SAĞLIK - 03 Temmuz 2025 Perşembe 12:26

Kalp hastalığı olanların gebe kalması "Anne ve bebek sağlığı" için riskli olabilir

A
A
A
Kalp hastalığı olanların gebe kalması "Anne ve bebek sağlığı" için riskli olabilir

Bazı kalp hastalıkları, gebelik sürecinde anne ve bebek sağlığını ciddi şekilde riske atabiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Nuri Cömert, "Belirli bir grup kalp hastalığı olan kişilerin gebe kalması, anne ve bebek sağlığı için riskli olabilir" dedi.


Kalp hastalıkları, kadınlarda gebeliği riskli hale getirebilecek ciddi sağlık sorunları arasında yer alıyor. Bazı doğumsal ya da sonradan gelişen kalp problemleri nedeniyle kadınların gebe kalmasına tıbben izin verilmiyor. Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Nuri Cömert, kalp hastalıklarının gebelik üzerindeki etkileri ve dikkat edilmesi gereken durumlar hakkında bilgi verdi.



"Gebeliğe engel kalp hastalıkları arasında siyanotik konjenital kalp hastalıkları yer alır"


Kalp hastalıklarının gebelik sürecindeki risklerine dikkat çeken Uz. Dr. Cömert, "Gebeliğe engel teşkil eden kalp hastalıkları, doğumsal olan ve morarmanın eşlik ettiği kalp hastalıkları yani siyanotik konjenital kalp hastalıklarıdır. Bunlar; cerrahi müdahalenin mümkün olmadığı ileri kapak hastaları, akciğer basıncının ileri derecede artmış olduğu kalp hastalıkları, ileri evre kalp yetersizliği ve kapak darlığı sorunlarıdır" dedi.


Kapakçıklarında ileri derecede darlık ya da yetersizlik bulunan hastaların da risk altında olduğunu vurgulayan Cömert, "Gündelik efor kapasitesi istirahat sırasında bile nefes darlığı çekecek kadar düşmüş olanlar ile ciddi kalp yetersizliği hastalarının gebe kalmaları sakıncalıdır" diye konuştu.



"Gebelikle birlikte kalbe gelen yük artar"


Gebelik döneminde kalp damar sisteminde fizyolojik değişikliklerin başladığını aktaran Dr. Cömert, "Gebeliğin 5’ten 8’inci haftasına kadar süren döneminde, kalp damar sisteminde olması gereken normal değişimler başlamaktadır. Gebelikle birlikte kalp atım hızı bir miktar artar. Kalbe gelen yük fazlalaşırken, kan basıncı yüzde 10 düşmektedir. Hormonal değişimlerden dolayı damar duvarları zayıflar" ifadelerini kullandı.



"Doğum sonrası erken dönem de dikkat gerektirir"


Doğum sonrası dönemde de anne sağlığı açısından dikkatli olunması gerektiğini belirten Cömert, "Doğum sonrası erken dönemde de bebeğin ana atar damara olan baskısı ortadan kalktığı için annenin dolaşım sisteminde bir takım değişimler olur. Gebelik sonrası erken dönem de aynı gebelik dönemi gibi dikkat gerektirir" dedi.


Gebelik döneminde görülen bazı belirtilerin normal kabul edilebileceğini söyleyen Cömert, "Gebelik döneminde hafif nefes darlığı, yorgunluk, şiddetli olmayan çarpıntı, yol yürüme mesafesinde kısalma, bacaklarda ciddi olmayan şişlikler, sırt üstü yatıldığında oluşan nefes darlığı normal değişimler olarak kabul edilebilir" ifadelerine yer verdi.



"Mutlaka kardiyolojik değerlendirme yapılmalı"


Gebe kalmadan önce kalp hastalığı olan ya da ileri yaşta gebelik planlayan kişilere uyarılarda bulunan Dr. Cömert, "Gebe kalmadan önce bilinen bir kalp hastalığı olanların ya da 35 yaştan sonra gebelik planlayan kişilerin, ailesinde ciddi kalp hastalığı öyküsü olan ve kalp hastalıkları risk faktörleri olanların mutlaka kardiyoloji uzmanına başvurmaları gerekmektedir" dedi.



