GENEL - 27 Mayıs 2017 Cumartesi 12:58

28 Şubat süreci ve post-modern darbeler Uluslararası Darbe Sempozyumunda konuşuldu

A
A
A
28 Şubat süreci ve post-modern darbeler Uluslararası Darbe Sempozyumunda konuşuldu

Adnan Menderes Üniversitesinin düzenlediği Uluslar arası Darbe Sempozyumunda konuşan gazeteci Kenan Alpay, “Darbeciler çok cesur olarak gözükseler de aslında çok korkak ve ödlek kişilerdir” dedi.

Adnan Menderes Üniversitesinin düzenlediği Uluslar arası Darbe Sempozyumunda konuşan gazeteci Kenan Alpay, “Darbeciler çok cesur olarak gözükseler de aslında çok korkak ve ödlek kişilerdir” dedi.



Adnan Menderes Üniversitesinin ev sahipliği yaptığı Uluslararası Darbe Sempozyumunun ikinci günü “28 Şubat Süreci ve Post-Modern Darbe Söylemi” konulu oturumla başladı. Panele konuşmacı olarak katılan Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Merve Kavakçı ve Yeni Akit Gazetesi yazarı Kenan Alpay 28 Şubat sürecinde yaşananlar ve post-modern darbe söylemi hakkında katılımcılara bilgiler aktardı.



28 Şubat sürecinin önemli simalarından olan Doç. Dr. Merve Kavakçı, dönemde yaşadıklarını anlattı. Başörtüsü yasağının tüm ailesini mağdur etiğini ifade eden Kavakçı, yaşamı boyunca bu sorunla mücadele ettiğini belirtti. Arap Baharında Tunus ile başlayan kıvılcımın giderek yayıldığına işaret eden Kavakçı, “O dönemde Amerika’da yaşadığım için Büyük Orta Doğu projesinde taşeronluğun FETÖ’ye verildiğinin farkına varmıştım. Ancak dalga dalga yayılan bu süreçte tek söz geçiremedikleri bir ülke vardı. Ekonomik ve siyasi baskılara ve de tepelerine bombalar yağdırmalarına rağmen Türk milletini boyunduruk altına alamadılar. 28 Şubat ve diğer darbeler sadece iç veya dış kaynaklı değil. Bunların ortaya çıkması dahili ve harici tüm işbirliklerin bir araya gelmesiyle ortaya çıktı. Tüm bunlara rağmen halen Türkiye’de dimdik ayakta duran bir hükumet var” dedi.



“Darbeciler mahkemede çıkıp birbirlerini suçluyor”


28 Şubat süresi, darbeler ve 15 Temmuz hain darbe girişiminin birbirlerinden farklı değerlendirilmemesi gerektiğine işaret eden gazeteci Kenan Alpay ise, “Anti demokratik girişimlerine imza atanlar Türkiye’de ‘hep makbul vatandaşı’ oluşturmaya çalıştı. Devle hep toplumu mühendislikle şekillendirmeye çalıştı. Bunun son örneğini 15 Temmuz’da yaşadık. Fakat 28 Şubat sürecinde karşımızda Milli Güvenlik Kurumu vardı. 28 Şubat denildiğinde akla gelen en önemli şey siyasi iradenin sıfırlanması ve siyasi iradeyi destekleyenlerin karar değiştirmesi, değiştirilmiyorsa zor kullanılmasıdır. 28 Şubat’ta ‘Ilımlı İslam’ projesi uygulamaya kondu. Merve Hanıma Meclis’e hakaret eden Bülent Ecevit’e, ‘Eğer şefaatçi olabiliyor olsam ilk kişi Ecevit olurdu’ diyen, medya organlarında parlatılan bir hoca efendi vardı. 28 Şubat sürecinin hedefi başörtülüleri ve sakallıları terbiye etmekti. 28 Şubat sürecinin en büyük zarar verdiği kısım ekonomiydi. Dünya tarihinde belki bir olarak 21 banka battı ve Türkiye’deki yapı nedeniyle hepimizin bu bankaların zararlarını kapattık. 28 Şubat süresinin 1000 yıl süreciğini söyleyen kişi dönemin Genel Kurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu idi ama 28 Şubat sürecinin tüm aktörleri 2 yıl sonra ortadan yok olup gittiler. Darbeciler çok cesur olarak gözükseler de aslında çok korkak ve ödlek kişilerdir. Çünkü haktan değil, zulüm ve baskıdan yana oldular. Bakın çatı dava görülüyor. Çıkıp birisi erkekçe timleri ben kurdum, emirleri ben verdim diyebiliyor mu? Hayır, çıkıp suçu birbirlerinin üzerlerine atıyorlar. Bugün artık bir darbe tehdidi sıfır değildir, halen darbe heveslileri vardır. Türkiye’de darbe tehdidinin çok düşük olduğunu düşünüyorum çünkü demokrasisine sımsıkı bağlı bir Türk milleti var”



Oturumun ikinci bölümü Merve Kavakçı ve Kenan Alpay’ın katılımcılardan gelen soruları cevaplandırmasıyla tamamlandı.


