KÜLTÜR SANAT - 13 Ekim 2025 Pazartesi 17:20

Altın Portakal’ın Uluslararası Yarışması’nda yer alan filmler açıklandı

A
A
A
Altın Portakal’ın Uluslararası Yarışması’nda yer alan filmler açıklandı

62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nda 10 film Altın Portakal heykelciği için yarışacak. Kazananlar 1 Kasım’da açıklanacak.


Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla bu yıl 62.’si düzenlenecek Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında, Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nda yarışacak 10 film belli oldu. 24 Ekim- 2 Kasım 2025 tarihleri arasında bu sene 62.’si gerçekleştirilecek Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nda 10 film yer alacak. Dünyanın dört bir yanından toplam 10 film, En İyi Film ve En İyi Yönetmen ile En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu dallarında Altın Portakal heykelciği için yarışacak.



Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nda 10 film Altın Portakal için yarışacak


ABD, Almanya, Arjantin, Avusturya, Belçika, Birleşik Krallık, Çek Cumhuriyeti, Fransa, İran, İsveç, İsviçre, İtalya, Kolombiya, Lüksemburg, Polonya, Slovakya ve Türkiye yapımları 10 film, Türkiye’de ilk kez 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması kapsamında izleyiciyle buluşacak. "Ulusal Uzun Metraj Yarışması" filmleri arasında; Joel Alfonso Vargas yönetmenliğini üstlendiği, sınıf mücadeleleri, yetişkinliğe adım atma ve aile ilişkileri gibi karmaşık temalarını anlatan Mad Bills to Pay, 78. Cannes Film Festivali’nde Un Certain Regard bölümünde dünya prömiyerini yapan ve FIPRESCI ödülüne layık görülen, Londra sokaklarının kıyısında, hayatta kalmaya çalışan evsiz Mike’ın hikayesini anlatan, Harris Dickinson yönetmenliğindeki Urchin, Dünya prömiyerini 2025 Cannes Film Festivali’nde La Semaine de la Critique seçkisinde yapan, yalnızca bir anne–çocuk draması değil, aynı zamanda kurumların insana nasıl dokunduğunu ve dokunamadığını sorgulayan, seyirciyi yargılamaktan çok anlamaya davet eden Laura Wandel’in yönetmenliğini üstlendiği Adam’s Sake, Dünya prömiyerini 2025 Cannes Film Festivali’nde Un Certain Regard bölümünde yapan, Medellín’in sokaklarından yükselen sessiz bir şairin hayatının anlatıldığı Simón Mesa Soto’nun yönetmenliğindeki A Poet. Aynı zamanda 2025 Sundance Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan, Mary Bronstein’in yazıp yönettiği psikolojik kara komedi türündeki, izleyiciyi hem acı acı güldüren hem de sarsan bir enerjiye sahip If I Had Legs I’d Kick You, 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ilk kez kendisine takdim edilen ‘Onursal Nişanı’ taşıyan Saadet Işıl Aksoy’un başrolünde oynadığı, Berlin Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan, Çağla Zencirci ve Guillaume Giovanetti’nin yönettiği, Türkiye-Fransa-Lüksemburg ortak yapımı, 1990’lı yıllarda 900’lü hatlarda çalışan bir kadının, gizemli bir telefon görüşmesiyle değişen hayatını konu alan Confidante, Johanna Moder’in dördüncü uzun metraj filmi, 40 yaşında başarılı bir orkestra şefi olan Julia’yı anlatan Mother’s Baby, Milagros Mumenthaler’in yönettiği, başarılı bir Arjantinli sanatçı olan Lina’yı anlatan The Currents, Venedik Film Festivali 2025’in Orizzonti bölümünde dünya prömiyerini yapan Ali Asgari’nin yönettiği, kariyerinin son eserini sansür engelleriyle boğuşarak tamamlamaya çalışan bir yönetmenin hikayesi üzerinden, özgürlük, yenilikçilik ve adalet arayışını gözler önüne seren Divine Comedy ve ülkesinin OSCAR adayı olan, Tereza Nvotová’nın yönetmenliğini üstlendiği, Michal, Zuzana ve kızları Dominika’yı konu alan bir aile dramı olan Otec (Father) filmleri yer alıyor.