"Gebelik öncesi planlama temel esastır"


Kalp hastalarının gebelik planlamasının bir ekip çalışmasıyla yürütülmesi gerektiğine dikkat çeken Cömert, "Bilinen kalp hastalığı olan gebe takibi öncelikle kardiyolog, kadın doğum uzmanı ve anne adayının dahil olduğu takım çalışması prensibiyle yapılmalıdır. Gebelik öncesi planlama, koruyucu önlemler alınması temel esastır. Belirli bir grup kalp hastalığı olan kişilerin gebe kalması, anne ve bebek sağlığı için riskli olabilir. Bu nedenle öncesinde psikolojik destek ile kişiye bu bilgiler verilmeli, gebelikten vazgeçirilmelidir. Çiftler, ileriye yönelik korunma yöntemleri hakkında da bilgilendirilmelidir" ifadelerini kullandı.



"Bazı kalp hastaları gerekli önlemlerle gebe kalabilir"


Kalbinde delik olan hastaların durumunun bireysel olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Cömert, "Kalbinde delik olan kişiler, muayenelerinde kalp ve akciğere hayati önem taşıyan bir yük oluşturmadığı ispatlanmışsa gebe kalabilir. Kalp deliği geniş hastaların ameliyat sonrası gerekli önlemler alınarak gebe kalmalarına izin verilebilir" dedi.


Kalp kapakçığı değişmiş veya kapak tamiri yapılmış hastaların da belirli şartlarda gebe kalabileceğini söyleyen Cömert, "Bu hastalar gebelik öncesi detaylı bir kontrol ve takiplerle, belirli bir risk altında gebe kalabilir" ifadelerini kullandı.



"Ritim bozukluğu ve hipertansiyon kontrol altına alınabilir"


Ritim problemi olan hastaların da gebelik öncesi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Dr. Cömert, "Tedavi edilebilir ritim problemi olan hastaların gebelik öncesi ablasyon işlemi yapıldıktan sonra normal bir şekilde gebe kalma engelleri yoktur. Gebelik döneminde ilaç kullanımı gerektiren ritim problemlerinde, detaylı bir muayene ve risk analizi önemlidir" dedi.


