatan Özen, Expo alanının 2017 yılında özelleştirme kapsamına alındığına da dikkat çekti.



Özelleştirilmeyecekmiş gibi çalışıyoruz


Özen, “Expo’nun mevcut haliyle hayatını sürdürebilmesi için hiç özelleştirilmeyecekmiş gibi biz bu yatırımı bu şehir için bir fırsata dönüştürmek adına şehirle Expo’yu bütünleştirmeye çalışıyoruz. Expo’nu Şu anda 52 tane ülke bahçesi var. 9 tane il, 9 tane de ilçe bahçesi var. Çocuklara yönelik olarak çok sayıda etkinlik alanı var. 5 bin kişilik kapalı kongre merkezi var. Bunun içinde farklı büyüklükte 13 salon var. 5 bin kişilik anfi tiyatro var. Kır aktivite alanları var. Bunlar Antalya için bir fırsattır. Bu imkanlardan Antalya’nın yararlanmasını istiyoruz” dedi.



Altın portakal festivali Neden Expo’da yapılmıyor.


Antalya’da başta Cumhuriyet meydanındaki etkinlikler olmak üzere şehir merkezindeki birçok organizasyonun Expo’da yapılabileceğini anlatan Özen, şöyle devam etti


“Bugün Antalya Cumhuriyet meydanında konser yapmaya çalışılıyor. Şehir içindeki bir konserde 2-3 bin kişiyi eğlendirmek için 100 bin kişi rahatsız ediliyor. Binlerce polis görevlendiriliyor. Trafik baskı altına alınıyor.Bu tür organizasyonların artık şehir dışına çıkartılması gerekiyor. Bu tür organizasyonlar Expo’da yapılabilir. Mesela Cam Piramitte Altın portakal festivali yapılıyor. Neden Expo’da yapılmıyor. ‘Oraya kimse gelmez’ deniyor. Niye gelmesin. Cam piramitteki etkinliğe gelenlerin tamamın Cam piramitin yanında mı ikamet ediyor? İnsanlar gitmek istediği yere zaten gider. Tramvay bile Expo’nun önünde duruyor. Otopark derdi de yok. Güvenlik sorunu yok. Önce yöneticilerin kafasındaki ön yargıları kırmamız gerekiyor. Üniversitenin mezuniyet törenleri de Expo’da yapılabilir. Halkın böyle bir ön yargısı yok. Başta Büyükşehir olmak üzere bu alana sahip çıkılması gerekiyor. Şehir içindeki tüm etkinlikler Expo’ya taşınmalı”