62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ödüller 1 Kasım 2025, Cumartesi günü gerçekleştirilecek olan ödül töreninde açıklanacak.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Kadın yolcu ile taksicinin hizmet bedeli tartışması: "Haram olsun" diyerek araçtan indi Taksilerde kredi kartıyla yapılan ödemelerde POS cihazları üzerinden alınan "hizmet bedeli" yolcular ile sürücüleri karşı karşıya getiriyor. Kocaeli’de bir yolcunun ek ücret tepkisi cep telefonu kamerasına yansırken, komisyonun kendilerine değil finans kuruluşlarına gittiğini belirten taksici esnafı, ek maliyetle karşılaşmak istemeyen yolcular için nakit ödeme dışında bir seçenek kalmadığını vurguladı. Kartla ödeme sırasında POS cihazları tarafından eklenen hizmet bedeli, yolcuların tepkisini çekmeye devam ediyor. Son olarak Kocaeli’de yaşanan olayda kadın yolcu, kredi kartıyla ödeme yaptığı sırada taksimetre tutarına eklenen hizmet bedeline tepki gösterdi. Yaşanan gerginliği cep telefonuyla kaydeden yolcu, akaryakıt istasyonlarında böyle bir uygulamanın olmadığını belirterek duruma tepki gösterdi. Sürücünün ise söz konusu ücretin sistem tarafından otomatik eklendiğini belirtmesi üzerine yolcu, "Haram olsun" diyerek araçtan ayrıldı. Taksiciler, müşterinin bu bedelden kaçınmasının tek yolunun nakit ödeme yapmak olduğunu belirtti. Kamu kurumlarından başlayarak yayılan bu uygulamanın, Ödeal’a ait TaksidePOS gibi yaygın kullanılan sistemlerde aktif olduğu kaydedildi. "22 TL işlem ücretini TaksidePOS kendi koyuyor" Dijital ödeme sistemindeki işleyişi POS cihazı üzerinden uygulamalı olarak gösteren bir taksi sürücüsü, aracı kurumların komisyon politikasını şu sözlerle aktardı: "Ben POS cihazına 200 TL giriyorum, 22 TL işlem ücretini TaksidePOS kendi koyuyor. Bunun benimle bir alakası yok. Bu, POS cihazı şirketinin koymuş olduğu bir komisyon. Bu komisyonu kendi cebimden ödeyecek halim yok. Bu kredi kartı komisyonu değil. Zaten banka komisyonu bizden kesiliyor. 22 TL olan ilave komisyon tutarı, TaksidePOS ve benzer şirketlerin kendi komisyonu." "Sistemdeki boşluk kullanılıyor" 13 yıldır taksicilik yapan Hakan Peçe, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, dijital ödeme sistemlerindeki işleyişi anlattı. POS cihazı üzerinden uygulamalı gösterim yapan Peçe, taksimetreye girilen tutarın üzerine sistemin otomatik olarak fark eklediğini söyledi. Peçe, "TaksidePOS gibi POS cihazları var. Bunlar hizmet bedeliyle çalışıyor ve bu hizmet bedeli doğrudan müşteriye yansıtılıyor. Ortalama olarak yüzde 10 civarında bir fark söz konusu. Bu uygulama yaklaşık 4 yıl önce, bazı kurumların