YEREL HABERLER - 23 Şubat 2017 Perşembe 06:22

Ege’nin başkanları turizmde yetki istedi

A
A
A
Ege’nin başkanları turizmde yetki istedi

Ege’nin turizm kentlerinin önde gelen belediye başkanları, iki yıldır kötü geçen sezonun büyük darbe vurduğuna dikkat çekerek yerel yönetimlere turizm planlamasında yetki verilmesini istedi.
GL Platform tarafından Kuşadası- Efes Kongre Merkezi’nde düzenlenen Ege Bölgesi 2. Ağırlama Konaklama Teknolojileri ve Ev Dışı Tüketim Fuarı’nın (Aegean Hosttech) ilk gününe Egeli belediye başkanları damga vurdu. Kuşadası Kaymakamı Muammer Aksoy ile Selçuk Kaymakamı Ayhan Boyacı’nın da dinleyiciler arasında yer aldığı “Kriz Yönetiminde Kamu Kurumları, Yerel Yönetimler ve Sivil Toplum Örgütlerinin Turizm Sektörüne Destek Mekanizmaları” konulu panele katılan farklı siyasi partiden başkanlar, turizmi düzenleyen yasaların yeniden ele alınarak yerel yönetimlere yetki verilmesi çağrısı yaptı.
Kıyı Ege Belediyeler Birliği Başkanı da olan Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur’un oturum başkanlığını yaptığı panelde konuşan Selçuk Belediye Başkanı Zeynel Bakıcı, turizmde krizin dışında olağan bir dönem yaşansa dahi, “Sürdürülebilir” turizm için yerel yönetimlerin elinin güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
KRİZDEN ÇIKIŞIN YOLU YENİDEN YAPILANMA
Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı sektörün son krizlerle ciddi bir şekilde etkilendiğini tüm kesimlerin bildiğine dikkat çekerek, yetki karmaşasının öncelikle çözülmesi gerektiğini söyledi. Kayalı, Kuşadası Belediyesi olarak yine bir turizm kenti olan Selçuk ile “Turizm Birliği” kurmak istediklerini, ancak Kuşadası Aydın’a ve Selçuk da İzmir’e bağlı olduğu için bunu yapamadıklarını ifade etti. Turizm konusundaki yetki ve otorite dağınıklığının giderilmesinin hayati önem taşıdığını kaydeden Kayalı, turizm illeri kurulması gerektiğinin altını çizdi. Turizmde yeniden yapılanmanın krizden çıkış için “tek yol” olduğunu vurgulayan Özer Kayalı, “Turizm kentiyiz ama turizm politikalarına yön verecek ne yetkimiz var ne de gücümüz var” dedi.
OTOPARKTAN BAŞKA GELİR YOK
Selçuk’ta ören yerleri ziyaretçi sayısında yüzde 65, gelirde ise yüzde 57 oranında düşüş yaşandığına dikkat çeken Bakıcı, “Bunlar çok ciddi rakamlar. Yerel yönetimlerin gücü artırılmalı. Örneğin ören yerleri girişlerinde bizlerin aldığı pay, bir zamanlar yüzde 40’lardayken şimdi bu oran yüzde 5’e düştü. Büyükşehir yasasına tabi olan ilçelerin aldığı pay hemen hemen ise hiç yok. Yani bizim ören yerleri girişinden, müzelerden elde ettiğimiz gelir yok. Sadece buralardaki otoparklardan gelir elde etmeye çalışıyoruz. Turizmde daha ileriye gidebilmek için yerel yönetimlerin elinin güçlü olması lazım” dedi.
“TEK GEÇİM KAYNAĞIMIZ TURİZM”
Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç da aynı fikirde olduğunu belirterek “Yerel idarelere, turizm planlamalarının önünü açabilecek çok fazla yetki verilmeli. Çünkü bizim tek geçim kaynağımız turizm” dedi. Çeşme’den örnek veren Dalgıç, “Termal turizmden bahsediyoruz, ancak suyun yönetiminin kimin tarafından olacağı, yerel yönetimin ne kadar işin içinde olacağı belli değil. Kuyu açsanız başınıza bela alırsınız. Bu konunun acil çözülmesi yazım. Planlama gerekiyor ve bunun için de yerel yönetimlerin elinin güçlendirilmesi şart” diye konuştu.
