SPOR - 28 Nisan 2024 Pazar 17:59

Trendyol Süper Lig: Alanyaspor: 6 - İstanbulspor: 0 (Maç sonucu)

A
A
A
Trendyol Süper Lig: Alanyaspor: 6 - İstanbulspor: 0 (Maç sonucu)

Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Alanyaspor, sahasında İstanbulspor’u 6-0 mağlup etti.



Maçtan dakikalar (İkinci yarı)


52. dakikada Sambissa’nın kale sahası içinden vuruşunda kaleci Ertuğrul gole izin vermedi.


55. dakikada Balkovec’in ceza sahası dışından sert şutunda kaleci Alp topu kontrol edemedi ve meşin yuvarlak ağlara gitti. 4-0


67. dakikada Yusuf Özdemir’in pasında kale sahası içinde Ahmed Hassan’ın kafa vuruşunda meşin yuvarlak filelerle buluştu. 5-0


69. dakikada kaleci ile karşı karşıya kalan Ahmed Hassan’ın şutunda top direkten döndü.


87. dakikada Özcan’ın sert şutunda top direkten döndü. Pozisyonun devamında Emir Kaan’ın ceza sahası içinden şutunu Ertuğrul kurtardı.


90+2. dakikada ceza sahasına yapılan ortada arka direkte Oğuz Aydın, kafayla topu ağlara gönderdi. 6-0



Hakemler: Muhammet Ali Metoğlu, Hüseyin Aylak, Anıl Usta


Alanyaspor: Ertuğrul Taşkıran, Hadergjonaj, Furkan Bayır (Fatih Aksoy dk. 46), Aliti, Balkovec, Richard (Fer dk. 59), Janvier (Novais dk. 59), Oğuz Aydın, Efecan Karaca (Eduardo dk. 76, Yusuf Özdemir (Sisto dk. 68), Ahmed Hassan


Yedekler: Yusuf Karagöz, Lima, Augusto, Anderson, Yunus Bahadır


Teknik Direktör: Fatih Tekke


İstanbulspor: Alp Arda (Murat Eser dk. 73), Sambissa (Baran Vardar dk. 73), Mehmet Yeşil, Deli, Okan Erdoğan (Demir Mermerci dk. 85), Ali Yaşar, Mamadou (Traore dk. 73), Vefa Temel (Özcan Şahan dk. 73), Duhaney, Jachson, Emir Kaan Gültekin


Yedekler: Mücahit Serbest, Emir Vuruşaner, Yasin Polat, Tunahan Şamdanlı, Demir Mermerci, Eren Arda Şan


Teknik Direktör: Osman Zeki Korkmaz


Goller: Oğuz Aydın (dk. 2 ve 90+2), Janvier (dk. 8 ve 28), Balkovec (dk. 55), Ahmed Hassan (dk. 68) (Alanyaspor)


Sarı kartlar: Furkan Bayır (Alanyaspor), Mehmet Yeşil, Okan Erdoğan, Duhaney, Deli (İstanbulspor)



