ASAYİŞ - 26 Mayıs 2020 Salı 23:26

Taciz ettiği iddiasıyla karı-koca tarafından öldüresiye dövülen adamdan şok iddialar

A
A
A
Taciz ettiği iddiasıyla karı-koca tarafından öldüresiye dövülen adamdan şok iddialar

Antalya’da bir kadını taciz ettiği iddiasıyla çağrıldığı evde karı-koca tarafından öldüresiye dövülen şahıs, şok iddialarda bulundu.

Antalya’da bir kadını taciz ettiği iddiasıyla çağrıldığı evde karı-koca tarafından öldüresiye dövülen şahıs, şok iddialarda bulundu.


Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde iddiaya göre 3 gün önce Hatice Y., kendisiyle birlikte olma isteğine olumlu yanıt vermeyince eşini öldürüp kızını taciz etmekle tehdit ettiğini ileri sürdüğü Kadir Ö.’yü evine çağırıp, kocası Veysel Ö. ile birlikte feci şekilde dövdü. Hatice-Veysel Y. çiftinin evinden baygın halde sedyede çıkarılan Kadir Ö.’nün burnu kırılırken, vücudunun çeşitli yerlerinde de ezikler ve morluklar oluştu.


Kadir Ö., hakkında ortaya atılan suçların asılsız olduğunu ileri sürdü. Hatice Y.’nin kendisine ve eşine sık sık arkadaşlık isteği gönderdiğini ancak kendisinin bunu kabul etmediğini öne süren Kadir Ö., Hatice Y.’nin kendisini arayarak eşiyle problemleri olduğunu ve boşanmak istediğini söylediğini, ısrarı üzerine ilk ve son kez kendisiyle görüşmek üzere evine gittiğini iddia etti. Olay günü eşiyle birlikte evde olduğunu belirten Kadir Ö., “Eşim işe gidecekti, ben de mallara bakacaktım. Mallara yemlerini verdim, çarşıya çıkacaktım. Cebimde 5 bin 605 lira param vardı. Yevmiyelerden ve çocuğumun mağdur parasından biriktirdiğim bu parayı bankaya yatıracaktım. Bu arada telefon geldi. Hatice Y. bana birkaç kez arkadaşlık isteği attı. Ben onu engelledim. ‘Bana atma’ dedim. O benim akrabam. Öz yeğenim. Halamın torunu, yalnız öbürü de eniştem. Beni tuzağa çektiler. ‘Buraya bi gel, benim eniştenle aram bozuk. Ben boşanacağım. Bunları sana anlatmak istiyorum. Gel bir bardak kahve içelim’ dedi. Ben ‘Çarşıya gideceğim, param var onu bankaya yatıracağım’ dedim. ‘Sonra gidersin bankaya, buraya gel her şeyi ben sana anlatacağım’ dedi. Hatice Y. eşime de birkaç kez arkadaşlık isteği attı ve eşim engelledi. ‘Bizi bir daha rahatsız etme’ diye benim telefondan kendisine yazdı. Ben çarşıya giderken yolda beni tekrar aradı. ‘Eşim köye gitti. Sondaj bozulmuş, sondaj yaptırmaya gitti. Gel bir bardak kahve ısmarlayacağım, son bir kez konuşacağım ve seni bir daha rahatsız etmeyeceğim, arkadaşlık isteği de atmayacağım’ dedi. Ben de bunun üzerine eve gittim. Hatice Y. eşiyle birlikte balkonda bekliyorlardı. ‘Bu arada enişte nasılsın ne var ne yok’ dedim. ‘İyiyiz dayı oğlu, buyur gel kahve ısmarlayayım’ dedi. Ben de vardım, Veysel Y. demir kapıyı açtı, Hatice Y. de içeriye girdi” dedi.



“Üzerime iki kişi değil 6 kişi saldırdı”


Demir kapıdan içeri girer girmez merdivenlerin üzerinden bir kişinin kafasına bir cisimle vurduğunu söyleyen Kadir Ö., “İlk darbeyi vurduktan sonra beni içeriye salona ittirdiler. Salona girip yönümü döndüğümde 5-6 kişi olduğunu gördüm. Bir kişi hariç hepsini tanıyorum. Bunlara ‘durun’ dememe rağmen bana kazma saplarıyla saldırdılar. Kadın ‘bu adamın suçu yok, bırakın adamı’ diye bağırmaya başladı. Ben yere yığıldım, ağzımı yüzümü kapattılar, bacaklarımı bağladılar, ellerimi ters bağladılar. Ağzıma yüzüme kan doldu ve ağzım bağlı olduğu için konuşma şansım olmadı. Darbeleri alınca burnum kırıldı, yarı baygın haldeydim ama şuurum yerindeydi. Kendi aralarında bunu akşam denize atacağız, ipleri hazırlayın, ayaklarına taş bağlayıp atacağız diye konuştular” diye konuştu



