GENEL - 02 Aralık 2020 Çarşamba 14:36

Prof. Dr. Gökoğlu: "Akdeniz’e kıyı tüm ülkelerde balon balığı avına müsaade edilmeli"

A
A
A
Prof. Dr. Gökoğlu: "Akdeniz’e kıyı tüm ülkelerde balon balığı avına müsaade edilmeli"

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, balon balığı avcılığını teşvik etmek amacıyla kuyruk başına 5 lira destekleme ödemesi yapılmasının, hem popülasyonu baskı altına alma hem de küçük balıkçıya ekonomik destek sunma adına doğru bir karar olduğunu söyledi. “Küçük balıkçımız gerçekten mağdur durumdaydı” diyen Gökoğlu, türün Akdeniz ekosisteminde yer aldığını ve tüm Akdeniz ülkelerinin böyle bir tedbir alması gerektiğini vurguladı.


Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Balon Balığı Avcılığının Desteklenmesine Dair Tebliğ’i, Resmi Gazete’de yayımlanarak, 1 Ocak 2020’den geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi. Tebliğ, Su Ürünleri Bilgi Sistemi’ne (SUBİS) kayıtlı, çevirme ve sürütme ağları dışında avcılık faaliyetinde bulunan, geçerli bir balıkçı gemisi ruhsat tezkeresine sahip olan ve istilacı balon balığı türünün Akdeniz ve Ege Denizi’ne kıyısı olan illerde avcılığını yapan balıkçılara verilecek destekleme ödemesiyle ilgili usul ve esasları düzenliyor. Buna göre, balon balığı kuyruğunun 1 milyon adede kadar her bir adedi başına 5 lira destekleme ödemesi yapılacak. Kuyruk alımı, 31 Aralık 2020’ye kadar gerçekleştirilecek ancak daha öncesinde 1 milyona ulaşıldığında SUBİS üzerinden alım durdurulacak. Kuyruk alımı bugünden itibaren 5 iş günü sonra başlayacak.



Kola kutularını ısıran tür


Konu ile ilgili açıklamada bulunan Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, alınan kararın balon balığından mağdur olan küçük balıkçıları destekleme yönünden oldukça önemli bir karar olduğunu söyledi. Antalya Körfezi’nde 6-7 tür balon balığı olduğunu, kararda ise bir türün avlanmasına müsaade edildiğine dikkati çeken Gökoğlu, “Bu tür en büyük balon balığı türü. Televizyon ya da sosyal medyada gördüğümüz, kola kutularını ısırttıkları türün avcılığı destekleniyor. Bu kararla popülasyonun baskı altına alınması ve küçük balıkçının desteklenmesi hedeflenmiş.” dedi.


Gırgır ve trol gibi büyük balıkçıların uygulama dışında bırakıldığını ifade eden Gökoğlu, kararın ağ, olta ve parakete yöntemiyle avlanan küçük balıkçıları kapsadığını kaydetti.



“Balıkçılar iki tür arasında ayrım yapmakta zorlanabilir”


Gökoğlu, balon balıklarında izin verilen türün Lagocephalus seceleratus türü olduğunu ve Lagocephalus suezensis türünün izin verilen türe çok benzediğine işaret ederek, balıkçıların bu iki tür arasında ayrım yapmak da zorlanabileceğini, bu konuda ise kendilerine uzman kişilerce eğitim verilmesinin yararlı olacağının altını çizdi.



“Tüm Akdeniz ülkelerinin böyle bir tedbir alması lazım”


Balon balığının diğer kısımlarının karaya çıkartılmasının riskli olduğuna da vurgu yapan Gökoğlu, “Balığın geri kalan kısmı karada herhangi bir yere atılırsa, başka canlılar onu yiyebilir ve zehirlenme yaşanılabilir. Bunun için bakanlık sadece kuyruğu tercih etmesi iyi ancak türlerin ayrımında zorluk yaşanabilir. Bu yöntemle bu türü baskı altında tutabilirsiniz fakat yok edemezsiniz. Bu tür Akdeniz ekosistemine girmiş durumda ve tüm Akdeniz ülkelerinin böyle bir tedbir alması lazım.” İfadelerini kullandı.


Balon balığının diğer türlerinin de ekosistemi baskı altında tutan türler olduğunu aktaran Gökoğlu, o türlerde avcılığın yasak oluşuna açıklık getirilmesi gerektiğini söyledi.



