GENEL - 21 Kasım 2019 Perşembe 23:13

Diyanet Başkanı Erbaş: “Aile, sadece maddi bir beraberlik değildir”

A
A
A
Diyanet Başkanı Erbaş: “Aile, sadece maddi bir beraberlik değildir”

Mevlid-i Nebi Haftası etkinlikleri kapsamında “Peygamberimiz ve Aile” temasıyla Antalya’nın Alanya ilçesinde düzenlenen sempozyumun açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof.

Mevlid-i Nebi Haftası etkinlikleri kapsamında “Peygamberimiz ve Aile” temasıyla Antalya’nın Alanya ilçesinde düzenlenen sempozyumun açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Aile, sadece maddi bir beraberlik değil, bedenlerin yanı sıra kalpleri ve duyguları birleştiren, ruhları sükunete erdiren muhteşem bir birlikteliktir” dedi.


Alanya’da Diyanet İşleri tarafından bu yılki Mevlid-i Nebi Haftası etkinlikleri kapsamında “Peygamberimiz ve Aile” temasıyla 22-24 Kasım tarihleri arasında düzenlenen sempozyumun açılışı yapıldı. Avsallar Mahallesi’ndeki bir otelin konferans salonunda düzenlenen sempozyumu açılışına Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı, Din Hizmetleri Genel Müdürü Bünyamin Albayrak’ın yanı sıra Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya İl Müftüsü Osman Artan, İl Emniyet Müdürü Murat Ulucan, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Tekin Aktemur, Alanya Kaymakamı Mustafa Harputlu, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Rektörü Prof. Dr. Ekrem Kalan, İlçe Müftüsü İhsan İlhan, İlçe Emniyet Müdürü Alper Avcı, İlçe Jandarma Komutanı Yarbay Serkan Akbaba, çok sayıda din görevlisi ve davetli katıldı.


Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan konferansa konuşmacı olarak katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş, Peygamber Efendimizi tanımadan Allah’a kulluğu ve gerçek manada özgürlüğü anlamak da mümkün olmayacağını söyledi. Erbaş, “Hz. Peygamber’in sünneti, Kur’an’ın hayata dönüşmüş şeklidir. Sünnet-i Nebi, Kur’an’dan sonra İslam’ın ikinci temel kaynağıdır. Onu göz ardı ederek İslam’ın anlaşılması ve yaşanması mümkün olmadığı gibi Allah Resulüne saygısızlık olarak algılanacak tavır ve üslupların da mümin tavrıyla bağdaştırılabilmesi mümkün değildir Bugün insanlığın özlediği huzur ve güven; ancak Hz. Peygamberin insanlığa tebliğ ettiği hakikatlerin bilgi, bilinç, ahlak ve sistem düzeyinde hayata geçirilmesiyle mümkün olacaktır. O değerleri bugüne taşıyıp insanlıkla buluşturmak ise müminlerin Allah’a, Resul’e ve insanlığa karşı en büyük sorumluluğudur. Aynı zamanda Peygambere muhabbetin neticesi ve onu sevmenin en büyük tezahürüdür” dedi.



“Aile yaşayarak fark ettiği bir sevgi ocağıdır”


Bugün insanlığın en büyük sorununun ahlak krizi olduğunu ifade eden Erbaş, “Yani insanlığın huzurunu temin edecek olan İslami erdemlerin yitirilmesidir. Allah resulünün sünnetinden ve mirası olan güzel ahlak ilkelerinden uzak bir hayat yaşanıyor olmasıdır. İnsanlık, yüzünü yeniden Hz. Peygamberin örnekliğine çevirmediği sürece hiçbir insani ve vicdani değeri muhafaza edemeyecektir. Yeryüzü ancak onun getirdiği değerlerle buluşursa huzuru bulacaktır. Aile, sadece maddi bir beraberlik değil, bedenlerin yanı sıra kalpleri ve duyguları birleştiren, ruhları sükunete erdiren muhteşem bir birlikteliktir. Aile yuvası insanın fiziksel zihinsel ve ahlaki yönden en üstün meziyetlerle donatıldı. Bütün insanı değerlerin öğrenildiği, ruhun mayalandığı ve kemal bulduğu yerdir. Varlığında sayısız hikmetler barındıran aile, insanın ilk eğitimini aldığı en temel eğitim yuvası, maddi-manevi tehlikelere karşı muhkem bir sığınak ve fertlerin hayatın hakikatlerini yaşayarak fark ettiği bir sevgi ocağıdır” diye konuştu.