Trendyol Süper Lig: Alanyaspor: 6 - İstanbulspor: 0 (Maç sonucu)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kürek Milli Takımı kota için İsviçre’de Türkiye Kürek Milli Takımı, İsviçre’de düzenlenecek olan 2024 Dünya Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları Kota Yarışları’nda kota için mücadele edecek. 19-21 Mayıs tarihlerinde İsviçre’nin Luzern kentinde World Rowing (Dünya Kürek Federasyonu) tarafından düzenlenecek 2024 Dünya Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları Kota Yarışları’nda Kürek Milli Takımı, 2024 yılında Paris biletini alabilmek için suya inecek. 2024 Paris Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları kotası için son yarış olan yarışlarda Kürek Milli Takımı, bu son fırsatı değerlendirmek için ay-yıldızlı forma ile Türkiye’yi temsil edecek. 6 sporcu ve 4 ekip yarışacak Kürek Milli Takımı 6 sporcu ve 4 ekip ile kota yarışlarına katılacak. Kadınlar Tek Çifte’de Elis Özbay, Erkekler Tek Çifte’de Cevdet Ege Mutlu, Erkekler İki Tek kategorisinde ise Enes Biber ve Yusuf Ziya Ateş mücadele edecek. Tarihinde ilk kez Paralimpik Oyunları’na kota alabilmek için yarışacak. Parakürek Milli Takımı’nda ise Yiğit Doğukan Bozkurt ve Nurşen Şen’den oluşan Parakürek Karma İki Çifte (PR2 Mix2X) ekibi de Paris biletini kapmak için suya inecek. 19-21 Mayıs tarihlerinde yapılacak kota yarışlarında Kürek Milli Takımı kadrosunda şu şekilde: Elis Özbay Kadınlar Tek Çifte (W1X) Cevdet Ege Mutlu Erkekler Tek Çifte (M1X) Enes Biber-Yusuf Ziya Ateş Erkekler İki Tek (M2-) Yiğit Doğukan Bozkurt - Nurşen Şen Parakürek Karma İki Çifte (PR2MIX2X)
Bilecik Bilecik’te 42 bin dekar tarım arazisi sulanarak, ülke ekonomisine 345 milyon TL katkı sağlanacak Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, Bilecik’te 2024 yılında 42 bin dekar tarım arazisi sulanarak 345 milyon TL katkı sağlanacağını belirtti. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün, Türkiye’nin su kaynaklarının korunması, yönetilmesi, geliştirilmesi ve gelecek nesillere eksiksiz olarak aktarılması maksadıyla projeler üreten Türkiye’nin en büyük yatırımcı kuruluşlarından birisi olduğunu ifade eden DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, "Bu sebeple özellikle sulama yatırımlarını hızlandırarak verimli toprakların bereketine bereket katmak için çalışmakta olduğunu ifade etti. DSİ olarak modern sulama projelerini geliştirerek uygulamaya koymakta olduğunu belirten Balta, "Modern sulama ile tarımda sağlanan verim artışları, üretim deseninin çeşitlenmesi, çiftçi gelirlerinde doğrudan ve dolaylı artışa neden oluyor. Bu durum bir yandan kırsal kalkınmanın hedeflerinden olan yoksulluğun azaltılması amacına hizmet ediyor bir taraftan da yaşam standardını yükseltmeye devam ediyor’’ dedi. "Bilecik’te 2024 Yılı Sulama Sezonu başladı" Bilecik’te başlayan 2024 yılı sulama sezonunda toplam 42 bin dekar tarım arazisinin sulanacağını açıklayan DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, "Bilecik’te toplam 42 bin dekar tarım arazisinde yapılacak sulu tarım ile birlikte 2024 yılı birim fiyatları ile ülke ekonomisine 345 Milyon TL katkı sağlanmasının hedefliyoruz. Çiftçilerimize bol ve bereketli bir sulama sezon dileyerek, bizler DSİ olarak ülke tarımı ve ülke insanı için özveri ile çalışmaya devam etmekteyiz. Tarım arazilerinin suya kavuşmasını, modern sulama sistemlerinin yaygınlaşmasını ve özellikle de su tasarrufu sağlanmasını önemsiyoruz. Çalışmalarımızı da bu yönde kararlılıkla sürdürüyoruz’’ dedi.