Her kiracı kültürel etkinlik yapmak zorunda


Expo alanındaki etkinlikleri zenginleştirmek ve giderlerin yükünü azaltmak için buradaki tesislerin bir kısmını kiraya verdiklerini de anlatan Özen, “Yüze yakın işletmenin yaklaşık 60’ını kiraya verdik. Bunların içinde ofisler, restoranlar var. Ama kiracılarımıza ayda en az bir kez kültürel etkinlik düzenleme şartı koyuyoruz. Bu alana katkıda bulunması için. Expo’da birçok şey yapılabilir. Bir köşesinde müze de yapılabilir. Kiraya verdiğimiz tesislerin işletmecileri kiraladığı yerde düğün de yapabilir. Ancak bu olay sanki Expo alanı düğün salonuna dönüştürülüyormuş gibi lanse edildi. Expo Kongre Salonunun düğün salonu olarak kullanılmasının söz konusu bile değildir. Böyle bir şey olabilir mi. Expo olarak yapacağımız organizasyonları sosyal medyadan duyuruyoruz“ dedi. Toplantı Salı Grubu başkanı Muharrem Koç’un teşekkür belgesi takdimi ile sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Özel bireyler için önemli çalıştay Kastamonu’da düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Kastamonu Özel Bireyler” çalıştayı başladı. Çalıştayda konuşan Milletvekili Ekmekci, "Farklı başlıklar altında toplanan masalarımızın her birinden çıkacak raporların özel eğitim alanında ilgili kurumlarımıza ciddi bir güzergah açacağından ve rehber olacağından eminim" dedi. Kastamonu Valiliği tarafından Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nda düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Kastamonu Özel Bireyler Çalıştayı” başladı. 2 gün sürecek çalıştayın açılış programı AK Parti Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci, Kastamonu Belediye Başkan Vekili Hasan Fehmi Taş, KUZKA Genel Sekreteri Dr. Serkan Genç, İl Sağlık Müdürü Çağdaş Derdiyok, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Daire Başkanı Fatih Paça ve Kastamonu Özel Bireyler ve Aileleri Dayanışma Derneği Başkanı Huriye Boyraz, sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirildi. Çalıştayın açılışında konuşan Milletvekili Serap Ekmekci, “Milletvekili olarak mecliste yürüttüğümüz rutin görevlerimiz ve yer aldığımız komisyonlarımız var. Mazbatamı almamla birlikte öncelikli çalışma alanı olarak sosyal gelişme konularına yöneldim. Darda kalanı feraha erdirmek, eksik kalanı tamamlamak, çaresiz olana çare bulmak için yola çıktım. Geride kalan bir yıllık sürede bu güzergahta çalıştım ve çalışmayı hız kesmeden sürdüreceğim. Kadın ve anne olmam, avukatlık mesleğimde yaşadıklarım, belediye meclis üyelikleri ve kadın kolları başkanlığındaki edindiğim bilgiler beni bu seçeneğe sürükledi diyebilirim. Milletvekili olmamla birlikte okullarımızı ziyarete başladım. Eğitim en önemli konularımızdan biri. Çocuklar geleceğimizin emekçileri. Her okul ziyaretimde çantamı eksikler, düzeltilmesi gerekenler, tamamlanacaklarla doldurdum. İdarecilerimizle, öğretmenlerimizle, öğrencilerimizle sohbetlerimiz neticesinde “ortak akıl” diyoruz ya, işte bu çalıştay fikri ortaya çıktı” dedi. Özel eğitimin önemine değinen Ekmekci, "Özel eğitim alanı, üzerinde hassasiyetle durmamız ve dünyada ki mevcut sistemleri dikkatle izlememiz gereken bir çalışma alanı. Bilimin çeşitli dalları ile ilişkili olup, eğitim biçim ve içeriğinin değişme kapasitesi olan özel eğitim için çeşitli paydaşların işbirliği olmazsa olmaz. Akademi ile veli görüşü, sağlıkçı ile sosyal hizmetçi görüşü, eğitimci ile sporcu görüşleri aynı potada harman edilmeli ki ortaya en doğru ve güncel yöntem çıksın” diye konuştu. “Bu ekip birlikte başaracak” Desteklerini daima sürdüreceğini belirten Ekmekci, “Siz değerli çalıştay katılımcıları, her biriniz çalıştığınız alanların uzmanlarısınız. Hazırlık toplantılarımızda her birinizin bu kutsal emeklerini gördük. O kadar dolu bir çalıştay programı hazırladınız ki maça bir sıfır galip başladık diyebiliriz. 2 gün sürecek çalıştayımızın son derece verimli geçeceğinden de şüphemiz yok. Bu ekiple birlikte başaracak. Farklı başlıklar altında toplanan masalarımızın her birinden çıkacak raporların özel eğitim alanında ilgili kurumlarımıza ciddi bir güzergah açacağından ve rehber olacağından eminim. Çalıştay bildirimizi bakanlıklarımıza ulaştıracağım ve takipçisi olacağım. Verdiğiniz emeğin karşılık bulması için elimden geleni sizlerin desteği ile ortaya koyacağım. Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, Türkiye Yüzyıl’ında ülkemizin her alanda lider ülkelerden biri yapmanın gayretindeyiz. Çağ ne gerektiriyorsa, ortak akıl ve bilim neyi işaret ediyorsa, imece ile ne kadar yol yürüyebiliyorsak, yürüyeceğiz” şeklinde konuştu. Açılışın ardından konusunda uzman ekiplerle birlikte çalıştay için oluşturulan komisyonlarda istişareler yapmaya başladı.
