EĞİTİM - 22 Nisan 2025 Salı 11:54

Matematikte Sınır Tanımayanlar Akdeniz Üniversitesi’nde ödüllerini aldı

A
A
A
Matematikte Sınır Tanımayanlar Akdeniz Üniversitesi’nde ödüllerini aldı

Türkiye’nin en uzun soluklu matematik yarışması, genç zihinleri buluşturdu. Akdeniz Üniversitesi’nin 29 yıldır düzenlediği Ulusal Antalya Matematik Olimpiyatları, bu yıl 20 ülkeden 6 bin öğrencinin katılımıyla uluslararası bir şölene dönüştü.


Akdeniz Üniversitesi’nin düzenlediği, matematik alanında Türkiye’nin en uzun soluklu etkinliklerinden olan Ulusal Antalya Matematik Olimpiyatları’nın 29’uncusu tamamlandı. 20 farklı ülkeden katılımcının kıyasıya mücadele ettiği olimpiyatta, kazananlar düzenlenen törenle açıklandı. Törende derece giren öğrencilere madalyaları verilirken, puan sıralamasına göre her sınıftan en başarılı ilk üç öğrenciye Türkiye Zeki ve Dahi Çocukları Eğitim Vakfı ile An Yayıncılık tarafından para ödülü verildi.



20 ülkeden 6 bin öğrenci katıldı


Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Ulusal Antalya Matematik Olimpiyatları Organizatörü, UAMO Organizasyon Komitesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdemir, "Olimpiyatımız 1996 yılından beri yapılmakta ve her yıl büyüyerek devam etmekte. Bu yıl bu sınavı 29. kez yapıyoruz. 5. sınıftan 11. sınıfa kadar öğrenciler yarışıyor. Bu sene iki aşamalı bir sınav oldu. İlk aşama sınavına Türkiye’den 4 bin diğer ülkelerden ise 2 bin öğrenci katıldı. Bu öğrencilerden, Türkiye’den başarılı olan en başarılı bin öğrenci ile yurtdışından başarılı olan 250 öğrenci finalde yarışma hakkı elde etti. Çok zorlu bir organizasyon bu sebeple emeği geçen herkese teşekkür ediyorum." dedi.



Geleceğin bilim insanları yetişiyor


Ulusal Antalya Matematik Olimpiyatı’nın kurucusu Prof. Dr. İlham Aliyev ise matematiğin önemine dikkat çekerek, "Tüm teknolojik gelişmelerin arka planında büyük matematik keşifler duruyor. Bu matematik keşifleri yapan kişilerde sıradan matematikçiler değil üstün yetenekli matematikçilerdir. Üstün yetenekli matematikçiler ise tabiri caiz ise gökten zembille düşmüyorlar. Onlar okuldan; ilkokulda, ortaokulda, lisede yetişiyorlar. Sizlerin içinden yetişiyorlar. Geleceğin bilim insanları da sizlerin içinde şu an burada ve dünyanın başka yerlerinde. Sizlerden beklenti çok büyük. Çünkü dediğim gibi büyük problemleri çözmek önce problemi doğru koymak ve çözmek için olağan üstü bir yetenek gerekiyor. O yetenekleri de zamanında bulup keşfetmek lazım. Ben çok yetenekli çocuklar gördüm. Yaklaşık 30 yıldır TÜBİTAK matematik kamplarında ders veriyorum üstün yetenekli çocuklara. Haftalarca aylarca çözemediğim soruyu 15 dakikada çözen çocuk gördüm. Yani bu yetenekler bir değerdir onları korumak lazım" diye konuştu.