kredi kartı ödemelerinde komisyon almaya başlamasıyla ortaya çıktı. Daha sonra belediyelere ve toplu taşıma araçlarına da yayıldı. Ancak burada şehirden şehre farklılıklar var. En yüksek oran İstanbul’da. Örneğin İstanbul’da 35 TL olan bir ücret, kredi kartıyla ödendiğinde 50 TL’ye çıkabiliyor. Bu da yaklaşık yüzde 42’ye denk geliyor. Kocaeli ve Sakarya’da oranlar genelde aynı, yaklaşık yüzde 10 civarında. Taksilerde sistem genelde her yerde aynı. Araç muayene istasyonlarında da aynı durum var. Sistemdeki boşluk kullanılıyor. Kamu kurumları, belediyeler bu işlemi başlatınca finans kurumları da buna dahil oldu. Kanunen yaptırımı nedir ve ya engellenebilir mi bilmiyorum" dedi. "Biz herhangi bir şekilde fiyat hesaplayıp üzerine ekleme yapmıyoruz" Peçe, sözlerini şöyle sürdürdü: "Piyasada çok bilinen POS firmaları bu şekilde çalışıyor. Taksiye bindiğinizde camlarda ya da POS cihazlarının üzerinde bu firmaların isimlerini görmek mümkün. Ancak burada özel isim vermek istemiyorum. Şunu özellikle vurgulamak isterim, bu farklar kesinlikle taksicinin cebine girmiyor. Biz herhangi bir şekilde fiyat hesaplayıp üzerine ekleme yapmıyoruz. Taksimetrede yazan ücret neyse, POS cihazına da aynen o tutarı giriyoruz. Örneğin taksi ücreti 170 TL ise ben POS’a 170 TL yazıyorum. Ancak müşteri kartını okuttuğu anda, sistem otomatik olarak farkı ekliyor ve toplam tutar müşterinin kartına bu şekilde yansıyor. Bu fark POS cihazının alt satırında otomatik olarak görünüyor." Taksicilerin banka POS’u yerine bu cihazlara yönelme nedenine de değinen Peçe, bankaların yüksek aylık kullanım ücretleri ve faiz oranları nedeniyle finansal kurumlara ait POS cihazlarının esnaf arasında yaygınlaştığını, ancak bu sistemde maliyetin "hizmet bedeli" adı altında yolcuya yansıtıldığını sözlerine ekledi. "Şu an için müşterinin bu farktan kaçınmasının tek yolu nakit ödeme yapmak" Bu sistemin taksiciler arasında yaklaşık iki yıldır yaygınlaştığını ifade eden Hakan Peçe, "Daha önce böyle bir uygulama yoktu. Ben de geçen yıla kadar banka POS cihazı kullanıyordum. Ancak faizlerin ciddi şekilde yükselmesiyle birlikte finans kurumlarının sunduğu POS sistemlerine geçtik. Ondan önce bu şekilde otomatik fark yansıtan bir sistemle karşılaşmamıştım. Şu an için müşterinin bu farktan kaçınmasının tek yolu nakit ödeme yapmak. Kredi kartı ya da başka bir dijital ödeme yöntemi kullanıldığında mutlaka bir fark ödeniyor. Taksi çağırma uygulamalarında da benzer şekilde hizmet bedelleri, gecikme ücretleri ya da farklı kalemler bulunuyor. Oralarda da sistem puanlama ve hizmet bedeli üzerinden işliyor" ifadelerini kullandı.