“UMUDU KAYBETMEDEN ÇALIŞIYORUZ”
Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon da ilçenin krizi hafif atlatan şansı turizm merkezlerinden olduğuna dikkat çekti. Turizm kentlerinin tanıtıma ağırlık vermesi gerektiğini bunun da bütçeyle olabileceğini ifade eden Kocadon, “Turizm, krize çabuk girer çabuk çıkar, umudu kaybetmeden çalışıyoruz. Bodrumun bütçesini turizmin tanıtımında yetkim olduğu kadar kullanıyorum. Tanıtıma yönelik para harcamaktan çekinmeyin, aksi halde ayakta kalamazsınız” dedi. Turizmin beklenen faydayı sağlayabilmesi için yerel yönetimlere de önemli görevler düştüğünü vurgulayan Edremit Belediye Başkanı Kamil Saka da sürdürülebilir turizmin en çok yerel yönetimlere bağlı olduğunu, bunun için yetkinin gerektiğini belirtti.
SEKTÖR DE YENİDEN YAPILANMA İSTEDİ
Kuşadası Otelciler ve Yatırımcılar Derneği Başkanı Tacettin Özden de turizmi yeniden yapılandırmak ve rehabilite etmenin bugün için en önemli misyon olduğunu ifade etti.. Oturum Başkanı Batur, turistik kentlerin belediye başkanlarının, şehirlerin tanıtımı için yurtdışına çıkışlarında İçişleri Bakanlığı tarafından izin almaları gerektiğini hatırlatarak, en azından bu konuda kolaylık sağlanması yönünde de talepleri olduğunu söyledi. Kültür ve Turizm Eski Bakanı Bahattin Yücel de turizmde “dijitalleşmenin” önemine dikkat çekti. Her cep telefonun birer “turist” olduğunu ifade eden Yücel, “Geçen yıl dünyada turizme yönelik toplam satışın yüzde 15.5’i cep telefonları üzerinden gerçekleşti. Bu da 96 milyar dolarlık bir meblağ tutuyor. 2020’de bu yüzde 27’leri bulacak. Bu alana yatırım yapılması lazım” dedi. Panelin ardından katılımcılara plaket verildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde borç 15,5 milyar TL CHP’nin 75 yıl sonra kazandığı Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde ortaya çıkan borç, 31 Mart seçimlerinden sonra bugüne dek açıklanan tüm rakamları geride bıraktı. Önceki yönetimin, 2024 bütçesi 12 milyar lira olan belediyeyi 15,5 milyar lira tutarında devasa bir borçla devrettiği açıklandı. CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “Asla ‘enkaz devraldık’ demeyeceğiz. Mazeret değil, iş üreteceğiz. Verdiğimiz sözlerin tamamını tutmak için kaynak bulacağız, gece gündüz çalışacağız” dedi. 31 Mart yerel seçimlerinde Ahmet Akın’ın sandıktan çıkardığı yüzde 51,1 oy oranıyla 75 yıl sonra CHP’nin yeniden kazandığı Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde borç durumu da netleşti. Edinilen bilgiye göre, CHP’li Başkan Ahmet Akın göreve gelir gelmez talimat vererek belediyenin şirketleri dahil bütün birimlerinin mali durumlarıyla ilgili kapsamlı bir çalışma yaptırdı. Çalışma kapsamında belediyeye ait tüm birimlerde kalem kalem borç yükünün ne olduğu konusunda hesaplamalar yapıldı. Buna göre Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin 31 Mart 2024 itibarıyla toplam borcunun yaklaşık 15,5 milyar lira olduğu belirlendi. Genel bütçe borçlarının 10 milyar 766 milyon 85 bin lira, BASKİ borçlarının 3 milyar 492 milyon 819 bin lira, şirketlere ait borçların da 1 milyar 170 milyon 79 bin lira oluğu Balıkesir Büyükşehir’de AK Partili yönetimin ardında bıraktığı toplam borcun iştirakler dahil 15 milyar 428 milyon 985 bin lira olduğu kaydedildi. AK Partili yönetimin kullandığı Balıkesir Büyükşehir bütçesinin 2024 yılının ilk 3 ayında ise 1 milyar 774 milyon lira tutarında açık verdiği belirtildi. 