EKONOMİ - 19 Temmuz 2018 Perşembe 18:31

Yusufeli Barajı 275 metre gövde yüksekliği ile Eyfel Kulesi’nden 25 metre kısa olacak

A
A
A
Yusufeli Barajı 275 metre gövde yüksekliği ile Eyfel Kulesi’nden 25 metre kısa olacak

DSİ Genel Müdürü Murat Acu, Yusufeli Barajı İnşaatı ve Yusufeli Yeniden Yerleşim alanlarında incelemelerde bulundu.

DSİ Genel Müdürü Murat Acu, Yusufeli Barajı İnşaatı ve Yusufeli Yeniden Yerleşim alanlarında incelemelerde bulundu.


Ziyarette DSİ Genel Müdür Yardımcısı Murat Dağdeviren, Barajlar ve Hidroelektrik Dairesi Başkanı Dinçer Aydoğan, Jeoteknik Hizmetler ve YAS Dairesi Başkanı Kemal Karakuş, DSİ 26. Artvin Bölge Müdür V. Turan Karagöz ve kontrollük teşkilatı eşlik etti. Genel Müdür Acu, ilk olarak Yusufeli Barajı inşaatında incelemelerde bulunarak 10 Temmuz 2018 tarihinde başlayan gövde beton döküm çalışmalarına inceledi. İncelemenin ardından çalışmalarının koordine edildiği şantiyeyi ziyaret ederek düzenlenen toplantıda çalışmalarda gelinen seviye hakkında bilgi aldı. Genel Müdür Acu ve beraberindeki heyet ardından Yusufeli ilçesi Yeniden Yerleşim çalışmalarının yürütüldüğü alanlarda incelemelerde bulundu.


İncelemelerinin ardından açıklamalarda bulunan DSİ Genel Müdürü Murat Acu, barajda günde 7 bin metre, ayda ise 200 bin metre beton dökülmesi planlandığını belirterek, “Bugün ekibimiz ile birlikte tamamlandığından 275 metre yüksekliği ile çift eğrilikle beton kemer kategorisinde ülkemizin en yüksek ve dünyanın 3. yüksek barajı olacak ülkemizin vizyon projelerinden Yusufeli Barajı inşaatımızda ve Yusufeli İlçesi Yeniden Yerleşim alanlarında incelemelerde bulunduk. Bilindiği üzere 10 Temmuz saat 23.00’de barajımızın gövde beton dökümüne başladık. Bugünde beton döküm çalışmalarına yerinde nezaret ediyoruz. Toplam 4 milyon metre gövde hacmine sahip barajda günde 7 bin metre ayda ise 200 bin metre beton dökülmesi planlanıyor. Yapılan programlamada gövde betonunun 2 yılda tamamlanması hedeflenmektedir. Bu beton programı geleneksel beton barajlarda bir dünya rekoru olarak ülkemizin baraj projelerinde geldiği noktayı gösterecektir” dedi.


DSİ Genel Müdürü Acu, “Yusufeli Barajı ve HES tesisinin kurulu gücü 558 MW ve yıllık enerji üretimi 1 milyar 888 milyon KWh/yıl’dır” diyen Acu, “Enerji yapıları ulaşım tünelleri, kırma eleme tesisi ile kablolu vinç hattı kurulumu, su alma yapısı giriş santral binası ve transformatör salonu tavan kemer betonları ile santral binası, şalt sahası, su alma yapısı ve kapak şaftı, enerji tüneli ve şaftı, kuyruksuyu tünelleri kazı ve destekleme çalışmaları tamamlanmıştır. Santral binası ve sol sahil başlangıç bloğu kısımlarında beton imalatları devam etmektedir” şeklinde konuştu.


Yusufeli Barajı ve HES Projesinde baraj gövdesi kazı ve destekleme çalışmalarına 20 Haziran 2014 tarihinde başlandığını hatırlatan Acu, “21 Haziran 2018 tarihinde temel kotuna ulaşılmıştır. Baraj gövdesi kazı ve destekleme çalışmaları yapılırken 75-80 derecelik dik topoğrafyada 485 metreyi bulan kazı çalışmaları tamamlanmıştır. 440 temel kotunda temel teslimi yapılmıştır. Bugün itibarı ile artık Yusufeli Barajının gövdesinin yapım aşamasına gelinmiştir. 4 milyon m gövde betonunun başlangıcındayız. 440 metre kotundan 715 metre kotuna yükselecek olan baraj gövdesi 275 metre yüksekliği ile ülkemizin en yüksek barajı olacaktır” diye konuştu.