Balıkesir BASKİ’den su saatlerinin donma riskine karşı uyarı Balıkesir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü, soğuk hava ve buzlanma nedeniyle su sayaçlarında meydana gelebilecek donma riskine karşı vatandaşları bilgilendirdi. BASKİ, donan sayaçlara sıcak su ya da ateşle müdahale edilmemesi konusunda uyarılarda bulundu. Kış mevsimi nedeniyle meydana gelen soğuk hava şartları ve buzlanma nedeniyle su sayaçlarının donma riskine karşı vatandaşları uyaran Balıkesir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü, alınması gereken önlemlerle ilgili bilgilendirmede bulundu. Hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte açıkta bulunan sayaçlarda donma riskinin arttığını belirten BASKİ, sayaçlar ve su tesisatlarına yönelik koruyucu önlemleri sahada uygulamaya aldı. Donan sayaçlara ateşle müdahale etmeyin Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Balıkesir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü, su boruları ve sayaçlarının soğuk hava ile temas etmeyecek, don ve kardan korunacak şekilde izole edilmesi gerektiğini vurguladı. Bazı abonelerin donan sayaç ve borulara sıcak su ya da ateşle müdahale ettiğini, bunun sayaçlara ciddi zarar vererek kullanılamaz hale getirdiğini belirten BASKİ, bu tür müdahalelerin kesinlikle yapılmaması gerektiğine dikkat çekti. Patlayan sayaçları BASKİ’ye bildirin Donma nedeniyle patlayan sayaçlardan akan suyun diğer sayaçların da donmasına yol açabildiğini belirten BASKİ, bu gibi durumlarda vananın kapatılarak suyun kesilmesini ve zaman kaybetmeden Alo 185’e başvurulması gerektiğini belirtti. BASKİ tarafından yapılan açıklamada müdahalenin mutlaka profesyonel ekiplerce yapılması gerektiği belirtildi. Konut ve iş yerlerinde de alınması gereken tedbirlere dikkat çeken BASKİ Genel Müdürlüğü, sayaçtan önceki ve sonraki bağlantı borularının uygun yalıtım malzemeleriyle kaplanması ve kuru tutulmasının önemli olduğunu belirtti. Sayaçların kesinlikle naylon malzeme ile kapatılmaması gerektiği vurgulanırken bunun nemlenme ve sayaç patlamalarına yol açacağı ifade edildi.
İstanbul Kağıthane Belediyesi’nin yeniden inşa ettiği okul 2026 eğitim dönemine hazırlanıyor Kağıthane Belediyesi’nce yeniden inşa edilen Vasfi Çobanoğlu Okulu’nda çalışmalar aralıksız devam ediyor. Okul tamamlandığında bölgedeki eğitim ihtiyacına önemli katkı sağlayacak. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin ise, "Vasfi Çobanoğlu Okulu tamamlandığında, çağın gereklerine uygun donanımıyla evlatlarımıza yakışır bir eğitim yuvası olacak" dedi. Kağıthane Belediyesi’nin, Milli Eğitim Bakanlığı ve İstanbul Valiliği iş birliğiyle yeniden inşa ettiği Çağlayan Mahallesi’ndeki Vasfi Çobanoğlu Okulu’nda çalışmalar aralıksız devam ediyor. 32 derslikten oluşan ve bünyesinde konferans salonu ile anaokulu olan okul, tamamlandığında bölgedeki eğitim ihtiyacına önemli katkı sağlayacak. Spor alanları, laboratuvarlar ve zengin kütüphanesiyle öğrencilerin akademik ve sosyal gelişimlerini destekleyecek şekilde projelendirilen okulun, 2026 eğitim-öğretim döneminde hizmete açılması planlanıyor. "Evlatlarımıza yakışır bir eğitim yuvası olacak" Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin, eğitime yapılan yatırımların ilçenin geleceğine yapılan en önemli yatırımlar olduğunu vurgulayarak, "Çocuklarımızın daha nitelikli, güvenli ve modern ortamlarda eğitim alabilmesi için tüm kurumlarımızla birlikte yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Vasfi Çobanoğlu Okulu tamamlandığında, çağın gereklerine uygun donanımıyla evlatlarımıza yakışır bir eğitim yuvası olacak. 2026 eğitim-öğretim döneminde öğrencilerimizin yeni okullarında ders başı yapmasını hedefliyoruz. Kağıthane’mize şimdiden hayırlı olsun" dedi.