ADÜ Atatürk Kongre Merkezinde gerçekleşen söyleşiye ADÜ Rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan, ADÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Recai Tunca, Prof. Dr. Törün Özer, Mursi Dönemi Mısır Milletvekili Muhammed Elfeky, akademisyenler ve davetliler katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul BAU Asya’daki en iyi üniversiteler arasında yer aldı Dünyanın en itibarlı derecelendirme kuruluşu olan Times Higher Education (THE), ‘2024 THE Asya Üniversiteleri’ sıralamasının sonuçlarını açıkladı. Bahçeşehir Üniversitesi sıralamada 196’ncı, Türkiye’de ise 9.sırada yer aldı. Üniversitelerinin tüm temel misyonları, öğretim, araştırma, bilgi aktarımı ve uluslararası görünüm açısından değerlendirildiği, dünyanın en itibarlı derecelendirme kuruluşu olan Times Higher Education-2024 THE Asya Üniversiteleri” sıralaması açıklandı. Asya’nın en iyi üniversitelerinin yer alığı sıralamada Bahçeşehir Üniversitesi 739 üniversite arasında 196’ncı, Türkiye’de ise 9’ncu sırada yer aldı. BAU vakıf üniversiteleri arasında 4. sırada Türkiye’deki üniversiteler arasında 9. sırada yer alan Bahçeşehir Üniversitesi, ülkedeki en iyi 4 vakıf üniversitesinden biri olma başarısını gösterdi. Bahçeşehir Üniversitesi; Koç, Sabancı ve Bilkent üniversitelerinin ardından dördüncü olarak, Türkiye’nin en iyi üniversiteleri arasındaki yerini aldı. Türkiye’den 75 üniversite Dünya üniversitelerinin performanslarını 18 gösterge kullanarak ölçen ve Asya kıtasını kapsayan bir akademik performans haritalaması yapmayı hedefleyen THE Asya Üniversiteleri sıralamasında, Türkiye’den 75 üniversite girdi. Üniversiteler başlıca; öğretim, araştırma, araştırmanın kalitesi, endüstri ile ilişkiler, bilgi aktarımı ve uluslararası görünüm açısından değerlendirildi. Bahçeşehir Üniversitesi (BAU), Türkiye’den sıralamaya giren vakıf üniversiteleri arasında ‘Uluslararası Görünürlük (International Outlook)’kategorisinde de 4. sıraya yerleşti. Rektör Hatipoğlu: “Araştırma üniversitesi olma yolunda emin adımlar ile ilerliyoruz” Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Esra Hatipoğlu yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Bahçeşehir Üniversitesi, THE Asya 2024 Dünya sıralamasında 196. sıraya, Türkiye’deki Vakıf Üniversiteleri arasında Koç, Sabancı ve Bilkent Üniversiteleri ardından 4. sıraya yerleşti. Vakıf üniversiteleri sıralamasında ilk 3’te yer alan üniversiteler aynı zamanda ‘YÖK Araştırma Üniversitesi’ statüsünde yer almaktadır. Bu sonuç Bahçeşehir Üniversitesi olarak bizim de öncü bir araştırma üniversitesi olma yolunda emin adımlarla ilerlediğimizi göstermektedir. 2024 THE Asya Üniversiteler sıralamasını oluşturan birçok alt bileşen var. THE, bunlardan biri olan araştırma kategorisi kriterlerini bu sene zenginleştirerek; araştırma çıktıları, patentleri, uluslararası büyük projeleri ve bilime yapılan tüm katkıları değerlendirmeye alıyor. Türkiye’de tüm üniversiteler arasında bu kategoride ilk 10’da yer almaktan mutluluk duyuyoruz. Sıralamaya giren üniversiteler arasında en genç üniversite olduğumuzu da ifade etmek isterim. Süreçte emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarımı tebrik ediyor ve kutluyorum.”