“Cinsel organımı tekmelediler, kameraya çektiler”


Türlü işkencelere maruz kaldığını iddia eden Kadir Ö., “İçlerinde biri ‘Jilet getirin bunun bıyıklarını keselim, denizin yüzüne çıktığı zaman tanınmaz hale gelsin’ dedi. Bıyıklarımı kestiler. Cinsel organımı, apış aramı tekmelediler. O acılar içinde kıvranırken beni kameraya alıp gülüyorlardı ama hangisinin telefonuyla çektiler bilemedim. Bunu yapan 6 kişiydi. 5’ini isim olarak çok iyi biliyorum. 5 bin 605 lira param vardı, evimde olan param. Bankaya götürecektim. Paramı da aldılar. Ruhsat, telefonum ve motorumun anahtarı ve bozuk paralarım vardı, onları da almışlar. Daha sonra polis çağırmışlar. Polisler ‘bu adamı bu hale niye soktunuz’ diye sormuş. ‘Sinirlerime hakim olamadım, eşime saldırdı, yok efendim 13 yaşındaki kızıma tecavüz edeceğini söyledi’ filan demiş. Ben onun kaç çocuğu olduğunu bilmiyorum. Sadece yeğenimle eniştem olduğunu biliyorum. Ben onun iki çocuğu olduğunu da yemin ederim bilmiyorum. Bu adamlar bana bu şekilde büyük bir iftira attılar ama iftiranın amacı ne onu anlamadım. Cebimde biraz yüklü para vardı, onu almak için mi yoksa başka bir amaçları mı vardı bilemedim. Bu adamlarla aramızda önceden herhangi bir kötülük yok. Sonuna kadar şikayetçiyim, ifademizi verdik, telefonumuzdaki mesajlara baktılar. Bunların abarttığı şekilde bir mesajımızın olmadığını, herhangi bir ilişki veya taciz olmadığına dair polis arkadaşlarımız telefonuma, bilgisayara girdiler incelediler. Böyle bir mağduriyet yok ama bu adamların amacı ne bilemedim. Bir baktım herkes sağda solda Face’lerde yorumlarda ’yok efendim şu olmuş, bu olmuş’. Önce işin özünü araştırın öğrenin, ondan sonra yorumlar yapın. ’Ellerinize sağlık, kollarınıza sağlık’ demişler. Kimin eline koluna sağlık anlamıyorum. Eve çağrılan benim, mağdur edilen benim, parası alınan benim. Dana önce o eve hiç gitmedim, evi tarif üzerine buldum” şeklinde konuştu.



“Eşime güveniyorum, Allah’tan bulsunlar”


Kadir Ö.’nün eşi Havva Ö. de yaşadıkları olaya anlam veremediklerini belirterek, olayın faillerinden sonuna kadar davacı olduklarını kaydetti. Havva Ö. şunları söyledi:


“Daha önce eşime arkadaşlık isteği göndermiş. Biraz sohbetten sonra engellemiş bu. Bana da geldi, ‘bu kim’ dedim. ‘Engelle gitsin, sürekli gönderiyor’ dedi eşim. Ben de engelledim. Tekrar eşime göndermiş. Bu yine engelledi. Yine atmış. Mesajlar atıyor."



"‘Amaçları ne’ diye eşime söylendim"


Olay günü evde oturduklarını ve kahve içtiklerini anlatan Havva Ö., "Ben çalışmaya gideceğim dedim. ‘Sen git ben mallarımıza bakayım’ dedi. Çalışmaya gittiğimde eşimin üzerinde bir miktar para vardı. Götürüp bankaya yatıracaktı. Söylediği miktarın aslı var. Ben eşime güveniyorum. Mutlu bir aileyiz. Telefona bakmayınca korktum. Mesaj attım, ‘tedirgin oluyorum’ dedim. Yine telefona bakan yok. İşten geldim, evde olmayınca gidebileceği yerleri aradım. Saat 09.00’da kaza yaptı diye haber geldi. Varınca bu olayı duydum. Eşimin benden gizli bir şeyi olmaz. Her şeyi söyler ama niye yaptı, nasıl şaşırdı da gitti bilmiyorum. ‘Seninle bir kahve içeceğim, bir daha rahatsız etmeyeceğim’ demiş eşime. Bu tuzağı niye kurdular ben de bilmiyorum. Gerçekten korktuk. Allah’ından bulsunlar. Beni bu hale düşürdüler. Sonuna kadar şikayetçi olacağım, elimden ne gelirse yapacağım" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.