KÜLTÜR SANAT - 11 Mayıs 2025 Pazar 09:14

Kimliği belirsiz felçli Rus gence 10 yıl annelik yapan Gülsüm Ana’nın hayatı film oluyor

A
A
A
Kimliği belirsiz felçli Rus gence 10 yıl annelik yapan Gülsüm Ana’nın hayatı film oluyor

Antalya’da 10 yıl boyunca kimliği belirsiz felçli bir Rus gence gönüllü olarak annelik yapan Gülsüm Kabadayı’nın gerçek yaşam öyküsü, "Bi Umut" filmiyle beyaz perdeye aktarılıyor. Antalya ve Moskova’da çekimleri süren film, Oscar hedefiyle hazırlanıyor. Film ekibiyle birlikte yapılan basın toplantısında konuşan filmin kahramanı Gülsüm Kabadayı ,"Umut vefat ettikten sonra dünyaya bir umut olacak. Benim oğlum insanlığı, sevgiyi, merhameti, paylaşmayı, vicdanı verecek. Sevgi güvercinleri uçacak dünyada. Barış olacak. Gerçekten ben buna inanıyorum" dedi. 2025 sonunda Türkiye, Rusya, Çin ve 11 Avrupa ülkesinde eş zamanlı vizyona gireceği açıklandı.


Trafik kazası sonrası yoğun bakımda karşılaştığı, kimliği belirsiz, konuşamayan ve yürüyemeyen felçli bir Rus gence 10 yıl boyunca gönüllü olarak annelik yapan Gülsüm Kabadayı’nın yaşam öyküsü, "Bi Umut" adıyla sinema filmi oldu. Yapımcılığını Mustafa Uslu, Talha Orhan ve Ufuk Balkis’in ortaklaşa yürüttüğü filmin çekimleri Antalya’da tamamlanmak üzere. Filmin senaryosunu Mustafa Uslu ve Mert Dikmen birlikte kaleme aldı. Yönetmen koltuğunda ise Gökhan Arı oturuyor.


Uluslararası kadro ve çekim


"Bi Umut" filminde Gülsüm Kabadayı’yı usta oyuncu Hülya Duyar, felçli genç Umut’u ise Rus oyuncu Leon Kemstach canlandırıyor. Kemstach bu filmle ilk kez Türk izleyicisiyle buluşacak.


Kadroda ayrıca Fikret Kuşkan, Arzum Onan, Yüsra Geyik, Celal Öztürk, Hayat Van Eck, Gürberk Polat, Mehmet Esen, Füsun Kostak, Necmi Yapıcı, Anna Andrusenko, Levent Ülgen, Bora Kırkım, Yağız Terzi ve Birce Bircan yer alıyor.


Filmin çekimlerinin Antalya ayağı tamamlanmak üzereyken, çekimler önümüzdeki haftalarda Moskova’da devam edecek. Film Türkçe ve Rusça olmak üzere iki dilde çekiliyor; altyazı ve dublaj seçenekleriyle gösterime girecek.


Antalya’da düzenlenen basın toplantısına yönetmen Gökhan Arı, yapımcılar Mustafa Uslu, Talha Orhan ve Ufuk Balkis, oyuncular Hülya Duyar, Leon Kemstach, Fikret Kuşkan, Arzum Onan, Yüsra Geyik ve film ekibinin diğer üyeleri katıldı. Toplantıda Gülsüm Kabadayı ve oğulları da yer aldı.


"Oscar’a bu kadar güçlü bir hikâye gitmeli"


Basın toplantısında konuşan yapımcı Mustafa Uslu, hikâyenin kendisi için taşıdığı önemi şu sözlerle anlattı: "Bu proje benim kalbime 7-8 yıl önce düştü. Sonra buna inanan kalpler bir araya geldi. En son çok güzel bir kalp daha katıldı bize: Gülsüm Anne. Bu film sadece bir film gibi değil, gerçek bir hikayenin birebir sinemaya aktarılması anlamında dünyaya örnek olacak. Bu hikâyeyi Gülsüm Anne ve şu an Korkuteli’nde yatmakta olan oğlu Umut yazdı. Bizim görevimiz bu hikâyeyi en dokunaklı biçimde gelecek nesillere aktarmak."