“Huzurlu toplum, ancak ailede huzurun tesisiyle oluşur”


Aile geçmişinin geleceğe bağlayan bir köprü olduğunu aktaran Erbaş, “Zira ailenin, nesli muhafaza etmek gibi önemli ve vazgeçilmez bir işlevi vardır. Ailenin nesli muhafaza etme bilinciyle kurulduğu toplumlar, gelişmiş ve medenî toplumlardır. Çünkü insani ve vicdani değerler ancak bu tür bir aile ortamında doğup gelişir ve bir sonraki kuşağa aktarılır. Dine, hayata, topluma ve insanın var oluşuna dair sağlıklı bir zihniyet, aileden başka hiçbir ictimai kurum veya kuruluşta doğup gelişemez. Güçlü toplum, ancak güçlü aile bağları ile kurulur. Huzurlu toplum, ancak ailede huzurun tesisiyle oluşur” ifadelerini kullandı.



"Aile köklü bir yapıya sahiptir"


Millet olarak aile yapısının milli ve manevi değerler üzerine kurulu olduğunu belirten Erbaş şunları söyledi:


“Aile köklü bir yapıya sahiptir. Dayanışma bilincinin hakim olduğu bir yapı arz etmektedir. Ne kadını ne de erkeği üstün tutar. Bizim ailemiz, Allah’ın adı üzere yapılan bir akitle kurulduğu için erkeğin de kadının da diğer tüm aile üyelerinin de hakkını her zaman teslim eder. Bu yüzden biz, kadın ya da erkeği önceleyen bir yapıyı değil, ailenin bütününü merkeze alan bir yapıyı önemsiyoruz. Fakat modernite ile birlikte hızlanan toplumsal değişimden en fazla etkilenen kurumların başında maalesef aile gelmektedir. Bireysel ve toplumsal hayatımızın yıkılmaz kalesi olarak görülen aile hayatımızda son zamanlarda, ilgisizlik, boşanma, aile içi şiddet ve huzursuzluk gibi pek çok ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunların çoğunun temelinde de Peygamber ahlakından uzaklaşmak yer almaktadır. Ailenin çözülmeye başlaması, toplumumuz için büyük bir tehlike arz edeceği gibi çok ciddi problemleri de beraberinde getirecektir. Nitekim bir yerde aile kurumu çözülmeye başladığında adli suçlar, madde bağımlılığı, şiddet, psikolojik ve sosyolojik problemlerin arttığı müşahede edilmektedir. Nihayetinde bireysel ve toplumsal huzur kaybolur. Eğer toplumsal hayatımızda bunların varlığından sıkça bahseder hale gelmişsek, bunun altında yatan sebebin aile değerlerinde ve bağlarında meydana gelen zayıflama olduğu göz ardı edilmemelidir. Maalesef günümüz insanı, aileyi, paylaşmayı, sorumluluğu, sevgi, şefkat ve merhameti öteleyerek; bireyselliği, ferdi haz ve ihtiyaçları öncelemekle, aslında kendi mutluluğunu ötelediğini fark edememektedir.”



“Çözümler bulunması için çalışmalara daha çok ihtiyaç vardır”


Kitle iletişim araçlarının gelişimini de değinen Erbaş, “Kitle iletişim araçlarının gelişimi ve sınır tanımazlığı tüm değerlerin zedelenmesine sebebiyet vermekte, aile mahremiyetini ihlal eder hale gelmektedir. Bu manada artık hayatın her alanına nüfuz eden medyaya da önemli görevler düşmektedir. Manevi değerlerimizi ve ahlakımızı önceleyen, ortak bir değer olarak aile ahlakını gözeten ve aileyi güçlendiren bir yayın politikası izlemesi medyanın en büyük sorumluluğudur. Aileyi kuşatan sorunların sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik tüm boyutlarıyla araştırılmasına ve kalıcı çözümler bulunması için yapılacak çalışmalara her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır. Sonuç olarak hangi açıdan düşünürsek düşünelim hiçbir gerekçe ya da meşgale aile olmayı ertelemeye ve aileyi ihmal etmeye mazeret olamaz. Hiçbir meslek ya da hedef, aile kurmaktan, anne-baba olmaktan daha önemli kabul edilemez. Hiçbir makam ve mevki, anne-baba olma şerefinden ve sorumluluğundan daha büyük olamaz. Toplumsal yapımızın temel taşı olan aile kurumunu güçlendirecek ve sağlam temeller üzerine oturtacak bir sorumluluğu kuşanmamız gerektiği kanaatindeyim” dedi.



