EKONOMİ - 24 Kasım 2020 Salı 15:29

15 liradan satılan hamsinin kilosunun 3 TL’ye düştüğünü duyunca balıkçıya akın ettiler

A
A
A
15 liradan satılan hamsinin kilosunun 3 TL’ye düştüğünü duyunca balıkçıya akın ettiler

Artvin’in Hopa ilçesinde bir balıkçı kilosu 10 ile 15 liradan satılan hamsinin fiyatını 3 liraya indirince vatandaşlar balık haline akın etti.

Artvin’in Hopa ilçesinde bir balıkçı kilosu 10 ile 15 liradan satılan hamsinin fiyatını 3 liraya indirince vatandaşlar balık haline akın etti. Tezgahın önünde sosyal mesafe kuralına uygun uzun kuyruklar oluşurken, 60 ton hamsi 6 saatte Hopalılar tarafından satın alındı.


Artvin’in Hopa ilçesinde balıkçılık yapan Serkan Aksoy her eve balık girmesi düşüncesiyle hamsinin kilosunu 3 liradan satışa sunarak kampanya başlattı. Gün boyu belediye hoparlöründen yapılan anonslarla tüm ilçeye duyurulan kampanya yoğun ilgi gördü. İlçedeki Kars Caddesi üzerindeki balıkçı dükkanında gerçekleştirilen hamsi kampanyası ara ara uzun kuyrukların oluşturdu. Vatandaşlar yeni tip korona virüs (Covid-19) çerçevesinde sosyal mesafe ve maske kurallarına büyük oranda uyarken, uymayan vatandaşlar da polis ekiplerince ikaz edildi.


Kampanya hakkında gazetecilere açıklamalarda bulunan işletme sahibi Serkan Aksoy, deden babadan beri balıkçıkla uğraştıklarını söyledi. Hamsi kampanyasını 3 yıldır düzenlediklerini ifade eden Aksoy, “Kampanya süresince 3 yıldır hamsinin kilosunu 3 liradan veriyoruz. Bu yıl ki kampanyamızı bugün yaptık. Emniyet Müdürlüğümüzün de desteği ile Covid-19 tedbirleri kapsamında sosyal mesafe ve maske kurallarına uyarak, kampanyamızı sürdürüyoruz. Kampanya kapsamında bu sene 60 ton hamsiyi 3 liradan vereceğiz. Akşam saatlerine kadar bunun tamamını bitirmeyi hedefliyoruz" diye konuştu.



"Evden çıkamayanlara kapılarına kadar servis yapıyoruz"


Evden çıkamayan, ya da çıkamayacak durumdaki aileleri de düşündüklerini kaydeden Aksoy, “Yaşlı ve ihtiyaç sahibi ailelere evlere servisimiz vardır. Evlere kadar hamsi götürüyoruz. Bu kampanyayı bize ulaşan yaşlılarımızın ayağına kadar götürüyoruz" dedi.


Karadeniz’in hamsisiyle meşhur olduğunu anımsatan Aksoy, “Kampanyadaki amacımız hamsi girmeyen ev kalmasın. Hamsinin kilosunun 50 liraya kadar çıktığı günler oldu. Biz hamsi girmeyen sofra kalmasın istedik. Bizde bu gaye ile 3 senedir kampanyamızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.



Kayserili ucuz hamsiden 10 kilogram aldı


Kampanya kapsamında 10 kilogram hamsi alan bir otobüs firmasında muavinlik yapan Mustafa Çaybaşı ise “Ben Kayseriliyim. İşim gereği bugün Hopa’dayım. Kampanyayı duydum. Fiyatlar çok uygun. Kayseri’de 15 lira civarında. Bende bu fırsatı değerlendirerek 10 kilogram hamsi alarak memleketime götüreceğim” dedi.


