EĞİTİM - 08 Şubat 2019 Cuma 12:10

Tarihçi Doç. Dr. Sarıkaya: "Ardahan Kongreleri ders kitaplarındaki yerini almalı"

A
A
A
Tarihçi Doç. Dr. Sarıkaya: "Ardahan Kongreleri ders kitaplarındaki yerini almalı"

Ardahan Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç.

Ardahan Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Makbule Sarıkaya, Ardahan Kongreleri’nin ders kitaplarındaki yerini alması gerektiğini söyledi.


Ardahan Kongrelerinin 100. yılı dolayısıyla Ardahan Üniversitesi (ARÜ) tarafından 20-22 Şubat tarihleri arasında uluslararası sempozyum düzenlenecek. Ardahan Kongreleri hakkında bilgi veren Doç. Dr. Sarıkaya, Erzurum ve Sivas Kongrelerinin de çok önemli olduğunu, Ardahan Kongreleri’nin bu kongrelerden daha önce yapıldığını fakat ders kitaplarında yer almadığını hatırlattı.


Sarıkaya, "İşte kurtuluş çarelerinin arandığı böyle bir dönemde Ardahan’ın da İngiliz işgaline girmesinin an meselesi olduğu kritik bir dönemde Ardahanlı aydınlar ve yurtseverler çevre illerin desteğiyle 3-5 Ocak ve 7-9 Ocak 1919 tarihlerinde Ardahan’da iki kongre düzenlemişlerdir. Bu kongreye Kars’tan, Erzurum’dan, Ahıska, Ahılkelek ve Şöreyelden 20 kadar temsilci katılmıştır. Bu kongreler aslında Türk tarihinin yakın döneminde kısa bir süreye sıkışmış olmasına rağmen aldığı kararlarıyla hem Ardahan ili hem Elviye-i Selâse, hem de Kafkasya’daki ülkelerin tarihi açısından son derece önemli kararlar alınan kongrelerdendir. Özellikle Türk Milli mücadele tarihinde dönüm noktasını yaşatan Erzurum ve Sivas kongrelerinden aylar önce yapılmış olan Ardahan kongrelerinde bölgenin kurtuluşuna yönelik çareler konuşulmuş, milli dayanışma ve teşkilatlanma ile ilgili kararlar alınmış. En önemlisi de Kars’ta kurulacak olan “Cenub-i Garbi Kafkas, Hükümeti Muvakkata-i Milliyesi” yani geçici güney,-batı Kafkas hükümeti kurulmuş, yani bir devlet kurulmuştur" dedi.


Ardahan’ın da içinde bulunduğu Elviye-i Selase (üç sancak) yani Kars, Ardahan, Batum’un 1878’den itibaren Rus işgaline girdiğini ve Müslümanlar için 40 yıllık kara günlerin başladığını söyleyen Doç. Dr. Sarıkaya, "Ardahan’ın da içinde bulunduğu Elviye-i Selâse, yani 3 sancak 1878 yılından itibaren Rus işgaline uğramıştır ve bu bölge 40 yıllık kara günler dönemine başlamıştır. Dünya savaşının başlamasıyla 1915 yılında Sarıkamış Harekatı’yla kısa süreli bir kurtuluş yaşadıysa da 1915 yılındaki Sarıkamış yenilgisiyle Rusların bölgedeki işgal ağırlığı daha fazla artmıştır. 1917’de Bolşevik devrimiyle beraber Ruslar bölgeden çekilince otorite boşluğunu Ermeni ve Gürcüler doldurarak bölgede Türkleri katletme fırsatı bulmuşlardır. Dünya savaşının bitmesiyle birlikte 1918’de Mondros Mütarekesi imzalanmış ve bu mütarekeye göre Elviye-i Selâse’nin boşaltılması, yani Kars, Ardahan, Batum’dan Türk askerlerinin geri çekilmesi istenmiş ve aynı zamanda bölge İngiliz işgaline bırakılmıştır. Böylece yıllardır Kafkasya coğrafyasında yaşayan Ardahan’ın da dahil olduğu Elviye-i Selâse bu kez İngilizlerin desteğindeki Ermeni ve Gürcü işgali ve onlara vadedilen Elviye-i Selâse de kuracakları devletten dolayı mezalimle karşı karşıya kalmışlardır. Çünkü yıllardır Kafkasya coğrafyasında kıyım, mezalim, göç bölgedeki insanlarda derin yaralar, izler bırakmıştır" diye konuştu.


