ASAYİŞ - 07 Kasım 2025 Cuma 13:00

Evlendi, bıçaklandı, evinden oldu, kelepçelendi, sokakta kaldı 64 yaşındaki adamın çilesi bitmedi

A
A
A

Antalya’da 25 Mayıs 2025 tarihinde barışma teklifine gittiği evde eşi tarafından defalarca bıçaklanan 64 yaşındaki Necdet Tilif, eşinin hapis cezasının ardından "insanlık yaptım" diyerek eşini affetti. Ancak Tilif, eşinin kelepçe ve uzaklaştırma kararını kaldırmasına rağmen, eşini eve getirdikten sonraki gün hakkında elektronik kelepçe ve uzaklaştırma kararı çıkartıldı. Evinden uzaklaştırıldığı için Antalya Adliyesi yakınındaki bir parkta ayağında kelepçeyle çadırda yaşamını sürdüren Tilif, 14 Ekim 2025’te evinin eşi tarafından satıldığını öğrendiğini belirterek, "Hep iyi niyetimden vuruldum. Üşüyorum, ama mücadeleme devam ediyorum" dedi. Tilif, ayrıca yaşadığı travmayı ve sesini duyurmak için çadırının arkasındaki duvara yaşadıklarını ait bastırdığı afişi astı.

Antalya’da eşi tarafından bıçaklanmasının ardından hastanede uzun süre tedavi gören Necdet Tilif’in hayatı, olaydan aylar sonra yeniden sokakta geçmeye başladı. Eşi Z.T.’nin "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan tutuklanıp 3 ay cezaevinde kaldıktan sonra şartlı tahliye ile serbest bırakıldığını öğrendiğinde, onu banklarda yatarken bulduğunu anlatan Tilif, "vicdan yaptım" diyerek eşini yeniden evine götürdü. Ancak bir gün sonra kendisi hakkında elektronik kelepçe ve uzaklaştırma kararı çıkarıldığını öğrenen Tilif, şimdi adliye yakınındaki bir parkta kurduğu çadırda yaşam mücadelesi veriyor.

Evlendi, bıçaklandı, evinden oldu, kelepçelendi, sokakta kaldı 64 yaşındaki adamın çilesi bitmedi

"Elektronik kelepçeyi, bana bıçak atan kişinin talebiyle taktılar"

Eşi tarafından bıçaklandıktan sonra üç ay cezaevinde kalan Z.T.’nin, serbest kaldıktan sonraki gün kendisi hakkında elektronik kelepçe ve uzaklaştırma kararı aldırdığını ileri süren Necdet Tilif, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Yine zulüm devam ediyor. Evimin satıldığını öğrendim. Evimi 10. ayın 14’ünde, yani 14 Ekim 2025’te satmışlar. Beni acıtan bıçak darbeleri değil, beni acıtan şu kelepçeyi takan. Bana 25 Mayıs’ta 19 bıçak vuranın talebi üzerine alınıyor. Döşemealtı’ndaydım, belediyeyle yıldızımız barışmadı. Borç harç bir araç tuttum, çadırımı Meltem Mahallesi’ne, adliyeye 200 metre yakına taşıdım. Şimdi burada yaşamaya çalışıyorum." Tilif, eşinin tahliye edildiğini elektronik kelepçe kararıyla aynı gün öğrendiğini belirterek, "Isparta’da tedavi görüyordum. Aradılar, ‘Zülbiye Hanım tahliye oluyor, kelepçe takılacak’ dediler. Eve bin metre yaklaşamıyor. Beach Park’ta banklarda yattığını duydum, vicdan yaptım, gecenin üçünde buldum, eve götürdüm. Avukatımı bile aramadan kelepçeyi çıkarttırdım, uzaklaştırmayı kaldırdım. Eve aldım, geldim. Bütün dostlarım bana beter ol dediler Katilini nasıl affedersin, nasıl eve alırsın diye. Haklılar. Bu kelepçeyle anladım. Avukatını aramış. Bana elektronik kelepçe ve iki ay evden uzaklaştırma kararı çıkartmış. Dolayısıyla kelepçeyle bin metre yaklaşamıyorum, evi rahat rahat satabilmek için taktılar bu kelepçeyi. Ben yine de insanlık yaptım, pişman değilim" dedi.

