YEREL HABERLER - 19 Mart 2014 Çarşamba 13:07

Antalya'da 170 Sanıklı Gezi Davası Devam Ediyor

A
A
A
Antalya'da 170 Sanıklı Gezi Davası Devam Ediyor

Antalya'da, 170 sanıklı Gezi davasının ikinci duruşmasına 13 sanığın ifadesinin alınmasıyla devam edildi.
Antalya'da 31 Mayıs'ı 1 Haziran'a bağlayan gece Cumhuriyet Meydanı, Çallı kavşağı ile AK Parti il binası arasındaki alanda Gezi Parkı odaklı olaylara ilişkin davanın ikinci duruşmasına Antalya Adliyesi 13.Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Katılımın yoğun olması nedeniyle dava konferans salonunda görüldü. Duruşma kimlik tespiti ile başlarken, kimlik tespitinde sanıklara olaylarda çekildiği iddia edilen fotoğraflar gösterildi. Sanıklar hakkında, 'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na Muhalefet' ve 'Memura Direnme' suçlamasıyla 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Ayrı açılan 6 sanığın dosyaları da mevcut dosya ile birleştirildi. Birinci celsede savunmaları alınan 9 sanık duruşmaya katıldı. Birinci celsede duruşmaya katılmayan ve savunmaları alınmayan 12 sanığın savunması alındı.
FOTOĞRAF KARMAŞASI
Müdafi avukatları savunma esnasında sanıkların fotoğraflarının çekilmesine itiraz ederek, alınan fotoğrafların imha edilmesi istedi. Mahkeme ise sanıkların yanında fotoğraflarının olması halinde, fotoğraflarının çekilmeyeceğini, dosyanın yoğunluğu, sanıkların fazlalığı, eşit ve sağlıklı bir uygulama amacıyla fotoğrafların alındığını belirtti. Mahkeme Başkanı Halil İbrahim Bakırtaş, "Fotoğrafların alınması, görüntülerde olan kişilerin, sağlıklı şekilde belirlenmesini sağlayacaktır. Çünkü o görüntülerde olan kişinin kendisi olmadığını söyleyen sanıklar var" dedi. İtirazlara rağmen mahkeme bu uygulamanın devam edeceğini bildirdi. Kimlik tespiti yapılan sanıkların çoğunun üniversite öğrencisi, üniversite mezunu ve sabıkalarının bulunmadığı görüldü. Sanıklar savunmalarında suçlamaları kabul etmedi.
“ENİŞTE BUNLAR POLİS”
Birinci celsede kimlik tespitinin ardından ayrılan Hüseyin Alan'ın savunması alındı. Alan, savunmasında gece saat 23:30'da Çallı'dan Güllük'e doğru kaynıyla birlikte yürüdüklerini belirterek, “Sivil polis aracı yanımızda durdu. Polisler araçtan koşarak yanımıza geldi. Kayınbiraderim 'Enişte bunlar polis polis' diyerek beni orada bırakıp kaçtı. Memura direnmem olmadı. Elimizde sadece Türk bayrağı vardı. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.
Bu sözler üzerine salonda kahkahalar yükseldi.
Dava, öğleden sonraki oturumda sanık avukatlarının beyanlarının alınmasıyla devam etti. Pazartesi günü görülen duruşmada 87 sanığın savunması alınmıştı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.