Uslu, filmin dijital platformlara üç yıl boyunca çıkmayacağını ve sadece sinemalarda gösterileceğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Dijital platformlarda ya da TV kanallarında 2028’den önce yayınlanmayacak. Ortak yapımcılarla aldığımız bir karardır bu. Tamamen sinema için çekiliyor, sinema için dizayn ediliyor."


Mustafa Uslu, filmin Oscar hedefi taşıdığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "2015’te Ayla’yı Oscar’a hazırlıyorum dediğimde benimle dalga geçmişlerdi. Ama biz o zaman ne yaptıysak şimdi daha fazlasını yapmak zorundayız. Bu kadar güçlü bir hikâyeyi Oscar’a hazırlamazsak bu hikâyeye ihanet etmiş oluruz. Binlerce film çekiliyor dünyada. Böyle bir hikâyeye çok az rastlanır. Elimizden gelenin en fazlasını vereceğiz. Montaj süreci yoğun olacak. Çok az uyuyacağız ama ortaya muhteşem bir şey çıkacak."


Uslu ayrıca, filmin Türkiye ile aynı anda Rusya, Belarus, Çin ve 11 Avrupa ülkesinde vizyona gireceğini, Kremlin Sarayı’nda Putin’in himayesinde gala yapmayı hedeflediklerini de duyurdu. Gala planları arasında Pekin, Berlin, Hollanda ve Korkuteli’nde özel gala da bulunuyor.


"Oğlum sevgi güvercinleri uçuracak"


Basın toplantısında konuşan Gülsüm Kabadayı ise duygularını şu sözlerle aktardı: "Umut vefat ettikten sonra dünyaya bir umut olacak. Benim oğlum insanlığı, sevgiyi, merhameti, paylaşmayı, vicdanı verecek. Sevgi güvercinleri uçacak dünyada. Barış olacak. Gerçekten ben buna inanıyorum."


"Her şey gerçek olsun istedik"


Filmin yönetmeni Gökhan Arı, projeye Temmuz 2024’te dâhil olduğunu belirterek şunları söyledi: "Oyuncuların aile gibi hissedebilmesi için birlikte toplantılar yaptık. Gülsüm Anne’nin fedakârlığına sadık kalmak adına hikâyenin gerçekçiliğini bozmamaya çok dikkat ettik. Ekibimize teşekkür ediyorum."


"Dünyayı iyilik kurtaracak"


Filmin oyuncu kadrosunda yer alan isimler, basın toplantısında hem projeye dair duygularını hem de karakterlerine dair düşüncelerini paylaştı.


Gülsüm Kabadayı’yı canlandıran Hülya Duyar, rolün kendisi için anlamını şöyle ifade etti: "Gülsüm Anne’yi temsil etmek gerçekten çok heyecanlı, keyifli ve umutlu. Herkese sevgi verdiğimiz bir ‘umut’ gibi hissediyorum. Birlikte sinema lezzetinde çalışıyoruz."


Zafer karakterini canlandıran Fikret Kuşkan, filmin taşıdığı insani değerin altını çizdi: Kuşkan, "Dünyayı iyilik kurtaracak. Başka şansı yok. Bu filmi tek cümleyle bana özetleyin deseydiniz ‘Dünyayı iyilik kurtaracak’ derdim. Global çöküntü ve zorlayıcı süreçler içinde bu film, iyiliğin kavramını yeniden hatırlatabilir. Yapımcılarımız, sinemanın zor günlerinde büyük bir cesaret gösterdi. Onlara teşekkür ediyorum. Umarım bu hikâye sinema salonlarımızı yeniden doldurur" şeklinde konuştu.