Evlendi, bıçaklandı, evinden oldu, kelepçelendi, sokakta kaldı 64 yaşındaki adamın çilesi bitmedi

"Boşanma ve tapu iptal davam devam ediyor ama tapu kalmadı"

Zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren Necdet Tilif, boşanma ve tapu iptal davasının sürdüğünü, ancak evinin eşi tarafından satıldığını iddia etti. Tilif, "Ben insanlık yaptım, ama hep iyi niyetimden vuruldum. Çok zoruma gidiyor, canım acıyor, üşüyorum. 10 Ağustos 2024’ten beri sokaklardayım. 64 yaşındayım. Boşanma davam sürüyor ama tapu kalmadı ki" ifadelerini kullandı.

"Adliye yakınında direnişini sürdürüyor"

Şu anda Antalya Adliyesi’nin hemen yakınındaki bir parkta kurduğu çadırda yaşamını sürdüren Necdet Tilif, yardım çağrısında bulunarak, "Direnmeye devam ediyorum. Yardım istiyorum insanlardan. Ben hümanist bir insanım, değişemem. Rahmetli annem beni kana kanla değil, gönül kazanmam için büyüttü" sözleriyle yaşadığı durumu anlattı. Tilif ayrıca, çadırının arkasındaki duvara astığı, kendisine ait yaralanma fotoğraflarını ve yaşadığı çadırı gösteren kareleri birleştirerek hazırladığı afişle sesini duyurmaya çalışıyor.

Evlendi, bıçaklandı, evinden oldu, kelepçelendi, sokakta kaldı 64 yaşındaki adamın çilesi bitmedi

Olay geçmişi

Necdet Tilif, dört yıl önce sosyal medya üzerinden tanıştığı Z.T. ile evlenmesinin ardından hayatının kabusa döndüğünü ileri sürmüş, evliliğin 10. gününde tapu tartışması yaşandığını, eşinin kendisinden evin tamamını üzerine almasını istediğini belirtmiş, yaşanan tartışmaların ardından eşinin sık sık evi terk ettiğini ve zaman zaman darp raporu alarak şikâyetlerde bulunduğunu söylemişti. Tilif, "Tapuyu bana yap diye tutturdu, ben de ortak mülkiyet, yani müşterek tapu yaptım. Dedim ki bu müşterek tapuda taraflardan birinin onayı olmadan asla satılamaz. Bir ay sonra tekrar kaçtı. ‘Evin tamamını vermezsen gelmem’ dedi. Yuvayı kurtarayım diye verdim ama sonunda sokakta kaldım" şeklinde konuşmuştu.