2023 yılının tamamı ve 2024 yılının ilk üç ayında doğrudan temin yöntemiyle yapılan alımların sayısı 3 bin 40’a ulaşırken açık ihale ve pazarlık usulüyle yapılan ihale sayısı 553 olarak gerçekleşti. BASKİ dahil 800 araç kiralaması yapıldığı kaydedilen Balıkesir Büyükşehir’de yeni dönemin başlamasıyla birlikte ulaşan ihbarların ardından Teftiş Kurulu’nca araştırma başlatıldığı belirtildi. Ayrıca, yeni yönetim borç durumunu belediye binasına asarak halkı da bilgilendirdi. "Mazeret değil, iş üreteceğiz" Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Balıkesir halkının büyük bir borçla karşı karşıya olduğunu belirterek, şunları ifade etti: “Görevi devralır almaz mali tablonun ortaya konulması talimatını vermiştim. Belediyenin mali durumu ortaya çıktı. 31 Mart’tan sonra bugüne kadar açıklananlar arasında en yüksek borç yükü Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde. Fakat bu durum bizi durdurmayacak, yavaşlatmayacak ve Balıkesir’e canla başla hizmet etmekten alıkoyamayacak. Asla ‘enkaz devraldık’ demeyeceğiz. Mazeret değil, iş üreteceğiz. Bu kadar borca rağmen Balıkesir’in bugüne kadar alamadığı hakkını alıp Balıkesirli hemşerilerimize iade edeceğiz. Verdiğimiz sözlerin tamamını tutmak, projelerimizi eksiksiz şekilde hayata geçirmek için kaynak bulacağız, gece gündüz çalışacağız. Balıkesir’i yönetme görevine biz talip olduk. Hemşehrilerimiz de bu görevi en iyi yapacağını düşündükleri kişi olarak beni Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine getirdi. Şimdi Balıkesir’imiz için bu görevin gereğini layıkıyla yapma zamanıdır.”
Denizli 57 yıl sonra gelen tapular Derbent sakinlerini sevindirdi Denizli’nin Buldan ilçesinde 1967 yılında baraj yapılacağı gerekçesiyle taşınan 400 nüfuslu 90 haneli Derbent Mahallesi sakinleri, aradan geçen 57 yıl sonra tapularına kavuşmanın sevincini yaşadı. Konuyu yıllardır gündemde turan mahalle muhtarı, emeği geçen yetkililer teşekkür etti. 1967 yılında dönemin Adalet Partisi (AP) iktidarında Derbent köyüne sulama barajı yapılması kararı alındı. Baraj yapılacak olmasından dolayı Derbent Mahallesi baraj alanı içerisinde yani su altında kaldı. Dönemin bakanlar kurulu kararı ile mahallenin baraj alanı dışına taşınması kararı alındı ve uygulandı. Mahalle alınan kararla birlikte baraj alanının yaklaşık 10 kilometre dışından yeniden kuruldu. Mahalle, Fatıma Bağcı isimli şahıstan alınan 46 dönüm arazi üzerine yeniden kuruldu. Fakat farklı gerekçelerden tapunun devir teslim işlemi gerçekleşmedi ve arazi sahibi Bağcı İzmir’e taşındı. Aradan geçen süre içerisinde Bağcı ve eşi vefat edince belli bir süre sonra da arazi hak sahibi olmadığı için hazine arazisi olarak tapulandırıldı. Aradan seneler geçmesine rağmen mahalledeki 90 yapı ve tarım arazilerinin tapuları çıkarılamadı. 