Arzum Onan yıllar sonra kamera karşısında


Fatma karakteriyle uzun bir aradan sonra kamera karşısına geçen Arzum Onan ise hislerini şu sözlerle paylaştı: "Bu projeye senaryo gönderildikten sonra dahil oldum. Okuduğumda hissettiğim ilk şey, şu anda bu hikâyeye her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğuydu. Daha fazla merhamet, daha fazla vicdan Hikâyenin her sahnesi kalbime dokundu. Yıllar sonra kamera karşısına geçerken gergindim ama bu kadar sıcak, kucaklayıcı bir ekipte olmak bana büyük güç verdi. Fatma, Gülsüm’ün sadece arkadaşı değil, her anında yanında olan, yoldaşı olan biri. Bu karaktere elimden geldiğince can vermeye çalışıyorum. Umarım film milyonlarla buluşur ve bir umut olur."


Dr. Aysun karakterini canlandıran Yüsra Geyik, gerçek bir hikâyenin parçası olmanın verdiği heyecana şu ifadelerle dikkat çekti: "Senaryo ve teaser elime ulaştığında sokakta yürüyordum, hafif bir titreme hissettim. Bu kadar etkileneceğimi tahmin etmemiştim. Hikâyenin iyiliği ve gerçekliği çok kıymetli. Bugün bir hikâye anlatmak, hele ki böyle bir dönemde, gerçekten çok zor. Ama bu filmle umarım o kısır döngüyü kırarız. Aysun, sadece doktor değil; yaşananlardan, bu iyilik hareketinden çok etkilenmiş bir insan. O nedenle karakterin içinde birçok duyguyu aynı anda barındırmak benim için çok anlamlı oldu."


Filmde Umut karakterini canlandıran Rus oyuncu Leon Kemstach, Türkiye’de ilk kez bir projede yer almanın heyecanını şu sözlerle anlattı: "Hayatımda yer aldığım 7 projeden biri olsa da bu film kalbime en yakın olanı. Ekip muhteşem. Hülya Hanım’la oynamaktan çok memnunum. Özellikle Gülsüm Anne ile tanıştığımda çok duygulandım. Türkçe bilmememe rağmen bir bakışıyla ne hissettiğini anladım. Umut karakteri benim için çok özel. Bu rolü en içten duygularla yaşamak istedim. İnsanların beni Leon olarak değil, Umut olarak tanımasını istiyorum. Sevgi ve anne şefkatinin anlatıldığı böyle bir hikâyede yer almak büyük bir onur. Umarım Rusya’da da gösterime girdiğinde bu film hak ettiği değeri görecek."


