GENEL - 15 Haziran 2020 Pazartesi 09:40

Su üstünde ’ışıkların dilini’ bilmek şart

A
A
A
Su üstünde ’ışıkların dilini’ bilmek şart

Türkiye’de en fazla can ve mal kaybının yaşandığı trafik kazalarında karayollarındaki trafik bilgisi ve kuralları kadar su üstünde de kuralları iyi bilmenin önemli olduğu belirtildi.

Türkiye’de en fazla can ve mal kaybının yaşandığı trafik kazalarında karayollarındaki trafik bilgisi ve kuralları kadar su üstünde de kuralları iyi bilmenin önemli olduğu belirtildi. Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye’de özellikle yaz sezonunda deniz trafiğinin çok yoğun olduğunu belirten Su Üstünde Bloğu yöneticisi Eren Budaklı, “Su üstünde yaşamak için ışıkların dilini bilmek şart. Özellikle geceleri seyredenler can ve mal güvenliği açısından ışıkların ne anlama geldiği konusundaki bilgilerini tazelemesinde fayda var” dedi.


Durgun geçen bir Korona virüs sürecinin ardından hayatın normalleşmeye başlaması ile karada olduğu kadar su üstündeki hayatın da hareketlenmeye başladığını belirten Su Üstünde Bloğu yöneticisi Eren Budaklı, özellikle Ege sahillerinde yat hareketliliğinin arttığını belirtti. Önümüzdeki günlerde bu yoğunluğun daha da artmasını beklediklerini kaydeden Budaklı, “Kışın sakin olan denizcilik hayatı havaların ısınması ile birlikte yoğunlaşıyor. Ege sahillerinde birçok yat, ticari tekneler, yelkenliler ve tekneler deniz ile buluşmanın keyfini yaşıyor. Denizlerde gündüz yapılan seyirlerin yanında gece de seyri hareketliliği oldukça yoğun oluyor. Bu nedenle ışıklarla anlaşılan denizde ışıkların ne anlama geldiğini kısacası ışıkların dilini iyi bilmemiz gerekiyor” dedi.


Gece seyrilerinde daha dikkatli olunması gerektiğini ve denizüstü araçların ışık donanımlarının çok iyi takip edilmesi gerektiğini belirten Budaklı, durma mesafe ve süreleri uzun odluğu için en küçük bir dikkatsizliğin su üstünde daha büyük kazalara neden olduğunu belirtti.


“Su sütünde ışıklar ne anlama gelir, ışıkların renklerine göre neler yapılır”


Günümüzde her ne kadar son sistem radar ve iletişimin sürekli kullanılabildiği cep telefonları olsa da su üstündeki tek ortak dilin ışıklar odluğunu belirten blog yöneticisi Eren Budaklı, “Seyir halindeyken diğer teknenin hem kırmızı hem de yeşil ışıklarına aynı anda görüyorsanız bu yol hakkının size ait olduğunu gösterir.


Yalnızca beyaz bir ışık görüyorsanız bu bir teknenin arkadan size yaklaştığını ya da sizin bir demirli tekneye yaklaştığınızı gösterir. Bu durumda yol hakkına sahip olan yaklaştığınız teknedir ve mutlaka bu teknenin iskelesinden veya sancak kısmından geçmek zorundasınızdır.


Eğer bir beyaz bir de kırmızı ışık görüyorsanız gördüğünüz o tekne yol hakkına sahip olan teknedir. Bu durumda ya sancağa dönerek arkasına geçmeniz ya da sizi geçmesine müsaade etmemiz gerekir.


Eğer yeşil ve kırmızı ışıkları birlikte görüyor bir de üzerine beyaz fener görüyorsanız bu başka bir tekneye pruvadan yaklaştığınız anlamına gelir. Durum böyle olduğunda iki taraf da yol veren tekne konumundadır.


Sadece kırmızı veya yeşil ışık görüyorsanız bu kez yelkenli bir tekneye yaklaştığınız anlamına gelir. Durum böyle olduğunda yol veren tekne siz olursunuz.