‘’Yusufeli Barajı 100 katlı bir gökdelen yüksekliğinde’’


Yusufeli Barajı 275 metre gövde yüksekliği ile Eyfel Kulesi’nden 25 metre kısa olduğunu söyleyen Acu, “Yusufeli Barajı’nın gövdesi 100 katlı bir gökdelen yüksekliğindedir. Yusufeli barajının gövdesinde kullanılacak olan 4 milyon metre beton ile Artvin’den Edirne’ye 13 metre platform genişliğinde beton yol yapılabilir. Yusufeli Barajı’nın gövdesinde kullanılacak olan 4 milyon metre beton ile her biri 120 metre 5 katlı 10 bin konut yapılabilir. Yusufeli Barajı’nın tamamlanması ile milli bütçeye yıllık 600 milyon TL katkı sağlayacaktır. Proje ile yaklaşık 600 bin kişinin enerji ihtiyacını karşılanacaktır” ifadelerini kullandı.


“Göl manzaralı muhteşem bir Yusufeli inşa ediyoruz”


Yeni Yusufeli ilçesinin yerleşim yerlerinde devam eden çalışmaları da yerinde incelediklerini vurgulayan Acu, şunları söyledi:


“Yusufeli Barajı Türkiye’nin en yüksek barajı olma özelliğini taşıyacak olup barajın suları altında kalacak Yusufeli için, yeni bir şehir inşa ediliyor. İnşası süren yeni ilçe ise göl manzaralı olacak. Yusufeli ilçesi yeniden inşa edilirken orada yaşayan vatandaşlarımızın fikirlerini yok saymıyoruz. Onların da memnun olacağı şekilde çalışmalarımızı istişare ederek sürdürüyoruz. Vatandaşımızın memnuniyeti bizim için öncelik taşımaktadır. Yansıtıcılar ve Sakut Deresi olarak belirlenen yeni yerleşim alanında göl manzaralı muhteşem bir görünüme sahip olacaktır. Yeni Yusufeli’nin ekonomisiyle, sosyal yapısının daha modern hale gelmesiyle bambaşka bir yerleşim yeri olacaktır. 2018 Temmuz ayı sonu itibarıyla proje genelinde kamulaştırılacak toplam 864 hektar alanın, 610 hektarını kamulaştırılarak, alan bazında yaklaşık yüzde 71’lik gerçekleşme sağladık. Yusufeli ilçesi yeniden yerleşim yeri altyapı çalışmaları 2. kısım kapsamında 1. bölgedeki altyapı çalışmaları 2018 Şubat ayı içerisinde tamamlanmıştır. 2. Bölgedeki ve ek gelişme alanındaki kazı çalışmaları ise Ekim 2018’de tamamlanacaktır. Yeni Yusufeli ilçesinin daha müreffeh bir ilçeye dönüşmesi sağlanmıştır. 3. Bölgede 334 konut inşa ediliyor. Yeniden yerleşim çerçevesinde 3. bölgedeki işlerin 334 adet konut, 6 adet işyeri, 1 adet 24 derslikli lise, 1 adet sağlık ocağı ve ilçe jandarma komutanlığından oluşuyor. Ada içi düzenleme, temel kazıları ve beton dökme çalışmaları devam ediyor. 31 adet bina, sağlık ocağı, ilçe jandarma komutanlığı ve 24 derslikli lisenin inşaatı devam etmekte, 3 adet bina ise temel aşamasındadır. 1. Bölgede yer alan Hükümet Konağı, İlçe Emniyet Amirliği, Adliye, PTT Kütüphane, Kapalı Spor Salonu, Cami, Müftülük, Öğretmenevi ve Ortaokul İnşaatı İle Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşinin ihalesi 27.06.2018 tarihinde yapılmıştır. Firma sözleşmeye davet edilmiştir.”


“8 köy yeni yerine taşınacak”


Köyler için yeniden yerleşim çalışmaları sürdüğünü belirten Acu, sözlerine şöyle devam etti:


