SAĞLIK - 14 Ocak 2020 Salı 16:11

Prof. Dr. Karakaş: "Uyuz salgını yok"

A
A
A
Prof. Dr. Karakaş: "Uyuz salgını yok"

Son günlerde kamuoyunda salgın olduğu yönündeki iddialara ilişkin Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.

Son günlerde kamuoyunda salgın olduğu yönündeki iddialara ilişkin Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Akman Karakaş, konunun yanlış tanı konulabilen parazitlerin neden olduğu kaşıntı ile karakterize bir hastalık olduğunu söyledi. Karakaş, "Sonuç olarak elimizdeki mevcut bilgi ve verilere göre bir salgın olduğunu söylememiz mümkün değildir. Artış düzeyiyle ilgili halk sağlığı ve bulaşıcı hastalıklar birimlerinin değerlendirmesi daha anlamlı olacaktır" ifadelerini kullandı.


Antalya Tabipler Odası tarafından son günlerde kamuoyunda salgın olduğuna yönelik iddialara ilişkin bir toplantı düzenlendi. Toplantıda konuya ilişkin açıklama yapan Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Akman Karakaş, salgın olarak nitelendirilen durumun, akarlar grubundan bir mite olan Sarcoptes scabiei’nin (halk dilinde uyuz) neden olduğu, yaygın ve şiddetli kaşıntı ile karakterize bir hastalık olduğunu belirtti. Karakaş, "Yanlış tanı ile çok sık atlanabilen hastalık, hangi yaşta olursa olsun özellikle geceleri artan şiddetli ve inatçı kaşıntısı olan her hastada akla gelmelidir. Tüm yaşam siklusu insanda geçen parazitin, dişisi 0,3-0,4 mm uzunluğundadır. Tek bir parazit yaklaşık 4-6 haftalık yaşam süresi içinde ortalama 1 santimlik tünel kazar. Erişkin bir insanda ortalama parazit sayısı genellikle 10’u geçmez, çocuklarda ise 20 kadar sarkopt bulunur. Diğer yönlerden sağlıklı kişilerde gelişen şiddetli kaşıntı parazitlerin elimine edilmesine ve doğal olarak da sayılarının sınırlandırılmasına yol açar. Kaşınamayan bazı hastalarda durumlarda binlerce ve hatta milyonlarca parazitin bulunduğu bir şekli de vardır. Bulaşma genellikle yakın deri teması ile olur. Ancak, parazitin deriden uzaklaşmasından sonra 2-3 gün yaşamını giysilerde sürdürmesi nedeniyle endirekt olarak bu yolla bulaşma olabilir. Cinsel ilişki erişkinlerde sık karşılaşılan bulaşma yoludur. Aynı yatağı paylaşma, ortak çamaşır kullanımı yine bulaşmada rol oynar. Hastalık çocuklar arasında ve aile içerisinde kolayca yayılır. Gece kaşıntısı ile karakterize enfestasyonun inkubasyon süresi 3-6 hafta kadardır. Ancak etkenle daha önce karşılaşanlarda kaşıntı 24 saat içerisinde başlayabilir" diye konuştu.



"Uyuzun simetrik yerleşim göstermesi"


Hastalığın kolayca tanınabilmesi için 5 belirti olduğunu aktaran Karakaş, belirtileri ve etkilerine ilişkin şunları kaydetti:


"Gece kaşıntısı; parazitin sıcak ortamda hareket etmesine bağlı olarak, hastalarda gece kaşıntısı görülür. Parazitin kendisine, yumurtalarına, dışkılarına ya da salgıladığı maddelere karşı gelişen duyarlılık sonucu, değişen şiddetlerde kaşıntı olmaktadır. Sillonların (tünel) görülmesi; parazitin stratum korneum (derinin en üst tabakası) içinde açtığı yaklaşık 1 santim uzunluğunda, deriden hafif kabarık, zikzaklar gösteren ince hatlardan ibaret tünellerin dıştan görünümüdür. Sillon’un sonunda genellikle içinde sarcopt bulunan küçük sıvı dolu kabarıklık vardır. Polimorfizm görülmesi; kaşıntı, parazitin uyardığı reaksiyonlar ve ikincil enfeksiyonlar sonucu polimorfik elemanter lezyonlar oluşur. Bunlar, kızarıklık, kabarıklık, kaşıntıya ait deri bulguları, minik sıvı dolu kabarıklıklar, iltihabi bulgular, deride kabalaşma gibi belirtilerdir. Simetrizm göstermesi; uyuzun simetrik yerleşim göstermesi, tanı açısından çok önemlidir. Enfestasyona ait lezyonlar tipik olarak; el parmak araları ve bileği, dirsek, koltuk altı ön duvarı, karında kuşak tarzında ve gluteal bölgede lokalizasyon gösterir. Kadınlarda meme başı ve çevresi yerleşimi, erkeklerde genital bölge oldukça sık görülen ve tanı koydurucu olan lokalizasyonlardır. Çocuklarda daha yaygın bir tutulum vardır ve saçlı deri, yüz, boyun, el içi ve ayak tabanı’da hastalığa katılabilir. Aile öyküsü; bulaşıcı özelliğinden dolayı bu enfestasyon hastanın yakın ilişkide olduğu bireylerde ve doğal olarak ailenin diğer üyelerinde de gözlenir. Şiddetli kaşıntılara bağlı sekonder enfeksiyonlar ve pyodermiler bozuk hijyen koşulları sonucu gelişmektedir. Bu pyodermilerin yol açtığı glomerulonefritler, nadir olmayan ve ciddi komplikasyondur" dedi.



