KÜLTÜR SANAT - 07 Kasım 2020 Cumartesi 08:57

Osmanlı-Rus Savaşı’nda hayat kurtaran bal küpü

A
A
A
Osmanlı-Rus Savaşı’nda hayat kurtaran bal küpü

Artvin’de Osmanlı–Rus Savaşı sırasında köylerini terk etmek zorunda kalan ve daha sonra geri dönen köylülerin mağarada sakladığı içi bal dolu küp, dört kuşaktır korunuyor.

Artvin’de Osmanlı–Rus Savaşı sırasında köylerini terk etmek zorunda kalan ve daha sonra geri dönen köylülerin mağarada sakladığı içi bal dolu küp, dört kuşaktır korunuyor. Atalarının küpün içinde bulunan balla beslenerek hayatta kaldıklarını belirten yöre sakinleri tarihi küpe gözü gibi bakıyor.


Artvin merkeze bağlı Taşlıca Köyü’nde, yaşanan hazin bir hikâye rastlantı sonucu gün yüzüne çıktı. Osmanlı–Rus Savaşı, bilinen adıyla 93 harbi döneminde geçen hikâyede, Taşlıca köyü sakinleri savaş sırasında köylerini terk etmek zorunda kaldılar. Geri dönme ihtimallerini düşünerek bir küp dolusu balı köyde bulunan bir mağara sakladılar. Bir yıl sonra geri dönen bölge halkı, köylerini yerler bir olmuş evlerini ise yakılmış halde buldular. Yiyecekleri olmayan ve sakladıkları küp dolu bal sayesinde açlıktan kurtulan bölge halkının torunları, küpü dört kuşaktır saklıyor.


Taşlıca Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin arıcılık ve bal üretimi ile ilgili yapılan çalışma sırasında rastlantı sonucu bulunan bal küpü için, tarihi niteliği taşıdığı gerekçesiyle çalışmalar başlatıldı. Köyde asırlardır bal üreticiliği yapıldı küp sayesinde kanıtlanmış oldu.



“Küp bölgede arıcılığın asrılardır yapıldığını kanıtlıyor”


Kooperatifin fahri danışmanlığını yapan Yaşar Kars tarafından yapılan çalışma sırasında ortaya çıkan tarihi küp ve hikayesi, bölgede bal üretiminin yaşam içerisindeki önemli yeri belirtiliyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Kars,” Taşlıca köyünde bulunan mahallelerde, 40-85 yaş aralığında olan değişik kişilerle birebir yapılan görüşmelerde, 5-6 kuşak öncesinden arıcılığın yapıldığı, alınan bilgiler doğrultusunda görülmekte. Bu duruma göre, bölgede arıcılığın bilinen geçmişinin 250-300 yıllık tarihe sahip olduğu ortaya çıkıyor. Küp ise hikayesiyle bölgede ki aracılığın asırlardır yapıldığını kanıtlıyor” dedi.



“Bal küpüne gözümüz gibi bakıyoruz”


Küpün dördüncü kuşak sahibi Nurettin Paçacı ise, söz konusu bal küpünün yapım tarihini bilmediklerini, halen kendi ailesinde bulunan bu küpün, dedesinin babası tarafından Osmanlı-Rus savaşı döneminde kullanıldığını ifade etti. Paçacı, “Köyümüzde arıcılık bizim bildiğimiz kadarıyla 6 kuşak eskiye dayanmaktadır. Tarihini bilmediğimiz arılıklar vadi içerisinde bulunmaktadır. İyi bir vadi araştırılması yapılırsa, buradaki üretimin daha da eski tarihlere gideceğini tahmin ediyorum. Bu anlamda bu bal küpüne de gözümüz gibi bakarak saklıyoruz. Bu bizim aynı zamanda geçmişimiz ve tarihimiz. Dedemin babası tarafından kullanıldığını biliyoruz. Osmanlı-Rus Savaşı döneminde köyümüzden göçmek, hatta kaçmak zorunda kalan aileler olmuş. Bizim ailemiz de bunlardan biridir" diye konuştu.



“Bal küpü atalarımı yaşama bağlamış”


Balın besin olarak çok dayanıklı olduğunu ve uygun şartlarda çok uzun yıllar saklanabildiğini kaydeden Paçacı "Bu düşünceyle, hem taşıma zorluğu hem de belki bir gün geri gelirsek işimize yarar düşüncesiyle, yaklaşık 150 okka bal alan bu küp, bal doldurularak bir mağaraya saklanmış ve ailenin geri geldiğinde tam anlamıyla yaşama tutunma, hatta dedemin anlattığına göre açlıktan ölmemelerini sağlamıştır. Ailemizle geri gelen birkaç aile de bu besinle günlerce açlığını gidermiştir. Ailemizde 15-20 yıl öncesine kadar kullanılan ve hala kullanılabilir durumda olan bu küpün, bizdeki manevi değeri çok yüksektir. Ve hala evimizin ambarında başköşede durmaktadır. Çünkü bu küp, içindeki balla besinle birçok insanın hayatını kurtarmıştır” ifadelerini kullandı.