Matematik sınır tanımıyor


Zorlu sınavları geride bırakan öğrencileri tebrik eden Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Alkan ise "Farklı ülkelerden öğrencilerimizle birlikte matematiğin sınırlarını aşan birleştirici gücüne bir kez daha şahit olduk. Farklı kültürlerden gelerek ortak bir kültür etrafında birleşen siz değerli öğrenciler, aranızdaki bu etkileşimle sadece matematiksel bilginizi değil aynı zamanda dünya görüşünüzü de zenginleştirildiniz. Aldığınız ödüller gelecekteki başarılarınızın birer göstergesi olacaktır. Ancak unutmayın ki asıl güç, önemli olan bu süreçte verdiğiniz bilgi, deneyim ve kurduğunuz değerli bağlardır. Matematik yolculuğunda başarılarınızın devamını diliyor bilimin ışığında nice güzel başarılara imza atacağınıza inanıyorum" şeklinde konuştu.



Matematikte Sınır Tanımayanlar Akdeniz Üniversitesi’nde ödüllerini aldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’nın ‘Altın Kızlar’ı Türkiye şampiyonu Samsun’da gerçekleştirilen 2025 Salon U-13 Salon Okçuluk Türkiye Şampiyonası’nda Muğla Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü okçuları başarılı sonuçlar aldı. Esma Kuş, Zeynep Sare Akarca ve Aysima Aslan’dan oluşan Büyükşehir U-13 takımı Türkiye Şampiyonu olarak Muğla’ya büyük bir gurur yaşattı. Ayrıca Zeynep Sare Akarca bireysel kategoride bronz madalyanın da sahibi oldu. Muğla Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü’nün başarılı okçuları antrenörleri Dr. Ejder Sözen liderliğinde ulusal ve uluslararası turnuvalarda büyük başarılara imza atmaya devam ediyor. Samsun’da düzenlenen 2025 Salon U-13 Salon Okçuluk Türkiye Şampiyonası’na katılan Muğla Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü okçuları takım halinde Türkiye Şampiyonluğu elde etti. Türkiye Şampiyonası’na 151 kulüp, 1242 sporcu ile katılım sağladı. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras okçulukta Türkiye Şampiyonu olan Muğla Büyükşehir Belediyesi sporcularını ve yeni nesile okçuluk sporunu sevdiren, ulusal, uluslararası turnuvalarda ülkemizi ve Muğla’mızı gururlandıran sporcular yetiştiren, Şeref Diploması ödülüne layık görülen antrenör Dr. Ejder Sözen’i kutladı. Başkan Aras; "Muğla’mızın Yatağan ilçesindeki bir mahallede okçuluk sporunu başlatan ve o mahallenin çocuklarından dünya şampiyonu sporcular çıkaran Dr. Ejder Sözen hocamızı bir kez daha kutluyor, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından Şeref Diploması ödülü için de tebrik ediyorum. Ejder Sözen’in kararlılığı, azmi ve çalışkanlığı sayesinde Muğla’mızın çocukları okçulukta tarih yazarken yeni nesillere de örnek olmaya devam ediyor. Bu jenerasyonun en küçükleri Samsun’da düzenlenen şampiyonada Türkiye Şampiyonu oldular ve Muğla’mızı bir kez daha gururlandırdılar. Antrenörümüz Ejder Sözen’in öğrencileri, Türkiye Şampiyonu Altın Kızlarımız Esma, Zeynep, Aysima’dan oluşan Makaralı Yay Takımı’mızla gurur duyuyor ve bizlere bu sevinci yaşattıkları için teşekkür ediyorum" dedi.