Ümit Kepelek isimli vatandaş ise "Hamsinin ucuzu olduğunu duyunca hemen geldim. Kilosu 3 lira gerçekten çok uygun. Başka bir yerde 3 liraya hamsi almamız imkansız. Bizde fazla fazla alıp eşe dosta hamsi ziyafeti çekeceğiz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Kenevirden üretilen çantalar Amerika’da Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin Kenevir ve İpek Dokuma Atölyesi’nde üretilen el yapımı kenevir çantalar sınırları aşarak, Amerika’da satışa sunulmaya başladı. Tamamen kadınlardan oluşan ekip tarafından üretilen kenevir çantalar ilgi görmeye devam ediyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, “Atölyemiz ayrıca çalışan kadınlarımızın hem ekonomik hem de sosyal olarak güçlenmesine katkı sağlıyor” dedi. Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan Kenevir ve İpek Dokuma Atölyesi’nde kenevir ipliğini kullanarak kadınlar tarafından el dokuma kumaşlar üretiliyor. Kenevir ve ipek dokumacılığı üzerine eğitim almalarının ardından atölyede çalışmaya başlayan kadınlar, bu kumaşları ceketten gömleğe, elbiseden pantolona birçok ürüne dönüştürüyor. Kenevirden üretilen kıyafetler ile diğer ürünler organik olması ve dayanıklılığı nedeniyle birçok kişi tarafından tercih ediliyor. Ürün yelpazesinin oldukça geniş olduğu atölyedeki üretimde çantalarda ‘First Lady’ modeli öne çıkıyor. Amerika’da ikamet eden bir iş insanı Büyükşehir Belediyesi yetkililerine ulaşılarak çantaları Amerika’da satışa sunulmak istediğini belirtti. Yapılan görüşmeler sonrasında talep doğrultusunda özel bir konseptle hazırlanan çantalar Amerika’ya gönderilerek burada satışa sunuldu. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, kenevirin kent için önemli bir tarım ürünü olduğunu belirterek, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın 2019 yılında Vezirköprü ilçemizi ‘Türkiye’nin Kenevir Ekim Merkezi’ olarak ilan etmesiyle birlikte kentimizde kenevir ile ilgili yapılan çalışmalar daha da hız kazandı. Kenevir üretiminin artırılması için şehrimizde tüm kurumlarımızın çalışmaları aralıksız sürüyor. Biz de Büyükşehir Belediyesi olarak Kenevir ve İpek Dokuma Atölyesi’nde tamamen kadınlardan oluşan ekibimiz ile kenevir ipinden dokuma ürünleri üretiyoruz. El emeği ürünlere yoğun bir ilgi var. Kadınlarımızın istihdama kazandırıldığı atölyemizde geleneksel keten dokumacılığını yaşatmaya devam ediyoruz. Atölyemiz ayrıca çalışan kadınlarımızın hem ekonomik hem de sosyal olarak güçlenmesine katkı sağlıyor” diye konuştu.
Diyarbakır Diyarbakır’da seçim nedeniyle ertelenen ‘Paskalya bayramı’ kutlandı Ermeni cemaatinin Ortadoğu’daki en büyük kilisesi olan Diyarbakır Surp Gragos Ermeni Kilisesi’nde, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimi nedeniyle ertelenen Paskalya bayramı ayini gerçekleştirildi. 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri nedenliyle Diyarbakır’daki Paskalya bayramı ertelenmişti. Bugüne ertelenen ayin, merkez Sur ilçesindeki Surp Gragos Ermeni Kilisesi’nde düzenlendi. Diyarbakır Surp Giragos Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkan Yardımcısı Ohannes Gafur Ohanyan, bugün Ermeni dünyasının paskalya bayramı olduğunu, normalde bayramın bu sene 31 Mart’ta olduğunu söyledi. Seçimden dolayı Diyarbakır bayramını bugüne ertelediklerini belirten Ohanyan, “Onun için