SAĞLIK - 30 Aralık 2019 Pazartesi 15:19

Reflü hastalarının yemek borusu kanserine yakalanma riski yüksek

A
A
A
Reflü hastalarının yemek borusu kanserine yakalanma riski yüksek

Reflü hastalarının yemek borusu kanserine yakalanma riskinin yüksek olduğuna vurgu yapan Gastroenteroloji Uzmanı Uz.

Reflü hastalarının yemek borusu kanserine yakalanma riskinin yüksek olduğuna vurgu yapan Gastroenteroloji Uzmanı Uz. Dr. Fatih Yüksel Işıksal, çiğ sarımsak, çiğ soğan, mercimek, baharat ve yağda kızartılmış yiyeceklerden uzak durulmasını önerdi.


Özel OFM Antalya Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Uz. Dr. Fatih Yüksel Işıksal, kronik gastrit ve reflü hastalığının tanı ve tedavisine ilişkin önemli bilgiler verdi. Reflü hastalarının yemek borusu kanserine yakalanma riskinin yüksek olduğuna vurgu yapan Işıksal; çiğ sarımsak, çiğ soğan, mercimek, baharat ve yağda kızartılmış yiyeceklerden uzak durulmasını önerdi. Toplum genelinde her 4 kişiden 1’inin kronik gastrit ve reflü hastası olduğunu söyleyen Işıksal, genellikle şikayetlerin mide ağrısı, mide yanması, mideden ağza doğru acı ekşi su gelmesi şeklinde gerçekleştiğini söyledi. Kronik gastrit ile reflü hastalığının ortaya çıkış öyküsünü aktaran Işıksal, “Kronik gastritler, mide yüzeyinde sebebi bilinmeyen kronik bir iltihap nedeniyle ortaya çıkan bir durumdur. Reflü hastalığı ise, mide içeriğinin yemek borusuna doğru geri kaçması neticesinde, yemek borusunun tahrişi ile kendisini gösteren bir rahatsızlıktır. Kronik gastrit hastaları kabaca 2’ye ayrılabilir. Kronik gastrit hastalarının 3’te 2’si Helikobakter Pilori denen bir mikropla ortaya çıkan hastalıktır. Geriye kalan 3’te 1’inde ise sebebi bilinmeyen otonum gastrit olarak adlandırılan bir iltihap söz konusudur. Bu hastalıkların doğru teşhis edilebilmeleri için hastaların gastroenteroloji uzmanına başvurması gerekiyor. Gastrit oldukları kesin teyit edildikten sonra, hastalarda helikobakter enfeksiyonu söz konusu ise 14 gün süren bir antibiyotik tedavisi, helikobakter enfeksiyonu söz konusu değilse, ortalama 3 ay süren ilaç tedavisi uygulanır” dedi.



“Reflü yemek borusu kanserine dönüşebilir"


Işıksal, reflü ve gastrit hastalıklarındaki şikayetlerin benzerliğine dikkat çekti. Özellikle reflü hastalarının uzun dönemde yemek borusu kanserine yakalanma riskine dikkat çeken Işıksal, “Halk arasında genellikle yanlış bilinen bir konu vardır; gastritten ülsere, ülserden kansere dönüşüm şeklinde bir dönüşüm olduğuna inanılan bir zincir vardır. Ancak böyle bir zincir söz konusu değildir. Gastrit olarak başlar, ülsere ya da kansere dönüşmez. Gastrit hastaları, doktorlara genellikle midede yanma ya da ağrı şikayeti ile başvururlar. Bu şikayet genellikle yemeklerden önce ya da sonra başlar. Başladıktan birkaç saat sürer; süt, soda ve su içme neticesinde şikayetlerde kısmi azalmalar olsa da, bir süre sonra şikayetler tekrar ortaya çıkar. Ülser ve reflü hastalarında da benzer yanma ve ağrı şikayetleri olabilmektedir. Reflü hastalıklarını gastritlerden ayıran en önemli özellik, mideden ağza doğru bir sıvı gelmesi ya da mideden boğaza doğru yükselen, göğüs arkasında hissedilen yanma şikayetidir. Kronik gastrit eğer teşhisi doğru konuldu ise, başka bir hastalığa dönüşmez. Reflü hastalığı ise bundan biraz daha farklıdır. Reflü hastalığı düzgün ve takip edilmediği durumlarda yemek borusu kanserine ilerleyebilir ve bu durum bizim açımızdan biraz daha riskli hastalık olarak kabul edilir. Eğer gastrit teşhisi sadece klinik şikayetlere dayanılarak konuldu ise, gerekli tetkikler en başta endoskopi ve ultrasonografi olmak üzere yapılmadı ise gastrit hastalıkları başka hastalıkların şikayetlerine karışabileceği için diğer hastalıkların teşhisi gastrit sanılarak yanlış tanı ve tedaviye yol açabilir” diye konuştu.