Ankara Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan: “Sendikal hareketlerin güçlenmeye devam etmesi gerekmektedir” Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “Değişen iş yapısı ve çalışma koşulları karşısında, sendikal hareketlerin güçlenmeye devam etmesi gerekmektedir” dedi. "Türkiye Yüzyılında Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" başlıklı 13. Çalışma Meclisi Toplantısı Ankara’da düzenlendi. Toplantıya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve diğer sendikaların başkanları ile temsilcileri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Bakan Işıkhan, "1 Mayıs’ın, günün anlam ve önemine uygun olarak, barış içinde ve bayram havasında geçmesini; emekçilerimizin esenliğine de vesile olmasını temenni ediyorum. Meclisimiz, bugün ve yarın; çalışma hayatında insana yakışır iş, yeşil ve dijital dönüşümün iş gücü piyasalarına etkileri ve adil çözüm; c) sendikal örgütlenmede yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri; d) Toplu sözleşme sürecinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri olarak dört oturum şeklinde toplanacaktır. Bu toplantılarda bulunmamız, çalışma hayatımızın sadece mevcut durumunu değil, geleceğe dair vizyonumuzu tartışmak ve belirlemek için hepimize bir fırsat sunmaktadır" şeklinde konuştu. Dünyada, bölgede, jeopolitik gerilimler ve ekonomik dalgalanmaların yaşandığını belirten Işıkhan, pandemi gibi salgın hastalıklar, doğal afetler, göç hareketleri, savaşlar, su, gıda ve enerji krizlerinin beraberinde yeni riskler ve belirsizlikler getirdiğini vurguladı. Türkiye olarak belirsizliklerin getireceği her türlü riske karşı alınacak tedbirlere yönelik dikkatli bir şekilde çalıştıklarını kaydeden Işıkhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çizdiği Türkiye Yüzyılı vizyonu ile daha güçlü, daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir sosyo-ekonomik kalkınmayı sağlayacak politikaları uygulamaya devam edeceklerini ifade etti. “Kadın ve genç istihdamında artış sağlayacak özel politikalar geliştiriyoruz” Nihai hedeflerinin Türkiye Yüzyılını, emeğin, yatırımın, üretimin, istihdamın, büyümenin, kalkınmanın ve refahın yüzyılı yapmak olduğunu söyleyen Işıkhan, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak 12. Kalkınma Planı ile Orta Vadeli Programı da dikkate alarak, genel istihdamın yanı sıra özellikle kadın ve genç istihdamında artış sağlayacak, özel politikalar geliştiriyoruz. Bildiğiniz gibi, günümüzde çalışma hayatı, hızla değişen ekonomik, teknolojik ve sosyal dinamiklerle karşı karşıyadır. Dijitalleşme, yapay zeka, otomasyon gibi faktörler, çalışma hayatındaki rolleri ve beceri gereksinimlerini yeniden tanımlıyor. Bu anlamda günümüz itibarıyla gerçek bir dönüşümün içindeyiz. Bu dönüşümün, çalışanları nasıl etkilediğini, iş gücü piyasasında hangi alanlarda yeni fırsatlar ve hangi alanlarda tehditler oluşturduğunu anlamak, geleceğe dair stratejiler belirlemede kritik öneme sahiptir” ifadelerini kullandı. Konuşmasında dönüşümün merkezinde her zaman insanın ve emeğin olması gerektiğini dile getiren Işıkhan, insan onurunu koruyarak, adil çalışma şartlarını sağlayarak ve çalışan haklarını güvence altına alarak bu dönüşümü yönlendirmeleri gerektiğinin altını çizdi. “Sendikal hareketlerin güçlenmeye devam etmesi gerekmektedir” Çalışma hayatındaki sosyal diyaloğun; kurumsal, kapsayıcı ve şeffaf biçimde işlemesinde önemli bir rol üstlenen sendikaları desteklediklerini hatırlatan Işıkhan, “Değişen iş yapısı ve çalışma koşulları karşısında, sendikal hareketlerin de güçlenmeye devam etmesi gerekmektedir. Değişen işgücü piyasalarının ve yeni iş modellerinin; sendikal örgütlenmeye etkilerinin tartışılması ve yeni modellerin geliştirilmesi kaçınılmazdır. Diğer yandan, istihdamın geleceği konusunda ise sadece işsizlik rakamlarına odaklanmak yeterli değildir. İstihdamın niteliği, güvencesi ve insana uygunluğu da göz önünde bulundurulmalıdır. İstihdam oluşturma politikaları, sadece iş ve işçi sayısını artırmakla kalmamalı, aynı zamanda kaliteli ve sürdürülebilir işlerin oluşturulmasını da hedeflemelidir” diye konuştu.