YEREL HABERLER - 11 Şubat 2014 Salı 22:09

Türkiye Ve Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu

A
A
A
Türkiye Ve Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu

İnternetteki düzenlemeyle ilgili Feyzioğlu şunları söyledi:
"Biz Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yasayı veto etmesi için resmi çağrıda bulunduk. Bizimki görüşlerimizi arz eden bir dilekçedir. Bunun Cumhurbaşkanlığı katında incelendiğine eminiz. O dilekçede özetle şunu söyledik. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 2012 tarihli kararında ne yapılması gerekir diye yazıyorsa bu yasada tam tersi yapılıyor. Avrupa Konseyi'nin değerler sisteminde internete yasak getirmek istemiyorsak Avrupa İnsan Hakları içtihatına uygun olarak çıkartmak zorundayız. Son derecede kolaydır bu. Bütün yapılacak şey yetkiyi Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı almak ve 24 saat içinde karar verecek bir yargısal mekanizmayı kurmak. Bu kadar basit bu. Ama bunu yapmak yerine TİB Başkanını asıl yetkiyi verip ondan sonra, 'Bunu yargıya sunsun, yargıda duruşma yapmadan karar versin' dediğinizde bu şu demek; olayların ezici zaten gündem sıcağı sıcağınayken verilmesi gereken haberler sansürlenecek demek.”
Demokratikleşme paketiyle ilgili çalışmalara başlandığını ifade eden Feyzioğlu, "Hükümet tarafının sunduğu demokratikleşme paketi olarak adlandırılan teklifi biz halkın beklentilerini, hukukçuların beklentilerini karşılayacak şekilde zenginleştirecek önerimizi de somut olarak yazdık. Bunları da yarın Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hem siyasi parti liderleriyle paylaşacağız. İhtiyaç olursa kendileriyle görüşürüz" dedi.
'GİZLİ TANIK VE TELEFON KAYITLARI'
Feyzioğlu, dilekçenin içinde yer alan bilgilerle ilgili şunları söyledi:
"Gizli tanıklığın kaldırılması lazım. Gizli tanıklık bu şekliyle dünyanın hiçbir ülkesinde kullanılmıyor. Bizim gizli tanıklığı Türk hukukundan kazımamız lazım. Ayrıca TAPE telefon kayıtlarına dayanan başka hiçbir delil olmaksızın mahkumiyet kararına izin veren başka hiçbir demokratik ülkede yer yoktur. O zaman telefon dinleme kayıtlarının sadece yan delil olmasını sağlamamız lazım. Polis malesef şu uygulamayı yapar dinler dinler ondan sonra kes yapıştır modeline başlar. Araları keser istediği kısmı birleştirir. Öyle bir birleştirme ortaya çıkar ki onu okuduğunuzda siz bile dinlediğinizde vay ben neler demişim dersiniz. Sadece telefon kayıtlarıyla mahkumiyet çağdaş dünyada olmaz.
Salt telefon kayıtlarıyla mahkumiyetin önüne geçmeliyiz. Çok basit değişikliklerdir. Yeter ki demokratikleşme isteyelim."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.