YEREL HABERLER - 30 Aralık 2013 Pazartesi 09:45

Karaer “sağlık Çalışanlarına Yıpranma Payı Verilmelidir”

A
A
A
Karaer “sağlık Çalışanlarına Yıpranma Payı Verilmelidir”

Memur-Sen Aydın İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Aydın Şube Başkanı A. Baki Karaer, vatandaş ve hasta memnuniyet oranının 2013 yılında yüzde 70’e çıktığını belirterek, “Sağlık çalışanlarına hak ettikleri özlük hakları verilmelidir” dedi.
2012 yılında vatandaşların 1,8 defa sağlık hizmetlerine ulaşabildiğine işaret eden Sağlık-Sen Şube Başkanı Baki Karaer, 2013 yılı itibariyle 8.2 defa sağlık hizmetine ulaşmaya başlandığını söyledi. Vatandaş ve hasta memnuniyeti 2002 yılında yüzde 39’larda iken bugün itibariyle yüzde 70’e çıktığını belirten Karaer, “Ama görüyoruz memnuniyet artmışken, sağlığı iletişim artmışken sağlık çalışanlarının mesleki saygınlığının azaldığını sağlıkta şiddet olaylarının arttığını ve sağlık çalışanlarını mesleki bir tükenmişliğe başlandığına maalesef şahit oluyoruz. İrdelenmesi gereken noktanın bu olduğunu düşünüyorum. Yüzde 39’larda olan memnuniyet oranının yüzde 76’lara çıktığı bir dönemde nasıl ki şiddet olayları artar. Elbette toplumsal şiddete baktığınız zaman şiddetin toplumsal anlamdaki artışını görüyoruz. Son dönemlerde maalesef sağlık çalışanlarını ölüme getirebilecek kadar şiddet olaylarının arttığını görüyoruz. Şiddet artmıyor deşifre oluyor denildi, kaydınız var mı dediğimizde şayet hiçbir kayıt ortaya çıkmadı. Şiddet kayıt altına alınmaya yeni yeni başladı” dedi.
10 SAĞLIKÇIDAN 8’İ ŞİDDERE MARUZ KALIYOR
Yapılan araştırmaya göre 10 sağlık çalışanından 8’inin şiddete maruz kaldığını vurgulayan Karaer, “Sağlıkta dönüşüm sürecinde açıkçası bizim ihmal edildiğini düşündüğümüz iki önemli konu var. Birincisi, sağlıkta personel konuları, personel istihdamı konusundaki politikalar, ikincisi de sağlık okur-yazarlığı ile ilgili bir çalışma yapılmamış olmasıdır. Bilinçli sağlık hizmeti alınması noktasında maalesef bugüne kadar çok ciddi bir çalışma yapıldığını göremedik. Hem sağlığın geleceğini, sağlığın sürdürebilirliğini olumsuz etkileyecek hem de sağlıkta dönüşümün en önemli mimarları olan sağlık çalışanlarının eğer bu gidişle bundan sonraki süreçte artık bu sistemin gitmesinde yorgun düşeceğini görüyoruz. Bu açık ve net olarak görülmektedir" diye konuştu.
Sağlık-Sen olarak yaptıkları araştırmalarla sağlık sektörünün sorunlarını tespit ettiklerini açıklayan Karaer, “Sağlık çalışanlarının 23.95 puanlık bir tükenmişlik içinde olduğunu görüyoruz. Toplumsal sorunlarla karşı karşıya olan polislerin tükenmişlik oranı 25.80 puan. Neredeyse polislerle aynı tükenmişlikte olan sağlık çalışanları var. Şiddetle ilgili yapmış olduğumuz bir çalışma var. Sağlık çalışanlarının yüzde 86’sı işyerine giderken şiddet görme endişesiyle gittiğini ifade etmiş. 10 sağlık çalışanından 8'i çalışma hayatında bir defa da olsa şiddete uğramış. ‘Şiddete karşı nasıl davranacağınız noktasında eğitim aldınız mı?’ sorusunu sorduğumuz da bu oran en fazla Karadeniz Bölgesi’nde çıkıyor ki yüzde 50 bir oran. Çalışanlara ‘Çalıştığınız kurumda güvenlik tedbirlerinin yeterli olduğunu düşünüyor musun?’ diye sorunca en çok Karadeniz Bölgesi’nde ‘evet düşünüyoruz’ yanıtı geldi. Aslında sağlık çalışanlarına şiddetin sadece hasta ve hasta yakınlarından geldiğini görmüyoruz yaptığımız bir araştırmada sağlık çalışanlarını sizi en çok kızdıran şey nedir diye sorulduğunda adaletsiz yöneticiler cevabı verilmiş. Bundan sonraki süreçte idarecilerimizin sağlık çalışanlarına karşı uygulandıkları psikolojik şiddetin artık bundan sonraki süreçte son bulması en önemli temennilerimizden birisidir” ifadelerini kullandı.
“SAĞLIKÇIYA YIPRANMAPAYI VERİLMELİ”