bugün kutluyoruz. İyi, çok güzel geçiyor. Bizim bayram Diyarbakır’da her zaman ilgiyle izlenir. Bütün halklar bizimle beraber oluyor. Müslüman olan, Hristiyan olan, diğer Hristiyan alemi herkes gelir. Kalabalık bir katılımla, coşkuyla kutluyoruz. Nerses Başkanlığından İstanbul’dan Patrikhanenin görevlendirdiği din adamları geldi. Dolayısıyla ayini onlar yönetmiş oluyorlar. Bizim burada din adamı olmadığı için her zaman İstanbul’dan gelip böyle günlerimizi yaparız” dedi. Ayini izleyen Nihayet Karaaslan, arkadaşlarıyla birlikte bugün Ermenilerin paskalya bayramına eşlik etmek istediklerini ifade ederek, “Bizde merak ediyorduk, daha öncede gelmiştik, ama tören ve ayine ilk defa geliyoruz” şeklinde konuştu. Rahime Karakaş ise, buraya paskalya yortusu için geldiğini dile getirerek, “Babam da Ermeni’ydi. Eğlenceli, barışın güzelliğin paylaşımın olduğu bir bayramdır paskalya” ifadelerini kullandı. Ayinin ardından konuklara çörek ve boyalı yumurta dağıtıldı.
Kocaeli Sınır ötesi e-ticarette hedef "bir numara" olmak Türkiye’deki e-ticaret hacmi ve işlem sayıları her yıl büyümeye devam ederken, sınır ötesi e-ticaret platformları ise yükselen bir dış ticaret kanalı olarak ön plana çıkıyor. Asset Worldwide Express Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Tekin, katıldığı televizyon programında sınır ötesi e-ticarette gelişimin lojistiğe etkisi, Yemen’de taşıma gemilere saldırılar sonrası navlun fiyatları, Kalkınma Yolu Projesi ve İsrail ihracat yasaklı eşya listesi konularında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. "Bölgenin bir numarası olacağız" E-ticaret ve e-ihracat pazarının gün geçtikçe önem kazandığını belirten Uğur Tekin, "Dünya e-ticareti yaklaşık 1,5 trilyon dolarlık sınır ötesi ticaret hacmine ulaştık. Son yıllarda ticarette dağıtım kanallarında önemli değişiklikler oldu. Eskiden üreticiden satın alınan ürün ithalatçı tarafından toptancı, perakendeci, bayi ağı ve tüketiciye kadar giden bu 6-7 ayrı dağıtım yeri; şuan üretici ve tüketici tek bir pazaryeri ve platform ile sıfıra düşmüş durumda. Üretici ve tüketici ürünlerini tek bir pazar yerinde bütün işlemlerini tamamlıyor. Lojistik sektöründe de ülkemiz açısından büyük fırsatlar öngörmekteyiz. Dünya geneli ilk 10 pazaryeri cirosu 2022 yılı için 500 milyar doların üzerinde. Sektörde en büyük gider kalemini ise yüzde 30 ile lojistik maliyetleri oluşturuyor. Bu da yıllık 150 milyar dolar gibi bir rakam demek. Ülkemiz bu pazardan pay almalı. Bayrak taşıyıcımız olan havayolu şirketimiz yaklaşık 110 ülke 300 şehre uçuş yapabilen büyük bir şirket. 5 saatlik uçuş noktasında 64 ülke var. Şuanda yolcu trafiğinde Avrupa’nın en büyüğü olan Frankfurt Havalimanı’nın önüne geçiyoruz. Ben inanıyorum ki sınır ötesi e-ticarette de bölgenin bir numarası olacağız" dedi. "Önemli su yollarında da ciddi krizler ön görülüyor" Son günlerde yaşanan Kızıldeniz’deki gerilimin navlun fiyatlarını ciddi etkilediğine de değinen Tekin, "Husilerin Yemen’deki saldırılarından sonra navlun fiyatlarında bir artış yaşandı. Gemilerin rotaları değişmek zorunda kaldı ve kargoların transit sürelerinde gecikmeler yaşandı. Dünya genelinde bir tarafta Avrupa, Amerika diğer tarafta Rusya, Çin hegemonya mücadelesinin dışında halihazırda büyük bir ekonomik savaş var aslında. Lojistikte de son