(BA-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Bakan Yerlikaya, Mersin’de trafikteki darp olayının görüntüsünü paylaştı, yeni yargı paketiyle gelen cezaları duyurdu Mersin’de trafikte bir sürücüyü darbeden şüphelilerden 3’ü tutuklandı, olaya karışan 3 şahsa da adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Olay anına ait görüntüleri paylaşan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, olaya karışanların yeni yargı paketiyle 3 yıla kadar hapisle cezalandırılacağı ayrıca 180 bin TL ceza kesileceğini duyurdu. Olay, 24 Aralık’ta Mersin’in merkez Mezitli Davultepe GMK Bulvarı üzerinde trafikte yaşanan tartışmada kırmızı ışıkla bekleyen hafif ticari aracın sürücüsü feci şekilde darbedildi. O anlar ise vatandaşlar tarafından cep telefonu kamerası ile görüntülendi. Görüntüler üzerine harekete geçen İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler şüphelileri tespit etti. Tespit edilen 6 şüpheli, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla polis tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüpheliler emniyetteki ifadelerinin ardından adliyeye sevk edildi. Nöbetçi mahkemeye çıkartılan şüphelilerden M.T., C.T., E.T. tutuklandı. Diğer şüpheliler C.T., M.T., H.T. ise adli kontrol şartı ile serbest kaldı. Tutuklanan şüphelilerden C.T. hakkında ayrıca Karayolları Trafik Kanunu’nun "Trafik düzeni ve güvenliği ile ilgili kuralları ihlal etmek" maddesi uyarınca 4 bin 153 TL idari para cezası uygulandı. Ayrıca şüphelinin sürücü belgesine genel sağlık durumunun tespiti amacıyla sağlık kuruluşuna sevk edilmek üzere geçici olarak el konuldu. Bakan Yerlikaya’dan 3 yıl hapis ve 180 bin TL para cezası uyarısı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Mersin’de trafikte yaşanan o görüntüleri ve yakalanan şüphelileri paylaşarak uyarıda bulundu. Bakan Yerlikaya uyarısında, "Resmi gazetede yayımlanan 11. Yargı Paketiyle; trafikte yol kesme, müstakil suç olarak düzenlenmiş, hukuka aykırı bir davranışla bir aracı durduran veya hareket etmesini engelleyen kişinin, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması kanunlaşmıştır. Ayrıca, ilk kez yeni trafik kanunu teklifine girecek maddeye göre de saldırı amacıyla araçtan inen ve yol kapayan sürücüye 180 bin lira idari para cezası uygulayacağız, sürücü belgesini 60 gün süreyle geri alacağız ve aracını 60 gün süreyle trafikten men edeceğiz. Mersin’in Mezitli ilçesinde araçtan inip başka bir sürücüye saldıran M.T., C.T., E.T. isimli şahıslar çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. C.T., M.T., H.T. isimli şahıslar ise hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Trafik güvenliğini hiçe sayan bu kişileri lütfen 112 Acil Çağrı Merkezimize bildirelim. Biz gereğini yaparız" ifadelerini kullandı.
Erzincan Erzincan’da kurtlar ahıra girdi: 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı Erzincan’ın Otlukbeli ilçesinde kurtların ahıra girmesi sonucu 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı. Hayvan sahibi, kurtların yerleşim yerleri için tehdit oluşturduğunu söyledi. Otlukbeli ilçesinde yaşanan kurt saldırısı, hayvan yetiştiricilerini tedirgin etti. İlçede Yasin Yıldırım’a ait ahıra giren kurtlar, 10 koyunu telef ederken 10 koyunu da yaraladı. Edinilen bilgilere göre, kurtlar ahıra girerek kısa sürede büyük zarara yol açtı. Sabah saatlerinde hayvanlarının telef olduğunu gören Yıldırım, yaşanan durum karşısında büyük üzüntü yaşadı. Hayvan sahibi Yasin Yıldırım, kurtların artık insanlardan kaçmadığını belirterek, "Kurtlar köpeklerimizi bile kaçırıp öldürüyor. İnsanlara ve yerleşim yerlerine çok yakınlar. Doğaya salınan ve insanlara alışmış bu hayvanlar yıl boyunca bizim için ciddi bir tehdit oluşturuyor" dedi. Sürü sahibi Yasin Yıldırım açıklamasında şunları söyledi; "Erzincan Otlukbeli Küçük Otlukbeli’nde küçükbaş hayvancılık yapıyorum. 