Kayseri İnsanlık İttifakı 1 Ocak’ta Galata’da buluşuyor TÜGVA Kayseri İl Başkanı İsmail Vefa Bayırbaş; "Milli İrade Platformu ve İnsanlık İttifakı çatısı altında 400’ü aşkın paydaş sivil toplum kuruluşuyla birlikte, kamu vicdanını diri tutmak ve insanlık onurunu savunmak amacıyla barışçıl ’şahitlik’ çağrımızı yineliyoruz. Yeni yılın ilk gününde 1 Ocak’ta, saat 08.30’da Galata Köprüsü’nde sinmiyoruz, susmuyoruz, Filistin’i unutmuyoruz" dedi. Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasında açıklamalarda bulunan TÜGVA Kayseri İl Başkanı İsmail Vefa Bayırbaş; Milli İrade Platformu ve İnsanlık İttifakı çatısı altında; Gazze’de iki yılı aşkın süredir devam eden insani yıkımın, uluslararası hukuk ihlallerinin ve sistematik hak gasplarının normalleştirilmesine karşı kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğumuzu yerine getirmek için toplandıklarını kaydetti. Bayırbaş açıklamasında; "Bugün Gazze’de yaşananlar bir ’gündem maddesi’ değil; modern zamanın gözlerinin önünde gerçekleştirilen, tarihe utanç vesikası olarak geçecek bir insanlık sınavıdır. Bu sınavın kaydı; yalnızca haber bültenlerinin satır aralarında değil, vicdanlarda ve uluslararası kurumların ’unutkan’ hafızasında tutulmaktadır. Ve ne yazık ki bu sınavda ağır bir ’çifte standart’ uygulanmaktadır. Uluslararası kuruluşların yayımladığı güncel durum raporları, Gazze’deki insanî tablonun hâlen kırılgan olduğunu göstermektedir. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) 18 Aralık 2025 tarihli raporunda, Gazze Sağlık Bakanlığı verilerine dayanılarak 7 Ekim 2023’ten bu yana 70 bin 668 can kaybı ve 171 bin 152 yaralı bildirilmektedir. Aynı raporda, ateşkes döneminde dahi can kaybının sürdüğü; ateşkesten bu yana 394 kişinin öldüğü, bin 75 kişinin yaralandığı ve enkaz altından 634 cenazenin çıkarıldığı aktarılmaktadır. Raporda, kış şartlarının ve fırtınanın etkisiyle yaklaşık 55 bin haneyi etkileyen sel/taşkın vakaları, kıyı bölgelerinden 370 ailenin tahliyesi, binlerce acil çağrı ve yıkım taşıyan yapılara ilişkin veriler paylaşılmaktadır. Yine aynı raporda, tıbbi tahliye bekleyen hastalara ilişkin kritik bilgi yer almakta; Temmuz 2024 - 28 Kasım 2025 arasında tahliye beklerken bin 92 hastanın hayatını kaybettiği ve Gazze’de 18 bin 500’den fazla hastanın hâlen tıbbi tahliyeye ihtiyaç duyduğu bildirilmektedir. Gıda güvenliği ve beslenme alanındaki raporlar ise ’geçici iyileşme’ başlığının kolay bir rehavete dönüşmemesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Bir toplumun ihtiyaç duyduğu ’insani yardım’ kavramı bile süslenerek tartışmalı hâle getiren prosedürler var ise burada bir sorun vardır. Bu çağrımız; bir ülkeye, bir halka, bir kuruma karşı önyargı değil; insan hayatını merkeze alan evrensel bir tutarlılık talebi içermektedir. Milli İrade Platformu ve İnsanlık İttifakı çatısı altında 400’ü aşkın paydaş sivil toplum kuruluşuyla birlikte, kamu vicdanını diri tutmak ve insanlık onurunu savunmak amacıyla barışçıl şahitlik’ çağrımızı yineliyoruz. Yeni yılın ilk gününde 1 Ocak’ta, saat 08.30’da Galata Köprüsü’nde sinmiyoruz, susmuyoruz, Filistin’i unutmuyoruz. Yüz binlerce vicdan sahibiyle birlikte tüm dünyayı uyandırıyoruz. Unutmuyoruz, normalleştirmiyoruz, insani olanı savunuyoruz" diye konuştu.