Yüksek kan basıncı olan hastalara da değinen Cömert, "Hipertansiyon sorunu olan hastalar gebelik dönemince sıkı takip ile gebe kalabilir. Gebelik dönemi tansiyonu olan anne adaylarının ise bu dönemde kendilerine ve bebeğe zarar vermeyen ilaçları kullanarak takip edilmeleri halinde gebe kalmalarına bir engel bulunmamaktadır" ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat’ta Kızık kilimi özel ihtiyaçlı çocuklarla yeniden hayat buldu Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor, Kızık kilimi" projesiyle özel ihtiyaçlı çocuklar Tokat’ın coğrafi işaretli kültürel mirasına dokunarak hem sosyal hayata katılıyor hem de geleneksel kilim dokuma geleneğini yaşatıyor. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor: Kızık kilimi" projesinin açılışı gerçekleştirildi. Tokat’ın önemli kültürel değerlerinden biri olan Kızık kiliminin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılmasını amaçlayan proje, özel eğitim öğrencilerinin aktif katılımıyla dikkat çekti. TOGÜ Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi, Toplumsal Katkı ve Sosyal İnovasyon Koordinatörlüğü, Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Tokat Halk Eğitim Merkezi iş birliğinde hazırlanan projenin açılışı, TOGÜSEM Binası Taşlıçiftlik Kampüsü’nde düzenlendi. Proje kapsamında özel ihtiyaçlı bireyler, geleneksel el sanatlarından biri olan Kızık kilimi dokuma sürecine dâhil edilerek hem mesleki hem de kültürel kazanımlar elde etti. Etkinlikte, kilim dokuma tezgâhlarında yapılan çalışmalar katılımcıların beğenisine sunuldu. "Özel ihtiyaçlı çocuklar kültürel mirasa dokunuyor" Projenin özel eğitim alanında farkındalık oluşturduğunu belirten TOGÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz, Tokat’a özgü Kızık kilimi geleneğinin yaşatılmasına önemli katkı sağladığını ifade ederek, "Biliyorsunuz coğrafi işaretli Tokat’ın kültürel mirası olan Kızık kilimini sosyal sorumluluk vizyonumuz özelinde birleştirerek Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile iş birliği halinde bir projeye dönüştürdük. Burada başta unutulmaya yüz tutmuş somut olmayan kültürel mirasımız olan Kızık kilimini tekrar canlandırmak ve gün yüzüne çıkartmak amacıyla özel öğretim bölümü öğrencilerimizin de desteğiyle özel ihtiyaçlı çocuklarımıza burada eğitimler veriliyor. Kızık kilimi dokuma ustaları sınırlı. Bu alanda da bir ihtiyaç var. Geleneğimizin yaşatılması gerekiyor. Bunu daha önemli kılan özel ihtiyaçlı çocuklarımızın eliyle yapmaları oldu. Özel ihtiyaçlı çocuklarımız okullarını bitirdikten sonra sosyal yaşamdan uzaklaşıyorlar. Bunların sosyal yaşama katılmaları açısından bu projeyi çok kıymetli buluyorum" dedi.
Manisa Manisa’da aile yapısının güçlendirilmesi için toplantı yapıldı Manisa Valisi Vahdettin Özkan başkanlığında gerçekleştirilen Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi İl Koordinasyon Kurulu Toplantısında toplumun temel yapı taşı olan ailenin korunması, güçlendirilmesi ve aile odaklı sosyal politikaların etkinliğinin artırılmasına yönelik çalışmalar ele alındı. Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı Vali Vahdettin Özkan başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda; toplumun temel yapı taşı olan ailenin korunması, güçlendirilmesi ve aile odaklı sosyal politikaların etkinliğinin artırılmasına yönelik çalışmalar ele alındı. 2025 yılının "Aile Yılı" ilan edilmesi kapsamında Manisa’da yürütülen faaliyetler ve projeler gözden geçirilerek, uygulamaların mevcut durumu ve geliştirilmesine yönelik hususlar değerlendirildi. Vali Vahdettin Özkan, güçlü aile yapısının güçlü bir toplumun temeli olduğunu belirterek, Manisa’da aileyi merkeze alan sosyal hizmet ve destek mekanizmalarının daha etkin şekilde yürütülmesi amacıyla çalışmaların süreceğini ifade etti. Vali Özkan konuşmasının devamında "Aileyi ve insanı odağa almak, sağlıklı ve güçlü bir toplumun temelidir. İnsani değerlerin tabiatına uygun refleksler geliştirmek, toplumsal dayanışmayı güçlendirecektir. Valilik olarak kurumlarımız ve STK’larımız ile yürüttüğümüz çalışmalar, aileyi merkeze alan sosyal hizmet ve destek mekanizmalarının etkinliğini artırmayı amaçlamaktadır. Sosyal hizmet uzmanlarımızın tespitleri doğrultusunda, uygulamalarda iyileştirme yapılması gereken alanları belirleyip daha etkili adımlar atmak için çalışacağız" ifadelerini kullandı. Toplantıda, ayrıca 2025 Aile Yılı kapsamında elde edilen kazanımlar da dikkate alınarak, 2026 yılı çalışmalarının planlanmasına katkı sunmak amacıyla paydaş kurumların görüş ve önerileri alınarak; yeni dönem faaliyetlerinin daha etkili ve koordineli yürütülmesine yönelik istişarelerde bulunuldu.
