YEREL HABERLER - 11 Mayıs 2017 Perşembe 15:04

Artvin’de "Bitkisel Üretim Faaliyetleri" Çalıştayı Gerçekleştirildi

A
A
A
Artvin’de "Bitkisel Üretim Faaliyetleri" Çalıştayı Gerçekleştirildi

Artvin’de ilin bitkisel üretim faaliyetlerin mevcut durumunu değerlendirmek, yaşanan sorunları ortaya koymak amacıyla "Bitkisel Üretim” konulu çalıştay gerçekleştirildi.

Artvin’de ilin bitkisel üretim faaliyetlerin mevcut durumunu değerlendirmek, yaşanan sorunları ortaya koymak amacıyla "Bitkisel Üretim” konulu çalıştay gerçekleştirildi.


DSİ 26. Bölge Müdürlüğü Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen çalıştayda konuşan Artvin Valisi Ömer Doğanay, devlet olarak Artvin’de bitkisel üretim ve hayvancılık alanındaki projelere ve çalışmalara büyük önem verdiklerini ve her türlü desteği çiftçilere sağladıklarını söyledi.


Artvin’in potansiyel zenginliklerinin bulunduğunu belirten Vali Doğanay, “Topraktan kopmak mümkün değil. Sanayileşmenin yanı sıra mutlaka tarıma fazla önem vermeliyiz. Tarım vazgeçilmez bir ihtiyacımızdır. Devlet olarak üreticilerimize ve çiftçilerimize her türlü desteklerimiz artarak devam ediyor. Artık girişimcinin de kendi ayakları üzerinde durması çok desteğe ihtiyacı olmadan yürümesi gerektiğini düşünüyorum“ dedi.


Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Üretim Genel Hayvancılık Genel Müdür Yardımcısı Resul Durmaz ise Artvin bölgesinin Akdeniz, Karadeniz ve Osiyenik gibi 3 farklı iklimin bir arada yaşandığını ifade ederek “Artvin, zengin su kaynakları, sahip olduğu farklı yaşam ortamları sayesinde çok sayıda farklı bitkinin yetişebilmesine imkan tanımış olup, ülkemizin bitkisel tür çeşitliliği bakımından en zengin ilidir. Artvin’in yüz ölçümünün sadece yüzde 9’unda tarımsal faaliyetler yapılabilmektedir. Yıllardır küçük aile işletmeleri şeklinde süregelen ve her alanda makineli yapma imkanına sahip olunamaması kısıtlarına rağmen ülkemiz için stratejik değeri olan fındık ve çay ürünlerinin üretimi ile tarımsal faaliyetlerin yürütülmesindeki kısıtları avantaja çevirebilmenin cömertliğini bizlere ziyadesiyle yaşatmaktadır” diye konuştu.


TUİK’in 2016 yılı verilerine Artvin’de 55 bin 162 dekarlık alanda 36 bin 953 ton tarla bitkileri üretiminden patates 16 bin 941 ton üretimiyle ilk sırayı aldığını kaydeden Durmaz, şunları söyledi:


“Patatesi sırasıyla 12 bin 172 ton yeşil ot, 2 bin 835 ton silajlık-hasil mısır, 3 bin 35 ton dane mısır ve 1 bin 324 ton fasulye takip etmektedir. Ayrıca 2016 yılında 190 bin 976 dekarlık alanda 179 bin 468 ton meyve üretimi gerçekleştirilmiştir. Meyve üretiminde ilk sırayı 155.733 ton üretimle çay almış, bunu sırasıyla 5.022 ton fındık, 2.180 ton elma, 2.128 ton ceviz ve 1.868 ton ile armut meyvesi olmuştur. 2016 yılında sebze üretimi kapsamında ise 9 bin 450 dekar alanda 9 bin 477 ton sebze üretilmiştir. Artvin ilinde üretilen tarımsal ürünlerin ülke genelindeki payına bakıldığında fındık üretimin yüzde 1,2’sine, yaş çay üretimin yüzde 11,54’üne ev sahipliği yaparak tarımsal faaliyetlerin yürütülmesindeki kısıtları avantaja çevirebilmenin cömertliğini bizlere ziyadesiyle yaşatmaktadır.”


Durmaz, bakanlıklarının ekolojik dengenin korunarak, tarımda sürdürülebilirliğin sağlanması ve tüketiciye kaliteli, güvenilir ürünlerin sunulması öncelikli hedeflerinin olduğunu da kaydetti.