yıllarda yaşanan krizlerden ilk akla gelenler Husilerin gemilere saldırıları, Süveyş kanalında gemi kazası, Somali’de korsan saldırıları vs. Bu krizlerin dış ticaretimize, lojistik süreç ve maliyetlerine direkt yansımaları oluyor. Son günlerde İsrail’ e ihracat kısıtlaması kararlarında olduğu gibi, dış siyasi politikalar, dış ticaretimizi ve lojistik sektörünü doğrudan etkileyen faktörler arasında yer alıyor. Dünya genelinde de önümüzdeki 10 yıla baktığımızda önemli su yollarında da ciddi krizler ön görülüyor. Özellikle gemi trafiğinin çok yoğun olduğu Tayvan Boğazı, Mısır Süveyş Kanalı, İran Hürmüz Boğazı ve Endonezya Malakka Boğazında Amerika, Avrupa, Çin ve Rusya arasında güç mücadelesinden etkilenmesi muhtemel. Bunun dışında önemli projelerde hayata geçiriliyor. Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanımızın katılımıyla Kalkınma Yolu Projesi hayata geçirildi. Çin’in de hedefi olan bir kuşak bir yol projesi var" diye konuştu. "100 milyar dolarlık bir pazara sahibiz" Türkiye’nin e-ihracat için iyi bir konuma sahip olduğunu ifade eden Uğur Tekin, "Köln E-Ticaret İhtisas havalimanının oluşturduğu, bizimde firma olarak orada büyütmeye çalıştığımız bir depomuz var. Dubai’de Commercity diye bir serbest bölge oluşturuldu. Serbest bölge adıyla kuruldu vergi avantajı, depo, gümrük, teknoloji desteği vererek e-ticaret firmalarına birçok avantaj sağlayarak çözüm ortağı oluyorlar. Bunun içinde çok büyük yatırımları var. Türkiye içinde birçok avantajlar var yeri geliyor ilgili bakanlarımız sunumlar için ülkelere gidiyor. Dış ticaret açığımızı hızlıca kapatacağımız alan var. Lojistikte de hizmet ihracatçıları birliği açısından 100 milyar dolarlık bir pazara sahibiz. Bunun yaklaşık 40 milyar doları lojistik hizmet ihracatı. Türkiye zaten döviz açığı olan bir ülke hızlı harekete geçip sınır ötesi E-ticarette harekete geçmeyi önemli buluyor ve ülke olarak bir an önce harekete geçmeyi önemli bir fırsat olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Kastamonu ORKÖY kredileri çiftçilerin yüzünü güldürmeye devam ediyor Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde ORKÖ kredileri çerçevesinde alınan 8 traktör, 7 tomruk çekme vinci ve 6 adet kesim motoru köylülere düzenlenen törenle dağıtıldı. Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü tarafından Orman ve Köy İlişkileri Dairesi Başkanlığı (ORKÖY) kredileri çerçervesinde İnebolu Orman İşletme Müdürlüğü tarafından ilçedeki orman köylülerine 8 traktör, 7 tomruk çekme vinci ve 6 adet kesim motoru verildi. Traktör, vinç ve kesim motorları düzenlenen törenle dağıtıldı. Törene İnebolu Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu, Bölge Müdür Yardımcıları Ahmet Er ve Ramazan Kolsuz ile İşletme Müdürü Azmi Şenel ile siyasi parti temsilcileri katıldı. Törende protokol üyeleri tarafından anahtar teslimi yapıldı. Törende konuşan İnebolu Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, "İnebolu, yüzde 73’ü ormanla kaplı, Türkiye’nin ender ilçelerinden birisidir. Ormanın varlığı bazı alanlarda tarım arazili varlığının azaltılması veya az olması gibi olumsuz sonuç doğursa da ormanın nimetlerinden faydalanabilme noktasında da vatandaşlarımıza oldukça olumlu katkılar sağlamaktadır. Orman Bölge Müdürlüğümüzün, Orman İşletme Müdürlüğümüzün girişimleri ile