Manisa CHP MYK’sı Manisa’nın Soma ilçesinde toplandı Cumhuriyet Halk Partisi MYK Toplantısı Manisa’nın Soma ilçesinde yapıldı. Toplantı sonrası açıklamada bulunan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün açıklanan kamuda tasarruf tedbirleri ve Arapça tabelalar hakkında konuştu. Tasarrufu önemsediklerini kaydeden özel asıl önemli olanın vergi adaletinin sağlanması olduğunu söyledi. MYK toplantısının ardından basın açıklaması düzenleyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Cumhuriyet Halk Partisi Merkez Yönetim Kurulu’nun her hafta yaptığı olağan toplantısını bugün Soma’da gerçekleştirdik ve olağanüstü bir gündemle gerçekleştirdik. Soma Maden faciasının, Türkiye Cumhuriyeti ve dünya tarihinin en büyük iş cinayetlerinden bir tanesinin 10. yılındayız. 10 yıl önce burada üretim baskısı yüzünden, yeterli denetim olmaması yüzünden, mevzuattaki eksiklikler yüzünden 301 baba, eş, evlat hayatlarını kaybetti. Büyük bir travma bıraktılar ve bu travma pek çok kişi için hala devam ediyor. 301 kişi hayatını kaybetti. Bırakın Türkiye’yi dünyadaki bütün televizyon kanalları madeni gören bir tepe üzerinden canlı yayın yaptı. Herkes şunu söylüyordu; ‘Eğer Soma’yı unutursak yüreğimiz kurusun’ diyorlardı. 10 yıl geçti bu 10 yıl içinde işçilere verilen sözler, tutulmayan sözler, yeni maden faciaları, hayal kırıklıkları, yargılamalar ve 10 yılın sonunda geldiğimiz nokta şudur; hayatını kaybeden işçilerimizin ailelerine verilen sözler kısmen tutuldu. Yaşayan madencilere verilen sözlerin maddi kısımlarının pek çoğu tutuldu. Örneğin iki asgari ücrete çıkarılması, hafta tatilinin iki güne çıkarılması, emeklilik yaşıyla ilgili düzenlemeler. Ancak bunların her birisinin madencilerin uzun mücadeleleri, bizlerin onlarla bir verdiğimiz uzun ve onlar açısından ve kayıplarla dolu yıllara sarih mücadeleler sonucunda elde edildiğini ifade etmek isterim. İşçi sağlığı ve iş güvenliği noktasında ise verilen sözlerin hiçbir tanesi tutulmadı. Çünkü buradaki tercih son derece politik. Burada işçinin sağlığı daha az para kazandıracaksa, daha çok parayı tercih edenler, işçinin hayatıyla ya da meslek hastalığına yakalanıp yakalanmamasıyla patronun karlılığı karşı karşıya gelince patrondan yana tavır koyanların Geçtiğimiz on yıllık süreci belirlediğini ifade etmek isterim. Hep birlikte çok basit bir veriye bakalım. 301 madencinin ölmesi, bütün dünya televizyonlarını bir hafta meşgul eden bir olay. Öyle Soma’dan bugüne kadar Türkiye’de 649 maden işçisi daha öldü. 2 kere daha Soma faciası yaşandı. Kimsenin haberi yok. Kimse ilgilenmiyor. Yani aslında burada çok ironik ve çok tersten emekçilere bir mesaj var örgütlenin, birlikte hareket edin. Ölecekseniz bile birlikte ölün. Yoksa haber olamazsınız diyorlar. Yani tek tek ölenlerin haber bile olamadığı bugüne kadar 10 yılda iki kere daha Soma faciasının yaşandığı gerçeğini söylüyorum. Gerisini vatandaşlarımızın vicdanına bırakıyorum. Yüzlerce detay verebiliriz. Eksik konular konusunda. Soma faciasından sonra 20 önce benim meclis kürsüsünde kurulsun deyip kurulmayan komisyon, 6 ay önce kurulmasını teklif edip 20 gün kala konuşmasını Yaptığımız kurulmayan komisyon faciadan 20 gün sonra kuruldu. O komisyonun hazırladığı rapor fevkalade güçlü bir rapor. Dört parti 880 sayfa rapor yazdı. Ayrıca da biz MHP ve o günkü BDP ayrı ayrı muhalefet şerhleri yazdık. Cumhuriyet Halk Partisi’nin toplamı 1250 sayfa olan raporun 880’i ortak bu rapora yazdığı 250 sayfalık şerh meclis tarihinin en kapsamlı, en kuvvetli bir tanesidir. Ancak ortaklaştığımız 880 sayfanın 90 sayfası bir daha facialar yaşanmasın diyedir. Bunun kapağını bile açmayanlar o günden bugüne iki kere daha Soma maden faciası yaşanmasına sebep olmuştur. Bunun dışında her müzakere samimiyetten uzaktır. Bunun dışında her değerlendirme samimiyetten uzaktır. Briket gibi komisyon raporu var. İçinde yazanlardan bir satırını yerine getirseniz bir faciayı önlersiniz. Örneğin içinde yazıyor ki eski imalatlar haritaya işlenmeli. Eski imalatlara su ve gaz ölçüm cihazları konmalıdır. Sırf bu yerine gelseydi Ermenek’teki boş bir imalatın içi şu dolmuş kaza kaza işçiler kendi mezarlarını kazıp içeriye tonlarcası dolup benim oğlum yüzme bilmez nasıl kurtulacak dediği facia olmayacaktı. Bu tek bir madde. Bütün örnekler bu konuyu araştırmak ve kamu yararına doğru bir iş yapmak isteyen tüm gazetecilerin emrine amade şekilde raporun sayfalarında durmaktadır. Bakın oralarda ne haberler? Bakın oralarda terk edilmiş ne sorumluluklar vardır. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak iş sağlığı değil, işçi sağlığı demeye, iş güvenliği değil, işçi güvenliği demeye, doğru, yapıcı, etkili, muhalefetimizi bu alanda sürdürmeye devam edeceğiz.” dedi. MYK ilk kez bir ilçede toplandı CHP MYK’sının tarihinde ilk kez bir ilçede toplanmasının önemine değinen Özel, “Türkiye Cumhuriyeti’nde en köklü siyasi parti olan Cumhuriyet Halk Partisi parti tarihinde ilk kez bir merkez yönetim kurulu toplantısını bir ilçe binasında yapmıştır. Soma ilçe binası böyle bir toplantının olması için son derece anlamlıdır. İlçe başkanımız ve yönetimine, onların şahsında bizi hiç yalnız bırakmayan bütün Soma örgütümüze, Manisa İl Başkanlığımıza ve bugüne kadar Soma’yı yalnız bırakmayan İzmir’den, Manisa’dan kıymetli belediye başkanlarımıza teşekkür ediyorum. Facianın olduğu gün Manisa’nın üç ilçesinden Soma’dan Kırkağaç’tan Akhisar’dan İzmir’in iki ilçesinden, Kınık’tan Bergama’dan Balıkesir’in bir ilçesinden Savaştepe’den kalkan servisler o arkadaşlarımızı ölüme taşımışlardı. O gün o 6 ilçenin hiçbirisinde biz yoktuk. Bu seçimlerden önce de sadece birinde vardık. Ancak şunu ifade etmem gerekir ki Soma’daki seçim sonuçlarını her seçimde bakıp iktidar partisi kazanıyor diye sorumsuzca incitici, kırıcı hedef gösterici hakaret içeren tweetleri atanlar şunu bilsinler ki o 6 ilçenin altısında da bugün Cumhuriyet Halk Partisi var. Olmasaydı da kimseye söyleyecek bir şeyimiz yoktu. Kusur ne emekçinindir ne seçmenindir. Kusur onları ikna edemeyen bizlerindir. Bu süreçte onları ikna ettik. Yerelde işçinin, emekçinin, halkın, çiftçinin, köylünün partisini iktidar yaptık. İlk genel seçimlerde madencilerin, işçilerin, köylülerin, emekçilerin partisini iktidar yapacağız. O zaman bu sorunların hepsi çözülecek. O güne kadar mücadele etmeye ve Soma’ya ve hayatını kaybeden herkese sahip çıkmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu. “Can Gürkan bu açıklamayı da yaptın ya iki elim yakandadır” Soma ile ilgili açıklamasını bazı televizyon kanallarında konuşan Can Gürkan’a yönelik yapan Özel, “Bugün bir televizyon kanalına açıklama yapan hayatına mal olduğu her istisna sadece beş buçuk gün yatan Can Gürkan bugün bir televizyon kanalına avukatı aracılığıyla şu açıklamayı yapmış: ‘10 yıl geçti, ben Soma’yı geride bıraktım, hatırlamak istemiyorum.’ Bu işçilerin ölümünden sorumlu olan yattığı süre kadar ceza verilip salı bırakılan kişi. Birazdan biz o günü unuttum, geride bıraktım diyor, geride bırakamayan, her gece rüyasında, o günü bir daha yaşayan evlatlarla, eşlerle, annelerle omuz omuza yürüyüp, mezarları ziyaret edeceğiz ve bu taş kalpli adama bu cesareti veren bu rejimi değiştirene kadar da mücadele edeceğiz. Biz unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Bu küstahlardan ve bu küstahların ağa babalarından günü gelince hesap soracak. Can Gürkan bu açıklamayı da yaptın ya iki elim yakandadır. Sana bunun hesabını sormadan ölür gidersem gözüm açık gidecek. Bunu da en net şekilde ifade etmek istiyorum. Benim bu konuda söyleyeceklerim bu kadar.” dedi. “Vergide adalet olmalı” Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Özal bugün açıklanan tasarruf tedbirleri hakkında şunları söyledi: “Ayrıntılı değerlendirmeyi daha sonra yapacağız. Ama bugüne kadar 7 kez yaptılar. Bu 8’inci bu sekizincisinin ilanı daha önceki yedi genelgeye kendilerinin uymadıklarını, uydurmadıklarının göstergesidir. Bugünkünün diğerlerinden ayırıcı önemli özelliği hep eleştirdiğimiz