Uzak durulması gereken yiyecekler


Mide ülseri, gastrit ve reflü hastalarının beslenme ve yaşam tarzına çok dikkat etmesi gerektiğini söyleyen Uz. Dr. Fatih Yüksel Işıksal, “Mide ülseri, 12 parmak bağırsağı ülseri, gastrit ve reflü hastalıklarının tümü, aslında asitle ilişkili hastalıklardır. Bunlarda temel mekanizma asitle mide, yemek borusu veya 12 parmak bağırsağı duvarının temasını kesmek, hastalığın tedavisinde temel mekanizmayı oluşturur. Dolayısıyla bu hastaların kesinlikle uzun süre aç kalmamaları, bir öğünde fazla yiyecek tüketmemeleri ve mide asidinin güçlenmesini sağlayacak zayıf asit içeren limon, sirke, kızartılarak hazırlanmış yiyecekler, fast food türü ağır yağlarla kızartılmış yiyeceklerden uzak durmaları gerekir. Ayrıca reflü hastalarında çiğ sarımsak, çiğ soğan, mercimek, nane gibi yiyecekler de yemek borusu ile mide arasındaki kapağın gevşemesine yol açacağı için şikâyetlerin artmasına yol açabilir. Gastrit ve reflü hastalarında meyve tüketimi ile ilgili çok ciddi bir sınırlama yoktur. Narenciye türü meyvelerin ister suyu ister kendisi olsun yemek borusunun alt kısmındaki kapağın gevşemesine yol açabilir. Ayrıca taze sıkılmış meyve sularının tercih edilmesi, hazır meyve sularından da uzak durulması gerekir. Bir kişinin ister reflüsü ister gastriti olsun olmasın, gazlı içeceklerden uzak durulmasını genel sağlık önerisi olarak yapıyoruz. Burada tek istisna maden suyu içindir. Sade maden sularının gastritte ve reflüde bir zararının olmadığını, şikâyetlerin azalmasına yol açtığını biliyoruz” diye konuştu.



"Gelişi güzel bitkisel ilaç kullanmayın"