“Son dönemde çok ihtiyacımız olan aile kavramını işlenecek”


Antalya Valisi Münir Karaloğlu ise, “Rabbim Peygamber Efendimizin şefaatinden ve yolundan bizleri ayrı koymasın. Bu sene Diyanet İşleri Başkanlığımız toplumumuzun da ihtiyaçlarını göz önüne alarak son dönemde çok ihtiyacımız olan aile kavramını bu sene teması olarak “Peygamberimiz ve Ailesi” sempozyumunu seçmiştir. Peygamber efendimizin ailesindeki sevgi, saygı, şefati, muhabbet ve adaleti onun sünneti seniyesiyle topluma hakim kılmak inşallah bu sempozyumla gündeme gelecek” dedi.


"Aileyi Ayakta Tutan Değerler", "Aile Sorunlarına Kuran ve Sünnetten Çözümler", "Günümüz Dünyasında Aileyi Kuşatan Risk Alanları", "Aileye Yönelik Tehditler ve Çözüm Önerileri" gibi konuların ele alınacağı oturumlarla devam eden sempozyum, 24 Kasım’da sona erecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Vali Dallı’dan vatandaşlara, ev ve orman yangınlarının önlenmesi için önemli çağrı Kastamonu’da Nisan ayında yapılan güvenlik çalışmaları ile ilgili açıklama yapan Vali Meftun Dallı, orman yangınları ile sürekli olarak yaşanan ev yangınlarının önlenmesi için vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu. Kastamonu Valisi Meftun Dallı, düzenlenen güvenlik toplantısının ardından Nisan Ayında Kastamonu’da İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince yapılan çalışmalarla ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Yılın ilk 4 ayında, geçen yıla göre kişiye yönelik işlenen suçlarda yüzde 7,9’luk bir düşüşün olduğunu söyleyen Vali Dallı, suçun önlenmesine yönelik polis ve jandarma ekiplerinin çalışmalarını gece gündüz demeden sürdürdüğünü belirtti. Vatandaşlara da çağrıda bulunan Vali Dallı, yaz döneminde yaşanabilecek orman yangınları ile özellikle köylerde ve ahşap evlerde sürekli olarak çıkan yangınlarla ilgili alınması gereken önlemlere dikkat çekti. “Vatandaşlarımızdan elektrik tesisatlarını yenilemelerini istirham ediyoruz” Kastamonu’da sık sık ev yangınlarının yaşandığını ifade eden Dallı, “Bunların önde gelen sebebi elektrik tesisatlarından kaynaklanan sorunlar. Diğer sebepler arasında soba ve bacalar önemli yer alıyor. Elektrik tesisatlarının birçoğu 1970’li, 1980’li yıllarda yapılmış tesisatlar. Bunlar zaman içerisinde gelişen cihazları kaldıramıyor. Bu tesisatlar yükü kaldıramayınca yangınlar meydana geliyor. Köy evlerimizdeki kemirgenlerin kablolara zarar vermesi yangınların meydana gelmesine neden oluyor. Bu tesisatların yenilenmesi için verilen destekler var. Vatandaşlarımızdan istirhamımız özellikle köy ve ahşap evlerdeki tesisatların yenilenmesi konusunda hassasiyet göstermeleri. Bu evler dedelerinden, babalarından kalan evler. Burada hatıralarımız var. Bir yangın durumunda bu hatıralar birden gidiyor. Sadece maddi zararlar değil, manevi zararlar da söz konusu. Ev yangınlarını azaltmak konusunda elbirliği yaparsak bunun sonucunda mutlu oluruz diye düşünüyorum” dedi. “Yangın çıkmadan önce tedbir almak son derece önemli ve kıymetli” Orman yangınlarının yüzde 87’sinin insan kaynaklı olduğunu kaydeden Dallı, “İlimizin yüzde 70’i ormanlarla kaplı. İklim değişikliğinin sebep olduğu sıcaklık artışları, düşük nem gibi faktörler son yıllarda orman yangınlarında çok ciddi artışa sebep olmakta. Son 10 yıllık yangın istatistiklerine göre orman yangınlarının yüzde 87’si insan kaynaklı, yüzde 13’ü doğal sebeplere bağlı. Yanan orman alanlarının yüzde 99’u da insan kaynaklı yangınlarda yanıyor. Bu konuda yapacağı pek çok şey var. Bunlardan