GENEL - 13 Temmuz 2020 Pazartesi 13:51

AK Parti’li Özmen’den Jeotermal Çağrısı

A
A
A
AK Parti’li Özmen’den Jeotermal Çağrısı

AK Parti Aydın İl Başkanı Ömer Özmen, Aydınlı yetkililere seslenerek “Jeotermal kaynaklardan Aydınımıza nasıl daha fazla katkı sağlarız bunun için mücadele edelim” dedi.

AK Parti Aydın İl Başkanı Ömer Özmen, Aydınlı yetkililere seslenerek “Jeotermal kaynaklardan Aydınımıza nasıl daha fazla katkı sağlarız bunun için mücadele edelim” dedi.


Aydın’da gündemini korumaya devam eden jeotermal santralleri ile ilgili AK Parti Aydın İl Başkanı Ömer Özmen’den açıklama geldi. Özmen, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Aydınlı yetkililere seslenerek “Jeotermal için mücadele edelim” dedi.



Aydın’a katkı sağlayacak olan jeotermal kaynağının kullanılması konusunda açıklama yapan Özmen paylaşımında “Jeotermal kaynaklardan şehrin ve hemşerilerimizin faydalanması için, seracılıkta, turizmde ve şehirlerin ısıtılmasında ne gerekiyorsa yapalım. Buharkent’ten Didim’e Aydın’ımıza katkı sağlayacak bu kaynağı kullanalım. Ancak Aydın’ın havasına, suyuna, toprağına zarar vererek enerji üretenlerin de en başta biz karşısındayız. Partimizin Milletvekilleri ve bizler yıllardır bunu söylüyoruz” dedi.



“Karşı olmak en kolayı”


Bazı kesimlerin kendilerini jeotermal firmalarının avukatlığını yapmakla suçladıklarını hatırlatan Özmen; “Seçim vaatlerinde jeotermal enerji ile kentleri ısıtacaklarını, jeotermal enerji ile elektrik üretimi yaparak kentin hizmetine sunacaklarını, termal turizm alanlarını geliştirerek kentimize kazanç sağlayacaklarını, kentimizin hava kalitesinin yükseleceğini vaat edenler bir ara jeotermal enerjiye karşı muhalefetin odağı olmuş, popülist politikalar ile şehrin önceliklerini öteleyip oy devşirmeye kalkmışlardı. Hatta bizleri jeotermal enerji şirketlerinin avukatlığını yapmakla suçlamışlardı. Oysa biz, gerçekten çevreyi, insan sağlığını tehlikeye atan bir durum söz konusu ise hep birlikte bu jeotermale karşı duralım diyorduk. Ama tüm bunlara rağmen oluşturdukları algı ile siyaset yapmaya devam ediyorlardı. Karşı olmak en kolayıydı, sorumluluk gerektirmiyordu. Bugün itibariyle görüyoruz ki bu muhalefetin odağında olan yerel yöneticilerin, ‘Temiz enerjiye karşı olmak mümkün mü? Elbette karşı değiliz. Ama üretirken insan sağlığına ve çevreye zarar vermeden yapılmasını istiyoruz. Bacalarındaki filtrelerin daha sağlıklı olmasını istiyoruz. Bacadan çıkan dumanların insanlara zarar vermemesini istiyoruz. Jeotermaller aslında ülkelerin zenginlikleridir. Biz jeotermalden elektrik üretimine karşı değiliz. Ama böyle vahşice üretilmesine karşıyız. İnsanlara, hayvanlara, bitkilere herkese zarar verecek şekilde uygulamalar yapılmasına karşıyız’ şeklindeki açıklamaları ile bizimle aynı noktaya geldiğini görüyoruz. Hatta Büyükşehir 2018 yılı faaliyet raporunda geliştirilmesi gereken alanlar başlığı altında ‘Yenilenebilir enerji alanındaki yatırımların ve enerji sektörü ile ilgili işbirliklerinin artırılması’nı kendisine hedef koymuştur” dedi.



“Bunlar için geç değil”