sarayın ilk kez genelge kapsamına alınması sarayın harcamalarının, meclis dışarıda bırakılmıştır. Bunun eleştirilecek bir tarafı yok. Kuvvetler ayrılığı gereği, yürütme, yasamaya, talimat veremeyeceği için yapılmıştır. Meclis Başkanı’nın bu konuda geçtiğimiz haftadaki ifadelerini hızla bu genelgeye ve ilerisine dönüştürerek daha da ilerisinde bir tasarruf genelgesini meclis içinde yayınlamasını bekliyorum. Kendisinin böyle bir çalışması olacaksa destek veriyorum, teşvik ediyorum. İkinci husus tabii ki yazılanların hepsi önemli. Ancak bunların tek tek takip edilmesi lazım. Burada 3 yıl boyunca yeni personel istihdam edilmeyeceğini, sadece emekli kadar personel alınacağını ve kamuda esnek ve uzaktan çalışma modellerinin geliştirileceği ifadeleri ise emekçiler açısından son derece riskli bir durumdur. Bu örtülü IMF programıdır. IMF’yi getirirseniz yeni kamu personeli alma. İşçiye zam verme. Emekliye zam verme. Esnek çalışma modellerini geliştir diyecek zaten. Şu anda IMF’nin hayaleti, işçinin camına gelmiştir. Gulyabani işçilerin camındadır. Onlara bir tek gücü yetmektedir. Birazcık işverene, birazcık zenginlere, birazcık multi milyarderlere, kur korumalı mevduatla servetine servet kaçanlara yönelsinler. Yoksa Öğretmenler atama bekliyor. Yirmi bin öğretmen emekli olacak. Yirmi bin alacaksın. Bir milyon kişi okuttun. Dünya kadar işsiz var. Kamuya alım yapmayacağım. Esas yapılması gereken iş elbette konvoy olmasın, benzin tasarrufu olsun, kiralama olmasın. Yerli araç kullanılsın. Hepsini destekliyoruz. Bizim genelgemiz dün yayınladığımız iki gün önce bunun da ilerisindedir. Ama istihdamsızlık, esnek çalışma yani emeği sömürecek kıdem tazminatı birikmeden çalıştırma modellerinin tamamı için işçilerin arkasındayız. Burada tasarruf değil, yapılacak iş adil bir vergi sistemidir. İlk kez Mehmet Şimşek’in açıklamalarında vergide adalet kısmının altını çizdim. Burada da çiziyorum. Türkiye’de verginin yüzde 65’i dolaylı vergi. Yüzde 24’ü de çalışan maaşlarından kesilen gelir vergisi, geriye kalıyor yüzde 11. Esas vergi vermesi gereken kazananlar yüzde 11’i veriyor. Emekçiler 24’ü veriyor, gerisini kazanan kazanmayanın gözünün yaşına bakmadan, elektrikten, sudan, telefondan süt ekmekten alıyorlar. Bu sistem değişmelidir. Bu değişirse kaynak bulunur. Bu değişmeden kimse yoksullarla uğraşmasın.” “Biz sığınmacı düşmanı değiliz” Arapça tabelalar konusundaki açıklamasının sorulması üzerine konuşan Özel şunları söyledi: “Arapça tabelalarla ilgili belediye başkanları toplantısında da aynısını söyledim. Canlı yayınlarda da söylüyorum. Söylemeye de devam edeceğim. Bir kere ilgili yasal düzenleme gereğince yabancı dilde tabelalar için bir düzenleme var. Belediye başkanlarımıza tüm diller için bu düzenlemeye uymaları gerektiğini söyledik. İstismar edilen ve alınan kısım şu. Arapça bir yazıyı kanuna uygun yazışmalar, ihtarlar yapıp ilgilisine sökmek için süre vermeden ya da sökmüyorsa belediyenin ilgili birimiyle yapmadan belediye başkanının kendi elinden yıkması fazladan bir popülizmdir. Bu doğru değil. Ayrıca söylediğim şu. Bu ülkede 6 milyona yakın vatandaşımızın Türkiye vatandaşının Hatay’da, Şanlıurfa’da, Mardin’de, Batman’da yaşayan 6 milyon vatandaşımızın Ana dili Arapçadır. Arapça’ya yapılan hürmetsizlik o kişilere karşı yapılmış hürmetsizlik olarak algılanıyor. O yüzden nezaketi koruyalım. Ayrıca Kur’an-ı Kerim Arapçanın orijinal dilidir. Televizyon izleyen bir vatandaş eğer Arapça da bilmiyorsa. Bir Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanına kendi elleriyle yırttığı metni Kur’an-ı Kerim’le özdeşleştirip bilinçaltında partimize karşı olumsuz bir duyguya kapılabilir diye uyardım. Yine uyarıyorum. Arapçaya da diğer yabancı dillere de kanunlara uygun muamele yapılmalıdır. Ayrıca lüzumsuz Arapça tabela kirliliğiyle belediyelerimiz