Begüm Aksoy - Fırat Demir 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.
Trabzon Ziraat Türkiye Kupası Trabzonspor: 0 - Alanyaspor: 1 (Maç sonucu) Ziraat Türkiye Kupası A Grubu ilk maçında Trabzonspor sahasında Corendon Alanyaspor’a 1-0 mağlup oldu. Maçtan dakikalar (İkinci yarı) 53. dakikada Sikan’ın ceza sahası içinden yaptığı vuruşta üst direğin içine çarpan top oyun alanına döndü. Dönen topu savunma oyuncuları uzaklaştırdı. 65. dakikada Ogundu’nun pasında kaleci ile karşı karşıya kalan Hwang Ui-jo’nun vuruşunda kaleci Onuralp Çevikkan topu ayaklarıyla çeldi. 75. dakikada Zubkov’un ceza sahası dışından vuruşunda kaleci Victor, topu iki hamlede kontrol etti. 78. dakikada Pina’nın ortasında ceza sahası içinde Sikan’ın kafa vuruşunda top kaleci Victor’dan döndü. Dönen topu takip eden Sikan vuruşunda ise bu kez kaleci meşin yuvarlağı kornere çıkardı. 83. dakikada Augusto’nun pasında topla buluşan Muçi, kaleci ile karşı karşıya kaldı. Vuruşunda ise kaleci Victor, meşin yuvarlağı kornere çıkardı. 90+3. dakikada Trabzonspor kullandığı korner atışında boşta kalan topa Batagov’un vuruşunda savunma çizgi üzerinde topu uzaklaştırdı. Hakemler: Mehmet Türkmen, Serkan Çimen, Suat Güz Trabzonspor: Onuralp Çevikkan, Pina, Serdar Saatçı (Stefan Savic dk. 60), Batagov, Arif Boşluk, Ozan Tufan, Bouchouari, Cihan Çanak (Muçi dk. 60), Olaigbe (Zubkov dk. 60), Augusto, Sikan Yedekler: Ahmet Doğan Yıldırım, Onuralp Çakıroğlu, Turan Deniz Tuncer, Yakuphan Sarıalioğlu, Taha Emre İnce Teknik Direktör: Fatih Tekke Alanyaspor: Victor, Nuno Lima, Fidan Aliti, Fatih Aksoy, Hadergjonaj (Duarte dk. 58), Baran Moğultay, İbrahim Kaya, Makouta, Efecan Karaca (Hwang Ui-jo dk. 63), Ogundu, Güven Yalçın (Hacı dk. 81) Yedekler: Mert Furkan Bayram, Batuhan Yavuz, Mehmet Öz, Nicolas Janvier, Yusuf Can Karademir, Ümit Akdağ, Semih Doğanay Teknik Direktör: Joao Pereira Gol: Güven Yalçın (dk. 17) (Alanyaspor) Sarı kartlar: Nuno Lima, Efecan Karaca, Victor (Alanyaspor), Batagov, Pina (Trabzonspor)
İstanbul Voleybolun Unutulmazları Derneği’nden anlamlı gece Voleybolun Unutulmazları Derneği (VUD), Türk voleybolunun hafızasında iz bırakan isimleri "SAHNE BİZ’im" gecesinde bir araya getirdi. Maltepe Belediyesi ev sahipliğinde Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlik, 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden 56 voleybolcunun anısına gerçekleştirildi. Geçmişte kulüplerinde ve milli takımlarda Türkiye’yi temsil etmiş voleybolcular, bu kez sahnede buluşarak müzik, dans ve anlatılarla izleyicilere duygu dolu anlar yaşattı. Gecenin sunuculuğunu Burcu Hakyemez Dal üstlenirken, VUD Başkanı Gülnur Özfer Görgün açılış konuşmasını yaptı. Görgün, "Bu kez filede değil sahnede buluşuyoruz. Sahnede göreceğiniz herkes sadece voleybol oynamış kişiler. Onlar bir dönemin muhteşem yıldızları, kulüplerde milli takımlarda ülkemizi gururla temsil etmiş Türk voleybolunu bugünlere taşımış çok özel isimler, bizi kırmadılar bu özel projede sahne de olmayı kabul ettiler. Memleketin çeşitli kentlerinden İstanbul’un çeşitli semtlerinden geldiler. Biz ilk kez sahneye çıkıyoruz. Amatörüz ve çok heyecanlıyız. Çok özel bir amaç için bir aradayız. Bu gecenin tüm bağış geliri deprem unutmadıklarımız voleybolun unutulmaz evlatları projesine aktarılacak" dedi. Programda; Smaç Makamı, Team EFSOOO, Les Dinos, Anadolu Volley, VUD Girls, BM & SJAYVO ile VUD Korosu sahne aldı. Kenan Bengü, Bülent Meriç, İlker Çeteci ve Saygun Keskin ise voleybol hafızasına dair özel anlatılarıyla geceye eşlik etti. Geceden elde edilecek tüm gelirin, "Depremle Unutmadıklarımız: Voleybolun Unutulmaz Evlatları" projesi kapsamında hazırlanacak Ansiklopedi ile Hatay Samandağ’da hayata geçirilmesi planlanan VUD Voleybol Anıt Parkı için kullanılacağı bildirildi.