GENEL - 15 Mayıs 2019 Çarşamba 19:42

Günel, Kadınlar Denizi esnafı ile buluştu

A
A
A
Günel, Kadınlar Denizi esnafı ile buluştu

Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, Kadınlar Denizi mahalle esnafı ile bir araya geldi.

Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, Kadınlar Denizi mahalle esnafı ile bir araya geldi. Sıfır işgaliye konusunda Kadınlar Denizi esnafını bilgilendiren Başkan Ömer Günel, bölgede yaşanan alt yapısal ve teknik problemlerin kısa süre içerisinde giderileceğini kaydetti.


Asena Otel’de gerçekleşen toplantıda Belediye Başkanı Ömer Günel’e Kuşadası Ticaret Odası Başkanı Serdar Akdoğan ile Kuşadası Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Ahmet Çalım eşlik etti. Kadınlar Denizi sahil şeridinin doğal güzellikleriyle Kuşadası’nın en değerli bölgelerinden biri olduğuna dikkat çeken Başkan Ömer Günel “Kadınlar Denizi’ni 30 yıl önce olduğu gibi bir cazibe merkezi haline getireceğiz” dedi.


-“1 NİSAN KUŞADASI’NIN MİLADI, KUŞADASI’NDA HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK”


Kadınlar Denizi esnafı ile gerçekleştirdiği toplantıda konuşan Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, 1 Nisan tarihi itibari ile Kuşadası’nda yeni bir dönemin başladığını belirterek “Elini sıkmadığımız, sorununu dinlemediğimiz hemşehrimiz kalmayacak. Biz sorun yaratmak için değil var olan sorunları çözmek için göreve geldik. Kuşadası tarihinin en büyük hizmetini vatandaşlarımıza biz sağlayacağız. Bunun sözünü seçim dönemimde de verdim, şimdi de veriyorum. Her şey Kuşadası için çok güzel olacak” dedi.


-“HEDEFİMİZ KUŞADASI’NI BİR CAZİBE MERKEZİ HALİNE GETİRMEK”


Kuşadası Belediyesi’nin sıfır işgaliye uygulamasına geçiş için tüm hazırlıklarını tamamladığını ifade eden Başkan Ömer Günel, “Geçtiğimiz günlerde benzer bir toplantıyı çarşı esnafımızla gerçekleştirdik. O toplantıda söylediğim gibi sıfır işgaliye konusunda tavrımız net. Uygun olmayan işgaliyeye izin vermeyeceğiz. Bu uygulama kimseyi ekmeğinden etmeyecek. Bundan emin olabilirsiniz. Sorun yaşayan esnafımız olacaktır. Bu durumda çözümü birlikte arayacağız. Ama emin olun bu konuda kimseye taviz vermeyeceğiz. Bizim tek amacımız bu tarz uygulamaları hayata geçirip bir turizm merkezi olan kentimizi uluslararası cazibe merkezi haline getirmek” dedi.



Kuşadası’nın belirli noktalarında seyyar satışa izin verileceğini ifade eden Başkan Ömer Günel, “Seyyar satıcıya karşı değiliz, seyyar işin fıtratında var. Dünya’nın birçok önemli kentinde seyyar satıcılar sembol haline gelmiş durumda. Bizim kentimizde de sembol haline gelecek seyyar tezgâhlar olabilir. Fakat gezici seyyarlara izin vermeyeceğiz. Bizim seyyar satıcılardan tek istediğimiz hijyen kurallarına uymaları ve bizim belirleyeceğimiz modelden çıkmamaları” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.