EĞİTİM - 22 Kasım 2019 Cuma 10:56

ADÜ’lü iki akademisyen dezavantajlı çocuklar için seferber oldu

A
A
A
ADÜ’lü iki akademisyen dezavantajlı çocuklar için seferber oldu

Adnan Menderes Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan bir çift, hafta sonlarını ve derslerden arta kalan zamanlarını şehrin çocuklarını ayırdı.

Adnan Menderes Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan bir çift, hafta sonlarını ve derslerden arta kalan zamanlarını şehrin çocuklarını ayırdı. Mustafa-Çiğdem Aslan Çifti otomobilleri için kullandıkları garajı sinemaya çevirdi. Sabit 26 koltuğu bulunan 50 kişilik sinemanın Aydın’daki başta dezavantajlı çocuklar olmak üzere öğrencilere ve ailelerine hizmet vereceği belirtildi.


Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Aslan ile ADÜ Aydın MYO Çocuk Gelişimi Bölümü öğretim üyesi Psikolog Çiğdem Arslan, çocukların gelişimine olumsuz etkileyen en büyük faktörlerden birinin televizyon ve sinema olduğunu görünce çocuklar ve anne babaları için böyle bir çalışmaya koyulduklarını belirttiler. Bugün masum bir çizgi filmi görünen pek çok çocuk filminde bile çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimini olumsuz etkileyen Türk milletinin gelenek göreneklerine milli ve dini değerlerine aykırı pek çok unsurun yer aldığını belirten Mustafa Aslan, “Maalesef dış güçler yeni nesli dijital oyunlar, televizyon ve sinema filmleri başta olmak üzere dijital varlıklarla ele geçirmeye çalışıyor. Ben sinema ve televizyon alanında öğretim üyeliği yapıyorum, eşim Çiğdem hanım da çocuk psikolojisi üzerinde eğitim veriyor. Bizim de 2 çocuğumuz var. Öncelikle kendi çocuklarımızdan başlayarak Aydın’da ulaşabildiğimiz tüm çocukları televizyon ve sinema yolu ile enjekte edilmek istenen zehirden korumaya çalışacağız” dedi.


“Filmler bile uzman tavsiyesi ile izlenmeli”


