MAGAZİN - 02 Temmuz 2025 Çarşamba 12:49

Sümer Ezgü’den müzikte kültürel seferberlik çağrısı

A
A
A
Sümer Ezgü’den müzikte kültürel seferberlik çağrısı

Türk halk müziği sanatçısı Sümer Ezgü, müzikte kültürel seferberlik çağırısı yaparak, belediyeleri göreve çağırdı. Ezgü, "Müzik bozulursa toplumun ahlakı bozulur, kültür yozlaşırsa toplum çöker. Türkiye’de 15-24 yaş ortalaması yüzde 14.9’dur. 24 yaş üzeri ise yüzde 85.1’dir. Belediyeler istinasız harç ile para toplar. Peki her ilde etkinlik yaparken kendilerine oy veren bu yüzde 85.1 nüfusa hiç haksızlık yapılmıyor mu? Gerçekçi olarak yüzde 15 olan gençliğe mi hizmet götürüyorlar? Peki gençleri neden yanlış besliyoruz? Sonra da gençleri beğenmiyoruz" dedi.


Türk halk müziği sanatçısı Sümer Ezgü, gazetecilerle bir araya geldiği basın toplantısında ülkede ve bölgede kültür-sanat etkinliklerinin geçmişi, bugünü ve geleceği üzerine düşüncelerini paylaştı. Ezgü, toplumsal yapının korunmasında müziğin dönüştürücü gücüne dikkat çekti. Ezgü, "2500 yıl önce Çinli filozof Konfüçyüs der ki: ’Müzik, insanı yumuşatır, inceltir, insanın doğasını geliştirir. Müzik, bireyi arıtır, kişiyi sakinleştirebilir. İyi müzik, insanı doğru davranışlara yöneltir. Müzik, gelenek ve görgü ile birlikte toplumu düzenleyen unsurlardandır" dedi.


Müziğin yalnızca estetik değil, aynı zamanda ahlaki bir işlevi olduğuna da değinen Ezgü, "Müzik içe ait dengeyi kurar, ruhu arıtır, kişiyi, dolayısı ile toplumu erdemli olmaya yöneltir. Toplumda hangi tür müzik yaygınsa, o toplumun ruhu ve ahlakı da ona göre şekillenir. Doğru müzik toplumu iyileştirir. Müzik bozulursa, toplumun ahlakı da bozulur. Müzik bozulduğunda kültürel ritüeller dağılır, ritüeller dağılırsa toplum çöker. Ahlak, insanlığın aslıdır. Müzik, ahlakın göstergesidir. Müzik bozulduğunda insanların davranışları yozlaşır, yozlaşmış bireylerden oluşan bir toplum ise zamanla yok olur. Bir millet yıkılmak istiyorsa önce müziği bozulur" ifadelerini kullandı.



"Belediyeler kültür hizmetini altyapı kadar önemsemeli"


Ezgü, kültürel hizmetlerin yerel yönetimlerin asli sorumlulukları arasında olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:


"Toplumun müzik beğenisinin kültürel çeşitliliği ispatlayıcı; belediyelerin kanalizasyon, hijyen kadar kültür-sanat beğeni ve halkının kültürel aşinalıkları da görevidir. Hatta var olma hizmetidir. Adı geçen değerleri birbiriyle yaşatmayan şehir gelişemez. Hars denen kültür, halkın yaşanmışlığıdır. Aidiyet duygusu ile sanatsal işlevin sınırını barındırır."



"Etkinliklerde yüzde 85’lik kesimin görmezden gelindiği ortada"


Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2024 verilerine değinen Ezgü, kültürel etkinliklerin hedef kitlesine dair şu değerlendirmeyi yaptı:


"15-24 yaş ortalaması yüzde 14.9’dur. 24 yaş üzeri ise yüzde 85.1’dir. Belediyeler istinasız harç ile para toplar. Peki her ilde etkinlik yaparken kendilerine oy veren bu yüzde 85.1 nüfusa hiç haksızlık yapılmıyor mu? Gerçekçi olarak yüzde 15 olan gençliğe mi hizmet götürüyorlar? Peki gençleri neden yanlış besliyoruz? Sonra da gençleri beğenmiyoruz. Ben gençleri önemsiyorum ve bu iletişim sorumluluğu yerel yönetim düşüncesinde düşünülmüyor. Halkımıza tek yanlı değil, her türlü müziği sunmalıyız."



"Bu halk savaşını davulla, düğününü zurnayla, derdini saza dökmüştür"


Türk halk müziğinin taşıdığı kültürel mirasa vurgu yapan Ezgü, "Unutmayın ki bu halk savaşını davulla, düğününü zurnayla, derdini saza dökmüştür. Şef Walter Straus, ‘Yeryüzünde böyle mükemmel bir müzik yoktur. Önce kendi kültürünü bilmeyene ben müzisyen demem’ demişti. Kastettiği halk müziğiydi. Kendi kültürünü bilmeyen, aidiyet duygusu olmayanlar sadece bir insan topluluğudur" dedi.



