GENEL - 30 Mayıs 2019 Perşembe 09:57

Tünel yapılınca eski karayolu büyükbaş hayvanlara kaldı

A
A
A
Tünel yapılınca eski karayolu büyükbaş hayvanlara kaldı

Artvinliler’in yarım asırlık hayali olan Cankurtaran Tüneli’nin geçtiğimiz yıl trafiğe açılmasının ardından artık eski karayolunun kenarları ve çevresi büyükbaş hayvanların otlak alanı oldu.

Artvinliler’in yarım asırlık hayali olan Cankurtaran Tüneli’nin geçtiğimiz yıl trafiğe açılmasının ardından artık eski karayolunun kenarları ve çevresi büyükbaş hayvanların otlak alanı oldu.


Karadeniz´i Erzurum üzerinden İran´a bağlayan, zorlu kış şartlarında geçit vermeyen Hopa-Artvin karayolu güzergahındaki 690 rakımlı Cankurtaran Geçidi´ne alternatif olacak Cankurtaran Tüneli´nin yapımı 1960’lı yılların sonuna doğru gündeme getirildi. Yapımı yıllarca gündemden düşmeyen Cankurtaran tünel projesinin temeli dönemin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Başbakan Binali Yıldırım tarafından 29 Ekim 2010´da atıldı. 5 bin 228 metre uzunluğu ile Türkiye’nin en uzun ikinci çift tüplü tüneli olan Cankurtaran Tüneli’nde 2014 yılında ışık göründü. Bağlantı yolları ile mekanik aksamlarının tamamlanmasıyla birlikte tünel, 1 Mart 2018 tarihinde törenle hizmete girdi.


Tünelin hizmete girmesinin ardından Cankurtaran Geçidi, sürücüler tarafından artık tercih edilmiyor. Kış aylarında ulaşımda büyük aksamalara, zorlu virajları nedeniyle de sık sık kazalara neden olması nedeniyle sürücüler, Artvin-Hopa arasındaki karayolu ulaşımını 12 kilometre kısaltan Cankurtaran Tüneli’ni tercih ediyor. Eski karayolundaki araç trafiğinin sakinleşmesiyle, bölgede hayvancılık yapan vatandaşlar hayvanlarını karayolunun kenarında ve çevresinde otlatmaya başlarken, hayvan sahipleri trafiğin sakinleşmesi nedeniyle gönül rahatlığıyla hayvanlarını karayoluna salıyor. Hayvanlar ise yol kenarındaki otlaklardan besleniyor.


Bu sayede gün boyu karayolunda beslenen hayvanlardan elde edilen ürünlerle bölge halkı ekonomik gelirlerine katkı sağlamış oluyor. Eski karayolu güzergahında oturan köylüler, hayvanları gönül rahatlığı ile yola bıraktıklarını belirterek ”Artık hayvanlara çoban da gerekmiyor. Karınlarını doyurup ahıra dönüyorlar. Egzoz dumanı ve araç gürültüsünden de kurtulduk. Sessizlik hem bizlere hem de hayvanlarımıza yaradı. Burası artık piknikçilerin ve doğa severlerin geçiş güzergahı oldu” dediler.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.