Doğal çiçek soğanı üretiminin önemine işaret eden Durmaz, “Murgul ilçesinde Koruyucular Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifince 2012 yılında doğal çiçek soğanlarının doğadan toplanması, üretimi ve ihracatı kapsamında faaliyetleri var. Bu kooperatifimiz doğal çiçek soğanını yurt dışına ihraç etme yetkisine sahiptir” şeklinde konuştu.


Artvin Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Dursun Okur ise "İlimizde bitkisel üretim faaliyetlerin mevcut durumunu değerlendirmek, yaşanan sorunları ortaya koymak, bu sorunları sektörün tüm paydaşlarının katılımı ile ortak akıl çerçevesinde çözüme kavuşturmak, gerek genel bütçe gerekse özel bütçe kaynakları ile yürütülen projelerle ilimizde güvenilir gıda üretimini gerçekleştirmek, çiftçi refahını artırmak, gübre ve ilaç kalıntısı içermeyen kaliteli ve verimli doğal ürünler yetiştirerek halkımızın tüketimine sunmak amacıyla çalıştay düzenledik” ifadelerini kullandı.


Çalıştay konuşmaların ve teknik bilgilerin sunulmasının ardından üreticilerin sorunları ve çözüm önerileri konusundaki taleplerin karşılıklı görüşülmesinin ardından sona erdi.