Tedavi yöntemi


Yakınmaları olsun olmasın ailedeki tüm bireylerin tedaviye alınması gerektiğini vurgulayan Karakaş, "İlaçlar doktorunuzun önerdiği şekilde, süre ve tekrarda uygulanmalıdır. İkincil enfeksiyon ve egzama gelişmişse tedavi edilmelidir. Yıkanamayacak özellikteki giysi ve eşyaların 3 günden daha uzun süre herhangi bir yerde tutulması parazitin eliminasyonu için yeterlidir. Tedavi sonrasında, kullanılan ilacın irritasyonuna veya ölü parazitin kalıntılarına bağlı olarak, kaşıntı bir süre daha devam etmektedir. Sonuç olarak elimizdeki mevcut bilgi ve verilere göre bir salgın olduğunu söylememiz mümkün değildir. Artış düzeyiyle ilgili halk sağlığı ve bulaşıcı hastalıklar birimlerinin değerlendirmesi daha anlamlı olacaktır" ifadelerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Hayvan koruma dernekleri: "Vali Yavuz’un açıkladığı maddelerden biri cımbızla alınarak infial oluşturuldu" Kocaeli’de Valiliğin sokak hayvanlarıyla ilgili alınacak tedbirlere ilişkin yaptığı açıklamaya gösterilen tepkilerin ardından açıklama yapan hayvan koruma dernekleri, Vali Yavuz’un açıkladığı maddelerden biri cımbızla alınarak infial oluşturulduğunu belirtti. Kocaeli Valiliği, vatandaşların şikayetleri üzerine sokak hayvanlarıyla ilgili alınacak tedbirlere ilişkin açıklamalarda bulunmuştu. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği kapsamında belediyelerin görev ve sorumlulukları hatırlatılırken vatandaşlar insan sağlığını tehdit eden hayvanların itlaf edilmesiyle ilgili maddeye tepki gösterdi. Olayların büyümesi üzerine hayvanları koruma dernekleri Kocaeli Valiliği ile görüşerek basın açıklaması yaptı. "Vali Seddar Yavuz’un açıkladığı maddelerden biri cımbızla alınarak infial oluşturuldu" Kocaeli Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Selma Pilatin Pek, "Valimiz Ali Aday’la görüşme yaptık. Valimiz yeni bir komisyon oluşturduklarını söyledi. Bu komisyonda artık belediyeleri, bakımevlerini DKMP’ler, emniyet müdürlüğü, tarım il müdürlüğü, çevre ve şehircilik müdürlüğü, il sağlık müdürlüğü olarak denetimlerine başlayacak. Vali Seddar Yavuz’un açıkladığı maddelerden biri cımbızla alınarak infial oluşturuldu. Biz Kocaeli Dernekleri olarak Kocaeli mükemmel demiyoruz. Ama Kocaeli’mizde de biz böyle sorunları istemiyoruz” diye konuştu. "Her ilçe belediyesi bakımevi yapmak zorunda" Valiliğin yaptığı açıklamayla tamamen yasa metninin paylaşılmasıyla ilgili olduğunu belirten KOHAYDER Başkanı Semra Çelikkaya, "Valilik, ’Belediyelere işinizi yapın’ demiş. Kanuna göre nüfusu 100 binin üzerinde olan her ilçe belediyesi bakımevi yapmak zorunda. Belediye bütçesini de yüzde 5’ini bakım evi yapıp hayvanların kısırlaştırılması için harcamak zorunda. 5199 Sayılı Kanunun yönetmeliği de yasada var olan bir şey. Peki Kocaeli’de bütün belediyeler bunu yapmış durumda mı? Hayır. Ülkemizde bin 395 belediyenin sadece bin 112’si kısırlaştırma yapmış. Sonra diyoruz ki ’Niye sokaklarda hayvanlar var?’ Çünkü kısırlaştırmıyorsunuz. Avrupa sokaklarında, ’Hayvanları yok’ deniliyor. Avrupa yüzyıllar önce kısırlaştırma işine başlamış. Avrupa itlaf da ediyor ama kısırlaştırma işlemine de yüzyıllar önce başlamışlar. Bizim belediyelerimiz maalesef bu işi ciddiye almadı, yapmak istemedi. Valimizin açıklaması da tamamen bununla ilgilidir" şeklinde konuştu. "Kocaeli’de hayvanların uyutulmasına ilişkin uygulama duymadım" Açıklamada yasa maddesi dışında bir şeyin olmadığını belirten Çelikkaya, "Yasada itlaf var mı diye soracak olursanız Türk Medeni Kanun’un birinci maddesidir. Yasalar kanunlar konuluş sebebiyle birlikte özü ve sözü birlikte yorumlanır. Hayvanları koruma yasasının böyle bir itlafa izin vermesi söz konusu değildir, bu özüyle beraber yorumlanır. Oradaki maddede hayvanın iyileşme şansı yok ve acı içindeyse hayvanı uyutuyorlar. Bunları veteriner hekimlerde yapıyor. Bu madde yanlış anlaşılmalar sebep olabiliyor. Diğer illere bilemem ama hayvanların uyutulmasına ilişkin Kocaeli’de böyle bir uygulama duymadım" ifadelerini kullandı.