Kayseri Başkan Gülsoy: "Kayseri’nin üretim gücünü bölgesel bir kalkınma modeline dönüştüreceğiz" Kayseri Ticaret Odası (KTO) tarafından düzenlenen ‘Türkiye Ekonomisi’nin Nabzı 2025 Analizi ve 2026’ya Bakış’ panelinde konuşan KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, "Kayseri’nin üretim gücünü bölgesel bir kalkınma modeline dönüştüreceğiz" dedi. KTO Konferans Salonu’nda düzenlenen panele KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, yönetim kurulu üyeleri, sektör temsilcileri ve iş insanları katıldı. Konuşmasında devlete olan güvenlerinin tam olduğunu söyleyen KTO Yönetim Kurulu Başkanı Gülsoy, "Dünya ekonomisinde öngörülebilirliğin azaldığı, jeopolitik risklerin ticareti zorlaştırdığı ve ’korumacı politikaların’ yükseldiği fırtınalı bir 2025 yılını geride bırakıyoruz. Bizler, reel sektörün temsilcileri olarak bu süreçte büyük sınavlar verdik. Ancak biz her zaman şunu söylüyoruz; Bizim devletimize olan güvenimiz tamdır. Enseyi karartmadan; çalışmaya, üretmeye, istihdam sağlamaya ve ihracat yapmaya devam edeceğiz. Çünkü biz biliyoruz ki, iş dünyasının en büyük düşmanı belirsizliktir ve bu belirsizliği aşmanın yolu, doğru bilgiyle strateji geliştirmekten geçer. Peki, 2026’da bizi ne bekliyor? 2026 yılına dair beklentilerimiz net. Biz artık sadece ‘üretmek’ yetmiyor diyoruz. Dünya artık sadece üretmekle kalmıyor, ’akıllı’ üretiyor ve ’dijital’ satıyor." Artık geleneksel yöntemlerle rekabet etme şansımız kalmadı. Yapay zekayı, robotik süreçleri ve e-ticareti artık bir lüks değil, rekabetçiliğimizin can damarı olarak görmeliyiz. Kayseri Ticaret Odası olarak 2026 vizyonumuzu bu yüzden; teknoloji, inovasyon ve Ar-Ge eksenine oturttuk. Bu vizyonla Teknoloji ve İnovasyon Kampüsü Projemizin temellerini atıyoruz. Kayseri TEKMER ile bu dönüşümün öncüsü olmaya kararlıyız" dedi. Gülsoy, Kayseri’ye değer katan her projeye destek vermeye hazır olduklarını söyleyerek; "Şehrimizin ihracatını artırmak adına da çalışmalarımızı tüm hızıyla sürdürüyoruz. Bu kapsamda da odamızın koordinatörlüğünde yürütülen Üretim ve İhracatta Dönüşüm programımız 2026 yılında çalışmalarımızın merkezinde yer alacak. Bu kapsamda 500’ün üzerinde firmamızı sahada ziyaret ederek; üretim altyapılarından ihracat kabiliyetlerine, kurumsallaşma düzeylerinden insan kaynağı yapılarına, dijital ve yeşil dönüşüm adaptasyonlarından finansmana erişim imkânlarına kadar çok boyutlu analizler gerçekleştireceğiz. Bu saha çalışmalarının çıktısı olarak Kayseri Üretim ve İhracat Stratejik Eylem Planı’nı hazırlayacak; İl İhracatı Geliştirme Üst ve Alt Kurullarımızla birlikte bu planın sahada karşılık bulmasını sağlayacağız. Kayseri’de ve ülkemizde katma değer oluşturacak her projeye, Kayseri’nin en büyük sivil toplum örgütü olarak maddi ve manevi destek vermeyi sürdüreceğiz. Bu kapsamda şehrimizi, hinterlandıyla birlikte ’Orta Anadolu Üretim Havzası’nın merkezi haline getirecek adımları atacak; Kayseri’nin üretim gücünü bölgesel bir kalkınma modeline dönüştüreceğiz. Hükümetimizin enflasyonla mücadeledeki kararlı duruşunu destekliyoruz ancak iş dünyası olarak beklentimiz de nettir. 