“Ön yer seçimi yapılan Meşecik, Çeltikdüzü, Irmakyanı, Çevreli, Tekkale, Kınalıçam, Yeniköy ve İşhan köylerinin yeni yerleşim yerlerinin yerleşime uygunluğu için jeolojik-jeoteknik etüt raporları ve hali hazır harita alımları yapıldı. Irmakyanı, Yeniköy, İşhan, Tekkale, Meşecik, Çevreli ve Çeltikdüzü için yeri yerleşime uygun bulunarak onaylandı. Bu 7 köy için TOKİ tarafından imar planı çalışmaları devam etmektedir. Yusufeli Barajı üreteceği enerjinin yanı sıra diğer barajlara da su kaynağı olacaktır. Diğer taraftan Çoruh Nehri’nin getireceği rusubatı önemli ölçüde tutarak diğer barajların ömrünün uzamasına ve Çoruh Nehrinde oluşabilecek taşkın riskini de azaltacaktır. Bu projenin yapılmasında en büyük destekçimiz Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Bakanımıza şükranlarımı sunuyor, emeği geçenlere teşekkür ediyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya’da "sineksiz yaz" için ekipler hem sahada hem eğitimde Antalya Büyükşehir Belediyesi, yıl boyu bin 600 personelle haşere ve sinekle mücadele çalışmalarını aralıksız yürütürken, uygulamaların daha verimli olması için 19 ilçede vektörel mücadele eden personele yönelik eğitimler veriyor. Eğitimde konuşan Prof. Dr. Hüseyin Çetin, iklim değişikliğinin etkisiyle daha önce Türkiye’de bulunmayan yeni ve istilacı sinek türlerinin görülmeye başlandığını söyledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi halkın sineksiz bir yaz geçirmesi, vektörel mücadele çalışmalarını yaz-kış demeden aralıksız sürdürüyor. Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız hizmet veriliyor. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü tarafından halk sağlığını ve çevre sağlığını korumak adına gerçekleştirilen ilaçlama çalışmalarında görev alan uygulayıcı personele yönelik düzenli olarak vektörle mücadele eğitimleri düzenleniyor. Bu kapsamda Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin tarafından Manavgat, Serik, Akseki ve İbradı’da görev yapan 400 personele vektörlerin larva ve erginleri ile mücadele yöntemleri, güncel teknolojik yenilikler ve oluşan uygulama yöntemleri ile biyosidal ürünler hakkında bilgi aktarıldı. En büyük ekip Antalya’da Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı Şube Müdürü Mesut Çınar, vatandaşların rahat bir yaz geçirmesi için bin 600 kişilik mücadele ordusu ile karada ve suda gece-gündüz çalışma yaptıklarını belirterek şunları söyledi: “Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız mücadele ediyoruz. Belediyeler arasında nüfusumuza göre en büyük ekibe sahibiz. Ekiplerimizin uygulamalarını daha verimli ve bilinçli yapabilmeleri için bilimsel ve akademik eğitimlerimize düzenli olarak devam ediyoruz. Eğitimde ekiplere kullandıkları ilaçları, nerelere uygulama yapmaları gerektiğini, mücadele yöntemleri ve güncellenen uygulamaları anlatıyoruz. Vatandaşlarımızım içi rahat olsun. Huzurlu ve sağlıklı bir yaz için aralıksız çalışmalarımız sürüyor.” "İstilacı sinek türleri ülkemizde" Manavgat Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen eğitimde son yıllarda Türkiye’de iklim değişikliğinin etkisini bariz bir şekilde görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Hüseyin Çetin, yağış rejiminde aşırı bir bozukluk olduğunu kaydetti. Çetin, “Son 90 yılın en sıcak Mart ve Nisan ayını yaşıyoruz. Bunun sonucu haşereler için üreme sebebi oluyor. Vektör kaynaklı hastalıklar ve farklı böcek türleri çıkmaya başladı. Ülkemizde de istilacı sivrisinek türlerini görüyoruz. Bu sineklerin de bölgemizde görülmemesi ve yayılmaması için yoğun bir çalışma yürütüyoruz” dedi. Yağış ve sıcaklık Türkiye’de 65 farklı sinek, Antalya’da da yaklaşık 20 farklı sinek türünün olduğunu kaydeden Çetin, “Değişen yağış rejimi ve sıcakların artmasıyla Türkiye’de görülmeyen türler ülkemize sıçradı. İzmir, Trakya ve Marmara gibi bölgelerde görülmeye başlayıp Muğla’ya kadar ulaştı. Buna tedbir olarak Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversite tarafından düzenli taramalar yapılıyor ve kullanılan ilaçların düzenli testleri yapılıyor” ifadelerini kullandı. "Çevrede su birikintisi bırakılmamalı" Sivrisinek, karasinek gibi haşerelerle mücadelede özellikle konut ve bahçelerin etrafında su birikebilecek kapların düzenli olarak boşaltılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çetin, ‘Vatandaşlarımızın koymuş oldukları boş kaplara dolan yağmur suyuyla beraber sivrisinek ve haşereler buralara yumurtluyor. Sonrasında kontrolsüz uçkun meydana geliyor. Ayrıca sahipsiz hayvanlara aşırı yem dökülmemeli, çünkü çevredeki fare ve sıçan gibi kemirgenler bunlardan besleniyor” ifadelerine yer verdi.