elbette mücadele etmelidir. Ancak bunu kurullara, kurallara uygun şekilde yapılmalıdır. Bunu bir yabancı düşmanlığına dönüştürecek, bir yaklaşım doğru değildir. Türkiye’deki Araplardan değil, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılarla ilgili. Bakın bazı siyasiler Arap kelimesini küfür gibi kullanıyor. Altı milyon Arap vatandaşımız var bizim. Suriyeli sığınmacılarla ilgili diyeceğimiz şudur. Hızla Suriye’yle görüşmeler yapılmalı. Barış sağlanmalı. Avrupa Birliği’nden buna ben de elimi taşın altına koyacağım. Fonlar bulunmalı. Birleşmiş Milletler’den bulunmalı. Ve bu fonlarla orası yaşanabilir hale getirilmeli. Türkiye eve dönüş teşvikleri vermeli. Mesela Türkiye’de yaşayan bir buçuk milyon öğrenci okuma zamanında gelmek istediğinde geldiğinde vize kolaylığı ya da vize serbestisi gibi şeyler verilmeli. Bu arkadaşlar mutlaka memleketlerine dönmelidir. Ancak bir kez daha söylüyorum. Sözüme değer veren herkese. Biz sığınmacı düşmanı değiliz. Sığınmacı oluşturan politikaların düşmanıyız politikacıların karşısındayız. Bu da komşuda iç savaş kışkırtıcılığıdır. Bunu yaptılar diye başımıza bunlar geliyor. Suriye’de barış, dünyada barış, herkes kendi evine ama asla ve asla yabancı düşmanlığı istenmeyen görüntülerin ortaya çıkmasını teşvik edecek çiğ popülizmin bizim belediye başkanlarımız aktörleri olmayacaklar. Bir kez daha bütün siyasileri Arap kelimesini bir küfür gibi kullanan ayrımcı dilden men ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti’ni de 6 milyon Arap yurttaşı etrafımızda da milyonlarca Arap komşumuz var.” Basın açıklamasının ardından Özgür Özel ve beraberindeki CHP Heyeti Soma Maden Şehitlerini anma yürüyüşüne katıldı.
Bursa Bursa’da Çağrı Merkezi operasyonu: 38 gözaltı Bursa İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri 3 ay boyunca takip ettiği ’Çağrı Merkezi" çetesini çökertti. Polis, Bursa merkezli 9 ilde yaptığı operasyon sonrası vatandaşları yatırım vaadiyle kandırıp paralarını alan 38 şüpheliyi kıskıvrak yakaladı. Ayrıca çete üyelerinin telefonla aradıkları kişilerin güvenini kazanmak için çağrı merkezi kurdukları tespit edildi. Bursa İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, sosyal medyada özellikle instagram ve facebook gibi platformlarda Elon Musk, başta olmak üzere ultra zengin kişilerin fotoğraflarını kullanıp "servetini Elon Musk nasıl elde etti, Elon Musk’un önerdiği para kazanma yöntemi" gibi sponsorlu paylaşım yapıp tuzaklarına düşürdükleri kişilere servis sağlayıcıları yurt dışı olan uygulamalar üzerlerinden hesap açtırıp, belli miktarlarda para yatırtıp, daha sonra borsa tabanlı işlemlerin yapıldığı portallarda kısa sürede hesapları zararda gösterip yatırılan paraları kendilerine aktaran bu şekilde yatırım vaadiyle milyonlarca lirayı kendi hesaplarına aktararak çok sayıda kişiyi dolandıran çetenin varlığından haberdar olan polis bu yolla dolandırılan kişilerin müracaatı üzerine harekete geçti. Cumhuriyet Başsavcılığın koordinesinde ’Çağrı Merkezi’ çetesinin üyeleri 3 ay boyunca teknik ve fiziki şekilde takip edildi. 3 ay süren fiziki ve teknik takibin ardından Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Bursa merkezli İstanbul, Ankara, Kocaeli, Gaziantep, Diyarbakır, Kilis, Tekirdağ ve Kırklareli’nde eş zamanlı operasyon için düğmeye bastı. Şafak vakti özel hareket polislerinin de destek verdiği operasyonda 38 şüpheli tek tek yakalanarak gözaltına alındı. Yapılan operasyonda çetenin tuzaklarına düşürecekleri kişilere güven sağlamak amacıyla çağrı merkezi kurdukları tespit edildi. Operasyon sonrası kıskıvrak yakalanan çete üyeleri Bursa İl Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. Şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürüyor. Öte yandan siber çetenin internet üzerinden üyelik açtırıp para yatıran kişilere sayfalarca üyelik sözleşmesi imzalattığı ayrıca yatırım için yapılan ödemeler ile ilgili olarak eğitim hizmet faturası adı altında fatura gönderip yaptıkları dolandırıcılık olayını yasal zemine oturtup mağdurları çaresiz bıraktıkları belirlendi.