2026 yılının, dezenflasyon sürecinin meyvelerini verdiği, öngörülebilirliğin arttığı ve yatırımın önünü açacak finansal kolaylıkların sağlandığı bir yıl olmasını arzuluyoruz" ifadelerini kullandı. Kayseri’nin tarihi hakkında bilgiler veren Gülsoy; "Kayseri; 6 bin yıllık tarihi, 4 bin 500 yıllık ticari geçmişi ve 100 yılı aşkın sanayi tecrübesiyle Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan, tüm kavimlerin dikkatini çekmiş cazibe merkezi olan üstelik Anadolu’nun omurgasını oluşturan İç Anadolu Bölgesi’nin tam ortasındadır. Kayseri, hayırsever ve girişimcilerin bol olduğu kadim bir şehirdir. Bugün de 5 üniversitesi, 4 Organize Sanayi Bölgesi, 1 Serbest Bölgesi, 1 Tarıma Dayalı Sera İhtisas Organize Tarım Bölgesi olan hem üreten hem de ürettikleri ile Türkiye ekonomisine yaklaşık 4 milyar dolar ihracatı, Yaklaşık 1,6 milyar dolar ithalatı ile ciddi katkılar sağlayan modern bir ildir. Bu anlamda Anasının ak sütü gibi cari fazla veren bir şehiriz. Kayseri aynı zamanda ilklerin olduğu bir şehirdir. 819 yıl önce Dünyadaki ilk tıp okulu olan Gevher Nesibe Tıp Medresesi ve Darüşşifası, Anadolu Selçuklu Döneminde şehrimizde kurulmuştur. Anadolu’da tıbbın doğuşu olarak kabul edilmiştir. İlk ticari yazışmaların, senetlerin, aile anayasasının kurumsallaşma ve ortaklık yapısının, ilk kadın girişimcinin olduğu Kültepe-Kaniş Karum’da yapılan kazılarda ortaya çıkan tabletlerle anlaşılmaktadır. Bunu ben değil ilim ve bilim söylüyor. Ayrıca İlk uluslararası fuar Yabanlu Pazarı adı altında bugünkü Pazarören yakınlarında gerçekleştirilmiştir. Cumhuriyet tarihimizde de 1926 yılında da ilk tayyare fabrikası şehrimizde kurulmuştur. Yine 1926’lar da Bünyan ilçemiz de ilk elektrik üretim santrali, 1936’lar da Sümer Bez Fabrikası ve sonrasında da ülkenin önemli ölçüde giyim ihtiyacını karşılayan Dikimevi, Uluslararası uçak bakım ve onarım fabrikası kuran şehre zanattkar kazandıran Hava İkmal Bakım Merkezi ve sonra da yine uluslararası düzeyde tank bakım ve onarım fabrikası Anatamir, 1954’lerde şeker ihtiyacımızı karşılamak için Şeker Fabrikası, 1980’lerde şerefli ordumuzun ihtiyacı olan askeri pil ihtiyacını karşılamak üzere askeri pil sanayi, yani ASPİLSAN’ı kuran bir şehrin tüccarlarıyız. Kısacası, milattan önce 1950-1650 yıllarında Anadolu topraklarına ticaret yapmak için gelen Asurlu tüccarların yerleştiği ve tarihte bilinen çivi tabletlere yazılmış senetlerin kullanıldığı Kaniş Karum Merkezini yurt edinen tüccarlarız. Girişimcilik ve ticaret ruhumuz bizim geçmişten gelen genlerimizde var. Bugün de Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu içerisinde şehrimizden 13 firma, İkinci 500 sanayi kuruluşunda ise 10 firmamız yer alıyor. Türkiye’de ilk 1000 İhracatçı firmalarının içerisinde ise 18 firmamız yer almaktadır. 