GENEL - 12 Ağustos 2019 Pazartesi 14:12

Aydın Büyükşehir Belediyesi yerel tohumlara sahip çıkıyor

A
A
A
Aydın Büyükşehir Belediyesi yerel tohumlara sahip çıkıyor

Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin Aydın’ın yerel tohumlarının kaybolmasının önüne geçip gelecek nesillere aktarabilmek için başlattığı "Ata Tohumları" projesinde gelecek yıl fide olarak dağıtılacak olan yeni tohumlar elde edildi.

Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin Aydın’ın yerel tohumlarının kaybolmasının önüne geçip gelecek nesillere aktarabilmek için başlattığı "Ata Tohumları" projesinde gelecek yıl fide olarak dağıtılacak olan yeni tohumlar elde edildi.


Onlarca farklı sebze ve meyvenin onlarca farklı varyantından elde edilen fideler, her yıl olduğu gibi önümüzdeki yıl da vatandaşlara ücretsiz olarak dağıtılacak. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, tohumları korumanın en iyi yolunun onların yaşatılması olduğunun altını çizip "Ata Tohumları" projesinin her geçen yıl daha da güçlenerek devam ettiğini söyledi.


Bölgeye özgü sebze ve meyvelerin kaybolmaması için başlatılan projede bu yıl da yüz binlerce tohum elde edildi. Yenipazar’daki Yerel Tarım Ürünleri Serası’ndaki deneme üretimlerinde bu yıl biber, domates, patlıcan, kavun, karpuzun yanı sıra ayçiçeği, fasulye, börülce, salatalık, kabak, kudretnarı ve şevketibostan gibi sebze ve meyvelerin onlarca farklı çeşidinin dikimleri yapıldı.



“Vatandaşlarımızla birlikte tohumlara sahip çıkıyoruz”


Başkan Çerçioğlu, Aydın Büyükşehir Belediyesi-vatandaş işbirliğiyle yerel tohumlara sahip çıktıklarını belirtip "Toprakla buluşmayan tohumlar kaybolmaya mahkûmdur. Bu nedenle bir tohumun korunmasının en iyi yolu onun yaşatılmasıdır. Bizler Aydın’da vatandaşlarımızla bir olarak kaybolmaya yüz tutmuş, sandıklarda saklanan tohumlara sahip çıkıyoruz. Bize emanet edilen bu tohumların deneme ekimlerini ve kontrollerini yaptık. Önümüzdeki yıl da bu tohumlardan elde edeceğimiz fideleri tüm vatandaşlarımızla buluşturacağız" dedi.



“Tohumluk almayı unutmayın”


Vatandaşların kendi balkonlarındaki saksılarda bile bu tohumlara sahip çıktığını belirten Başkan Çerçioğlu, vatandaşlardan dağıtılan fidelerden mutlaka tohumluk almalarını ve gelecek yıl bu tohumları tekrar toprakla buluşturmalarını istedi.


Diğer taraftan ziyarete açık olan Yenipazar Yerel Tarım Ürünleri Serası misafirlerini ağırlamaya da devam ediyor. Seradan isteyen herkes tohum alabiliyor veya bitkilerle ilgili alanında uzman ziraat mühendislerinden bilgi alabiliyor.


Bu yıl da Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından Aydın’da dağıtılan yüz binlerce fidenin yanı sıra 30’dan fazla ilden, isteyen herkese de fide ve tohumlardan ücretsiz olarak gönderilmişti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.