Yaptığı açıklama sonrasında yetkililere seslenen Özmen; “Buradan ilgili yetkililere seslenmek istiyorum. Kategorik olarak karşıtlığın doğru olmadığını siz de kabul ettiğinize göre, kısır tartışmaları bir kenara bırakalım, hep birlikte jeotermal kaynaklardan Aydın’ımıza nasıl daha fazla katkı sağlarız bunun için mücadele edelim. Jeotermal kaynaklar ile ısıtılan organize sera bölgeleri ile üreticimizin ekmeğini nasıl çoğaltırız, termal turizm ile turizmi 12 aya yayarak istihdamı nasıl artırabiliriz, şehirlerimizin ısıtmasında kullanarak hemşerilerimizin ısınma maliyetlerini nasıl düşürürüz, bunlar için çalışalım, geç değil” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ardahan Ardahan’da 210 çiftçiye 45 ton korunga tohumu dağıtıldı Ardahan Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen "Mera Islah ve Amenajmanı Projesi" dolayısıyla 210 çiftçiye 45 ton korunga tohumu dağıtıldı. Ardahan DSİ Müdürlüğünde "Mera Islah ve Amenajmanı Projesi" düzenlendi. Proje ile meraların aşırı otlatmadan oluşan baskının ortadan kaldırılması amaçlanıyor. Tarım ve Orman İl Müdürü Muhammet Fatih Cineviz, program sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Cineviz, "Burada Mera Islah ve Amenajmanı Projemiz çerçevesinde meralarımızda aşırı otlatma baskısından kurtarmak amacıyla ekim alanlarında üreticilerimize tohum dağıtımı gerçekleştirdik. Bu vesile ile tarımsal üretim alanlarında hayata geçireceğimiz bu tohum ekilişlerinden sonra yem bitkisi üretimi arttırmak neticesinde meralarımızda oluşan baskıyı azaltmayı amaçlıyoruz. Bugün çiftçilerimize 45 ton korunga tohumu gerçekleştirdik. Korunga bitkisi sadece bir yem bitkisi olma özelliğinin yanı sıra aynı zamanda arıcılarımız için de çok kıymetli ve vazgeçilmez bir bitki türüdür. Nektar noktasında arıcılarımız destekleyen bir özelliğe sahip. Bu anlamda hem büyükbaş-küçükbaş hayvanlarımızın yem bitkisi karşılanmak, hem de arıcılarımızın daha verimli bir sezon geçirmesini temin etmek amacıyla da korunga bitkilerimizi Ardahan’ın verimli topraklarıyla buluşturma amacına hizmet eden bu programda yer almak çok önemliydi. Üreticilerimizin memnun olduğunu da görüyoruz. İnşallah hasat döneminde de verimli bir dönem geçirmiş oluruz. İklimsel şartlarda bir anormallik yaşamazsak çiftçimizin yüzü gülecek" dedi. Cineviz, proje kapsamında 210 çiftçiye toplam 45 ton korunga tohumunun dağıtımını gerçekleştirdiklerini de söyledi. Korunga tohumu alan çiftçiler ise desteklerden dolayı memnun olduklarını dile getirdi.
Antalya Kemik erimesi, çocuklukta ortaya çıkıyor Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zeynep Cantürk, Türkiye’de 50 yaş üzerindeki her 4 kişiden birinde görülen kemik erimesinin, çocuklukta ortaya çıktığını ve önlenebileceğini ifade etti. Prof. Dr. Cantürk, “Günümüzde artık kemik erimesinin çocuklukta ortaya çıkan çocuk hastalığı olduğu ancak erişkin yaşta kendini belli ettiği, erişkin yaşta klinik olarak görüldüğü anlaşılmış durumda. Biz bu hastalığı önleyebiliriz” dedi. Kemik kütlesi, 30 yaşına kadar artabilir 45. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi’nde konuşan Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zeynep Cantürk, “Osteoporoz (Kemik Erimesi) Risk Faktörleri” başlıklı sunum yaptı. Prof. Dr. Cantürk, yapılan yeni araştırmalar üzerine kemik yapımın 30 yaşına kadar sürdüğünü açıklayarak, şöyle konuştu: “Kemik yapımı aslında vücutta doğumdan itibaren ergenliğe kadar sürekli artış göstermektedir. Eskiden ergenliğe kadar diye bilirdik, artık günümüzde yapılan araştırmalarda 30 yaşına kadar kemik yapımının, kemik kütlesinin arttığı tespit edilmiş durumda. 30 yaşına kadar eğer yeterli, dengeli, kalsiyumdan zengin beslenme sağlanır, kanda D vitamini düzeyi normal aralıklarda tutulur, egzersiz yapılırsa o zaman kemik kazanımı giderek daha güçlü olur. Kemik kütlesinin asıl olarak belirleyicisi genetiktir ama yaklaşık yüzde 25 oranında sağlıklı beslenip, elimizden geldiğince artırabiliriz. Biz buna doruk kemik kitlesi deriz, bu kazanım 30 yaşına kadar ne kadar iyi olursa; zaman içinde menopozun devreye girmesi yani adetten kesilmeyle artan kemik erimesine karşı ya da yaşlanmayla ortaya çıkan kemik erimesine karşı kemik daha güçlü olur ve kemik erimesi görülme oranı azalır”. Prof. Dr. Zeynep Cantürk, kemik erimesinin önlenebilen ve tedavi edilebilen bir hastalık olduğuna dikkat çekti. Çocuk yaşta yapılabilecek kemik taramasıyla önlem alınabileceğini kaydeden Cantürk, şöyle konuştu: “Günümüzde artık kemik erimesinin çocuklukta ortaya çıkan çocuk hastalığı olduğu ancak erişkin yaşta kendini belli ettiği, erişkin yaşta klinik olarak görüldüğü anlaşılmış durumda. Biz bu hastalığı önleyebiliriz, 50’li yaşlardan itibaren önce kamburlaşma giderek küçülme sonra tekerlekli sandalyeye maruz kalma gibi durumlar aslında önlenebilir. Bunun için de riskli kişilerin, çocukluktan itibaren sağlıklı beslenmeyi benimsemesi, uygun kontrollerle kemik erimesinin taranması, sonra uygun zamanda zaman geçirmeden tedavi edilmesiyle bu kötü gidiş önlenebilir.”