YEREL HABERLER - 13 Ekim 2015 Salı 11:37

Aydın Memur-Sen Terör Saldırısını Kınadı

A
A
A
Aydın Memur-Sen Terör Saldırısını Kınadı

Memur-Sen Aydın İl Temsilcisi ve Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı İsmail Yiğit, “Terör; yöntemi, hedefi ve gerekçelerine bakmaksızın insanlık dışıdır ve insanlık suçudur” dedi.
Memur-Sen İl Temsilcisi İsmail Yiğit, yaptığı açıklamada; “10 Ekim Cumartesi sabahı, insanlık yoksulu ve vicdan yoksunu bir terör örgütünün Ankara’daki insanlık dışı ve insanlık suçu hükmündeki eylemiyle canımız acıdı, yüreğimiz yandı. İnsanlıktan nasipsiz bir terör örgütünün ‘kansız iki canlı bombacısı’ tarafından gerçekleştirilen birliğimizi, kardeşliğimizi, biz’i hedef alan terör eylemi, yüreklerimize yas, gözlerimize yaş bıraktı. Ancak, biz terörle mücadeleyi bırakmayacağız. Biz, terörü besleyen kirli mahfilleri ortaya çıkarmakta, ifşa etmekte kararlı olacağız. Patlayan bombalar hepimizi hedef aldı. Biz’i öldürmek istediler. Terör örgütlerinin vahşet ve cinnet ateşiyle ölenler, teröristlerce öldürülenler bizim evladımız, bizim komşumuz, bizim gencimiz, bizim yaşlımız. Kimimiz kadim dostunu, kimimiz çocukluk arkadaşını yitirdi. Hepimiz canlarımızı kaybettik. 97 insanımızı yitirdik. 97 canımızı kaybettik. Fakat, terörü, terörden medet umanları, terör üzerinden bizi ayrıştırmak isteyenleri sevindirmeyeceğiz. Birbirimize can olma hasletimizi kaybetmeyeceğiz. Biz olma, bir olma, iri olma, diri olma hassasiyetimizden vazgeçmeyeceğiz. Ankara’yı kana bulayan, milletimizi yasa boğan, 97 insanımızın hayatla bağını kopartan canileri ve onları azmettirenleri, kim olduğuna, hangi gerekçeyle hareket ettiğine, neyi hedeflediğine, kime hizmet ettiğine bakmaksızın lanetliyoruz. Bu alçakça saldırıyı yapan taşeronların, teröre asıl işverenlik yapanların, azmettirenlerin, vahşet emrini verenlerin bir an önce bulunmasını ve hak ettikleri şekilde cezalandırılmasını istiyoruz” dedi.
“Devletin bütün kurumlarını, yetkililerini, siyasi partileri, siyasi liderleri ve tüm siyasi aktörleri, Türkiye’nin bütün sivil toplum örgütlerini teröre karşı tek ses olmaya, terörü bitirmeye kararlı nefes olmaya, ortak hareket etmeye, yasta ortaklaşmaya, terörle mücadeleye yoğunlaşmaya davet ediyoruz” diyen Yiğit, şöyle konuştu: “Reyhanlı’da teröre kurban verdiklerimiz, Suruç’ta arkalarından ağıt yaktıklarımız, terör kurşunlarıyla şehit mertebesine uğurladıklarımız ve son olarak Ankara’da Gar Meydanında ölümlerine ağladıklarımız ne rakam ne de sayıydılar. Onlar, bu ülkenin vatandaşı, insanca yaşama hakkına sahip insanlarıydılar. Bu kirli işbirliğinin taşeronlarını da asıl işverenlerini de el birliğiyle önce ifşa sonra imha edeceğiz. Biz diyoruz ki; Terör örgütünün menşei, teröristin kimliği, eylemlerinin niteliği ve hedefi ne olursa olsun terör, ortak düşmanımız olmadıkça, terörle mücadeleye dair ortaklığımız, terörü bitirmek hepimizin ortak hedefi olmadıkça, ne terörü yok edebiliriz ne de terör örgütlerinin varlığına son verebiliriz. Biz inanıyoruz ki; ‘Önce insan’ diyen ve ‘İnsanı yaşat ki; devlet yaşasın’ anlayışıyla insana hürmet eden milletimiz ve milletimizin emrindeki devletimiz; kişiliği, kimliği, sıfatı, mevki ve mevzisi, etki ve yetkisi ne olursa olsun terörü gerçekleştirenleri, terörü besleyenleri, terörün akıttığı kandan beslenenleri yenecektir, terörü bitirecektir, terör örgütlerinin varlığına son verecektir. Biz diyoruz ki; Eylemin failine, kime zarar verdiğine, kime menfaat temin ettiğine, kimi öldürdüğüne bakarak teröre karşı pozisyon belirleyenler, terör örgütleriyle arasına mesafe koymayı beceremeyenler hem bize hem de milletimize uzaktır”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.