bir tanesi insan kaynaklı sebepleri ortadan kaldırmak. Yangın çıkmadan önce tedbir almak son derece önemli ve kıymetli. Bir örnek vereyim, ormanlarımızda piknik alanları dışında ateş yakmayı yasaklıyoruz. Ama insanlarımız yine gidiyor. Gittiklerinde ateş yakmamaları gerekiyor. Yakıldıysa, rica ediyoruz, söndüğünden emin olsunlar. Piknik alanları dışında bu tarz şeylere yönelmemiz gerekiyor. Yolda giderken, aracın camından sigarasını söndürmeden vatandaşlarımız dışarı atıyor. Atılan o sigara izmaritinden başlayan yangının ormanlarımıza sirayet etme riski son derece yüksek. Kıymetli hemşehrilerimiz köyde temizlik yapıyor, topladıklarını yakmaya çalışıyor ama bunun ormana sıçramasını öngöremiyor. Bu ve benzeri konularda herkesin dikkatli ve duyarlı olmasını istirham ediyorum” die konuştu. “Dört ayda oplam 3 bin 926 şahsın yakalanması sağlandı” Nisan ayında güvenlik, asayiş ve bilgilendirme konularında yapılan çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulunan Vali Dallı, “Kastamonu il merkezi ve 19 ilçede asayiş, güvenlik, trafik ve genel konularda, önleyici hizmetlerimize, denetimlerimize, bilgilendirme çalışmalarımıza ve sosyal sorumluluk projelerimize devam ediyoruz. Kastamonu genelinde Nisan ayında 568 bin 946 şahıs sorgulandı, 127 umuma açık iş yeri, 20 günlük konaklama yeri kontrol edildi. Yapılan çalışmalarda 25 adet ruhsatsız tabanca, 2 adet kurusıkı tabanca, 13 adet ruhsatsız tüfek ele geçirildi. Aranan şahıslara yönelik çalışmalarda, 2024 yılının ilk dört ayında 2 bin 558’i ifade, bin 368’i hapis cezası olmak üzere toplam 3 bin 926 şahsın yakalanması sağlandı. Yapılan çalışmalar neticesinde kişilere karşı işlenen suçlarda yılın ilk dört ayında 2023 yılına göre yüzde 7,9’luk bir düşüş meydana geldi. Kişilere karşı işlenen suçları aydınlatma oranımız yüzde 98,2 oldu. Mal varlığına karşı işlenen suçlarda ise yüzde 25’lik bir düşüş oranımız var. Devlete ve millete karşı işlenen suçlar ile topluma karşı işlenen suçlarda ise aydınlatma oranımız yüzde 100. Kadına karşı ve aile içi şiddetin önlenmesine yönelik İçişleri Bakanlığımızca hayata geçirilen KADES uygulaması üzerinden Nisan ayında 128 ihbar aldık ve çok hızlı bir şekilde müdahale ettik. KADES bilgilendirme çalışmalarında bin 92 kişiye ulaştık, vatandaşlarımızı bilgilendirdik” şeklinde konuştu. Uyuşturcu tacirlerine göz açılmıyor Uyuşturcu ticareti ve kullanımının önlenmesine yönelik yoğun bir çalışma yürütüldüğünü söyleyen Dallı, “Narkotik suçlarla mücadele kapsamında 44 operasyonda 76 şüpheli şahıs yakalandı. Yakalanan şahıslardan 5’i adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, 13 şahıs tutuklanarak Ceza İnfaz Kurumuna teslim edildi. Yapılan operasyonlarda bin 145 sentetik ecza hapı, 208,78 gram metamfetamin, 32 adet ecstacy, 1,34 gram bonzai, 27 kilo 231 gram esrar, 461 kök kenevir ele geçirildi. Halkımızın huzuru gibi uyuşturucuya asla geçit vermeyeceğiz. Vatandaşlarımızdan uyuşturucu satışı veya kullanımına şahit olduklarında veya şüphelendiklerinde ihbar etmelerini bir kez daha istirham ediyoruz. İhbarcı bilgileri kesin surette saklı kalacaktır: Kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele çalışmaları kapsamında ise 29 operasyonda 103 şahıs yakalandı. Şahıslardan 24’ü adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, 26 şahıs tutuklanarak Ceza İnfaz Kurumu’na teslim edildi. Yapılan operasyonlarda 22 adet ruhsatsız tabanca, bin 151 adet çeşitli çaplarda fişek, 5 adet ruhsatsız tüfek, 3 adet kurusıkı