Çalıştaya, Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe, Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Tilki, bakanlık temsilcileri, ilçe kaymakamları, kooperatif başkanları ve çiftçiler katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Obezite hastalığında uzmanından korkutan açıklama Kocaeli Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 4. Preoperatif Protein Kalori Kısıtlama Sempozyumu’na dünyadan 15 bilim insanı katılarak obeziteye yönelik çalışmalarını aktardı. Harvard Üniversitesi’nden sempozyuma katılarak önemli açıklamalarda bulunan Uzman Doktor Furkan Burak, "Amerika’da nüfusun yüzde 75’i ya fazla kilolu ya da obezite hastası. Türkiye maalesef Avrupa’da obezite oranının en yüksek olduğu ülke. Çocukluk çağı obezitesi de yüzde 20’lere kadar yükseldi" dedi. Kocaeli Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 4. Preoperatif Protein Kalori Kısıtlama Sempozyumu, dünyanın en önemli bilim insanlarını bir araya getirdi. Amerika Birleşik Devletleri’nden Harvard Üniversitesi, Clevland Klinik, California Üniversitesi ile Avrupa’dan Manchester Üniversitesi, Leiden Üniversitesi ve Zürih Üniversitesi’nden 15 bilim insanının konuşmacı olarak yer aldığı sempozyumda, ameliyat öncesi protein kısıtlaması konusunda yapılan çalışmalar aktarıldı. "15 bilim insanı Kocaeli’ye geldi" Sempozyumla ilgili bilgi paylaşan KOÜ Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, "Amerika’dan, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden arkadaşlarımız ameliyat öncesi protein kalori kısıtlaması ya da protein kalori kısıtlamasıyla yaşlanmanın nasıl önlenebileceğine dair çalışmalarını sempozyumda aktarıyor. Bilim insanlarını üniversitemizde ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Daha önce Leiden’da ve Boston’da benzer toplantı yapmıştık. Arkadaşlarımızın burada olması bizim için gurur verici. Fakültemizden mezun olan Doktor Furkan Burak Harvard Boston’da çalışıyor, kendisi bizim gururumuz. Uluslararası iş birliklerimiz devam edecek. Zaten Harvard ile süren programımız vardı. Asıl hedefimiz insanlarımızın öz güvenini arttırmak, bizim de bir şeyler yapabildiğini, konuşabildiğini göstermek. Her zaman söylüyorum, nereden olduğunuz değil, nerede olduğunuz önemli. Nerede olduğunuzu gösterebilmek için de gayret, merak olmalı. Amacımız Kocaeli Üniversitesi’ni ve arkadaşlarımızı iyi bir noktaya getirmek. Yurt dışından 15 arkadaşımız Kocaeli’ye geldi" diye konuştu. "Temel bilim çalışmalarının testlerini insan üzerinde başlatıyoruz" Sempozyuma katılan Endokrinoloji Uzmanı Doktor Furkan Burak, "Harvard Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesiyim. Ayrıca Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Dünyanın dört bir yanında bir araya gelen bilim insanları; kalori kısıtlamasının yaşlanmaya, insan ömrüne etkisine, cerrahi stres, kemoterapi, radyoterapi veya kanser tedavisi gibi konularda komplikasyonları, yan etkilerini azaltmak için çalışıyor. Harvard Tıp Fakültesi’nden Clevland Klinik’e, California, Zurich Üniversitesi gibi bütün araştırmacıları Kocaeli’de. Çalışmalarımızı birleştirip temel bilim çalışmalarının testlerini insan üzerinde başlatıyoruz. Bu büyük işlere Türkiye’yi de dahil etmek bizim için gurur kaynağı. Türkiye’deki meslektaşlarımız da ciddi çalışmalar yapıyor. Bu çalışmaları dünyanın yaptığı işlerle birleştirip boyutlarını daha da arttırmak en büyük amacımız. Biz sempozyumda da obeziteyi çalışıyoruz. Kaloriyi artırınca nasıl oluyor, iş obeziteye nasıl gidiyor, hastalıkla nasıl oluşuyor, obezite ile gelen sorunları nasıl tedavi edebiliriz diye çalışıyoruz" şeklinde konuştu. "Türkiye maalesef Avrupa’da obezite oranı en yüksek ülke" Beynin hiçbir zaman kilo vermeyi sevmediğini belirten Dr. Burak, "Bu sebeple hastayı daha kapsamlı tedavi etmek gerekiyor. Amerika’da nüfusun yüzde 75’i ya fazla kilolu ya da obezite hastası. Türkiye maalesef Avrupa’da obezite oranı en yüksek ülke. Dolayısıyla obezite 5-10 yıl ömrümüzden alıyor. Hayat kalitemizi ciddi azaltıyor, 100’den fazla başka hastalığa yol açıyor. Topyekûn önce öğrenerek, anlayarak bilim insanları ve hekimlerimizi destekleyip tolumla beraber bu hastalığı tedavi etmemiz gerekiyor. Ameliyatın faydalı olduğu durumlar var ama öncelikli tedavi tıbbi tedavidir. Tıbbi tedavi önceden çok mümkün değildi ama son 3-4 yıldır geliştirilen tıbbi tedaviler var. Çocukluk çağı obezitesi yüzde 20’lere kadar yükseldi. Ekstra önlemler almazsak bu durum daha da kötüye gidecek. Artık diyabeti, hipertansiyonu çocuklarda görmeye başladık. Bu