İstanbul Arnavutköy‘de büyük istihdam seferberliği başlıyor Arnavutköy Belediyesi, Cuma ve Cumartesi günleri düzenleyeceği Kariyer ve İstihdam Fuarı ile iş arayan vatandaşları, 80’den fazla firmanın katılım sağlayacağı kapsamlı bir etkinlikle buluşturacak. Arnavutköy Belediyesi, gençlerin ve iş arayan vatandaşların kariyer hedeflerini desteklemek ve istihdam imkanlarını artırmak amacıyla 26-27 Aralık 2025, Cuma ve Cumartesi günlerinde Kariyer ve İstihdam Fuarı düzenliyor. Arnavutköy Şehir Parkı’nda gerçekleştirilecek olan fuar, 40 farklı sektörü temsilen 80’den fazla firmayı bir araya getirerek iş dünyası ile bireyler arasında güçlü bir köprü oluşturacak. Katılımcılar, firmalarla birebir iş görüşmeleri yapma imkanı bulurken, aynı zamanda atölye çalışmaları ve çeşitli etkinlikler aracılığıyla kariyer planlamalarına katkı sunacak bilgiler edinebilecek. Kariyer ve İstihdam Fuarı, iş dünyasına adım atmak isteyenler için önemli fırsatlar sunarken; profesyonel gelişimi destekleyen etkinliklerle katılımcıların bilgi ve deneyim kazanmalarına imkan tanıyacak. Arnavutköy Belediyesi’nin öncülüğünde gerçekleştirilen bu fuar, gençlerin kariyer yolculuklarına rehberlik etmeyi, iş arayan vatandaşların ise doğru istihdam fırsatlarına ulaşmasını sağlamayı hedefliyor. Öte yandan, İstanbul’un gelişen ilçesi Arnavutköy’de, özellikle Hadımköy bölgesinde artan sanayi kuruluşlarının nitelikli personel ihtiyacı her geçen gün yükselirken; Karaburun’un turizm potansiyeliyle birlikte hizmet ve turizm sektörlerinde de yeni istihdam alanları oluşuyor. İstanbul Havalimanı’na ev sahipliği yapan ilçe, havacılık, lojistik ve hizmet sektörlerinde ortaya çıkan yoğun personel talebiyle de dikkat çekiyor. Kariyer ve İstihdam Fuarı’nın, bu alanlarda oluşan iş gücü ihtiyacı ile iş arayanları aynı zeminde buluşturması hedefleniyor.
Tokat Tokat’ta Kızık kilimi özel ihtiyaçlı çocuklarla yeniden hayat buldu Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor, Kızık Kilimi" projesiyle özel ihtiyaçlı çocuklar Tokat’ın coğrafi işaretli kültürel mirasına dokunarak hem sosyal hayata katılıyor hem de geleneksel kilim dokuma geleneğini yaşatıyor. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi öncülüğünde hayata geçirilen "Özel Eğitimin Elinden Tarih Dokunuyor: Kızık Kilimi" projesinin açılışı gerçekleştirildi. Tokat’ın önemli kültürel değerlerinden biri olan Kızık Kilimi’nin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılmasını amaçlayan proje, özel eğitim öğrencilerinin aktif katılımıyla dikkat çekti. TOGÜ Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi, Toplumsal Katkı ve Sosyal İnovasyon Koordinatörlüğü, Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Tokat Halk Eğitim Merkezi iş birliğinde hazırlanan projenin açılışı, TOGÜSEM Binası Taşlıçiftlik Kampüsü’nde düzenlendi. Proje kapsamında özel ihtiyaçlı bireyler, geleneksel el sanatlarından biri olan Kızık Kilimi dokuma sürecine dâhil edilerek hem mesleki hem de kültürel kazanımlar elde etti. Etkinlikte, kilim dokuma tezgâhlarında yapılan çalışmalar katılımcıların beğenisine sunuldu. "Özel ihtiyaçlı çocuklar kültürel mirasa dokunuyor" Projenin özel eğitim alanında farkındalık oluşturduğunu belirten TOGÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz, Tokat’a özgü Kızık Kilimi geleneğinin yaşatılmasına önemli katkı sağladığını ifade ederek; "Biliyorsunuz coğrafi işaretli Tokat’ın kültürel mirası olan Kızık kilimini sosyal sorumluluk vizyonumuz özelinde birleştirerek Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile iş birliği halinde bir projeye dönüştürdük. Burada başta unutulmaya yüz tutmuş somut olmayan kültürel mirasımız olan Kızık kilimini tekrar canlandırmak ve gün yüzüne çıkartmak amacıyla özel öğretim bölümü öğrencilerimizin de desteğiyle özel ihtiyaçlı çocuklarımıza burada eğitimler veriliyor. Kızık kilimi dokuma ustaları sınırlı. Bu alanda da bir ihtiyaç var. Geleneğimizin yaşatılması gerekiyor. Bunu daha önemli kılan özel ihtiyaçlı çocuklarımızın eliyle yapmaları oldu. Özel ihtiyaçlı çocuklarımız okullarını bitirdikten sonra sosyal yaşamdan uzaklaşıyorlar. Bunların sosyal yaşama katılmaları açısından bu projeyi çok kıymetli buluyorum" dedi. (YK-RM-