Öte yandan küp aynı zamanda, etnografik eser niteliğiyle, Arkeolog ve Sanat Tarihçi Dr. Osman Aytekin tarafından da raporlandığı bildirildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Ayvalık’ta can dostlara yeni barınak Ayvalık Belediyesi Mayıs ayı olağan meclis toplantısı Vural Sineması Nejat Uygur Sahnesi’nde gerçekleştirildi. Meclis toplantısında sokaktaki can dostlara müjdeli bir gündem maddesi, oy çokluğuyla onaylandı. Projesi biten ve ruhsatı verilen, ayrıca; tüm yapım, imal, inşa ile faal hale getirilip tamamlanması maliyet ve tefrişi giderleri hayırsever Ayvalıklı vatandaş Ahmet Armağan Yavuz tarafından karşılanan Ayvalık Belediyesi Geçici Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’nin yapımı için önemli bir adım atıldı. Bulutçeşme Mahallesi’nde yaşam bulacak olan Geçici Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi hakkında bilgi veren Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, sokaktaki dostlarla bir değil her gün ilgilendiklerini, kedi ve köpeklerin kısırlaştırılmasına, onların yiyecek, içecek sorunlarına, aşılarına ve bakımlarına kadar her türlü detayı titizlikle önemsediklerini söyledi. 600 can dostun yararlanacağı, 40 dönümlük bir alanı kaplayan merkezin 21 bin metrekaresinin çalışma alanı olarak belirlendiğini, padoklar dahil kapalı alanların 2 bin 843 metre kare olduğunu ifade eden Başkan Ergin, “Yarı açık alanlar 2 bin 840 metre kare, açık alanlar ise 15 bin 326 metrekare olarak projelendirildi. Can dostlarımıza olan sevgimizin bir gün değil her gün. Onların konforlu bir yaşam sürmeleri için yeni bir Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi belirledik. Bir hastane kalitesinde can dostlarımızın bakımları, tedavileri gerçekleştirilecek. Ayrıca, vatandaşlarımız ve personel için otopark, çocuk parkı, köpek eğitim alanı ve kafeterya gibi sosyal donatı alanları bulunacak. Eski geçici hayvan barınağı da işlevini yine sürdürmeye devam edecek” dedi.
Niğde Niğde’de işaret dili eğitimi alan 28 öğrenci sertifika aldı Niğde’de Bor Şehit Ömer Halisdemir Gençlik Merkezi’nde işaret dili eğitimi alan 28 öğrenciye düzenlenen törenle sertifikaları verildi. Niğde Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen sertifika programına Niğde Valisi Cahit Çelik ve eşi Nermin Çelik ile Belediye Başkan Yardımcısı Muharrem Çifcibaşı, Niğde Gençlik Hizmetleri Müdürü Turan Sayın, Bor Ömer Halisdemir Gençlik Merkezi müdürü Yılmaz Kurt, Niğde Sağırlar Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Başkanı Mücayyip Yıldırım ve engelli vatandaşlar katıldı. Programda konuşan Vali Cahit Çelik; "Ülkemizde üç milyonun üzerinde işitme ve konuşma engelli vatandaşımızın olduğunu biliyoruz. Bu vatandaşlarımızın birçok okul, sektör, kurum ve kuruluşlarında çalıştığı da bilinmektedir. Hayatın her alanında karşılaştığımız bu bireylerin ihtiyaçlarını anlayıp çözüm bulmada hem devletimizin hem de vatandaşlarımızın sorumlu olduğunun farkındayız. Devletimiz, işitme engelli vatandaşlarımızın yaşam kalitelerini artırmak için destekleyici çevre, eğitim ve bilinçlendirme, istihdam - iş dünyası ve erişilebilirlik alanlarında önemli çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalarla toplum nezdinde farkındalığın artması ve işitme engellilerin yaşamına daha fazla katkı sağlanması hedeflenmektedir. Ayrıca sivil toplum kuruluşlarının bu alandaki çabaları, işitme engelli vatandaşların haklarına ve yaşamlarına daha fazla saygı gösterilmesine katkıda bulunmaktadır. Eğitim, kültür ve spor alanlarında faaliyet gösteren 1994 yılında kurulan Niğde Sağırlar Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Kulübü Derneği’ni çalışmalarından ötürü tebrik ediyorum. Derneğin, işitme engelli bireylerin topluma kazandırılması ve sosyal hayata katılımlarının desteklenmesi adına önemli çalışmalarının ve başarılarının olduğu kamuoyu nezdinde bilinmektedir. Eğitim faaliyetlerinde özveriyle çalışan Bor Ömer Halisdemir Gençlik Merkezi öğretmeni İnayet Sinem Dabak’ı ve bu anlamlı sertifikayı almaya hak kazanan 1 okul öncesi, 3 ilkokul, 22 ortaokul ve 2 lise olmak üzere toplamda 28 öğrencimizi yürekten kutluyor, ailelerine de teşekkürlerimi sunuyorum" ifadelerini kullandı. Yapılan konuşmaların ardından öğrencilere işaret dili eğitimi veren İnayet Sinem Dabak tarafından seminer verildi, öğrenciler işaret dili ile şiirler okudu, karşılıklı konuşmalar gerçekleştirdi. Program 28 öğrenciye sertifikalarının verilmesi ile sona erdi.