Balıkesir Balıkesir Valisi Ustağoğlu muhtarlar ile bir araya geldi Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, Edremit ilçesinde muhtarlar ile bir araya geldi. Balıkesir Valisi Ustaoğlu “Bizi önümüzdeki dönemde bekleyen en önemli risklerden birisi de orman yangınları” diyerek muhtarları bu konuda daha duyarlı olmaya çağırdı. Şükrü Tunar Kültür Merkezi’nde Edremit İlçesinde görev yapan 47 muhtar ile bir araya gelen Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu muhtarları dinledi. Toplantıda ilk olarak Edremit Kaymakamı Ahmet Odabaş bir sunum yaptı. Daha sonra Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş bir konuşma yaptı. Konuşmaların ardından Balıkesir İl Jandarma Komutanlığı ve Balıkesir İl Emniyet Müdürlüğü adına yapılan çalışmalar hakkında sunumlar gerçekleştirildi. Asayiş’ten eğitime birçok konuya değinen Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu dikkati orman yangınlarına çekerek “Bunların hepsi bu bölge için çok önemli. O açıdan sizlerin desteğini ve yardımını çok çok önemsediğinizi ben özellikle ifade etmek istiyorum. Değerli Muhtar arkadaşlarım. Diğer yandan tabii ki bizi önümüzdeki dönemde bekleyen en önemli risklerden birisi de orman yangınları. Önümüzdeki günlerde orman yangınları ile mücadele toplantısını paydaşlarımızla beraber yapıp ve kararlarımızı alacağız. Sizlerden istirhamımız. Bu orman yangınlarıyla mücadeleyle aldığımız kararların takibini edip, sahada uygulanmasını sağlanmasına yardımcı olmanız. Yani Edremit deyince aklımıza ne geliyor, Kazdağları geliyor. Allah korusun, burada yaşanabilecek bir olumsuzluk, bir yangın bizi gerçekten çok ciddi şekilde olumsuz etkiler. Bölgemizin birçok alanda gelişimini olumsuz etkiler. Dolayısıyla sizlerin bu konuda mahallelerinizde vatandaşlarımızı uyararak, bizlerin yapacağı paylaşımları en uzaktaki vatandaşlarımıza bile ulaştırarak; orman alanları içerisindeki girişlere engel olmamız gerekiyor. Almış olduğumuz kararların sahada uygulanması için sizlerin ciddi şekilde desteğine ihtiyacımız var. Allah’a şükür geçen yıl bu konuda çok iyi sınav verdik. Çok küçük yangınlarla geçen yıl yangınlarımızı aktardık. İnşallah, bu yıl alınan tedbirler ile böyle bir sıkıntı yaşamayız.”dedi.
Manisa Soma’da 301 maden şehidi için anma yürüyüşü yapıldı Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde Eynez maden ocağında meydana gelen facianın 10. yılında hayatını kaybeden 301 maden işçisi için Anma Yürüyüşü yapıldı. Yürüyüşte CHP Genel Başkanı Özgür Özel madenci aileleri ile birlikte 301 madencinin adının yazıldığı pankartı tutarak yürüdü. Manisa’nın Soma ilçesinde 301 madencinin hayatını kaybettiği maden faciasının 10. Yılında anma yürüyüşü yapıldı. CHP genel Başkanı Özgür Özel, maden şehidi aileleriyle birlikte Cumhuriyet Meydanından Madenci anıtına kadar yürüdü. Madenci anıtı önünde 3 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu, Saygı duruşunun ardından cezaevindeki Selçuk Kozağaçlı ile Can Atalay’ın mektubu okundu. Basın bildirisinin okunmasının ardından, avukatlar ve maden mühendisleri birer konuşma yaptı. 