KÜLTÜR SANAT - 22 Mayıs 2020 Cuma 10:32

Kahve kültürümüzden ödün vermedik

A
A
A
Kahve kültürümüzden ödün vermedik

Dünyayı etkisi altına alan Korona virüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında Ramazan Bayramı’nı evde geçirecek olan ülke insanı bayram için en çok Türk kahvesini tercih etti.

Dünyayı etkisi altına alan Korona virüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında Ramazan Bayramı’nı evde geçirecek olan ülke insanı bayram için en çok Türk kahvesini tercih etti. Ülkenin değişik illerinde 87 şubesi olan ve merkezi Aydın’da bulunan Tuğba Kuruyemiş, yoğun talep üzerine Ramazan Bayramı’na özel onlarca ton Türk kahvesi kavurarak bayram hazırlığını tamamladı. Şubelerdeki satışların yanı sıra firmanın internet sitesi üzerinden de siparişlerin alındığı Tuğba Kuruyemiş’te en çok ilgi gören ürünlerden birinin Türk kahvesi olduğu belirtildi.


Tarihten bu yana Türklerin vazgeçilmez damak tatları arasında yer alan Türk kahvesi, sokağa çıkma kısıtlamasının uygulanacağı Ramazan Bayramı’nın olmazsa olmazları arasında yerini aldı. Kovid-19 tedbirleri kapsamında tugbakuruyemis.com.tr adlı sitesinden de satışlara başlayan Tuğba Kuruyemiş, bayram önü gerek mağazalarda gerekse internet üzerinden satışlarda Türk kahvesine olan talepleri karşılayabilmek için tonlarca Türk kahvesi hazırladı. Özenle kavrulan kahveler Türkiye’nin dört bir yanına gönderildi.


Türkiye’de yetişmemesine rağmen dünyada Türk adı ile anılan kahvenin aynı zamanda bir kültür olduğunu belirten Tuğba Kuruyemiş firmasının kuruyemiş üretiminden sorumlu Gıda Mühendisi Ayşen Orhan, “Katip Çelebi’nin Mizanül Hak Adlı eserinde belirttiğine göre: Kahve, Moka Yarımadası’na sürgün edilen bir Şazeli Dervişi tarafından 1555 yıllarında İstanbul’a getirilir. İlk kahvehane de 1556 yılında İstanbul Tahtakale’de açılır. Aradan geçen yaklaşık 5 asırlık süreçte dünyaya Türk adıyla yayılan kahve şu anda sudan sonra en fazla tüketilen içecekler arasında yerini almıştır” diyerek Türk kahvesine olan ilginin her geçen gün arttığını söyledi.


“Bu bayram fincanla değil paketle ikram ediliyor”


Korona virüsü salgını nedeniyle bu bayramda kahve ikramının sadece fincanla değil paketle yapılmaya başlandığını kaydeden Ayşen Orhan, “Damak tadı ve hazmı kolaylaştırması, zinde tutması gibi birçok özelliğinin yanında kendine has tadı ile dostlara verilen değerin de bir göstergesi olan Türk kahvesi, bu bayramda eş ve dosta paketle de ikram edilecek. Müşterimizden gelen talep üzerine bu yıl farklı bir hazırlık yaptık. Pek çok müşterimiz aynı ortamda bayramlaşamayacağı dostu için özel kahve paketi hazırlatıyor. Talepler doğrultusunda bol miktarda kahve hazırlandı. Millet olarak kahve kültürümüzü kaybetmedik” dedi.