Eğer kırmızı veya yeşil ışıklardan yalnızca birini görüyorsanız. Yine bu durumda yol veren tekne siz olursunuz. Denizde gece seyri konusunda yelkenliler ile ilgili bilmeniz gereken en önemli husus; dar bir kanalda değil ise veya yetişmekte değil ise yelkenli her daim yol hakkına sahiptir” ifadelerini kullanarak tüm denizcilerin sezon yoğunlaşmadan bilgilerini tazelemesini tavsiye etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Hastaneden dönen karı koca kaza yapıp hastanelik oldu Aksaray’da hastanedeki muayenesinin ardından eşiyle birlikte Taşpınar beldesine giden karı koca yolda geçirdiği trafik kazası sonucu hastanelik oldu. Kaza, Aksaray - Adana Karayolu organize sanayi yakınlarında yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray’dan Adana istikametine seyreden Süleyman D. (52) idaresindeki 70 BF 450 plakalı Scanıa marka tır, hastanedeki muayeneden Aksaray’ın merkeze bağlı Taşpınar beldesindeki evlerine giden Durmuş A. (62) yönetimindeki Fiat marka hafif ticari araç ile kavşakta çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle hafif ticari araç refüje çıkarak durabilirken, araç sürücüsü ve yanında yolcu konumundaki eşi Lefan A. (62) hafif şekilde yaralandı. Kazayı gören diğer araç sürücüleri durumu hemen 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine polis, jandarma ve sağlık ekibi sevk edildi. Kısa sürede kaza yerine gelen sağlık ekipleri yaralı kadını ambulansla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisine kaldırırken, sürücü Durmuş A. ise tedaviyi reddetti. "Tır gelmeden geçerim dedim ama geçemedim" Yaşanan kazayı anlatan Durmuş A., "Ana yola çıkarken bu taraf serbestti, diğer yönden tır geliyordu. Tır gelmeden geçerim dedim ama geçemedik çarpıştık" dedi. Polis ve jandarma ekipleri kazayla ilgili inceleme yaparken karayolunda bir başka kazanın yaşanmaması için güvenlik önlemleri alındı. Kazayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde tahkikat başlatıldı.
Ankara Kümeste yaşamaya mahkum edilen çocuklar kurtarıldı Ankara’da amcaları ve yengeleri tarafından kümeste yaşamaya mahkum edilen biri engelli 3 kardeş kurtarıldı. Ankara’da yengeleri ve amcaları tarafından kümeste yaşamaya mahkum edilen engelli Adnan ve kardeşleri, sosyal medya fenomeninin yayınladğı video ile durumun ortaya çıkmasının ardından kümesten kurtarıldı. Suriye uyruklu ailenin 4 çocuğuna kendi evinde baktığı, biri engelli olan 3 yeğenini de güvercinlerin ve tavukların olduğu kümese attığı ortaya çıktı. Mahalledeki bir vatandaş, olayı fark etmesinin ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na, Ankara Valiliği’ne ve sosyal medya fenomenine ihbarda bulundu. Fenomenin dün akşam saatlerinde çocukları kümesten çıkarttığı video, sosyal medyada gündem oldu. Yenge ve amcaya çocuklara bakmaları için maaş bağlandığı ancak çiftin çocuklara bakmadığı iddia edildi. "Yukarıya alıyorlar, sonra akşamları bu kümes gibi yere atıyorlar" Sosyal medya fenomenine ve bakanlığa kümeste kalan çocuklar için ihbarda bulunan Volkan Altınışık, engelli Adnan ve iki kardeşinin kümeste kaldığını 28 Kasım’da öğrendiğini belirtti. Ardından Valiliğe ve bakanlığa da haber verdiğini söyleyen Altınışık, aynı zamanda "Ankara Abisi" isimli sosyal medya fenomenine de ihbarda bulunduğunu dile getirdi. Altınışık, "Bu çocuklar burada yatıyor kümes gibi bir yerde. Yengesine maaş bağlamışlar, düzenli olarak her ay maaş veriyorlarmış. Dedim ki ‘Bu kadın buna bakmıyor. Bakıyorum diye sizi kandırıyorlar, yukarıya alıyorlar, sonra akşamları bu kümes gibi yere atıyorlar’ diye kendilerine söyledim" şeklinde konuştu. "Para alıp bakacağını söylüyor ama bakmıyor" Çocuklara mahallelinin yardım ettiğini ama kendilerinin durumu yeni öğrendiğini aktaran Altınışık, "Bu konunun devamlı takipçisiydim. Şimdi soğukta yatıyorlar. Vicdanen dayanamıyordum artık. Yapacağım bir şey yoktu. Ankara Abisi’ni aradım. Ankara Abisi de hemen ilgilendi, videoları attım. Hemen geldiler. Onların da hazır kurulu bir evleri vardı, oraya yerleştirdiler. Ondan sonra Sosyal Hizmetler geldi dün. Çocukları oradan da aldılar. Tabii almaları gerekiyordu. Adnan engelli olduğu için bakıma ihtiyacı vardı. Zaten yengesinin dört tane çocuğu var. Dört kardeş de bunlar. 