Sarıkaya, 100. yılında Ardahan Kongreleri özelinde, tarihi olduğu kadar askeri, siyasi ve sosyal konuların da bütün boyutlarıyla inceleneceği 2 gün sürecek bir bilimsel toplantının Ardahan Üniversitesi ev sahipliğinde yapılacağını söyleyerek, "100’üncü yılında Ardahan kongreleriyle ilgili bir uluslararası bir sempozyum düzenliyoruz. Ardahan Üniversitesi ev sahipliğinde olacak olan 2 günlük bu sempozyuma 10’u yurt dışından olmak üzere ve 40’ın üzerinde bilim insanı katılacak. Ardahan Kongreleri üzerinde tarihi, sosyal, askeri ve ekonomik konular bütün detaylarıyla konuşulacak. Bu kongrenin hazırlanmasında Türk Tarih Kurumu ve Serhat Kalkınma Ajansı’nın da önemli katkıları oldu. Sempozyum sonucunda hazırlanacak bilimsel verilerle yayınlanması planlanan 4 ciltlik kitap bilim dünyasına hem de kamuoyunun bilgilendirilmesine yönelik önemli bir eser olarak karşımıza çıkacak. Bu sempozyumla sadece Ardahan kongrelerinin tarihini aydınlatmakla kalmayacağız, aynı zamanda çevre illeri ve Kafkasya’da ki ülkelerin tarihine de ışık tutmayı planlamaktayız" şeklinde konuştu.