Deyimlere bile konu olan ‘Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır’ sözüne istinaden bazı insanların değer verdikleri dostlarına bayramlık kahve ikramını kargo aracılığı ile de yaptığını kaydeden firmanın kuruyemişten sorumlu Gıda Mühendisi Ayşen Orhan, “Kültürümüze has birçok yiyecek ve içeceğimiz Avrupai tarz yiyecek ve içeceklerin gölgesine düştü ama Türk kahvesi cazibesinden hiçbir şey kaybetmedi” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bahar aylarında bu hastalıklar peşinizi bırakmayabilir Üst solunum yolu enfeksiyonlarının, doktora başvurmanın önde gelen sebepleri arasında yer aldığını belirten Kulak Burun Boğaz (KBB) ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İdil Öztürk, "Mevsim geçişlerinde yaşanan ısı değişimleri birçok hastalık gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına da zemin hazırlıyor. Zayıflayan bağışıklık sistemiyle birlikte vücut direncinin düşmesi, bu dönemlerde üst solunum yolu enfeksiyonlarında artış yaşanmasına neden oluyor" diye konuştu. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının, dünyada en çok görülen ve en fazla iş gücü kaybına sebep olan hastalıkların başında geldiğini ifade eden Medicana Bursa Hastanesi KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İdil Öztürk, "Üst solunum yolu enfeksiyonuna sebep olan faktörler virüslerdir. Virüslerin zayıf düşürdüğü bireylerde diğer bakteriyel enfeksiyonlar da görülebilir. En çok bilinen üst solunum yolu enfeksiyonları nezle ve grip olmakla birlikte, bu hastalıklar sinüzit, tonsillit (bademcik iltihabı), orta kulak iltihabı ve larenjite neden olabilir. Üst solunum yolu enfeksiyonuna yatkınlığı artıran faktörler vardır. Alerjik bünyeye sahip olma, burun kemiği eğriliği veya konka büyüklüğü gibi anatomik sorunlar sebebiyle ağızdan nefes alıp verme, sigara içme, düzensiz beslenme gibi faktörler riski artırabilir. Bu hastalıklar daha çok mevsim geçişlerinde ve kalabalık ortamlarda sık görülür. Damlacık enfeksiyonu biçiminde ortaya çıkar, yani yakın mesafeden konuşma, öpme, öksürme sonucunda bulaşırlar. Bulunulan ortamda havalandırmanın yetersiz olması da bulaşmalarını kolaylaştırır. Virüs, bulaşı olan yüzeylere temas sonrası ellerin yıkanmaması ile de bulaşır. Gereksiz antibiyotik kullanımını önlemek amacıyla üst solunum yolu enfeksiyonlarının tanısında viral hastalık farklarının bulunması gerekir" dedi. Op. Dr. İdil Öztürk, erişkinlerde sıkça görülen üst solunum yolu enfeksiyonlarını şöyle sıraladı: "Nezle birden çok virüsün yol açtığı, kişiden kişiye bulaşan, üst solunum yollarını tutan hafif seyirli bir hastalıktır. Üşütme, soğuk algınlığı olarak da bilinir. Soğuk mevsimlerde daha sıktır. Sigara içenlerde daha sık görülmez fakat ağır seyreder. Bir insan, ömrü boyunca yaklaşık olarak 300 defa nezle olur. 5 yaşın altındaki çocuklar yılda ortalama 8-10 kez üst solunum yolu enfeksiyonu geçirir. İnfluenza virüslerinin yol açtığı üst solunum yolu enfeksiyonudur. Virüsün 3 tipi vardır. Tip A insanlar, domuzlar ve kümes hayvanlarında, Tip B sadece insanlarda hastalık yapar. Tip C ise insanlarda çok hafif belirtilere yol açar. Sıklıkla ani başlayan yüksek ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ve kas ağrıları, bitkinlik, burun akıntısı veya tıkanıklığı ile kendini gösterir. Ateş genellikle 5 gün ya da 1 hafta sürer. Tedavide dinlenme çok önemlidir. Ateş düşürücüler, bol sıvı tüketimi ve iyi beslenme önemlidir. Viral bir hastalık olduğu için antibiyotik verilmez ancak orta kulak iltihabı, sinüzit, zatürre gibi ikincil enfeksiyon, komplikasyon olarak eklenmiş ise antibiyotik kullanılır. Yutak ve bademciklerin ani başlayan enfeksiyonudur. Virüs veya bakteriyel kaynaklı olabileceği için etkene göre tedavi metodu değişiklik gösterir. Belirtileri yüksek ateş, boğaz ağrısı-yutkunma zorluğu, halsizlik-kırgınlık, baş-eklem-kas ağrıları, öksürük ve bazen de boyunda lenf bezlerinin şişmesidir. Çocuklarda orta kulak enfeksiyonu daha sık görülür. Sıklıkla nezle, grip gibi enfeksiyonları takiben gelişen ikincil bakteriyel enfeksiyon şeklindedir. En sık 6-18 ay asındaki çocukları etkiler. 6 yaşından sonra hastalık sıklığında bariz azalma görülür. Yüz kemiklerinin içerisinde sinüs adı verilen hava boşluklarının iltihabına sinüzit adı verilir. Yine sıklıkla viral üst solunum yolu enfeksiyonlarını takiben gelişir. Vira enfeksiyonlardan sonra 7-10 günde tam iyileşme beklenirken genellikle burun doluluğu ve öksürük artışı olur. Büyük çocuklar ve erişkinlerde baş ve yüz ağrıları görülebilir. Antibiyotik tedavisi gerekebilir." KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Öztürk, söz konusu bu üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak için hijyene ve el yıkamaya özen gösterilmesi, kalabalık ortamlardan uzak durulması, kalabalık ortamların sık sık havalandırılması, hasta kişilere mümkünse maske taktırılması ve fazla yaklaştırılmaması, yaşa uygun ve dengeli beslenilmesi, mevsime uygun giyinilmesi gerektiğini söyledi.