Işıksal, bitkisel ilaçların gelişi güzel kullanılmasının mideye ciddi zararı olduğunu söyledi. “Bitkisel ilaçları reflü hastalarında önermiyoruz. Ancak halk arasında mide koruyucu olarak bilinen proton pompa inhibitörleri bu konuda ispatlanmış en güçlü ilaçlardır. Bunların dışına çıkılmasını önermiyoruz” diyen Işıksal, “Mide, yemek borusu ve 12 parmak bağırsağı hastalıkları ister ülser, ister gastrit ister reflü olsun, düzgün takip ve tedavi edilmezse, zaman zaman kanama, mide delinmesi, 12 parmak bağırsağı delinmesi, yemek borusu ve mide arasındaki kapak bölgesinde yırtılma gibi istenmeyen sonuçlara neden olabilir. Halk arasında biberin mideye iyi geldiği yönünde bir inanış var. Burada şöyle bir ayrıntı var aslında. Cin biberi anti helikobakter özelliği olan maddeler içerir. Midede anti helikobaktere bağlı bir gastrit varsa cin biberinin buna iyi gelme ihtimali söz konusudur. Ancak ülser hastalarında ya da gastrit hastalarında ‘cin biberi yiyin iyileşeceksiniz’ ifadeleri söz konusu değildir. Bu kanı şikâyetlerin artırması ve mide kanamasına yol açması mümkün olabilir” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Batman Batman’da emniyet ve jandarmaya 151 yeni araç teslim edildi Batman İl Emniyet Müdürlüğü ile İl Jandarma Komutanlığına tahsis edilen 151 yeni araç, Batman Valiliği bahçesinde düzenlenen törenle teslim edildi. Batman Valiliği bahçesinde gerçekleştirilen törene; Vali ve Belediye Başkan Vekili Ekrem Canalp, İl Emniyet Müdürü İbrahim Kaba ile İl Jandarma Komutan Vekili Albay Veysel Aksoy katıldı. Törende konuşan Vali Ekrem Canalp, güvenlik hizmetlerinde başarı ile güçlü donanım arasında doğrudan bir ilişki bulunduğunu belirterek, emniyet ve jandarma teşkilatının yeni araçlarla birlikte halka daha etkin hizmet vereceğini söyledi. Vali Canalp, güvenlikte personelin yanı sıra imkan ve donanımın da büyük önem taşıdığını vurguladı. İki hafta önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşvikleriyle İstanbul’da Türkiye genelinde emniyet ve jandarma teşkilatlarına toplam 9 bin 121 aracın teslim edildiğini hatırlatan Canalp, araçların 81 ile dağıtıldığını ifade etti. Batman’a toplam 151 aracın tahsis edildiğini belirten Canalp, bu araçların 25’inin jandarmaya, 126’sının ise emniyet teşkilatına verildiğini kaydetti. Emniyet ve jandarmanın görevlerini daha iyi şartlarda yerine getirebilmesi için bina, lojistik ve donanım ihtiyaçlarının karşılandığını dile getiren Canalp, il merkezi ve ilçelerde karakol ile hizmet binalarının yenilenme sürecine girildiğini söyledi. Vali Canalp, şehir merkezinde yapımı tamamlanan ve son aşamaya gelen hizmet binalarının yanı sıra yeni projelerin de planlandığını aktardı. Batman şehir merkezinde dört yeni polis hizmet noktası kurulacağını açıklayan Canalp, bu projelerin 2026-2027 yılları arasında hayata geçirilmesinin planlandığını ifade etti. Batman’ın asayiş olayları açısından Türkiye genelinde en az olayın yaşandığı iller arasında yer aldığını vurgulayan Canalp, bu başarının emniyet ve jandarma personelinin özverili çalışmaları sayesinde elde edildiğini söyledi. Yeni araçlardan en büyük beklentilerinin uyuşturucuyla mücadele olduğunu belirten Vali Canalp, araçların uyuşturucu operasyonlarına önemli katkı sunacağını ifade etti.
