GENEL - 04 Mayıs 2021 Salı 10:57

Artvin Çoruh Üniversitesi’nde aromatik bitkilerden ahşap malzeme koruyucusu üretildi

A
A
A
Artvin Çoruh Üniversitesi’nde aromatik bitkilerden ahşap malzeme koruyucusu üretildi

Artvin Çoruh Üniversitesi (AÇÜ) Orman Fakültesi Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü tarafından yapılan çalışmayla tıbbı aromatik bitkilerden ahşap malzeme koruyucusu bir ürün üretildi.

Artvin Çoruh Üniversitesi (AÇÜ) Orman Fakültesi Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü tarafından yapılan çalışmayla tıbbı aromatik bitkilerden ahşap malzeme koruyucusu bir ürün üretildi. Üretilen özütün aynı zamanda antibakteriyel ve antioksidan özelliği de bulunuyor


Artvin Çoruh Üniversitesi YÖK Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Projesi kapsamında ’Tıbbi Aromatik Bitkiler’ alanında İhtisas Üniversitesi seçildi. Bu anlamda uzun süredir yapılan çalışmalardan başarılı sonuçlar elde edilmeye başlandı. Ahşap malzemenin korunması, yeni kullanım alanlarının oluşturulması ve artırılması için yürütülen çalışmalar sonucunda tıbbi aromatik bitkilerden özüt (ekstraktlar) elde edildi. Yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen özüt sayesinde koruyucu ürünün tutunma (emprenye) işleminde başarılı olduğu kanıtlandı. Artvin Çoruh Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Hüseyin Peker ve Doç. Dr. Şule Ceylan tarafından üretilen özütün Ar–Ge çalışmaları sonrasında patent alınarak yaygınlaştırılması planlanıyor.


Ahşap ürünlerin koruyuculuğunu artırmak amacıyla kullanılan sentetik ürünlere alternatif olarak antibakteriyel ve antioksidan özelliği taşıyan özüt, aynı zamanda çocuk oyuncaklarında, hastanelerde, eczanelerde hijyen malzemesi olarak da kullanılabiliyor.



“Amacımız bölgesel kalkınmaya katkı sağlamak”


Projeyle ilgili açıklama yapan Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin, “Artvin Çoruh Üniversitesi Türkiye’de iki alanda mühim ve özgün çalışmalar yapan bir üniversite. Bunlardan ilki Tıbbı Aromatik Bitkiler diğeri ise botanik bahçesi. Tıbbı aromatik bitkiler alanında YÖK’ün bölgesel kalkınma odaklı bir proje üniversitesi olarak bu çerçevede ihtisas üniversitesi seçilen bir üniversiteyiz. Malum günümüzde organik doğal ürünlere olan ilgi bütün dünya da artmakta. Yine alternatif tıp arayışları mevcut. Üniversitemiz bu anlamda tıbbı aromatik bitkilerden, endemik bitkilerden doğal ve organik ürünler elde etmeye yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Bu çalışmalar kapsamında ahşap üretimine yönelik yapılan, bitkisel ürünlerden özüt elde edildi. Ahşap ürünlerin korunmasına yönelik özelliğinin yanı sıra, çocuk oyuncaklarında, hastanelerde, eczanelerde doğal hijyen malzemesi olarak da kullanılması çalışmalarımız devam ediyor. Tek amacımız bölgesel kalkınmaya katkı yapmak ve Artvin ekonomisine katkı sağlamak” dedi.


Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü Odun Mekaniği ve Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Peker ise yaptığı açıklamada “Ahşap malzemenin korunmasına yönelik özüt dediğimiz bir ürün elde ettik. Vakumlu, basınçlı daldırma şeklinde olan bir sistem. Birçok yerde bunlar fırça ile sürülüyor ama biz bunları daldırarak basınçla vakumla kullanabileceğiz. Bu sayede ahşap ürünün kalıcılığını artırıyoruz, uzun süre dayanıklılığını sağlıyoruz” diye konuştu.


Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü Orman Ürünleri Kimyası ve Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şule Ceylan da “Çocuk oyuncakları genellikle ahşap malzemelerden yapılıyor. Çocuklar genelde eline aldıkları her şeyi ağızlarına götürür. Bu anlamda kimyasal şeylerden uzak daha doğal ürünlere geçilme yönünde bitkilerden faydalanabilir miyiz diyerek yola çıktık. Bu anlamda seçtiğimiz bitkilerden elde ettiğimiz özüt sayesinde güzel sonuçlar elde ettik. Antioksidan özelliğine sahip, bu bitkinin ahşapta tutunma süresi oldukça önemli ne kadar süre tutunacak nasıl olacak gerekli mikrobiyolog arkadaşlarla ortak çalışmalarımız devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Yangınlara karşı ’Orman Benim’ kampanyası başlatıldı Samsun’da ’Orman Benim’ kampanyası çerçevesinde ormanda çöp toplama etkinliği gerçekleşti. Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü tarafından ormanları korumak ve yangınlara karşı alınacak önemler konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla ülke genelinde "Orman Benim" programı başlatıldı. Bu çerçevede Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlük Binası hemen yanında ormanlık alanda çöp toplama etkinliği düzenlendi. Samsun’daki kurum amirleri, öğrenciler, üniversite görevlileri ve öğrencileri orman içinde yürüyerek, doğaya zarar verebilecek tüm çöpleri topladı. Minik öğrenciler ellerinde poşetlerle çöp olan bir yer bırakmadı. Etkinlikle ilgili bilgi veren Atakum Kaymakamı Vali Yardımcısı Vekili Kemal Yıldız, "Orman Benim. Ateş Yakmam, Orman Yangın Önlerim’ kampanyası çerçevesinde tüm yurtta valilerimiz, kaymakamlarımız, il müdürlerimiz, üniversitemiz ve öğrencilerimizle hep birlikte bir farkındalık kampanyasını başlattık. Bugün tüm öğrencilerimizle ve vatandaşlarımızla ormanlarımızı temizliyoruz. Orman yangınlarına sebep olan insan atıklarını temizlemeye çalışıyoruz. Bildiğiniz gibi orman yangınlarının yüzde 90’ı insan kaynaklıdır. Bunun önemli bir kısmı da insanların ormanlara bıraktıkları atıklardan kaynaklanıyor. Bu konuda bir farkındalık oluşturmak istiyoruz" dedi. Öğrenciler ise ormanların insanlar için birer nefes olduğunu, doğayı korumanın herkesin görevi olduğunu söylediler. Etkinlik, öğrencilere yapılan çeşitli ikramlarla son buldu.
Elazığ Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Akbulut: "Ülkemizde her yıl ölen 460 bin kişinin yüzde 37’si kalp damar hastalığından hayatını kaybediyor " Dünyada her yıl 18 milyon insanın kalp damar hastalığından hayatını kaybettiğini belirten Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akbulut, "Ülkemizde her yıl ölen 460 bin kişinin yüzde 37’si kalp damar hastalığından hayatını kaybediyor" dedi. Fırat Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akbulut, Sağlık Haftası nedeniyle açıklamalarda bulundu. Kalp damar hastalıklarının kader olmadığını, bir tercih olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mehmet Akbulut, “Özellikle kalp damar hastalıkları dünyada ve ülkemizde ölüme, sakatlığa, yaşam kalitesinin bozulmasına ve büyük ekonomik harcamalara yol açan hastalıkların başında yer alıyor. Dünyada her yıl yaklaşık 18 milyon insan kalp damar hastalığından hayatını kaybediyor. 2030’lu yıllara geldiğimizde kalp damar hastalıklarına bağlı meydana gelecek ölümlerin sayısının katlanarak 30 milyona yaklaşacağını tahmin ediyoruz. Yani Türkiye’nin yaklaşık üçte birine tekabül eden bir nüfusun her yıl bu hastalıktan dolayı hayattan kopacağı tahmin ediliyor. Maalesef bu ölümlerin yüzde 75’i gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde meydana gelecektir. Ülkemizde her yıl 460 bin civarı ölüm gerçekleşirken, bu ölümlerin yaklaşık yüzde 37’si kalp damar hastalıklarından kaynaklanıyor. Ve bu konuya ulusal çapta değinilmesi ve bu konu ile ilgili tedbirler alınması gerekiyor” diye konuştu. Kalp damar hastalıklarının en büyük formlarından birinin kalp krizi olduğunu belirten Prof. Dr. Akbulut, “Kalp krizi kalbin oksijen ihtiyacını taşıyan damarların tıkanması ile meydana geliyor. Bu damar tıkanıklıklarının sebebi de özellikle kolesterol denilen bazı yağ birikimlerinin damar civarında birikmesi ve zamanla darlık ve tıkanıklığa sebep olması ile ortaya çıkıyor. Bunun en büyük sebebi ise özellikle sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam, kötü alışkanlıklar ve bazı metebolik hastalıklar olan diyabet, hipertansiyon gibi hastalıklardan kaynaklıdır. Bu hastalıklarla mücadele etmek özellikle kalp damar hastalıklarına bağlı meydana gelecek ölümlerin önüne geçecek, insan en önemli ve verimli çağında yaşama tutunacaktır. Kalp damar hastalıklarına yönelik yapılacak olan tedbirlerin alınması durumunda yüzde 80 oranında ölümler azalacaktır” ifadelerini kullandı.