301 maden şehidi ailesinin adına konuşan İsmail Çolak, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in olayın balından bugüne kadar hep yanlarında olduklarını belirterek teşekkür etti. "Sendika görevini yapsaydı işçiler hayatını kaybetmeyecekti" CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise maden şehidi aileleriyle birlikte çıktığı platformda yaptığı konuşmasında, “Burada bulunan bu ailelerin tamamı Soma’nın ve Türkiye’deki vicdan sahibi herkesin ailesi, evlatları, anneleri, babaları, kardeşidir. Bu aileler 301 maden şehidimizin geride bıraktıkları emanetlerdir. Buradaki çocuk o gün ya kundaktaydı ya da beşikte. Bu çocuklar kadar olanlar bugün hukuk fakültelerinde okuyor babalarının haklarını savunmak için. Soma’da sömürü, belki birinci kademe mahkemede Akhisar’da cezalandırılamadı. Aileleri adalet arayışı o salonda karşılık bulmadı. Süreç boyunca çok şey yaşadık. Öyle kanunlar çıkardılar ki kimin tarafında olduklarını gördük. Öyle hakimleri alıp kimleri getirdiler ki kimlerin yanında olduklarını gördük. İş cinayetlerinin hesabı sorulana kadar, bu ülkede emekçiler iş cinayetinde ölmeyene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Soma’nın olduğu gün 301 kişi hayatını kaybetti. Sadece Türkiye’den değil dünyanın her yerinden televizyonlar gelip madeni gören bir tepeden bir hafta canlı yayın yaptılar. Bugüne geldik. Arada ne oldu 649 madenci öldü. 10 yılda Soma’dan iki katı fazlası maden işçisi hayatını kaybetti ama bu televizyonlar yok. İşçiler, emekçiler mesaj net: size sermaye diyor ki, örgütlenin, birlikte olun, ölecekseniz bile birlikte ölün ki gözümüz sizi görsün. Buradan sesleniyorum. Ölmek için değil, ölmemek için sendikalı olun. Yaşamı savunanlar örgütlensin. Karşımızdaki organize kötülük ayrı ayrı olduğumuzda bizi öldürüyor, öldürmekle kalmıyor yok sayıyor. Acıyı görmüyor bunun için örgütlülük önemlidir mutlaka sendikalı olun ama sarı sendikadan olmayın. Açık açık konuşuyorum her türlü örgütlenmenin arkasındayım. Türk-İş’in, Maden İş’in Zonguldak Havzasında örnek işleri var ancak bunlar Soma’daki çizgide oldukça benim gözümde sendika değillerdir. Sendika görevini yapsaydı işçiler hayatını kaybetmeyecekti. Sendika ağalarının kendilerini yeniden seçtirip bu sarı sendikacılığa Soma’dan isyan ediyoruz. Soma’daki çarpık yapıyla, aidatları keserken sendika olan hak aramaya gelince olmayanların emekçilerle yürüyecek bir adım yeri yoktur. Buradan bütün madencilere sesleniyorum. Sırtınızdaki kenelerden, emeğinizi sömürenlerden kurtulun. Hakkınızı arayacak bir yerde örgütlenin.” dedi. "Herkesin hakkını söke söke alalım" Özel konuşmasını şöyle tamamladı: “Bu arada çok soruldu, sloganlar duydum. Neyi unutmadınız atılan tekmeyi. Erdal Kocabıyık o tekmeden sonra işinden oldu. Dönemin Bergama Belediye Başkanından rica ettik seraya koydular. Belediyeyi kaybettik AK Parti geldi çöpe verdiler. 5 yıl boyunca zulüm gördü. Mücadeleden vazgeçmedi. Biz de tekmeyi yiyeni unutmadık. Kimseyi arkada bırakmamak şiarımızdır. 301 kişi o ölüme otobüslerle gitti. 6 ilçeye cenazeleri döndü. O gün o ilçelerde iktidar hüküm sürüyordu. Bu kente küfür ettiler. Bu kente siyasi tercihleri yüzünden baskıyı bilmeden küfür ettiler. Soma’ya laf eden karşısında beni bulur dedim. Her gün adım adım, emek emek mücadele verdik. Bugün Savaştepe’de, Kınık’ta, Bergama’da, Soma’da, Kırkağaç’ta ve Akhisar’da artık onlar yok biz varız. Bugün 6 ilçede de artık onlar yok biz varız. Emek dostu, gerçek sendikacılık dostu bir mücadeleye destek vereceğiz. Soma’nın AK Parti’lisine de MHP’lisine de sahip çıkacağız. Alın terinin karşılığını alacak, örgütlenmeyi başaracak, gün gelecek bu güzel evlatlarla elbet saygı duruşunda da bulunacağız bu çocukların yüzü gülene kadar mücadeleye devam edeceğiz. Bundan sonra nereye çağrılırsak koşup gidelim. Nerede bir hak arama mücadelesi varsa, koşun gelin. Birlikte olalım, meydanları dolduralım. Herkesin hakkını söke söke alalım. Hatırları önünde saygıyla eğiliyorum. Yoksullar, kazanacak, kimsesizler kazanacak, biz kazanacağız.” Özel’in konuşmasının ardından yürüyüşe katılanlar anıta karanfil bıraktı. Yürüyüşe CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yanı sıra CHP genel başkanları, CHP MYK üyeleri, belediye başkanları, STK’lar, sendikalar, maden mühendisleri, 301 madencinin aileleri ve çok sayıda vatandaş katılarak destek verdi.