çok korkunç bir şey. Çocuklarda diyabetin komplikasyonları daha hızlı ilerliyor. Okullardan başlayarak yeme alışkanlıklarını düzeltip, proses edilmiş yiyeceklerden uzak tutmamız gerekiyor. Davranışsal olarak da bir şekilde müdahale edip önüne geçmezsek büyük sorunlar devam edecek" ifadelerini kullandı. Harvard’da görevli Dr. Keith Özaki de yiyecek ve içeceklerin cerrahi komplikasyonlara olan etkisini ve cerrahi komplikasyonların nasıl diyetle azaltabileceğini çalıştığını belirtti. Cleveland Clinic’te çalışan Dr. Chris Hine ise kalori kısıtlamasının ve diyetin sağlıklı ömrü uzatması konusundaki çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Gaziantep Çocuk Kütüphanesi sayesinde 4 yılda 400 kitap okudu Gaziantep’te yaşayan 12 yaşındaki Berat Koca, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Hasan Celal Güzel Çocuk Kütüphanesi’nin kapısını 8 yaşında aralayarak geride kalan 4 yılda 400 kitap okudu. Okuduğu kitaplar sayesinde okuma becerilerini geliştiren Koca, yüzlerce sayfalık kitapları birkaç günde bitirebiliyor. Gaziantep’te ilk kez 2016 yılında açılan ve şu anda sayısı 6’ya ulaşan Uygulamalı Çocuk Kütüphaneleri, fırsat eşitliği tanımak için dezavantajlı bölgelere öncelik tanıyor. Açıldığı günden beri Hasan Celal Güzel Çocuk Kütüphanesi’nin on binlerce üyesinden biri olan 12 yaşındaki Berat Koca, şu anda 539 sayfalık kitabı 2 günde bitirebiliyor. Koca, ilgisi ve merakının yanı sıra kelime dağarcığının gün geçtikçe artması sebebiyle de artık yetişkin kitaplarını rahatlıkla okuyabiliyor. Koca’nın en çok etkilendiği yazar ise Jack London. Çocuk Kütüphanesi’nin fırsat eşitsizliğinin önüne geçtiğini ve artık haritasının kitaplar olduğunu vurgulayan Koca, “Kitaplar yön gösteriyor. Rehberi bulduktan sonra ilerlemek kolaydır. Çocuk kütüphaneleri fırsat eşitsizliğinin önüne geçiyor. Çocukların kitaba erişiminde hayati bir şey ve benim de rehberim oldu” dedi. “Çocuklar için kesinlikle kitaplar haritadır” Çocuk Kütüphanelerine gelmeye başlamasının ardından kitap kurduna dönüşen ve ilgisinin bilgilerle farkındalığa dönüştüğünü ifade eden Berat Koca, “Korsanlar hazinelerini bulmaya çalışırken hazine haritalarına bakarlar. Doğru haritayı kullanırsa hazineyi bulur. Dediğim hazine kişinin başarısıdır. Korsan biziz, başarıyı arayan denizci diyebiliriz. Çocuklar için kesinlikle kitaplar haritadır. Çünkü onlara yön gösteriyor. Kitaplar çocuklar için rehberdir. Rehberi bulduktan sonra ilerlemek kolaydır. Çocuk kütüphaneleri benim rehberim oldu. Bilim, kurgu ve fantastik sanatları okuyorum. Açıkçası heyecanlı olduğu için okumayı seviyorum. Bilime merakım var. Merakım gün geçtikçe ilgiye dönüştü ve tam ilgimin doruklarındayken bu kütüphane açıldı. Bu kütüphaneye gelmeye başladığımda ilgim bilgilerle farkındalığa dönüştü ve bilim insanı olmak istediğime karar verdim” diye konuştu. “Çocuk kütüphaneleri fırsat eşitliği sağlıyor” Kitaba erişimde Çocuk Kütüphanelerinin çok önemli olduğunu ifade eden Koca, “Fırsat eşitliği, bu çocuk kütüphaneleri bunu sağlıyor. Maalesef günümüzde her ailenin kitap alacak kadar maddi gücü yok. Bu kütüphaneler fırsat eşitliğini koruyor. Çocuk kütüphaneleri genel olarak bu imkanı sağlıyor. Çocukları kitaplarla beslemeyen bir devletin sonu hazindir. Çocuk sayısına göre kütüphane açılması gerekiyor” dedi. Berat’ın annesi Hatice Koca ise insanların kitaba ulaşmada zorluk yaşadığını belirterek, “Buna gerek bütçe gerek bulunduğun yer fırsat vermiyor. Ama kütüphane olduğu zaman her bilgiyi her araştırdığın konuya kolaylıkla ulaşabileceğin bir alan benim gözümde” diye konuştu. Çocuk kütüphaneleri birçok fayda sağlıyor Kütüphaneler 0-12 yaş aralığına hitap ediyor. On binlerce üyesi olan ve sayısı 6’ya ulaşan Çocuk Kütüphanesi’nde çocuklar sadece kitapla buluşmuyor. Mozaik, müzik, resim kursları, drama çalışmaları ve meslek tanıtımları da yapılıyor. Çocuklar hem eğleniyor hem öğreniyor. Kütüphanenin bir diğer öğrencisi Belinay Kaya, kütüphanede kitap okumanın yanı sıra çeşitli kurslar olduğunu ifade ederek, “Burada mozaik, müzik, resim kursu yani daha çok değer vereceğimiz şeyler var. Kitaptan ibaret değil. Hem kitap okuyoruz hem kurslara gidiyoruz. Kitapları çok güzel. Birçok etkinlik oluyor. Masal saatleri oluyor” şeklinde konuştu. Kitap okumanın farklı faydalarına değinen Mir Nafi Ünlü ise, “Ben kitap okumadan önce pek hayal kuramazdım. Kitap okuduktan sonra gözümde canlandırmam daha güzel oldu. Kitap okumam konuşmamı da etkiledi. Önceden kekeliyordum ona fayda sağladı. Güzel bir şey tavsiye ederim” ifadesini kullandı.