“Küçük balıkçımız gerçekten mağdur durumdaydı”


Gökoğlu, sistemin zamanla oturabileceğini de sözlerine ekleyip şunları söyledi:


“1 milyon balıkla sınırlanmış ve ayrıca 31 Aralık tarihine kadar geçerli. Sonra sanırım yeniden bir düzenleme yapılacak ve 1 milyon balık kuyruğu alındıktan sonra durdurulacağı söyleniyor. Önemli olan balon balıklarından ülke ekonomisine katkı sağlanması. Burada amaç balığı baskı altında tutma ve küçük balıkçıyı koruma ve desteklemeye yönelik. Küçük balıkçımız gerçekten mağdur durumdaydı.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da Atatürk Bulvarına yaya üst geçidi çalışmaları başladı Aksaray Belediyesi tarafından şehrin en işlek caddelerinden biri olan Atatürk Bulvarına yapılacak olan üst geçidin çalışmaları başladı. Aksaray Belediyesi, Atatürk Bulvarı üzerindeki AVM ve iş merkezleri önünde yaşanan yoğunluğu göz önünde bulundurarak yeni bir yaya üst geçit projesini planladı. Atatürk Bulvarı ve Ereğlikapı Mahallesi arasında yaya ulaşımını kolaylaştıracak ve güvenli hale getirecek olan yaya üst geçidi iki adet taşıyıcı kolon üzerine inşa edilecek. Yaya üst geçidi projesinin yapılacağı alanda ilerleyen yıllarda sorun olmaması için altyapı çalışmaları başlatıldı. Yaya üst geçidinin yapılmaya başlaması ile oluşabilecek sorunların önüne geçilmesi için bölgenin altyapısı inşaat öncesinde taşınıyor. Yaşlı, engelli ve yürüme zorluğu yaşayan vatandaşlar için de detayların düşünüldüğü yaya üst geçit projesinde asansör ve yürüyen merdivenler yer alacak. Yaya üst geçidinin en kısa zamanda tamamlanarak hizmete açılması bekleniyor. Halkın talep ve önerileri doğrultusunda planladıkları projeleri yeni dönemde de tek tek hayata geçireceklerini belirten Belediye Başkanı Evren Dinçer, “Şehrimiz Orta Anadolu’da en hızlı gelişen ve büyüyen şehirler arasında yer alıyor. Bu hızlı büyüme ile sürekli yeni ihtiyaçlar yeni yatırımlara ihtiyaç duyuluyor. Biz de bu büyüme hızına katkı sağlamak ve şehrimizin ihtiyaçlarını gidermek için sürekli yenilikçi, çağın şartlarına uygun projeler planlıyoruz. Bu projelerimizden biri olan yaya üst geçit projesi için geçtiğimiz günlerde planlamalarımızı yaparak ihale sürecimizi tamamlamıştık. Bugün de inşaat çalışmalarına başladık. İnşallah planladığımız tarihler arasında inşaatımızı tamamlayarak burayı halkımızın hizmetine sunacağız. Yaya üst geçidi projemiz sayesinde hem halkımız güvenle ulaşım sağlayacak hem de trafik yoğunluklarının önüne geçilmiş olunacak. Bölge esnafımız için ve halkımız için hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Kastamonu Özel bireyler ve aileleri kolları sıvadı, serada çilek üretimine başladı Kastamonu’da hayata geçirilen proje ile özel bireyler ve aileleri serada üretim yaparak hem gelişimlerine katkı sağlayacak hem de maddi gelir elde edecek. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Kastamonu Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde hazırlanan 4 kadın kooperatifinin de paydaş olduğu “Benim Engelim Üretim Yapmama Engel Değil” projesi özel bireyleri üretimle geleceğe hazırlayacak. Kastamonu İhsan Ozanoğlu Özel Eğitim ve Meslek Okulu, Sarıkonak Kadın Kooperatifi, Dadaylı Üreten Kadınlar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, Hanönü Kadın Girişimi Üretim ve İşleme Kooperatifi ile Devrekani Kadın Girişimciler Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin paydaş olarak yer aldığı proje ile kırsal alanda yaşayan özel bireyler ve ailelerinin üretim yapmasını sağlayacak. Proje ile 2 yıl içerisinde, Kastamonu İhsan Ozanoğlu Özel Eğitim ve Meslek Okulunda eğitim gören 10 özel birey ve ailesine, 200’er metrekare çilek bahçesi tahsis edilecek. Proje sayesinde gelir elde edecek olan özel bireyler ile ailelerinin tarımsal üretim içerisinde yer almaları sağlanacak. Bu çerçevede Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Kastamonu Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde İhsan Ozanoğlu Özel Eğitim Meslek Okulunun “Benim Bahçem Benim Dünyam” eTwinning projesinin yürütülmesi amacıyla kadın çiftçi Lemiye Budak’ın bahçesinde sera kurulumu