Bugün çocuklara yapılan en büyük kötülüklerden birinin çocukların elinde kumanda 5-6 saat televizyonda istediği kanal ve film ya da programı izleyebiliyor olması olduğunu belirten Doç. Dr. Mustafa Aslan, “Maalesef bilinçsizce kendimizi ve çocuklarımızı teslim ettiğimiz ekranlar nedeniyle kimse kendisine uygun yaşı yaşayamaz duruma geldi. Birçok filmde izlerken hissedemediğimiz ancak bilinç altımıza yerleşen pek çok olumsuzluklar var. Bu olumsuzluklarla kendi çapımızda da olsa mücadele edebilmek için ilk olarak çocuklar arabalardan daha değerlidir diyerek garajdan arabaları çıkardık. Bu alanı çocukların hem uygun film izleyebileceği hem de filmlerdeki tehlikelerin öğretilebileceği bir sinema ve eğitim alanı oluşturduk. Artık hafta sonları belirli program dahilinde hem çocukları zararsız filmlerle buluşturmayı hem de ailelerini bazı filmlerdeki zararı anlatmaya çalışacağız” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TESK Genel Başkanı Palandöken: “Evliliklerin 500 milyar liralık ekonomi oluşturması bekleniyor” Bu yıl havaların erken ısınmasıyla birlikte düğün sezonunun da açılmaya başladığını söyleyen Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Havaların erken ısınmasıyla birlikte fotoğrafçı, kuaför, berber, gelinlikçi, çiçekçi, pastacı, çeyizci gibi onlarca farklı sektörde esnafımız düğün sezonuna hazır. Bu yıl yapılacak düğünlerle birlikte evliliklerin 500 milyar TL’lik ekonomi oluşturması bekleniyor” dedi. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken düğün sezonunun başlamasıyla birlikte evliliklerin ekonomiye olan yansımasını değerlendirdi. Piyasanın canlanmak için düğün sezonunu beklediğini belirten Palandöken, ortalama düşün yapmanın maliyetini anlattı. Beyaz eşyadan oturma grubuna, düğün salonundan ziynet eşyalarına kadar yapılan harcamaların 500 bin liradan başladığını kaydeden Palandöken, "Döviz kurlarındaki artış ve yüksek enflasyona bağlı olarak tüm ürün ve hizmetlerde çok ciddi fiyat artışları var. Düğünlerin vazgeçilmezi altının fiyatı son 1 yılda yüzde 100’e yakın arttı. Eskiden gelin damada gelen altınlar düğün maliyetini önemli ölçüde karşılardı şimdi o da hayal oldu. Öte yandan düğün salonu kiralarındaki astronomik artış, beyaz eşya ve elektronik eşyalardaki fiyat artışları hesaba katıldığında gençlerimiz işsizlik ve ekonomik nedenler yüzünden evliliği geciktirebiliyor. Devletimiz gençleri evliliğe teşvik etmek için elinden geleni yapıyor. Birtakım teşvik ve destekler var ancak tüm çiftler için sıfır faizli destek kredilerinden yararlanma imkanlarının sağlanması çok önemli. Bu hem çiftlerin düğün masraflarına katkı hem de kuracakları yuvalarla ekonomiye katkıları bakımından çok önemli olacak” diye konuştu. “Geçtiğimiz yıl düğünler piyasaya 300 milyar lira katkı sağladı” Gençlerin dünya evine girmesi ve piyasaların canlanmasında düğünlerin önemli bir yeri olduğuna değinen Palandöken, “Geçtiğimiz yılın TÜİK verilerine göre düğün sektörü piyasaya 300 milyar TL’lik ekonomik katkı sağladı. İğneden ipliğe yapılan düğün alışverişleri ise emlakçıdan taksiciye, matbaacıdan organizasyoncuya kadar çok sayıda sektöre doğrudan kazanç kapısı oluyor. Bu yıl dünya evine girecek gençlerimizin mağdur olmaması için firmalar elini taşın altına koyarak yeni evlenecek çiftlere özel kampanya ve indirimler yapmalı. Öte yandan bu düğün sezonunda alışveriş yapacak vatandaşlarımız güven, memnuniyet, garanti ve kayıt dışılığı önlemek adına bir sıkıntı yaşamamak için bildiği ve güvendiği esnafı tercih etmeli” şeklinde konuştu.
Bursa Tarihi Gölyazı’da 100 yıllık balık mezadı Nilüfer ilçesine bağlı Gölyazı köyünde yapılan balık mezadı 100 yıldır aynı yerde düzenleniyor. Uluabat Gölü’nde yakalanan balıklar mezatta en çok parayı verenin oluyor. Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı Gölyazı köyünde her sabah 12.00’de başlayan balık mezadında renkli görüntüler yaşanıyor. Uluabat Gölü’nde balıkçıların tuttuğu taze balıklar 100 yıldır aynı yere dökülerek açık artırmada satılıyor. Yakalanan balıklar sırasıyla yere dökülerek mezatta satışa sunuluyor. Herkesin katılabildiği açık artırmada en yüksek fiyatı veren balıkların sahibi oluyor. Tüccarlar yeni yakalanan balıkları almak için birbirleriyle yarışıyor. Keyifli anların yaşandığı açık artırma her gün aynı saatinde tekrarlanıyor. Her vatandaşın tuttuğu balığı kooperatifin müzayedesinden geçirmesi söyleyen Kooperatif üyesi Hüseyin Aydın, "Su Ürünleri Kooperatifi 1966 yılında kuruldu. 1986 yılına kadar kerevit vardı. Hastalıklar geldi kerevitler öldü. Kerevitler ölünce hepimiz balığa yöneldik. Her vatandaş tutmuş olduğu balığı kooperatifin müzayedesinden geçirmek zorunda. Rüzgar olduğu zaman balıkçılar avlanamıyor. Şu anda sazan balığı yasak diğer balıklar serbest. Günde bazen 1 ton, bazen ise 100 kilo çıkıyor. Balık piyasası da aynı olmaz. Az olduğu zaman daha pahalı, bol olduğu zaman biraz daha uygun olur. Böyle bir düzenimiz var. Müzayede dedelerimizden kalma. Daha önceden kooperatif yoktu balıklar muhtarlık nezdinde satılıyordu. Muhtarlığa rüsum kesiliyordu geri kalanı balıkçıya veriliyor” dedi. Bu sene balık fiyatlarının yüksek olduğunu belirten Hasan Dikmeoğlu, “Doğduğumdan beri balıkçıyım. Şimdi de esnaflık yapıyorum. Balığı köyde ve pazarda satıyorum. Turna, sazan, İsrail balığı ve arada yayın balığı çıkıyor. Uluabat Gölü’nde çok güzel balıklarımız var. Turnalar bu yıl ortalama 200 TL’den satılıyor” şeklinde konuştu.