EKONOMİ - 29 Eylül 2019 Pazar 09:41

Posof’un içi dışı kırmızı elması tescillendi

A
A
A
Posof’un içi dışı kırmızı elması tescillendi

Yaklaşık 200 yıllık geçmişi olan ve Ardahan’ın Posof ilçesinde endemik bir tür olarak yetiştirilen ’İçi dışı kırmızı elma’, Türk Patent Enstitüsü tarafından coğrafi işaret alarak tescillendi.

Yaklaşık 200 yıllık geçmişi olan ve Ardahan’ın Posof ilçesinde endemik bir tür olarak yetiştirilen ’İçi dışı kırmızı elma’, Türk Patent Enstitüsü tarafından coğrafi işaret alarak tescillendi.


Türkiye’de sadece Ardahan’ın Posof ilçesinde yetişen ve son yıllarda giderek üretim sahası azalan, içi de dışı gibi kırmızı olan elmanın coğrafi işaret tescili alması için Ardahan Ticaret ve Sanayi Odası tarafından 2017 yılında Türk Patent Enstitüsü’ne başvuruda bulunuldu. İnceleme süresinin tamamlanmasının ardından içi ve dışı kırmızı olan elma, coğrafi işaret alarak tescillendi.


Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Demirci, Posof’a bağlı 9 köyde yetiştirilen içi dışı kırmızı elmanın endemik tür olduğunu belirterek, 2017 yılının Kasım ayında Türk Patent Enstitüsü’ne başvuruda bulunduklarını belirtti.


Yaklaşık 2,5 yıllık bir sürecin ardında ’Posof Badele Elması’ adı altında coğrafi işaretin alındığını söyleyen Demirci şunları kaydetti:


"2017 yılında başlattığımız tescil süreci, 2019 yılının Nisan ayı itibariyle sonuçlandı. Ürün Ardahan’ın Posof ilçesinin merkezi ve 9 köyünde yetiştirilmekte. Ürün vitamin, antosiyanin, antioksidan yönünden çok zengin ve yörede halk tarafından şeker ilacı olarak kullanılmakta. Coğrafi işaret belgesi alındıktan sonra bu yıl itibari ile denetim sürecini de başlattık. 9 köyde hasat yapılmış ve köylüler kendi olanakları ile satış yapabiliyorlar. Bu elmanın en önemli özelliği ve diğer elmalardan farkı ‘İçi de dışı da kırmızı’ olması ve diğer elmalarda kabuğunda olan antioksidan bunun içinde olması elmanın önemini arttırmakta."


İçi dışı kırmızı elmanın bir şifa kaynağı olduğunu söyleyen Demirci, "Diş eti hastalıklarına, bağırsak hastalıklarına, şeker hastalığına iyi geldiği araştırmalar ve tespitler sonucunda belirlenmiştir. Bu ürün sayesinde amacımız Posof ilçemizde göçü durdurmak, gençleri üretime yönelterek genç nüfusun ilçeye geri dönüşünü sağlamak gibi bir hayalimiz var. Umarım bu da gerçekleşecek. Eskiden elmalar sahipsizlikten dökülüp yerde çürüyordu veya hayvanlara yem olarak yediriliyordu. Şu an ise para değeri yüksek olduğu için köylü elmasına sahip çıkıyor. Bundan sonraki süreç bu ürünün hem dikimini arttırmak hem de pazarlamasını sağlamak. Ticaret odası bununla ilgili çalışma başlattı ve ticari ürün olarak marka logosunu da aldık. Bundan sonra Posof Badele elması logolu coğrafi işaretli ürünümüzü piyasaya süreceğiz" diye konuştu.


Posof Belediye Başkanı Cahit Ulgar ise, ‘İçi dışı kırmızı elma’ ile ilgili yaklaşık olarak 2,5 yıl önce başlatılan çalışmaların sonuç verdiğini ve coğrafi işaret alarak tescillendiğini söyledi. Ulgar, "Ardahan Ticaret Odası bu süreçte bizimle çalıştı. Yöremizde bu işe emek veren birçok insanımız var. Bu işin ev sahibi olarak yaklaşık 100 dönümlük bir alanda 40 dönümlük bir bahçe DAP idaresi tarafından katkı alarak böyle bir bahçenin oluşmasına vesile olduk. Kaymakamlık tarafından ilçe tarım aracılığıyla köylerimizde birçok tarla bahçesi sahibiyle bir faaliyet yürütüyor. Üreticilerimiz elmalarının ne kadar değerli olduğunun farkına vardılar. Ulusal basında Posof denildiği zaman akla ‘içi dışı kırmızı elma’ geliyor. Bu ürünün üretiminin arttırılması için üretici sayısını arttırmayı hedefliyoruz" dedi.


