EKONOMİ - 04 Ağustos 2022 Perşembe 12:55

Sanayicilerden sigorta şirketlerinin analiz yapmadan ret vermesine tepki

A
A
A
Sanayicilerden sigorta şirketlerinin analiz yapmadan ret vermesine tepki

Sigorta şirketlerinin, artan maliyetler nedeniyle poliçe kesmekten imtina etmeye başladığını ve bu yaklaşım nedeniyle fabrikaların sigorta başvurularına risk analizi dahi yapılmadan ret cevabı verildiğini belirten Antalya Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı Ali Bahar, bölgedeki bazı firmaların sigortasız şekilde üretim yapmak zorunda kaldığını söyledi.

Sigorta şirketlerinin, artan maliyetler nedeniyle poliçe kesmekten imtina etmeye başladığını ve bu yaklaşım nedeniyle fabrikaların sigorta başvurularına risk analizi dahi yapılmadan ret cevabı verildiğini belirten Antalya Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı Ali Bahar, bölgedeki bazı firmaların sigortasız şekilde üretim yapmak zorunda kaldığını söyledi.


Sigorta şirketleri, fahiş oranda artan hasar maliyetleri nedeniyle poliçe kesmekten imtina etmeye başladı. Sektörde yaşanan bu kaotik durum, başta sigorta acenteleri olmak üzere hemen her sektörde olumsuzluklara ve kayıplara neden oldu. Milyon dolarlık fabrika yatırımlarını, yüksek maliyet ve yüksek risk nedeniyle sigortalamaktan geri duran sigorta şirketleri, zorunlu trafik sigortalarında dahi güçlükler çıkarmaya başladı. Fabrikasını sigortalatamadığı için sorunlar yaşayan sanayiciler, şirket araçlarının zorunlu trafik sigortasını da yaptıramaz duruma gelince tepki gösterdi.



“Ülke ekonomisine zarar”


Sigortacılık sektöründeki sorunların sanayi üretimini ve ülke ekonomisini tehdit eder bir boyuta ulaştığını söyleyen Ali Bahar; tarım, gübre, mobilya, soğuk hava deposu, plastik, kimya, geri dönüşüm ve boya sektörlerinde üretim yapan fabrikaların birçoğunun, sigortasız bir şekilde faaliyetlerini sürdürdüğünü belirtti.


Bu tesislerde meydana gelecek muhtemel bir yangın ya da doğal afetlere bağlı hasarın tanzim yolunun kapalı olduğunu aktaran Bahar, “Sigorta şirketleri riskli olarak nitelendirdikleri sektörlerde üretim yapan tesisleri hiç görmeden, yerinde incelemeden, risk analizi dahi yapmadan başvurularını ret ediyor. Şu an bölgemizde üretim yapan birçok fabrika, ne yazık ki sigortasız bir şekilde faaliyetlerini sürdürmek durumundadır. Yılların emeği ile kurulmuş, yüzlerce kişiye istihdam sağlayan, kent ve ülke ekonomisine katma değer üreten bu kıymetler, muhtemel bir yangın ve doğal afet sonucunda yok olup gitme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bölgemizde iki büyük yangın felaketi yaşanmış, iki dev tesisimiz, birkaç saat içerisinde alevlere yenik düşüp, kullanılamaz hale gelmiştir. Söz konusu bu iki tesisimiz, kısa sürede yaralarını sarmış ve üretime devam etmiştir. Kaybın telafi edilip tesisin ülke ekonomisine kazandırılmasındaki en önemli etken, kusursuz hazırlanmış sigorta poliçeleridir. Ancak şu anda, ülke ekonomisini ve sanayicilerimizi, muhtemel bir kayıp karşısında tanzim edecek bir sistem ne yazık ki devrede değildir” dedi.