gerçekleştirildi. Hazırlanan serada özel bireyler ve aileleri ilk çileklerini ekti. Düzenlenen programa Özel Eğitim ve Kaynaştırma Daire Başkanı Fatih Paça, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürü Bekir Yücel Tanrıkulu ile özel bireyler ve aileleri katıldı. “Gelecek kaygısı taşımamaları adına geliştirilmiş bir proje” Programda konuşan Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürü Bekir Yücel Tanrıkulu, “Yaptığımız proje özel birey ve aileleri için geliştirilmiş bir proje. Geçen sene bunu bakanlığımıza teklif ettiğimde olumlu bir şekilde karşılanmıştı. Projemiz kabul edilmişti ve bu yıl, geçen yıl yaptığımız serada hem çilek bahçesi, çilek fidesi dikimiyle de bu projenin başlangıcı için adım attık. Proje ile özel birey ve ailelerinin gelecek kaygısı taşımamaları adına geliştirilmiş bir proje. Çünkü okul hayatından sonra bu bireylerimiz genellikle aileleri ile özelikle anneleri ile beraber hayatlarını sürdürüyorlar. Biz de buna bir nefes olsun diye yaptı. Toprağın içinde, üretimde birlikte olurlarsa, tarımla ilgili meşakkatli olurlarsa kendilerini hem geliştirme hem de toprağın vermiş olduğu pozitif enerjiyi özel hayatlarına aktarma adına bu proje geliştirildi” dedi. “Bir takım etkinliklerle istihdamını destekleyici projeyi gerçekleştiriyoruz” Seranın öğrencilerin eğlenerek öğrenmelerine ve istihdamına katkı sağlayacağını ifade eden Kastamonu Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş de, “Kıymetli gençlerimizin 21. yüzyıl becerileri ile donatılmasını önemsiyoruz. Bunun yanında özel bireylerimizin hem becerilerinin artırılması hem de ilerde istihdamla ilişkilendirilmesi için birçok projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün de yine özel birey öğrencilerimizin becerilerini artırabileceği, hoşça vakit geçirebileceği, ileriye yönelik tarımsal faaliyetlerde gelir getirici birtakım etkinliklerle istihdamını destekleyici bir projeyi de gerçekleştiriyoruz. Birçok paydaşımız var. Öncelikle Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüze bizi projeye dahil ettikleri için çok teşekkür ediyoruz. Velilerimiz, öğrencilerimizin hem becerilerinin geliştirilmesine hem de birlikte bu tarım faaliyetlerini yaparak daha güzel işler yapmış olacaklar. Aynı zamanda da öğrencilerimiz gelecekte bu tür faaliyetleri daha çok çeşitlendirerek istihdama ve üretime yönelik bir çığır açmış olacaklar. Bu projenin hayata geçirilmesinde kooperatiflerimize, Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüze, Özel Eğitim ve Rehberlik Genel Müdürlüğümüze ve burada tüm herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. “Eğitim, çocukların ihtiyaçlarını karşılama yoludur” Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Kaynaştırma Daire Başkanı Fatih Paça ise, “Yürüyeceğimiz yolun felsefesini yaptığımız projeler belirler. Farklı ihtiyaçlarımız var. Hayata hazırlanma adına bu çok kıymetli bir süreç. Dolayısıyla eğitim dediğimiz şey çocukların ihtiyaçlarını karşılama yoludur. Özel çocukların, özel ihtiyaçları var. Ama birbirimize benzer yaşantılarımız var. Bir şey anlamak için size benzeyen yanlarımıza bakarak görürseniz daha doğru anlarsınız. Daha iyi tanırsınız” şeklinde konuştu. “Bu proje çerçevesinde bu çocuklara farklı eğitimlerde düzenliyoruz” Çocukları sosyal yaşama kazandırmada aktivitelerin önemli olduğunu belirten Sosyolog Aysu Köserecep, “En çok sıkıntıyı anneler çekiyor. Annelerin hayatlarını rahatlatırsak onlara ufak bir iş yapabilirsek çocuklarda ferahlayacak yüzden biz 10 tane ailemize çilek bahçesi tesis edeceğiz. Ancak bu sadece fiziksel boyut. Amacımız sosyal sorumluluk. Biz çocuklarımızı insanlarla kaynaştırıp, toplum içine çıkarmak, ‘ben de varım’ diyebilmelerini sağlamak istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki her biri birer denizyıldızı. Biz bir taneyi alıp hayatlarını kurtarırsak ne mutlu. Hepimiz aynı Ülkenin evlatlarıyız. Sadece isimlerimiz farklı. Farklı olduğumuz için zenginiz” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından verilen eğitim sonrasında, özel bireyler ve aileleriyle birlikte seraya çilek fidesi dikildi.