Emekli öğretmen olan üretici Adnan Bozyiğit ise, "Posof ilçemizde bulunan ‘İçi dışı kırmızı elma’ yaklaşık olarak 150-200 yıllık bir geçmişe sahip. İçi dışı kırmızı elmanın yetiştiği ağacın içi de kırmızı, meyvesi de kırmızı ve çekirdekleri de kırmızı. Biz yaptığımız çalışmalar sonucunda bu ağacın çekirdeklerinden yeniden fidan üretmeyi hedefliyoruz" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon "Neden olmasın" dedi, 45 yaşında üniversite hayaline kavuştu Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde eğitim gören 45 yaşındaki Gönül İnan, yıllar boyunca içinde büyüttüğü üniversite hayalini ertelemesine rağmen vazgeçmedi. 3 çocuk annesi İnan, 45 yaşında girdiği sınavı kazanarak üniversite sıralarındaki yerini aldı. Trabzon’da yaşayan 3 çocuk annesi 45 yaşındaki Gönül İnan, bir arkadaşının "Neden olmasın" sözüyle cesaret buldu. Bu teşvikle üniversite sınavına girmeye karar veren İnan, zorlu hazırlık sürecini ev ve çocuk sorumluluklarıyla birlikte yürüttü. "Kadın isterse her yaşta başarır" sözünü yaşayarak gösteren Gönül İnan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazandı. Birinci sınıfta eğitime başlayan Gönül İnan, genç arkadaşlarıyla aynı sırayı paylaşmaya başladı. Derslere olan ilgisi, disiplini ve kararlılığı takdir toplayan İnan, yarım kalan hayalini tamamlayarak pek çok kadına umut oldu. Yıllarca çocuklarının okul heyecanını yaşayan Gönül İnan, şimdi kendi sınav stresini, ders telaşını ve başarı sevincini yaşıyor. "Çocuklarım çok büyük destekçim oldu" Çocuklarından birinin Ankara’da psikoloji, diğerinin Samsun’da makine mühendisliği en küçük çocuğunun ise ilkokulda eğitimine devam ettiğini belirten Gönül İnan, "Televizyonda yaşı büyük hanımların bir girişimde bulundukları gördüğüm zaman hayranlık duyuyordum. Tekrar üniversite sınavlarına girmeme vesile olan aslında arkadaşım Gülcan. Deneyelim bence yapabiliriz dedi. Bende çok ümitle olmayarak deneyelim dedim. Sonuçlar açıklandığında kazandığımı gördüm. Asıl hedefim aslında Almanca öğretmenliğiydi. Almanya geçmişim olduğu için bir şeyler başarırım diye düşündüm. Maalesef Trabzon’da Almanca öğretmenliğine dair bir bölüm olmadığı için İngilizce’yi tercih ettim. Bir baktım ki sıradayım. Nasip oldu şu anda İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyorum. Çocuklarım çok büyük destekçim oldu. Kızım Ankara’da psikoloji okuyor, oğlum Samsun’da makine mühendisliği okuyor. Onlarla istişare ediyorum. Aslında onlar biraz benim velim gibi oldular. Kayıt işlerini hep kızım yaptı. Normalde veliler çocuklarını kaydeder bizde ters oldu. Artık üniversite hayatından bahsediyoruz. Vizyonu açık gençlerle tanışmak benim için çok güzel bir duygu. Hep çok saygılılar. Güzel anlaşıyoruz, ben hepsini ayrı ayrı seviyorum. Çocuklarım uzakta olduğu için hepsini evladım yerine koydum. Onların da beni sevdiğini görüyorum" dedi. "Her sabah okula gelirken mutlu oluyorum" Sınıf arkadaşlarının motive edici cümleler kurduğunu kaydeden İnan, "İlk sınıfa girdiğim an biraz sessizdim analiz ettim ama sonra günler geçtikçe baktım gençlerde benim için ‘Bu yaştan sonra nereden geldi’ şeklinde bakmadılar. Bir ara ümitsizliğe kapıldım; ’Acaba yapabilecek miyim?’ ’Her şeyi unuttum tekrar baştan hatırlayamıyorum’ gibi baktım motive edici cümleler kurdular. ’Olur mu abla devam et iyi gidiyorsun’ şeklinde bu bana çok iyi geldi. Benim de çocuklarım uzakta olduğu için empati yapıyorum. Bir anne olarak düşünüyorum. Her zaman bir sıkıntınız olduğunda beni arayabilirsiniz diyorum. Öğrenmenin ve eğitimin yaşı yoktur. Hiçbir zaman geç değil. Ev hanımlarına sesleniyorum tabii ki evi toparlamak düzeltmek güzel şey ama her gün aynı iş aynı hiç kimse madalya takmıyor. Bu işler bitmiyor, kendi kültürünüzü geliştirin. Mutlu olduğunuz şeyleri yapın. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır derler en azından çabalıyorum. Henüz bir plan yapmadım ama tercümanlık veya öğretmenlik yapabilirim. Her sabah okula gelirken mutlu oluyorum. Benim için bu bile yeterli" şeklinde konuştu. "İyi ki benim annem" Gönül İnan’ın Ankara’da Psikoloji eğitimi gören kızı Cemre İnan ise "Çok gururlu ve mutluyum. İyi ki benim annem. Başaracağını biliyordum. Güveniyordum o yüzden şaşırmadım. Her zaman yanında bulunacağım. Sınıf arkadaşları ile diyaloglarına şahit oldum. Bu beni çok mutlu etti. Hepsi çok değerli ve kıymetli insanlar. İyi ki annemin yanındalar. Aynı sınıfta annemle eğitim görseydik eğlenceli olabilirdi" diye konuştu. "Yaşının büyük olması onu bizden hiçbir şekilde ayırmıyor" Gönül İnan’ın sınıf arkadaşı Arda Akgün de, "Bu kadar genç öğrencinin arasında bizim iki katımız yaşa sahip bir öğrencinin olması elbette alışagelmiş bir durum değil. Hepimiz bu duruma şaşırmıştık ancak Gönül ablanın bize olan tutumu, bize yaptığı ablalık görevi gerçekten bizim için çok değerli. Kendisi tüm sınıf tarafından sevilen çok önemli bir insan. Kendisini çok seviyoruz. Derslerde de çok aktif. Buraya bir öğrenci bilincinde gelmiş. Yaşının büyük olması onu bizden hiçbir şekilde ayırmıyor. Öğrenme hırsı bizimki gibi kendisini çok taktir ediyorum" ifadelerini kullandı.
Samsun Dünya halıları bu koleksiyonda Samsun’da görev yapan bir öğretmen, 25 farklı ülkeden topladığı 150 duvar halısından oluşan koleksiyonuyla dikkat çekiyor. Müzik öğretmeni olarak görev yapan Seçkin Esen (55), şimdiye kadar edindiği kazanımını farklı bir amaç uğrunda kullanıyor. Dünyanın birçok kıtasına giderek kültürel değeri olan duvar halılarını toplayan Esen, 25 farklı ülkeden onlarca halı satın aldı. Halıları koleksiyon hâline getiren Seçkin Esen, yurt içi ve yurt dışından topladığı 150 halıdan 40’ına hikâye yazarak proje oluşturdu. Geçen yıl 120 halısını Mersin’de sergileyen Esen, koleksiyonuna dünyadan birçok halı daha ekledi. Esen ayrıca göz bebeği olarak gördüğü halıların satılık olmadığını ancak sürekli olarak koleksiyonunu genişlettiğini sözlerine ekledi. Müzik Öğretmeni Seçkin Esen, "Koleksiyonumuzu imkânlar dâhilinde genişletmeye çalıştık. Yine yurt dışından bulduk, yurt içinden bulduk, yurt dışından gelenleri bulduk ve koleksiyonumuz genişledi. 25 tane daha koleksiyonumuza halı kattık. 150’ye yakın halımız var. Çok değerli duvar halılarımız mevcut. Bu halıları ülkemize yakışan bir şekilde sergiye çıkaracağız. Koleksiyonu gelecek kuşaklara aktarılacak bir miras olarak değerlendiriyoruz. Yani bir araba olsa, ev olsa, tarla olsa değer verebiliriz. Bizim için ülkemizde böyle bir çeşitliliğin olması, böyle bir koleksiyonun olması her şeyden daha değerli" dedi. "Japonya’dan Almanya’ya, Çin’den İspanya’ya birçok ülkenin halısı bu koleksiyonda" Doğudan başlayarak birçok kıtadan o yöreye ait duvar halılarını topladığını dile getiren Esen, "Halı koleksiyonuna doğudan başladık biz. Öncelikle Türk cumhuriyetlerinden, Çin’den, Japonya’dan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan oralardan duvar halıları aldık. Daha sonra İran, Irak kısmından aldık. Savaştan önce gittiğimizde Ukrayna’dan aldık. İtalya’dan var, İspanya’dan var, Hindistan’dan var, Almanya’dan var. Yaklaşık 25 ülkeden halı topladık. Koleksiyondaki halılarda değişik güzellikte ve ender olan halılar var. Türkmenistan’dan ipek dokuma halılar ender halılardır. Bizi bilenler çeşitli ülkelerden önce halının fotoğrafını atıyor. Kriterlerimize uyuyor mu, ender mi bunlara bakıp sonra da gidip alıyoruz" diye konuştu. "Koleksiyondaki tüm halılar benim göz bebeğim" Tüm halılarını göz bebeği olarak gördüğünü de sözlerine ekleyen Esen, "Tüm halılar benim göz bebeğim. Oğlum da tüm bu eserlere, mirasıma sahip çıkacak" dedi. Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda lisans, İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde de yüksek lisans yapan Seçkin Esen, en büyük hobisinin duvar halılarını izlemek olduğunu sözlerine ekledi.