SAĞLIK - 15 Mayıs 2019 Çarşamba 12:13

İlk kelimesi oğlunun ismi, cümlesiyse sevgisi oldu

A
A
A
İlk kelimesi oğlunun ismi, cümlesiyse sevgisi oldu

Felçli annesine gösterdiği özen ve şefkatle, tüm Türkiye’nin ’Vefalı Genç’ diye tanıdığı Erdem Candar’ın annesi Belgin Birgül, tek başına destek almadan yürümeye ve cümle kurmaya başladı.

Felçli annesine gösterdiği özen ve şefkatle, tüm Türkiye’nin ’Vefalı Genç’ diye tanıdığı Erdem Candar’ın annesi Belgin Birgül, tek başına destek almadan yürümeye ve cümle kurmaya başladı. Daha önce sadece kelimeleri söyleyebilen Birgül’ün ilk kurduğu cümleyse, ‘Oğlum seni seviyorum’ oldu. Annesinin konuşabilmesi için hayatını ona adayan Erdem Candar da, "Üstümde 60 yaşındaki bir insanın yorgunluğu var. Ama gerçekten buna değdiğini düşünüyorum” dedi.


Antalya’da yaşayan ve henüz 17 yaşındayken babasının sağlık sorunları nedeniyle eğitim hayatını bırakmak zorunda kalan Erdem Candar, iş hayatına atılarak evin geçimini üstlendi. Babasını 2006 yılında kalp yetmezliği ve KOAH’tan dolayı kaybeden Erdem Candar, 1,5 yıl önce ise annesi Belgin Birgül’ün sol şah damarında tıkanma oluştuğunu ve konuşma yetisini kaybettiğini öğrendi.



Babası için okulunu, annesi için işini bıraktı


Babası için okulunu, annesi için ise işini bırakan vefalı genç, bu sefer de annesinin hayata tutunması için mücadele etti. Daha önce yapılan haberler sonrası Erdem Candar’ın yaşadığı zor süreç, hayırseverlere ulaştı. Sağlık Bakanlığı’nın da devreye girmesiyle Erdem Candar’ın annesi için gerekli tedaviler yapılmaya başlandı.



Türkiye’nin yüreğini sızlattı


Hikayesiyle tüm Türkiye’nin yüreğini sızlatan Erdem Candar ve annesi Belgin Birgül’e, bir çok şehir ve yabancı ülkedeki hayırseverlerden yardım yağmaya başladı. İlk olarak İstanbul’dan bir hayırsever, Belgin Birgül’ün tedavisi için gereken 40 bin liralık ameliyat masrafını tek kalemde Erdem’e ulaştırdı. Ardından Sağlık Bakanlığı devreye girerek, anne Birgül’ün özel bir rehabilitasyon merkezinde fizik tedavi ve konuşma terapisi ücretsiz olarak almasını sağladı. Doktorların 4 ayda konuşur dediği Belgin Birgül, 4 seansta konuştu, ilk sözüyse oğlunun hayal ettiği ‘Erdem’ sözü oldu. Anne Birgül bunun yanı sıra ‘Gel, masa, git, Erdem sus, ekmek, su, yemek” gibi temel ihtiyaçlarını belirtecek kelimeleri de kullanmaya başladı.


Destek bununla da sınırlı kalmadı. Türkiye’nin birçok şehrinden hayırseverler, ailenin evinin mobilyalarını sıfırdan yeniledi. Aile Sosyal ve Politikalar Bakanlığı, Muratpaşa Kaymakamlığı, İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri Erdem’in annesinin tedavisinin sürekliliği için gerekli adımları attı. Yetkililer Belgin Birgül’ün fizik tedavi ve konuşma terapisinin devam ettirilebilmesi için tüm olanakları seferber etti. Türk halkı manevi olarak da anne ve oğlunu bağrına bastı. Gencinden yaşlısına binlerce kişi Erdem ile annesine telefon ve sosyal medya aracılığıyla ulaştı, dualarla yanında olduklarının mesajını verdi.



Cümle kurmaya ve dışarı çıkıp gezmeye başladı


Aylarca süren konuşma terapisi, fizik ve elektroliz tedavileri zaman ilerledikçe Belgin Birgül’de şaşırtacak derecede gelişmeler sağladı. Birgül, daha önce destek olmadan ayakta duramazken, şuanda tek başına yürüyebiliyor, oğluyla birlikte dışarıya çıkıp gezintiye dahi çıkıyor. 2-3 ay öncesine kadar sadece kelimeleri söyleyebilen Birgül, şuanda ise “Ben iyiyim, siz nasılsınız? Bugün hava güzel. Oğlum ekmek al. Erdem, seni seviyorum oğlum” gibi cümleler kurup kendini ifade edebiliyor ve oğluna olan sevgisini gösteriyor.



İlk cümlesi "oğlum seni seviyorum" oldu


Annesinin en iyi noktaya gelmek üzere olduğunu dile getiren Erdem Candar, konuşma antrenmanlarının sürdüğünü aktardı. Candar, annesinin tüm kelimeleri artık kullanmaya başladığını ifade ederek, “Şu anda sadece kendini ifade edebilme ve hafızasını tekrar kazandırma aşamasındayız. Oğlum ekmek al, hava güzel, beraber gezelim. Beraber yürüdük biz bu yollarda gibi cümleyi artık söylemeye başladı. Önceden yürüme aksanında problem vardı. Daha önce vücut fonksiyonları yatalak bir haldeyken, aldığımız elektroliz ve fizik tedavileri şuanda ayağını kullanmasına yardımcı oldu. Hatta merdivenleri dahi tek başına desteksiz çıkabiliyor. Sadece sağ elinde kavrama sorunu var bilek kısmından” diye konuştu.


Annesinin ilk konuştuğu kelimenin ‘Erdem’, cümlesinin ise “Oğlum seni seviyorum” olduğunu belirten Candar, “Allah senden razı olsun demeye başladı. Bazen çok duygulandı, yerlerde ağladığı oldu. Çünkü bize bunu ilk başlarken annen hiç konuşamayacak, yatalak kalacak demişlerdi ve biz tamamen ümitsizlik boşluğuna düşmüştük. Şimdi çok şükür, her şeyi tersine döndürmeyi başardık” dedi.



“Üstümde 60 yaşındaki bir insanın yorgunluğu var, ama buna değer”


Candar sözlerine şöyle devam etti:


“Küçükken annelerimiz bizimle uğraşırdı. Demek ki hayatta ters düz olma durumu oluyormuş. Şimdi de o benim öğrencim, evladım gibi. Bende ona bakmaktayım. Bu konuda elimden gelenin fazlasını yaptığıma inanıyorum. Çünkü o Allah’ın bir emaneti sonuçta. Bu süreç içerisinde kadın olmanın da çok zor olduğunu anladım. Bir şeyi öğretmenin, özellikle hastalara böyle bir şeyi kavratmanın çok zor olduğunu anladım. Üstelik tek başına bunu yapabilmenin zorluğunu daha çok iyi anladım. Üstümde 60 yaşındaki bir insanın yorgunluğu var. Ama gerçekten buna değdiğini düşünüyorum. Annem artık konuşmaya başladı, eskisi gibi yatalak değil, hayata tekrar tutundu. Onun güler yüzünü gördükçe benim yorgunluğum geçiyor.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.