2020 yılında yıllardır devam eden tapu sorununu kamuoyu gündemine getiren dönemin mahalle muhtarı Yaşar Öz, “Devir etmek isteyen vatandaşlarımız var. Devir teslim işlemlerini tapu olmadığı için yapamıyorlar. Bu mağduriyetin bir an evvel çözülmesini devlet büyüklerimizden talep ediyorum. Köyümüzde camimiz, sağlık ocağımız, okulumuz hepsi var. Devlet kurumu olarak kurumlarımız var ama bir türlü tapumuz yok. Köyün tapusunu bir an evvel alınmasını talep ediyorum” derken; köyün eski yerleşim yerinden bu yana olan süreci anlatan Mustafa Akten ise “Bu derbent köyümüz 1967 yılında inşaatı biten derbent barajı sonrasında köyümüz buraya geldi. Köyümüz buraya gelmeden önce köy muhtarlığı aracılığıyla üzerinde bulunduğumuz tarla köy muhtarlığı tarafından Buldan’da ki bir şahıstan alındı. Tarlanın tapu işlemleri çeşitli gerekçelerden alınamadı. Daha sonraki yıllar içerisinde diğer muhtarlarda bu sorunu çözemediler. Ancak köyümüzde gerekli olan tüm devlet hizmetleri müracaatlar sonucu olarak geld. Köyümüz var olduğu halde seçimlerde de oy kullandığımız, vergilerimizi de verdiğimiz halde bir türlü köyümüzün tapusu verilmedi. Şu anda da yeni muhtarımız tapuların alınması için gerekli müracaatlarını yapıyor. Bu işlemlerin bir an önce bitirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. 53 yıldır köyümüzdeki insanlar mağdur durumdadır. Tapular 53 yıldır alınamadı. Bir türlü köyümüzün tapuları verilmedi. Hazineye geçirildi. Geçmiş dönem muhtarlara kolaylık olur diye ‘hazineye geçsin’ demişler. Tüm ilgililerin bu konuyu göz önünde bulundurarak köyümüzün mağduriyetini gidermek için tapuları bir an öncesi vermeleri gerekmektedir diye düşünüyoruz” ifadelerini kullanmıştı. Tapu sorunu 57 yıl sonra çözüldü Yaklaşık 400 kişinin yaşadığı, oy kullanılan, vergi verilen hatta okul, sağlık ocağı ve cami gibi devlet kurumlarının bulunduğu köydeki tapu sorunu nihayet mutlu sonla noktalandı. Yaklaşık 88 hak sahibi vatandaş, 57 yıldır yaşadıkları sorunun çözüme kavuşturulmasının ardından tapularını almaya hak kazandı. Buldan Belediye Başkanı Mehmet Ali Orpak, Buldan Tapu Müdürlüğünde hak sahibi vatandaşların tapularını almalarının sevincine ortak oldu. Yıllardan bu yana çekilen sıkıntıların sona ermesinden dolayı büyük sevinç yaşadığını dile getiren Başkan Orpak, “Yılların tapu sorunu artık çözüme kavuşmuştur. Bende vatandaşlarımız gibi bu sorununun çözülmesinden dolayı mutluyum. Artık vatandaşımız kendi evinde barkında, daha mutlu ve daha refah içinde yaşayacaktır. Tapularımız Buldan’ımıza ve Derbent Mahallemize hayırlı uğurlu olsun” dedi. “Köylümüz tapularını aldığı için mutlu” Mahalle muhtarı Yaşar Öz ise “Köyümüz yıllar önce baraj yapımı nedeniyle taşınmıştı. Taşınmanın ardından vatandaşlarımız tapularını alamamıştı. Uzun yıllar uğraşmamıza rağmen tapularımızı alamıyorduk. Buldan Belediyesi ve bizim girişimlerimiz sonucunda tapularımızı vatandaşlarımıza kazandırdık. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Köylümüz tapularını aldığı için mutlu” ifadelerini kullandı.