Kastamonu Devlet desteği ile kuruldu: Kadınlar modern serada üretime başladı Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde Kaymakamlık tarafından Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle kurulan serada kadın kooperatiflerine üye kadınlar üretime başladı. Serada üretilen ürünler kadınların ekonomik kazanç elde etmelerini sağlayacak. Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde, İnebolu Kaymakamlığı ve Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUZKA) iş birliğinde yürütülen “Serada Üreten Kadınlar” projesinde desteklenen kadın kooperatiflerine üye kadınlar, serada ekim yaptı. İnebolu Kaymakamlığı tarafından ilçede kurulumu gerçekleştirilen seralarda günlerde çilek fidesi dikildi. Akabinde kadın kooperatiflerine üye kadınlar, topraklı alanda da domates, fasulye, biber ve salatalık fidesini toprakla buluşturdu. Yetiştirilecek ürünlerin satışından elde edilecek gelirle, kadınların ekonomik gelir elde etmesi sağlanacak. Aynı zamanda verilecek modern tarım eğitimleri ile ilçedeki çiftçilerin üretim kapasitesini artırması sağlanacak. İnebolu Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu ile İlçe Tarım ve Orman Müdürü Hülya Karaaslan, serada fide dikimi yapan kadınları ziyaret etti. Ziyarette kadınlarla bir süre sohbet eden Kaymakam Baycar, İnebolu’da üretim yapmak isteyen her kadını eğiterek üretime kazandırmayı hedeflediklerini söyledi. "Tarıma elverişli arazinin az olması seraya olan rağbeti artırıyor" Proje çerçevesinde ilk aşamada yaklaşık 2 dönümlük bir seranın kurulduğunu söyleyen Kaymakam Baycar, “İnebolu, Kastamonu’da sera potansiyeli en fazla olan ilçemizdir. İnebolu, 650’ye yakın sera ile iştigal eden ve 115 bin metrekare sera alanımız buluyor. Kastamonu’nun tarıma elverişli arazisinin az olması seraya olan rağbeti artırıyor. Çünkü başka hububat noktasında herhangi bir tarım yapacak alan kıtlığımız var. Dolayısıyla da serada da ciddi bir verimlilik var. Vatandaşlarımızın geleneksel olarak böyle bir eğilimi var ve serada pazarlama sıkıntısı yaşanmıyor. Gerekse İnebolu’da köylü pazarında gerekse yerel marketlerde gerek ise İstanbul’daki İnebolu pazarında satışları çok kolay oluyor” dedi. "Bu seramızı 2 milyon 500 bin liraya mal ettik" KUZKA’nın destekleriyle İnebolu’da sera kurulumunu tamamladıklarını söyleyen Kaymakam Baycar, “Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen İnebolu Seracılık Projemizin son aşamasına geldik. İnebolu’da kurduğumuz kadın kooperatiflerimizle birlikte topraklı kesimdeki üretimde bugün son aşamasını da gerçekleştirdik. Topraklı kesime biber, domates, salatalık ve fasulye ekimlerimizi yaptık. Kadın kooperatifindeki üyelerimizle birlikte bu ekimleri gerçekleştirdik. Bundan yaklaşık 2 hafta öncesinde de topraksız kesime çileklerimizi ekmiştik. Çileklerimiz şu anda çiçek açtılar. İnşallah iki veya üç hafta içerisinde artık çilek toplama aşamasına geleceğiz. Artık iki yılın burada emekleri bulunuyor. Bu seramızı 2 milyon 500 bin liraya mal ettik. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın ve Sayın Valimizin Özel İdare’den destekleriyle bu seranın kuruluşunu gerçekleştirdik. Bugünkü bütçe ile 67-70 milyon liraya yapacağımız bir tesis var. Buradaki amacımız modern tesis yöntemlerini kullanmak. Toprak analizi olmak üzere, modern sulama, gübreleme yöntemlerini İnebolulu çiftçilerimize rehberlik niteliğinde bir uygulama kazandırıp, uygulama tarım serası alanına dönüştürmek. Çiftçilerimize aynı zamanda eğitim de veriyoruz. Burada da pratik eğitimi de gerçekleştireceğiz. Tarım Müdürlüğümüzden ziraat mühendislerimiz yaklaşık 2 aydır teorik eğitimler veriyorlar. Uygulamalı seracılık eğitimini de başlatacağız” diye konuştu. "Kadınların ekonomik değer elde etmelerini hedefliyoruz" "Tarım İnebolu" adı altında bir marka oluşturmak için çalışma başlattıklarını ifade eden Kaymakam Baycar, "Aynı zamanda Tarım İnebolu diye bir marka oluşturuyoruz. Pazarlama stratejilerini de belirleyip kadınların biraz daha ekonomik değer elde etmelerini hedefliyoruz. Buradaki konteynerlerde paketleme makineleri de olacak. Bu şekilde hem İnebolu pazarında hem de İstanbul’daki köy pazarında satışını sağlayacağız. Kadın kooperatiflerimize ve ilçemize seramızın hayırlı olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.