“Elini taşın altına koyan sanayicimiz dışa bağımlı hale getirildi”


Yaşanan sıkıntıları, yakın geçmişten bir örnek ile anlatan Başkan Bahar, “Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarından biri olan katılımcımızın, kimya alanında yaptığı yeni yatırımını sigortalayacak bir şirket bulunamadı. Söz konusu bu tesis, bugüne kadar yurt dışından temin ettiğimiz birçok hammaddeyi, ülkemizde üretmek için kuruldu. Yani üretimdeki dışa bağımlılığımızı sona erdirecek, tam manasıyla yerli ve milli bir yatırım. Hiçbir Türk sigorta şirketi, son teknoloji ve yüksek güvenlik sistemleri ile donatılan bu tesisimizi sigortalamayı kabul etmedi. Son çare olarak yurt dışındaki şirketler ile irtibata geçildi ve yatırımın bir bölümü yabancı firmalar tarafından sigortalandı. Dışa bağımlılığımızı sona erdirmek için elini taşın altına koyan sanayicimiz, yalnız bırakıldı ve en kötüsü de kendisi dışa bağımlı hale getirildi. Yatırımını sigortalayacak yerli ve milli bir sigorta şirketi bulamadı. Bölgemizde bunun gibi daha birçok trajikomik sigorta hikayesine rastlamak mümkündür. Sorun bireysel değildir, memleket meselesidir. Çünkü söz konusu olan tesislerin tamamı, milli servetimizdir” şeklinde konuştu.



“Acenteler değersizleştiriliyor”


Sorunun günden güne derinleştiğini ve sektördeki sıkıntıların hem sanayiciler hem vatandaşlar hem de sigorta acenteleri için, içinden çıkılmaz bir boyuta ulaştığını ifade eden Bahar, şirket araçlarının zorunlu trafik sigortasının dahi yapılamaz hale geldiğini anlattı.


Sigorta şirketlerinin yaklaşık 7-8 aydır zorunlu trafik sigortası yapmaktan imtina ettiğine vurgu yapan Bahar, “Araçlarımızın kaskosunu yaptırabiliyoruz, fakat çalıştığımız sigorta acenteleri vasıtasıyla zorunlu trafik sigortası yaptırmakta, büyük zorluklar yaşıyoruz. Sigorta şirketlerinin hasar maliyet hesaplarını gözetmesi, acenteleri poliçe yazdıramaz duruma getirmiştir. Sonuç olarak da sanayicilerimiz şirket bünyesinde kullandıkları araçlarının zorunlu trafik sigortasını yaptıramadıkları bir durumla karşı karşıya kalmıştır. Fakat işin trajikomik tarafı, çalıştığımız sigorta acenteleri dışındaki yerlerden, bankaların cep şubeleri ya da bu alanda hizmet veren web sitelerinden, birkaç dakika içinde, zorunlu trafik sigortası yaptırılabilmektedir. Bu durum acente-sanayici/acente-vatandaş arasındaki sorunları körüklemekle kalmıyor, sigorta acentelerini itibarsızlaştırıp, gelir kaybı yaşamasına neden olmaktadır. Acentelerin değersizleştirilmesi, sorunlar yumağı haline gelmiş olan sigortacılık sektörünün ipinin çekilmesi anlamına gelmektedir. Sigorta şirketlerini, bu vahim hatadan bir an önce dönmeye ve acentelerini daha da güçlendirecek adımları ivedilikle atmaya davet ediyoruz” diye konuştu.



“Sektör profesyonelleşmeli”


Sigortacılık sektörünün profesyonelleşmesi gerektiğini birçok kez gündeme getirdiklerini söyleyen Başkan Bahar, “Sektörün profesyonelleşmesinin, acentelerin güçlendirilmesiyle mümkün olacağına inanıyoruz. Daha öncede bu konuyu gündeme getirerek, sektörün daha güçlü temsil edilmesi ve her anlamda profesyonelleşmesi için faaliyetlerinin, sigorta acenteleri tarafından kurulacak bir oda tarafından sevk ve idare edilmesinin kaçınılmaz bir gereklilik olduğunu beyan etmiştik. Bu düşüncemiz değişmedi, hatta yaşadığımız olumsuzluklar nedeniyle daha da güçlendi. Acenteler tarafından kurulacak bağımsız meslek odası, yaşadığımız sorunların çözüme kavuşmasından tutunda, ilgili yasa ve mevzuatların doğru çıkmasından sektörün gerektiği gibi temsil edilmesine, kamuoyunun bilinçlendirilmesi için eğitim ve farkındalık çalışmalarından, acentelerin denetlenmesine kadar birçok kritik noktada çözüm odaklı faaliyetlerde bulunup hem sektörün hem de ülke ekonomisinin güçlenmesine vesile olacaktır” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.