Bütün mesleklerde yıpranma payı olduğunu ancak sağlık çalışanlarının yıpranma payının olmadığını dile getiren Karaer, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’de sağlık okur-yazarlığına ilişkin herhangi bir araştırma yapılmamış olmaması da düşündürücü bir şeydir. Önümüzdeki günler 2 bin 400 kişi üzerinde yapacağımız bir araştırmayla sağlık okur-yazarlığının Türkiye’deki düzeyini ölçeceğiz. Bizim en temel sorunlarımızdan birisi sağlık çalışanları bu dönüşüm sürecinin en başarılı aktörleri olurken, aynı zamanda dönüşüm süreci mağdurları oldu. 2 buçuk katı iş yükü var, iş yükü arttı. Ama özlük haklarına baktığınız zaman maalesef sağlık çalışanlarının aynı oranda özlük haklarına sahip olmadığını görüyoruz. Bir kaza yerine ambulans gidiyor, polis gidiyor. Polis olmadığı zaten jandarma gidiyor. Haber yapmak için gazeteci gidiyor. Olay yerini temizlemek için itfaiye gidiyor. Herkesin yıpranma payı var ama 24 saat hizmet veren sağlık çalışanlarına verilmemesi gerçekten çok acı bir durum. Bu da sağlık çalışanlarına uygulanan psikolojik şiddettir”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Kuşadası’nda UNESCO onaylı eğitim programı MUNACS’24 başladı Aydın’ın Kuşadası ilçesinde, öğrencilerin gerçek bir Birleşmiş Milletler (UN) delegesi gibi giyinip, fikir alışverişinde bulundukları eğitim programı olan MUNACS 24 başladı. Üç gün sürecek olan programda 22 farklı okuldan yerli ve yabancı 200 öğrencinin yanı sıra öğretmen ve akademisyenler de yer alıyor. Kuşadası’nda Amerikan Kültür Kolejleri Genel Merkezi ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nun desteğiyle 5 yıldızlı bir otelde düzenlenen eğitim programı MUNACS 24 başladı. ‘Dünya için Yapay Zeka: Etik ve Sürdürülebilirliği Yenilikçi Yaklaşımlarla Geliştirme’ ana temasıyla gerçekleştirilen etkinliğe ortaokul ve lise dengi okullardan 200’den fazla yerli ve yabancı öğrenci katılıyor. Üç gün sürecek etkinlikte öğrenciler ülke delegeleri olarak katılacakları konferanslarda, Birleşmiş Milletlerdeki komisyonları temsil eden çeşitli komitelerde yer alacaklar. Komitelerde görev alacak öğrenci delegeler, yapay zekanın etik ve sürdürülebilirlik boyutlarını temsil ettikleri ülkeler olarak ele alacaklar. Delegeler, günümüzün en önemli küresel sorunlarından biri olan yapay zekanın insanlık için sunduğu fırsatları ve riskleri tartışacak, yenilikçi çözümler üretecek ve uluslararası iş birliğinin önemini kavrayacaklar. Bu sayede öğrenciler, uluslararası ilişkiler, diplomasi ve küresel sorunlar hakkında bilgi edinirken, problem çözme, eleştirel düşünme ve iletişim becerilerini de geliştirme imkanı bulacaklar. “Öğrencilerimizi yapay zekanın yer aldığı dünyaya hazırlıyoruz” Teknolojinin hızla ilerlediği dünyada yapay zeka eğitimine dikkat çeken Amerikan Kültür Kolejleri Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Yaraş, “Bu yıl konferansımızın ana konusu yapay zeka. Hızla değişen dünyada yapay zeka giderek hayatlarımızda yer ediyor. Öğrencilerimizi yapay zekanın yer aldığı bir dünyaya hazırlamak için konferansımızı gerçekleştiriyoruz. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nun desteğiyle gerçekleştirdiğimiz bu konferansın sonuç bildirgelerinin de, ülkemiz ve dünya çapında büyük ilgi göreceğine inanıyoruz” dedi. “Diplomasi açısından çok önemli bir konferans” UNESCO Türkiye Eğitim Komitesi Başkan Vekili Prof. Dr. Mustafa Sever ise, “Çocuklarımızın her açıdan geleceğe hazırlanması bizler için çok önemli. Ayrıca bu konferansın diplomatik yönü de büyük önem taşıyor. Burada farklı komiteleri temsil ederken diplomasi dilini de öğreniyorlar. Farklı ülkeleri, farklı kültürleri tanıma imkanı buluyorlar. Çocuklarımız üç gün boyunca, çağımızın en önemli ürünü yapay zekayı etik ve sürdürülebilirlik kavramları çevresinde tartışma imkanı bulacaklar” diye konuştu. MUNACS 24’ün amacı MUNACS 24’ün, yapay zekanın etik ve sürdürülebilirlik boyutlarını ele almak. Türkiye’nin her bölgesinden ve farklı ülkelerden katılım sağlayacak öğrencilerin bir araya gelerek küresel sorunlara çözüm bulmak için işbirliği yapmalarını sağlamayı da amaçlayan programda, öğrencilerin uluslararası ilişkiler, diplomasi ve küresel sorunlar hakkında bilgi edinmelerini sağlamak amaçlanıyor. Bunun yanında programda problem çözme, eleştirel düşünme ve iletişim becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmak gibi amaçları bulunuyor. Konferansın ardından yazılacak sonuç bildirgesinin ise Paris’e gönderilerek Unesco Milli Komisyonu’na iletileceği belirtildi.