Orman Bakanlığımızın bize verdiği birçok katkıları sizlerle zaman içerisinde buluşturmuş olduk ve bunu da gözlemledik ve görmüş olduk. Bugün de ORKÖY çerçevesinde orman köylüsüne 8 adet traktör, 7 adet tomruk çekme vinci, 6 adet kesim motorumuzu teslim etmek için bir araya geldik. Bu dağıtacağımız ekipmanların ve araçların köylülerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Her bir aracımız köylülerimizin refahını arttırma noktasında oldukça katkı sağlayacaktır. ORKÖY programı da Tarım ve Orman Bakanlığımızın en önemli projelerinden birisidir. Orman köylülerimize bu proje ile ülkemizde birçok katkı ve destek sağlanmış oldu" dedi. Daha sonra konuşan Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu da, "Orman teşkilatı olarak orman köylülerinin kalkındırılmasıyla ilgili çeşitli destek çalışmalarımız var, inşallah bugün desteklerimizin bir bölümünü içeren teslimatı yapacağız. Allah hayırlı uğurlu eylesin, desteği verdiğimiz köylülerimize Allah kaza bela vermesin. İnşallah güzel işlerde güzel hizmetlerde bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirirler. Alet işler, el övünür. Kaliteli ve teknolojik makinaların vatandaşlarımızın birini bin etmesini dileriz" diye konuştu. Desteklerin devam edeceğini belirten İnebolu Orman İşletme Müdürü Azmi Şenel ise, "İnebolu Orman İşletme Müdürlüğü 2024 yılı ORKÖY programı çerçevesinde olan traktörleri teslim törenini gerçekleştiriyoruz. Bu yıl çalışmalarımızda orman köylüsüne 8 adet traktör, 7 adet tomruk çekme vinci, 6 adet kesim motorumuzu teslimatını yapacağız. Ayrıca, Orman Bakanımızın ve Orman Bölge Müdürümüzün destekleriyle 3 traktör ve kabuk soyma makinasını programa aldık, bu programda yaptığımız işlemleri kura çekme ile dağıtımını yapıyoruz. Genel Müdürlüğümüzün desteğiyle çalışanlara büyük destek sağlamaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
İzmir İZKİTAP Fest’e hafta sonu yoğun ilgi İzmir Kitap Fuarı, hafta sonunda da yazarlar ve okurları bir araya getiriyor. “Çocuk edebiyatı” ana temasıyla düzenlenen ve Türkiye’nin açık alanda düzenlenen en büyük kitap fuarı olma özelliği taşıyan İZKİTAP Fest, birbirinden ünlü yazarların söyleşileri, imza etkinlikleri ve farklı yaş gruplarından pek çok çocuk için rengarenk eğlence alanları ile hafta sonunda da fuar ziyaretçilerine unutamayacakları deneyimler yaşattı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ ve SNS Fuarcılık iş birliği ile Kültürpark’ta düzenlenen İZKİTAP Fest - İzmir Kitap Fuarı, hafta sonu, edebiyat ve yazım dünyasının birbirinden değerli isimlerini ağırladı. Tarihçi, yazar, akademisyen Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan, şair ve yazar Murathan Mungan ile animasyon yapımcısı ve karikatürist Varol Yaşaroğlu, Kültürpark Atatürk Açıkhava Tiyatrosu’ndaki söyleşilerle İzmirlilerle buluştu. Söyleşilere yüzlerce okur katılırken yazarlara kitaplarını imzalatmak için de uzun sıralar oluşturdu. Bunun dışında; Ahmet Telli, Buket Uzuner, Canan Tan, Çağan Irmak, Deniz Erbulak, Handan Belivermiş, Mine Söğüt, Murat Menteş, Sinan Meydan, Umut Sarıkaya, Yılmaz Aslantürk gibi birbirinden değerli isimler okuyucuları ile buluştu. Ümit Nar moderatörlüğünde gerçekleşen kitap mezatı da büyük ilgi gördü. Akın Ersoy ve Ersin Doğer, İzmir (Smyrna) Arkeolojisi söyleşisi ile Lozan Sahne’de