tabanca, 24 adet şarjör, 5 bin 755 Amerikan doları, 12 bin 600 euro, 97 bin 800 TL, 342 gram altın, 15 adet Cumhuriyet altını, 4 adet çeyrek altın ile çeşitli marka ve modellerde 15 adet araç ele geçirildi. Bu alanda da çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Trafik denetimlerinde sivil denetim aracı ile denetimlere ağırlık vermeye başladık” Trafik çalışmaları ile ilgili de bilgi veren Dallı, “Nisan ayında jandarma ve polis trafik birimlerimizce 75 bin 415 araç sürücüsü denetlendi. Ramazan Bayramı tatilinin 9 günlük olması sebebiyle trafik birimlerimize diğer birimlerden araç ve personel takviyesi yaparak güzergahlarımızda üst seviyede hizmet vermeye çalıştık. Arkadaşlarımızın herbiri üstün görev bilinciyle görevlerini yerine getirdiler, hepsine teşekkür ediyorum. Toplumda trafik bilinci ve yaşanan olumsuzluklara ve çözüm yollarına odaklanarak farkındalık oluşturmak amacıyla tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Mayıs ayının ilk cumartesi günü Karayolları Trafik Güvenliği Günü, takip eden hafta ise Trafik Haftası olarak kutlanmakta. Bu yıl 4-10 Mayıs tarihleri arasında kutlanan haftada birçok etkinlik düzenledik. 6 Mayıs günü Cumhuriyet Meydanımızda düzenlediğimiz etkinlikle vatandaşlarımızla bir araya geldik. Jandarma ve polis ekiplerimiz hafta boyunca bilgilendirme ve denetimlerine devam etti. Havaların ısınması ile motosiklet kullanımında artış meydana geldi. Biz de bununla birlikte motosiklet denetimlerine ağırlık verdik. Denetimlerde en çok karşılaştığımız konu, kask kullanılmaması. Motosiklet sürücüleri ile birlikte yolcuların da kask takması zorunlu. Önümüzdeki süreçte bu denetimlerimize daha da ağırlık veriyoruz. Bir konu da vatandaşlarımızı rahatsız edecek şekilde ses çıkartan araçlar ile yüksek sesle müzik yayını yapan sürücüler. Kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok. Ekiplerimiz bu yönde de denetimlerini arttırarak devam ettirerek bunlara müsade etmeyecek. Kural ihlali yapıp sosyal medya hesaplarından paylaşan sürücülere yönelik de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Trafik denetimlerinde sivil denetim aracı ile denetimlere ağırlık vermeye başladık. Başta hız olmak üzere, diğer sürücülere saygı göstemedden araç kullanan, sık sık şerit değiştiren, kırmızı ışık kuralına uymayan, cep telefonu ile konuşan araç sürücülerine gerekli işlemler uygulanıyor. Bu denetimlerimizdeki tek amacımız algılanan yakalanma riski duygusunu arttırarak trafik kurallarına tam uyumu sağlamak” dedi. Vali Dallı, Nisan ayında 212 çocuğa trafik kuralları ile ilgili eğitim verildiğini ve Trafik Eğitim Parkuru’nda 162 çocuğa trafik şuurunun aşılanmaya çalışıldığını belirtti. Siber suçların önlenmesine yönelik yürütülen çalışmalarla ilgili de konuşan Vali Dallı, “Nisan ayında 19 olayla ilgili 34 şahsın tespiti yapıldı. 55 araştırma raporu düzenlendi, 2 adreste el konma işlemi yapıldı, 72 dijital materyalin incelemesi gerçekleştirildi. SİBERAY bilgilendirilmesi kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarda afiş çalışması, vatandaşlarımızın yoğun bulunduğu alanlarda bilgilendirilmeler yapılarak, Nisan ayında 700’den fazla kıymetli hemşehrimize ulaşıldı. Toplum destekli polislik çerçevesinde Nisan ayında 20 okulumuza, 14 kurumumuza ziyaret gerçekleştirildi. Düzenlenen 12 eğitimle 2 bin 268 kişiye bilgi verildi. Göçmen kaçakçılığı çerçevesinde de Nisan ayında 3 kişi sınır dışı edildi, 20 adres tarikatı yapıldı, 262 vatandaşımız da bilgilendirildi” diye konuştu.