"45 yıllık sanat hayatımla kültürel seferberlik çağrısı yapıyorum"


Sümer Ezgü, sanat yaşamı boyunca edindiği birikimle kültürel bir seferberlik ihtiyacına dikkat çektiğini belirterek, şöyle konuştu:


"Kültürel yozlaşmanın önüne geçebilmek, müziğin toplumun üzerinde yıkıcı değil birleştirici gücünü artırmak için yeni bir kültürel seferberlik başlatmak adına 45 yılını müziğe vermiş bir sanatçı olarak, ülkemin kültür ve sanatına duyduğum kaygılarımı ve önerilerimi konuşmayı görev sayıyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın Kültür Yolu Festivalleri’nde, belediyelerimizin halk şenliklerinde ve üniversitelerimizin bahar etkinliklerinde bu çağrıya kulak verileceğine inanıyorum."



"İlkokullarda müzik öğretmeni yok"


Toplantıda müzik eğitimiyle ilgili soruları da yanıtlayan Ezgü, "Eğitimin tam içindeyim ben. Bir taraftan sahnede ülke için ileri işler yapmaya çalışırken, bir taraftan da eğitimin tam içindeyim. Sümer Ezgü Sanat Akademisi’ni açtık. Bunun amacı insan yetiştirmek. Ama şimdi ilkokullarda müzik öğretmeni yok. Devlet okullarında müzik öğretmeni yok. Müzik, beden eğitimi ve görsel sanatlar insanın içini dolduran, insanı daha çok insanlaştıran bu dersler maalesef sınıf öğretmenlerimizin sırtına yüklenmiş durumda. Onlar da elinden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışıyor" diye konuştu.



"Müzik öğretmeni sadece piyano değil, bağlama da çalmalı"


Ezgü, öğretmen yetiştirme sisteminin milli müzik değerlerini kapsayacak şekilde yapılandırılması gerektiğini vurguladı. Ezgü, "Ortaokula, liseye geliyoruz. Müzik öğretmeni yan flüt çalıyor, piyano çalıyor, bizden yine enstrüman çalan yok. Demek ki bir ülkede müziğin gelişmesini istiyorsak önce müzik öğretmeni yetiştireceğiz. Sporun gelişmesini istiyorsak spor öğretmeni yetiştireceğiz. Bu kadar basit. Anaokulundan başlayarak güzel sanatlar liselerinde, konservatuvarlarda ve güzel sanatlar fakültelerinde sanatçı adaylarını ve öğretmen adaylarını bu ülkenin müziğiyle doyurmamız gerekiyor. Bana göre bir müzik öğretmeninin piyano çaldığı kadar bağlama da çalması zorunlu bir ders olmalıdır" şeklinde konuştu.



"Yerli eser yazmıyorsak Kuğu Gölü’yle mi yetineceğiz?"


Sanat kurumlarında yerli eser üretiminin yetersizliğine de değinen Ezgü, sözlerini şöyle noktaladı:


"Bu ülkede senfonik orkestralar, opera, baleler kuruldu. Ama yerli eserlerimizi yazmadıktan sonra bu orkestralar ve bu topluluklar niye kuruldu ki? Biz hep Kuğu Gölü Balesi mi yapacağız?"


Etkinlikte, tarhana çorbası ikramı yapıldı.