3-5 ve 7-9 Ocak 1919’da Ardahan’da yapılan ancak ders kitaplarında yer verilmeyen, Kurtuluş çarelerinin arandığı ve Ardahan’ın İngiliz işgaline uğramasının an meselesi olduğu kritik dönemeçte aydın ve yurtseverlerin bir araya gelerek gerçekleştirdikleri Ardahan Kongrelerine, Erzurum, Kars, Ahılkelek, Ahıska, Şöregel’den 20 temsilci katılmıştı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Doktor kontrolü olmaksızın astım ilacını bırakmak krize neden olabilir Bahar aylarında polen yoğunluğunun artması nedeniyle astım ataklarının ortaya çıkabileceği uyarısında bulunan Prof. Dr. Mustafa Çörtük, astım krizlerini tetikleyen faktörlere dikkat çekti. Astım krizlerini en sık nezle ve grip dâhil olmak üzere solunum yolları enfeksiyonları ile kirli hava şartları ve sigara dumanına maruziyetin tetiklediğini belirten Prof. Dr. Mustafa Çörtük, doktor kontrolü olmaksızın astım ilacını bırakmanın astım krizine neden olduğunu söyledi. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de her yıl Mayıs ayının ilk Salı günü, Dünya Astım Günü olarak anılıyor. Bu özel günde toplum ve sağlık çalışanlarında astımla ilgili farkındalık oluşturulması hedefleniyor. İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Çörtük, 7 Mayıs Dünya Astım Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada astım hastalarının dikkat etmesi gerekenlere ilişkin değerlendirmede bulundu. Tekrarlayan nefes darlığı, hırıltı, öksürük astım belirtisi Astımın, tekrarlayan nefes darlığı, hırıltı, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterdiğini kaydeden Prof. Dr. Mustafa Çörtük, “Astım, dünyada en sık görülen ve bulaşıcı olmayan kronik solunum hastalıklarından biridir. Astım, tekrarlayan nefes darlığı, hırıltı, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir. Belirti ve şikayetlerin sıklığı ve şiddeti kişiden kişiye veya aynı kişide zaman içinde değişkenlik gösterebilir” diye konuştu. Sigara dumanı en önemli risk faktörleri arasında Astımda en önemli risk faktörünün genetik yatkınlık ve sigara dumanına aktif veya pasif maruziyet olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mustafa Çörtük, “Bunlara ek olarak çocuklukta anne sütü dışında beslenme, yaşamın ilk yılında gereksiz ve yoğun antibiyotik kullanımı, çocukluk çağında geçirilen bazı hastalıklar ve kimyasal toz ve dumana maruz kalınan bazı mesleklerde çalışmak astım gelişimi için risk oluşturmaktadır” uyarısında bulundu. Astım ilacını bırakmak krize yol açabilir Astım krizlerini tetikleyen etkenlere de işaret eden Prof. Dr. Mustafa Çörtük, “Astım krizlerini en sık olarak nezle ve grip dâhil olmak üzere solunum yolları enfeksiyonları, sigara dumanına maruziyet, kirli hava şartları tetikler. Ayrıca doktor kontrolü olmaksızın astım ilacını bırakmak da astım krizine neden olabilir” diye konuştu. Polen mevsiminde dikkatli olunmalı Bahar aylarında krizlerin tetiklenmesi riskine dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Çörtük, bu aylarda polen yoğunluğunun artması nedeniyle astım ataklarının ortaya çıkabileceği uyarısında bulunarak “Astım hastaları özellikle içerisinde bulunduğumuz bahar aylarında varsa ilaçlarını düzenli kullanması, kullanmıyorsa uygun tedavi başlanması için hekime başvurması, piknik alanları ve parklar gibi polen yoğun ortamlarda mümkünse bulunmamaları önerilir” dedi. Tedavi sürecinde iş birliği gerekiyor Astımın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu kaydeden Prof. Dr. Mustafa Çörtük, “Ancak hekim ve hasta arasında yakın iş birliği gerekir. Hekim önerisine göre düzenli kontrole gelen hastalarda zamanla ilacın azaltılması ve hatta bırakılabilmesi mümkündür. Ancak bu ilaç düzenlemelerinin hekim önerisi ile yapılması önemlidir. Uygun olmayan zamanda yapılan ilaç değişiklikleri tedavi sürecini aksatabilir ve uzatabilir” uyarısında bulundu.
Zonguldak Üniversite öğrencilerinden İsrail’e tepki yürüyüşü Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) öğrencileri İsrail’in Filistin’e yapmış olduğu saldırılara tepki göstermek amacıyla yürüyüş düzenledi. Zonguldak Üniversiteli Aktif Gençlik Kulübü (ÜNİAK) üyesi öğrenciler, İsrail’in Filistin’e yapmış olduğu saldırılara ’’Filistin’de Zulme Dur de’’ sloganıyla yaptıkları yürüyüş ile tepki gösterdi. Zonguldak Üniversiteli Aktif Gençlik Kulübü (ÜNİAK) Başkanı Cihat Ruzlarlıoğlu’nun da aralarında bulunduğu öğrenci grubu, ellerinde çeşitli döviz, pankartlar ile Türk ve Filistin bayrakları ile İlahiyat Fakültesi’nden Spor Salonu önün kadar yürüdü. İsrail aleyhine sloganların atıldığı yürüyüşte açıklama yapan Ruzlarlıoğlu, “1948’den bugüne kadar milyonlarca masum ve mazlum Filistinliyi göç, kıtlık ve ölümle sınayan İsrail yayılmacılığı, 7 Ekim 2023itibariyle tarihin akışı içerisinde insanlığın utanç tablosu olarak değerlendirileceği bir soykırım halini almıştır. 209 gündür çocuk, kadın, erkek, genç, yaşlı, engelli ayırt etmeksizin 35 bin kişinin İsrail barbarlığı tarafından katledildiği binlerce kişinin evinden, yurdundan göçe sürüklendiği, kundaktaki bebeklerin bombardımanlar sonucunda enkaz altında can verdiği bir soykırım yaşanmaktadır. İnsanlığın yaşadığı acıları; canı yananın rengine, dinine ve diline göre tasnif etmeyi, kınamayı ve lanetlemeyi kendisine paye bilen iki yüzlü egemen güçler ile uluslararası örgütler ise vahşeti yaşatan İsrail olunca bir kez daha sessiz kalmayı, katledilen bebeklerin görüntülerine karşı gözlerini kapatmayı, masum kadınların feryatlarına karşı kulaklarını tıkamayı tercih etmişlerdir. Egemen güçlere ve uluslararası örgütlere elindeki siyasi, askeri ve ekonomik gücü kullanarak sessizlik baskısı yapan sözde İsrail Devleti artık mızrağın çuvala sığmadığının farkına varmalıdır. Zonguldak ÜNİAAK teşkilatları ve Bülent Ecevit Üniversitesi öğrencileri olarak Gazzelilerin çığlıklarına kulak veren ABD’nin MIT Boston Üniversitesi öğrencilerinin yanında olduğumuzu belirtiyoruz’’ dedi. Ruzlarlıoğlu, 81 ilin üniversite öğrenci ve akademisyenlerine de İsrail’e tepki gösterilmesi için çağrıda bulundu