SAĞLIK - 10 Aralık 2018 Pazartesi 15:43

ALKÜ’de kök hücre ve kan bağışı konuşuldu

A
A
A
ALKÜ’de kök hücre ve kan bağışı konuşuldu

Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Kızılay Kulübü ve Türk Kızılayı Alanya Şubesi tarafından ALKÜ’lü öğrenci, akademisyen ve idari personele yönelik Kızılay tanıtımı, kan bağışı ve kök hücre bağışı ile ilgili bilgilendirme programı düzenlendi.

Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Kızılay Kulübü ve Türk Kızılayı Alanya Şubesi tarafından ALKÜ’lü öğrenci, akademisyen ve idari personele yönelik Kızılay tanıtımı, kan bağışı ve kök hücre bağışı ile ilgili bilgilendirme programı düzenlendi.


Batı Akdeniz Kök Hücre Bağış Kazanım Uzmanı Pınar Gümrükçüoğlu, Antalya Kan Bağışı Kazanım Uzmanı Fatih Kara ve Türk Kızılayı Alanya Şubesi Başkan Yardımcısı ve ALKÜ Tıp Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Hasan Basri Savaş’ın konuşmacı olarak katıldığı programa Türk Kızılayı Alanya Şubesi Yönetim Kurulu Üyeleri, ALKÜ akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı.



“18-50 yaş arası sağlık olan her birey bağışçı olabilir”


ALKÜ İşletme Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen programda ilk olarak kök hücre bağışçılığı hakkında bilgiler veren Pınar Gümrükçüoğlu Türkiye’de faaliyet gösteren TÜRKÖK’ü anlattı.


Kemik iliği kanserleri, lenfomalar, çeşitli organ kanserleri, kemik iliğinin yetersiz çalıştığı veya çalışmadığı durumlar, kalıtsal anemiler, immün yetersizlikler ve kalıtsal metabolik hastalıklarda kök hücre tedavisinin uygulandığını ifade eden Gümrükçüoğlu, “Bağışçı olmak isteyen bireyler 18 ile 50 yaş aralığında Hepatit B, Hepatit C ve Sifiliz hastalığı geçirmemiş, kronik hastalığı bulunmayan, kanser, HIV tanısı almamış olan sağlıklı kişiler olmalıdır” dedi.


Kök Hücre Bağışçısı olmak için başvuru yapan kişilerin başvuru sonrasında bilgilendirme görüşmelerinin yapıldığını belirten Pınar Gümrükçüoğlu şöyle konuştu:


“Görüşme sonrasında eğer bağışı kabul ederseniz, Gönüllü Kök Hücre Bağışçısı Bilgilendirme ve Onam Formunu doldurup imzalayarak bu bağışı resmi olarak onaylamanız sizden istenir. Ardından kan grubunuzun belirlenmesi, hastalıklar açısından test edilmesi ve doku tipleme testlerinin yapılabilmesi için üç tüp kan örneği alınır. Testler sonucunda herhangi bir enfeksiyon ajanı tespit edilir ise bağışçı olamazsınız ve bu konuda bilgilendirilirsiniz. Eğer enfeksiyon hastalıkları açısından test sonucunuz negatif ise kan örneğiniz Kısa adı HLA olan insan lökosit antijeni doku tipinizin belirlenmesi için TÜRKÖK Doku Tiplendirme Laboratuvarı’na gönderilir ve test sonuçları Kemik İliği Bankası’na aktarılır”


Türk Kızılayı Alanya Şubesi Başkan Yardımcısı ve ALKÜ Tıp Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Hasan Basri Savaş Türk Kızılay’ının dünyada ve Türkiye’de kan bağışından çok ötede bir kurum olduğunu vurgulayarak, “Kızılay’ın faaliyet alanları içerisinde sosyal hizmetler, afet hizmetleri ve sağlık hizmetlerinin bulunduğu dünya üzerinde bilinen en büyük insani yardım kuruluşlarından biri olduğunu dile getirdi. 29 Ekim-4 Kasım tarihleri arasında kutlanan Kızılay Haftası’nda Alanya genelinde kan bağışı kampanyası düzenlendiğini belirten Savaş; “Alanya’da yapılması gereken her türlü eğitim faaliyetini, yardım seferberliğini, kurumsal teşkilatlanmayı birlik ve beraberlik ruhu içerisinde geniş bir katılım ile yerine getirmeyi hedefliyoruz. Kan merkezi, tıp merkezi, kök hücre ve aşı evi gibi faaliyetleri Alanya’ya kazandırmayı istiyoruz.” ifadelerini kullandı.


“Bir kan bağışı 3 hayat 1 fidan demek”


Antalya Kan Bağışı Kazanım Uzmanı Fatih Kara ise, kan bağışı hakkında bilgiler verdi. Bir kan bağışı ile üç kişinin hayatının kurtarılmasının yanında bağışçı adına fidan da dikildiğini de belirten Kara, “Tüm bunlar için sadece 15 dakikanızı ayırmanız yeterli oluyor. Kanın bir fabrikası yoktur. Keşke çikolata gibi bir fabrikası olsaydı da kimseye muhtaç olmasak kendimiz üretip alsak ama böyle değil ne yazık ki. Kan insanın insana muhtaç olduğu en değerli şeydir” dedi.


130 bin kan ihtiyacı olduğunu vurgulayan Kara, bu sene itibariyle 80 bine yaklaştıklarını dolayısıyla 50 bin ünite daha kana ihtiyaç duyduklarını ifade ederek şöyle konuştu:


“Merak ediyorsunuzdur belki bu kadar kan nerede kullanılıyor diye. Talesemi hastalarımız var. Bu hastaların hayatlarını devam ettirebilmeleri için ayda üç veya dört ünite kana ihtiyaçları var yani sizin günlük yemek yediğiniz gibi onların kan almaları gerekiyor. Kan almadıkları zaman hayati fonksiyonlarını devam ettiremiyorlar. Yani nakile hazırlanma sürecinde de insanların kanlarını almaları lazım ki vücut dirençleri yerinde olabilsin. En basiti Antalya’da kayıtlı 850-900 hasta var bu şekilde. Hiçbir şey olmasa bile biz bu hastalara aylık 3 bin 500 ünite kan bulmak zorundayız. Geçtiğimiz yıl burada Kızılay Kulübünün kurulmasıyla değerli hocalarımızın Sayın Rektörümüzün ve Rektör Yardımcılarımızın desteğiyle bir dönemde yaklaşık 560 ünite kan aldık. Bu dönemde şu ana kadar 350 ünite aldık ve halen daha kan alma faaliyetimiz devam ediyor. Hedefimiz ise bu dönemde en az 700 veya 800. İkinci dönemde ise binlere ulaşmayı istiyoruz. Neden bu şekilde düşünüyoruz. 13 bine yakın öğrencisi ile bunların yanında akademik ve idari personeli ile ALKÜ bizlerin her zaman yanında bulunabilecek destek verebilecek bir kurum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.