8 tane çocuğa kadın da bakamaz bir nevi ama para alıp bakacağını söylüyor ama bakmıyor" ifadelerini kullandı. "İnşallah sıcak bir yuvaları olur" Kümeste sadece Adnan’ın kalmadığını, diğer kardeşlerinin de orada yaşadığını dile getiren Altınışık, "Şimdi bunların annesi yok, babası yok. Babası Suriye’ye kaçmış, annesi burada başkasıyla evlenmiş. Ben ihbarda bulundum. Artık değerlendirdiler, sağ olsun her kurum ilgilendi, geldiler. İnşallah sıcak bir yuvaları olur. Tek dileğimiz bu. Sadece engelli Adnan kalmıyordu. Adnan’ın kardeşi vardı dedi. "Çocuklar yedi senedir burada kalıyormuş" Altınışık, ailenin Suriye uyruklu olduğunu anlatarak, "Yenge kendi çocuklarına tabii yukarıda bakıyordu, bunlar burada kalıyordu. İşte karınları aç oluyordu. Yemek getiriyordum, bir şeyler getiriyordum. Çocuklar yedi senedir burada kalıyormuş. Ben buraya yeni geldim, bir sene oldu. Arka taraf yıkılıp bu taraf açılınca ben bunları görmeye başladım bu taraftan. Daha önce görsem daha önce müdahale ederdim ben bu olaya" diye konuştu. "Biz gelirken çocukları içeri alıyordu, biz giderken çocukları atıyordu" Mahalle sakinlerinden Suna Niga ise, "Üç senedir sağdan soldan yardım getiriyorum çocuklara. Ama yenge bakmıyordu. Yenge alıyordu, kendi çocuklarına giydiriyordu, Adnanlara giydirmiyordu. Biz gelirken çocukları içeri alıyordu, giderken atıyordu, yani öyle oluyordu. Yengeyle amcayı yakaladılar sonra neden atıyor diye" açıklamasında bulundu.
Hakkari VEDAŞ’ın ihmali can ve mal güvenliğini tehdit ediyor: Yüksekova’nın kalbi tehlike saçıyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde, özellikle Okullar Bölgesi’nin en işlek noktası olan İpekyolu üzerindeki elektrik direklerinin durumu, adeta faciaya davetiye çıkarıyor. Yıllar önce Vangölü Elektrik Dağıtım A.Ş. (VEDAŞ) tarafından düzensiz bir şekilde bırakılan bu eski direkler, hem yayaların ve öğrencilerin can güvenliği için ciddi bir tehlike oluşturuyor hem de bölgeyi "görüntü kirliliğine" boğuyor. İpekyolu’nda, özellikle öğrencilerin ve velilerin yoğun olarak kullandığı Okullar Bölgesi’nde yer alan eski elektrik direkleri, bakımsızlıkları nedeniyle her an devrilme ve kazaya neden olma riski taşıyor. Direklerden sarkan kablolar ve derme çatma yapı, bölgedeki can ve mal güvenliğini doğrudan tehdit ederken, Yüksekova’nın bu en önemli aksı estetik açıdan da kabul edilemez bir tablo sunuyor. "Faciaya dönmeden önlem alınmalı" Günün her saatinde insan yoğunluğunun yaşandığı bu kritik noktada, vatandaşlar kazaların "an meselesi" olduğunu belirterek yetkililere acil önlem çağrısı yaptı. Can güvenliğinin tehlikede olduğunu vurgulayan lise öğrencisi Melis Çelik, yaşadığı endişeyi şöyle dile getirdi: "Burada okul okuyorum, sürekli buradan gelip geçiyorum. İnanın, her gidişimiz ve gelişimiz tehlike altında. İnşallah kısa sürede önlem alınacak. Ayrıca acayip bir görüntü kirliliği var, bunu bitirmek gerekiyor." Bölgede ikamet eden ve çocukları bu yolu kullanan bir diğer vatandaş Kemal Gümüşgöz ise duruma sert tepki gösterdi: "Ben de burada oturuyorum ve 5 öğrencim var, onlar da buradan gergin gelip geçiyor. Allah korusun, birinin başına bir tel düşerse faciaya döner! Onun için derhal önlem alınmalı, hem de acil. Bu durum aynı zamanda büyük bir görüntü kirliliğine sebep oluyor. Bu kadar da olmaz artık, önlem alın". Yüksekova halkı, VEDAŞ ve ilgili kurumların, bir felaket yaşanmadan bu tehlike saçan direkleri modern ve yer altına alınmış sistemlerle değiştirmesini talep ediyor.