kitapseverlerle buluştu. Tüm geliri okuma güçlüğü çeken maddi durumu yetersiz çocuklara bağışlanacak olan, Açelya Görgü, Bengi Birgi, Handan Gökçek, Kübra Alpman, Mine Sıraçe, N.Nur Öner, Nimet Şengül’ün yazdığı Renkli Sayfalar kitabının lansmanı da İZKİTAP Fest’ta gerçekleşti. "Günün şartlarını anlamamız bize yol gösteriyor" Düzenlenen söyleşide İzmirlilerle bir araya gelen Prof. Emrah Safa Gürkan, yeni yazdığı “Cumhuriyetin 100 Günü”, “Cumhuriyetin 100 İsmi” kitaplarında anlattığı konulara değindi. Gürkan, “Cumhuriyetin 100 İsmi kitabım, Cumhuriyeti hangi kadrolar kurmuştur, kimi destek kimi köstek olarak Cumhuriyet’in kuruluşunda rol oynayan 100 ismi, onların hareketlerine yön veren arka planlarıyla kaleme aldım. Ezbere anlatıların dışına çıkan bu portreler, kişileri olduğu kadar, o günün şartlarını da anlamamız için bize yol gösteriyor. Birçok eğitimli genç subayın ve vizyonu olan kadroların kazanımıdır Cumhuriyet. Bana 40 yaşımda çok genç profesör oldun diyorlar. Oysa bu adamlar 40 yaşında general olup orduları yönetiyordu” dedi. Gürkan, “Cumhuriyetin 100 Günü adlı kitabından ise “Aksayan planların, kaygan ittifakların, saklanan niyetlerin, ama en nihayetinde tartışmasız bir zaferin öyküsü. İnkılabın Ayak Sesleri’nde Cumhuriyetin dönüm noktası olan 100 günü kaleme alırken genç bir Cumhuriyetin doğuşunun hikâyesini anlattım” diyerek bahsetti. “Sosyal medyanın getirdiği bir cehalet yaşıyoruz” Şair ve yazar Murathan Mungan da düzenlediği söyleşi ve imza etkinliğinde büyük ilgi gördü. Mungan, şair ve yazar kimliği ile içinde bulunduğumuz dünyanın, çağın, edebiyatın, sanatın, kültürün kodları ve manşetleri üzerinde konuştu. Mungan “İlk yazım, 20 yaşında bir gazetede kültür sanat sayfasında yayınlandı. O dönem Türkiye’nin siyasi olarak karışık olduğu yıllardı. İlk yazım, sırtımda kırılan sopalarla bende iz bıraktı. Bu tip şeylerle sonrasında da beni bekleyen engelleri bekliyordum. Avukat olan babamın hukukçu olmam konusundaki ısrarına rağmen yazmayı bırakmadım. Ben yazıya, edebiyata olan tutkumu hiç bırakmadım. Ömrümü adadım. Üstünde adımın, soyadımın yer aldığı 90 kitabım bulunmakta. İçinde bulunduğumuz bu çağda kültürel çölleşmeye gidiyoruz. Ülkemizde bu nedenle pek çok okula konuşmacı olarak gidiyorum. Türkiye çok büyük kayıplar yaşıyor, ahlak, vicdan, hakkaniyet, değer ve en önemlisi dilimizi kaybediyoruz. Ülkemizdeki milli eğitim müfredatı daraltılıyor, içinde matematik yok, felsefe, mantık, psikoloji yok. Edebiyat dersleri kısırlaştırılmıştır. Sosyal medyanın getirdiği bir cehalet yaşıyoruz. Ben içinde bulunduğumuz bu çağa, çakma çağ diyorum” diye konuştu. İzmir doğumlu, animasyon yapımcısı ve karikatürist Varol Yaşaroğlu da söyleşi ve imza etkinliği ile sevenleriyle buluştu. Yaşaroğlu, hem küçük hem de yetişkin hayranları tarafından yoğun ilgi gördü. İzleyiciler, çocukların sevgilisi Kral Şakir kitapları, çizgi filmleri ve gösterileri hakkında yazarla karşılıklı soru cevap şeklinde güzel dakikalar geçirdi. Yaşaroğlu, “Biz bu mizahı yaparken sadece çocuklara değil yetişkin olarak kendi güldüğümüz esprileri de eserlerimize koyuyoruz. Ben çocukluk hayalimi gerçekleştirdim. En çok istediğim şey Pembe Panter’i izlerken keşke böyle bir şeyi Türkler de yapabilse oluyordu. Bunu başarmış olmak beni çok mutlu ediyor” dedi.