2 bin 318 ihracatçımızla, dünyanın 183 ülkesine ihracat gerçekleştirmekteyiz. Ayrıca Şehrimiz, turizm açısından da zengin bir hazineye sahiptir. Kayseri’de sadece deniz ve kum yok. Onun dışında tarih, kültür, gastronomi ve kış turizmiyle turizmin her rengine sahibiz" dedi. Gülsoy, Erciyes’in şehrin vitrini olduğunu söyleyerek; "Şehrimizin bu devasa sanayi gücünü, turizmin parlayan yıldızıyla birleştirmek zorundayız. Sanayimiz Kayseri’nin ’kas gücü’ ise, Erciyes de bu şehrin ’vitrini ve ruhudur’. Burada özellikle Erciyes Dağımıza özel bir vurgu yapmak istiyorum. Son günlerde şehrimizin ve ülkemizin ortak bir değeri olan Erciyesimiz hakkında bir takım tartışmalar yaşanıyor. Söz konusu olan, Kayseri’nin sembolü, Türkiye’nin gururu, dünyanın en karizmatik dağı olan Erciyes’tir. Bu kürsüden şunu açıkça ifade ediyorum; Biz, dünyanın en yakışıklı dağına sahibiz. Bir şehirde yaşamak, o şehrin ekmeğini yemek yetmez; özellikle makam ve mevki sahibi olanlar, o şehrin değerlerine her şartta sahip çıkmak zorundadır. Bizler kendi değerimize sahip çıkmaz, ona destek vermezsek; maalesef bazı vizyonsuz açıklamalar gelir, bizim bin bir emekle kurduğumuz ekonomimizi, ticaretimizi ve turizmimizi haksız yere eleştiri konusu yapar. Erciyes’in polemik malzemesi yapılması, sadece bir dağı eleştirmek değildir; Kayseri’nin emeğine, üyelerimizin yatırımına ve ülkemizin turizm kazanımlarına yapılmış büyük bir haksızlıktır. Erciyes sadece bir ‘tatil’ yeri değildir. 2024 yılında 2 milyon 750 bin yerli ve yabancı turisti ağırlayan bu yılda 3 milyon turist ağırlamayı hedefleye bu dağ, ekonomimize can suyu veren devasa bir bacasız fabrikadır. Kayseri ekonomisine de yıllık katkısı bu sene yaklaşık 250 milyon Euro civarında beklenmektedir. Turizmle doğrudan ilgisi olsun ya da olmasın; Erciyes, pastırma-sucuk satan işletmelerimizden otobüsçü esnafımıza, otelde çalışan kardeşimizden dağda satış yapan köylü teyzemize kadar, özellikle dar gelirli vatandaşlarımız için bir ekmek kapısıdır. Bugün Erciyes; teknolojik altyapısı ve güvenli tesisleriyle dünyadaki dev kayak merkezleriyle yarışıyor. Bu yıl, dünyanın en iyi kış turizmi merkezleri arasında ilk 25 içinde yer alan Türkiye’deki tek merkez olması, Erciyes’in hangi seviyeye ulaştığının en net kanıtıdır. Bu başarının arkasında büyük bir emek ve vizyon var. Bu vesileyle, Erciyes’e değer katan Sayın Özhaseki Bakanımızdan Sayın Valimize, Milletvekillerimize, Büyükşehir ve ilçe Belediye Başkanlarımıza ve tüm hemşehrilerimize teşekkür ediyorum. Kayseri olarak bu kadar zenginliğimizin içerisinde; 6 bin yıllık ticari hafızamızın simgesi Kültepe Kaniş-Karum’u nasıl savunuyorsak, Erciyesimizi de öyle savunacağız. Bu güzellikleri herkesin görmesini isteyeceğiz. Buradan; oksijeni bol, heybeti yerinde olan Türkiye’nin bu en önemli kış turizm merkezini yerinde görmeye; başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, tüm siyasi partilerimizin liderlerini özellikle davet etmek istiyorum. Gelsinler, bir şehrin yazısının bir dağla nasıl değiştiğini, bu vizyonun Kayseri’yi nereye taşıdığını bizzat müşahede etsinler. Özellikle altını çizmek isterim ki; Erciyes bir polemik sahası değil, bir iftihar vesilesidir. Bizler bu eşsiz dağımızı övmeye, kazanımlarımızı korumaya ve bu eşsiz emaneti tüm dünyaya tanıtmaya azimle devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Başkan Gülsoy’un açılış konuşmasının ardından Türkiye Ekonomisi’nin Nabzı 2025 Analizi ve 2026’ya Bakış paneline geçildi.