Sümer Ezgü’den müzikte kültürel seferberlik çağrısı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Hüseyin Eroğlu: "Şu anki çıkışımızı son maçta da devam ettirmek istiyoruz" Trendyol 1. Lig’in 19. haftasında oynayacağı Erzurumspor FK maçının hazırlıklarını sürdüren Çorum FK’da Teknik Direktör Hüseyin Eroğlu, "Şu anki çıkışımızı son maçta da devam ettirmek istiyoruz" dedi. Trendyol 1. Lig’in 19. haftasında Çorum FK, Erzurumspor FK ile karşılaşacak. Devre öncesi son maçına çıkacak Çorum FK, karşılaşmadan galibiyetle ayrılarak puan tablosundaki yükselişini sürdürmek istiyor. Kırmızı-siyahlılar, karşılaşmanın hazırlıklarını Çorum FK Tesisleri’nde sürdürdü. Teknik Direktör Hüseyin Eroğlu yönetiminde yapılan antrenmanın 15 dakikası basın mensuplarına açık olarak gerçekleşti. "Oyuncularımızla hazırlıklarımız en iyi şekilde devam ediyor" Antrenman öncesinde açıklamalarda bulunan Çorum FK Teknik Direktörü Hüseyin Eroğlu, ligdeki çok sayıdaki takımın Süper Lig’e yükselme hedefinin olduğunu ve puan farklarının az olduğunu söyledi. Eroğlu, "Biz son haftalardaki hem oyunumuzla hem de aldığımız skorlarla yukarıya tırmanmaya başladık. Önemli olan istediğimiz skorla dönüp ilk ikiye daha çok yanaşmak, devreyi güzel bir skorla bitirmek. Ama zor bir takımla karşılaşacağız, belli bir oyun kalıbı var, duran toplarda etkili. Bunların hepsini biliyoruz. Ama biz de güçlü bir takımız. Oyuncularımızla hazırlıklarımız en iyi şekilde devam ediyor. Teknik direktör olarak elimizdeki oyuncuyu da geliştirmekte sorumluyuz. Devre arasında transfer gelebilir ama eldeki oyuncuyu da geliştirmek, ondan performans almak en önemli görevimiz. Son 3-4 haftada bazı oyunculardaki değişim, gelişimi net bir şekilde görüyorsunuz. Sezon sonunda birçok oyuncumuzda bu net bir şekilde görülecek" dedi. "Bu lig ikinci yarı çok daha zor oluyor" Puan tablosundaki yükselişlerini sürdürmek istediklerini aktaran Eroğlu, "7-8 takım var, tabii onların hepsinin hedefi ikinciliğe doğru tırmanmak. Baktığınızda, evet yukarıda olan takımlar avantajlı gibi görünüyor ama bu lig çok enteresan bir lig. Arada bir maçlık, iki maçlık farklar var. Karşılıklı oynanacak maçlar önemli. Bu lig ikinci yarı çok daha zor oluyor. Puan kayıpları daha fazla olabiliyor. Her takım yukarıya yakın, play-off’da olmak isteyen takımlar var ama sürecin istikrarı yakalayan, ekonomik sıkıntı yaşamayan, oyun gücü iyi olan takımlar sezon sonunda zaten yukarıda olacak diye düşünüyorum. Her kulüpte inişler çıkışlar olabilir ama o lig maratonunda istikrarlı olan takımların başarılı olacağını düşünüyorum. Yılın son maçı ve bizim için çok değerli bir maç ama sonuçta puanlık bir maç. Her iki takım için de böyle. Geriye kalan birçok maç var. Tabii telafisi olabilecek maçlar ama biz şu anki çıkışımızı son maçta da devam ettirmek istiyoruz" diye konuştu. Samudio: "Performansımdan memnunum" Takım olarak son haftalarda takım kalitesini sahada göstermeye başladıklarını ifade eden Braian Samudio ise, "Çok güzel bir maç olacağına inanıyorum. Seyirciler açısından da iyi bir maç olacak. Çünkü Erzurum da iyi bir takım, onlar da iyi bir top oynuyor. Biz de iyi takımız, biz de iyi top oynuyoruz, dominant oynuyoruz. Bence seyir zevki yüksek olacak bir maça benziyor" ifadelerini kullandı. İyi bir takım olduklarından bahseden Samudio, "Yeni bir şehre, yeni bir takıma, yeni bir lige geldiğiniz zaman bir adaptasyon sürecine ihtiyaç oluyor. Ama son zamanlarda, son haftalarda kendimi çok iyi hissediyorum. Performansımdan da memnunum. Son maçta da takım olarak nasıl bir takım olduğumuzu, kalitemizi gösterdiğimize inanıyorum" şeklinde konuştu.
Ankara ATO Yönetim Kurulu Üyesi Akça: "Mesleki eğitim, üretimin niteliğini ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurul Üyesi ve ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, "Mesleki eğitim sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" dedi. ATO, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile bu yılın ekim ayında hayata geçirdiği ‘Mesleki Eğitimde Ankara Model’ iş birliği protokolü kapsamında düzenlediği "Sektör- Meslek Öğretmenleri Buluşması’ ATO Duatepe Salonu’nda yapıldı. Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Mimar Sinan Mükemmeliyet Merkezi koordinatörlüğünde düzenlenen toplantı, Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurulu Üyesi aynı zamanda ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ali İhsan Güçlü ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Volkan Hasan Kaya, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Veli Karakuş ve Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Erkan Tuzsuz başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda mesleki eğitimin, üretim niteliğine ve rekabet gücüne etkisi ele alındı. "Kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, ATO’nun Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile hayata geçirdiği "Mesleki Eğitimde Ankara Modeli"nin mesleki eğitimin sektörün ihtiyaçlarıyla uyumlu biçimde yapılandırılması açısından önemli bir model olacağını belirterek, "Mesleki eğitim, sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır. İş dünyasının ihtiyaçlarıyla uyumlu, uygulama ağırlıklı ve güncel beceriler kazandıran bir mesleki eğitim yapısı, gençlerimizi geleceğin mesleklerine hazırlarken ekonomimizin de sürdürülebilir büyümesini güvence altına alır. Bu nedenle kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ifadelerini kullandı.