Sivas Sivas’ta karla mücadele hazırlıkları tamamlandı, ekipler yağışı beklemeye başladı Kışın en sert geçtiği illerden birisi olan Sivas’ta İl Özel İdare karla mücadele ekipleri kış hazırlıklarını tamamladı. İl genelinde 93 araç ve 124 personelin görev alacağı karla mücadele çalışmaları filoya katılacak yeni araçlarla birlikte kesintisiz sürecek. Türkiye’de kış aylarının en sert ve yağışlı geçen illerinden birisi olan Sivas’ta karla mücadele ekipleri hazırlıklarını tamamladı. Yüzölçümü bakımından Türkiye’nin ikinci büyük kenti olan bin 231 köyü bulunan kentte 93 araç ve 124 personel görev alacak. Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, Sivas İl Özel İdaresi Makine İkmal Müdürlüğünü ziyaret ederek kış hazırlıklarını inceledi. İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Halil İbrahim Yeşilyurt’tan bilgi alan Vali Şimşek, personele de kolaylıklar diledi. Sivas’ın geniş bir coğrafyaya sahip olduğuna vurgu yapan Vali Şimşek, "7 bin 489 kilometrelik yol ağında karla mücadele faaliyetlerimizi büyük bir titizlikle yürüteceğiz. Bu kapsamda, il genelinde 93 araç ve 124 personelimiz kış sezonu boyunca sahada aktif olarak görev yapacaktır. Ayrıca önümüzdeki günlerde filomuza katılacak yeni araçlarla birlikte karla mücadele kapasitemiz daha da güçlenecektir" dedi. "Önceliğimiz, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği" Kış dönemi boyunca personelin mesai mefhumu gözetmeksizin çalışacağını belirten Vali Şimşek, "Önceliğimiz, her zaman olduğu gibi vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğidir. Özellikle hastalık, doğum, ölüm gibi acil durumların yaşandığı bölgeler ile taşımalı eğitim yapılan köy yolları ilk etapta ulaşıma açılacak; ihtiyaç duyulan her noktada ekiplerimiz gece gündüz demeden, mesai mefhumu gözetmeksizin görev yapacaktır. İnşallah kış sezonu boyunca ilgili kurumlarımız ile koordinasyon ve iş birliği içerisinde çalışmalarımızı sürdürüleceğiz. Bu süreçte vatandaşlarımızdan da yaşanacak her türlü olumsuzluğu bize ihbar konusunda duyarlılık göstermelerini istirham ediyorum. Bu vesileyle, zorlu kış şartlarında fedakârca görev yapacak tüm personelimize şimdiden kolaylıklar diliyor; ilimizde kazasız, belasız ve sorunsuz bereketli bir kış sezonu geçirmeyi temenni ediyorum." diye konuştu.
Konya Yağışlar Anamas’ın zirvesini beyazlattı Konya merkez ve ilçelerinde etkili olan yağışların ardından metrekareye düşen yağış miktarları belli oldu. Yağışlar Konya’nın bazı bölgelerinde yüksek kesimlere kar olarak düşerken, Beyşehir ilçesinin simgesi haline gelen Anamas Dağı’nın Dedegöl zirvesi de beyaza büründü. Yağışlar Konya’nın bazı bölgelerinde yüksek kesimlere kar olarak düşerken, bazı yerleşim merkezlerinde yağmur yağışı etkili oldu. Bazı dağların zirveleri ise beyaz örtüyle kaplandı. Beyşehir ilçesinin simgesi haline gelen Anamas Dağı’nın Dedegöl zirvesi de beyaza büründü. Beyşehir ilçe merkezinden de görülebilen Anamas, bulutlar arasındaki kartpostallık görüntüsüyle ilgi çekti. Konya’da son 24 saat içerisinde en çok yağışın düştüğü ilçe Derebucak oldu. İlçede rekor ölçüde yağış kaydedildi. Meteoroloji verilerine göre Derebucak’a son 24 saat içerisinde 21,7 kilogram yağış düştü. Derebucak’ı sıralamada Beyşehir Yeşildağ Orman Sahası izledi. Yeşildağ Orman Sahası’nda 19,5 kilogram yağış kaydedildi. Beyşehir merkez de yağışlardan nasibini aldı. Beyşehir’de 5,2 kilogram yağış ölçülürken, Hüyük’te 4,8, Seydişehir’de ise 4,4 kilogram yağış kayıtlara geçti. Derbent ilçesinde ise 1,0 kilogram yağış verilere yansıdı. Bu ilçeler dışında kalan Konya’nın merkez ve diğer bölgelerinde kayda değer bir yağış görülmedi.