6 yıldır burada hayvancılık yapıyorum. İki senedir, bu son iki senedir bu yırtıcı hayvanlar yani kurtlara karşı mücadele veriyoruz ama mücadelemiz hep yarım kalıyor. Geçen sene iki defa çadırlarıma girdi. Biz bir şekilde uyandık çıkardık, yani üç beş tane telefat verdik. Köpeklerimizi alıp götürüyorlar, geçen sene iki tane köpeğimi götürdü. Şu an gördüğünüz gibi gece girip içeriye girmiş. 10’a yakın hayvanım telef oldu. 10’a yakın hayvanım da içeride, onlar da yaralı yani onların kurtulma şansları da yok. Biz bir türlü bunlara önlem alamıyoruz. Önlem alamamamızın sebebi sopayla kovalıyoruz çünkü bunların avlanması, vurulması yasak. Ama yani biz baş edemiyoruz çünkü meraya gittiği zaman hayvanımız, haftada 3-4 tane hayvanımızı çalıp götürüyorlar. Köpekler baş edemiyor, çok akıllı hayvanlar oldukları için bir tanesi köpekleri alıp götürüyor, bir tanesi çobanı oyalıyor, diğeri de hayvanı alıp götürüyorlar. Yani yaklaşık ben diyeyim, iki yılda benim 200-300 hayvan varlığım yani üç beş üç beş şeklinde katledildi ve öldürüldü. Şu anda gördüğünüz gibi içeride de 15-20 tane hayvanım telef oldu. Yani 10 tane telef oldu, 10 tane de yaralı, onlar da telef olacaklar. Biz buna karşı bir önlem alamıyoruz. Aldığımız önlem şurada, bu sene 3 tane çadır Ankara’dan sipariş ettik. İşte bunlarda sıkıntı yok ama o diğerlerinde maliyetin altında olduğumuz için yani maliyeti çok yüksek olduğu için biz bir türlü yani bunu da seneye artık evvelki seneye bir şekilde toparlamaya çalışacağız ama yetkililerden bir önlem istiyoruz. Yoksa durumumuz kötü çünkü bugün bunu yaptı, yarın bir daha gelecek, öbür gün bir daha gelecek. Şimdi biz de sabahtan akşama kadar hayvanla uğraşıyoruz, akşam da işte yorgun düşüp yatıyoruz. Gece de nöbet tutuyoruz ama bu her gün böyle gidemez." Bölgede benzer olayların sıkça yaşandığını ifade eden Yıldırım, yetkililerden önlem alınmasını talep ederek, hem hayvanların hem de vatandaşların can güvenliğinden endişe duyduklarını sözlerine ekledi.
Trabzon Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit Trabzon’da Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit, "Trabzon Film Festivali" dolayısıyla geldiği Trabzon’da Kadın Yaşam ve İstihdam Merkezi’ni ziyaret etti. Burada atölyeleri gezen Koçyiğit’e Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in eşi Arzu Genç eşlik ederken, Koçyiğit, kadınların sergilediği ürünleri hayranlıkla inceledi. Koçyiğit, Karadeniz yöresinin geleneksel ve yöresel dokumaları arasında yerini alan yaklaşık bir asırdan beri kullanılan coğrafi işaretli keşanı dokumaya çalışması dikkat çekti. Koçyiğit, Trabzon’a ilk kez 5 yaşında geldiğini belirterek, "Trabzon’a ilk kez 5 yaşındayken gelmiştim ve ömür boyu birçok kez geldim. O nedenle bu gelişim ilk değil ama Trabzon’da ilk kez bir Film Festivali düzenleniyor. ’İlk’ demek biraz cesaret demek. Dilerim başladığı gibi bol bereketiyle inşallah hem şehrimize hem de sinemamıza çok büyük katkılarda bulunur bu festival. O nedenle bugün buradayım, çok da mutluyum. İyi ki bu seferki gelişimde böylesine faydalı bir mekânı ziyaret etmişim. Her biri birbirinden değerli geleneksel el sanatlarımız burada tekrardan hayat buluyor. Genç kadınlar burada bu mesleği, bu sanatı öğreniyor ve yaşatmaya devam ediyorlar. Bu beni çok gururlandırdı. Hepsinin ellerine, emeklerine sağlık. Burası bir yaşam merkezi. Buradan istifade eden bütün kadınları sevgiyle selamlıyorum. Daha nice nice kadınımızın bu imkânlardan yararlanmasını diliyorum" dedi.