YEREL HABERLER - 22 Kasım 2014 Cumartesi 16:18

Nazilli'de "Kırım'da Türk Varlığı Ve Tarihi" Konuşuldu

A
A
A
Nazilli'de "Kırım'da Türk Varlığı Ve Tarihi" Konuşuldu

Nazilli Türk Ocağı, belediye tiyatro salonunda ‘Kırım’da Türk varlığı ve Kırım Tarihi’ konulu konferans düzenledi.
Konferansa ADÜ İİBF öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Tunca Ercan Sepetçioğlu konuşmacı olarak katıldı. Sunuculuğunu ADÜ öğrencisi Sema Tuna’nın yaptığı konferansa Belediye Başkan Vekili Ziya Aksüt, Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Akkaya, MHP İlçe Başkanı Kürşat Engin Özcan, Türk Eğitim-Sen Başkanı Olgun Ergün, Turkuaz Kadınlar Derneği Başkanı Fatma Ergün, Erzurumlular Derneği Başkanı Hüseyin Akkuş ve çok sayıda davetli katıldı. Türk Ocağı Başkanı Ahmet Çekim’in açılış konuşmasının ardından konuşmacı Ercan Sepetçioğlu, yaklaşık 1,5 saat Kırım’ı anlattı.
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KIRIM VE KIRIM’DA TÜRK VARLIĞI
1475’te Kırım’ın Osmanlı Devleti’nin eyaleti olduğunu ifade eden Yrd.Doç.Dr. Tunca Ercan Sepetçioğlu; “Kırım’a ilk defa 13. yüzyılın ortalarında Altın Orda Devleti’nin kurucusu Batu Han zamanında gelen Kırım Tatarları, bölgede kısa zamanda mevcut politik ve kültürel müesseselerin yerine kendilerininkini koymuşlar; 15. yüzyılın ortasında 1441’de ilk devletlerini kurmuşlardır. Fatih Sultan Mehmet’in emriyle Mengli Giray, Kırım Hanı tayin edildi. Bu süratle 1475’te Kırım Osmanlı Devletinin bir eyaleti haline geldi. Osmanlıların yaptıkları savaşlarda 50 ile 100 bin arasında değişen atlı asker göndermeleriyle Kırım Hanlığı Osmanlı İmparatorluğuna olan sadakatlerini asırlarca devam ettirdiler. Ruslar, Kırımlılar ile çeşitli müzakereler yapmışlar, yayınladıkları bildirilerle de onlara, Kırım’a doğru ilerleyen Rus kuvvetlerine karşı gelmedikleri takdirde bağımsızlıklarını vereceklerini vaat etmişlerdi.
21 Mart 1779’da Aynalıkavak Tenkihnâmesi imzalandı. Bu antlaşmayla Kırım bağımsız bir devlet olacaktı. Ruslar da Kırım’daki askerlerini çekeceklerdi. Osmanlı yönetimi de Şahin Giray’ın hanlığını tanıyacaktı. 1783 yılında ise Rusya Kırım’ı ilhak etti.”
KIRIM TATARLARININ SÜRGÜNÜ
İkinci Dünya Savaşı’nın 1941-1944 yılları arasında Alman işgali altında olan Kırım’da, Kırım Tatarlarının bu zaman içerisinde Almanlar ile "işbirliği" içinde olduğu gerekçe gösterilerek 1944 yılında Sovyet hükümeti tarafından toplu sürgün kararı çıkarıldığını hatırlatan Tunca Ercan Sepetçioğlu; “Sürgün, 18 Mayıs 1944 tarihinde tüm Kırımlı yerleşim yerlerinde başladı. Eyleme 32.000’den fazla Sovyet birliği katıldı. Toplamda 193.865 Kırım Tatarı sürgün edildi. 151.136 kişi Özbekistan SSC’ye, 8.597 MariÖSSC’ye, 4.286 Kazakistan SSC’ye, geriye kalan 29,846 kişi ise Rusya’nın çeşitli yerlerine sürgün edildi. Mayıstan 10 Kasım’a kadarki süreç içerisinde Özbekistan’a sürülen Kırım Tatarlarından 10.105 kişi açlıktan ölmüştür. Verilere göre yüzde 20’si yaklaşık 30.000 kişi, bir buçuk yıl içinde sürgünde öldü. Kırım Tatar aktivistlerin verilerine göre ise nüfusun yaklaşık yüzde 46’sı bu zaman içerisinde hayatını kaybetti. Sürgün boyunca toplam nüfusun yaklaşık yüzde 45’i açlık, susuzluk ve hastalık nedeniyle ölmüştür. Tatarlar, 1991’de Sovyetler Birliği’nin çökmesinden sonra bölgeye geri dönmeye başladı. Bu da, Tatarlar ve Ruslar arasında arazi haklarıyla ilgili çıkan tartışmalar nedeniyle gerginlik yaratıyor.”
GÜNÜMÜZDE KIRIM
2014 yılının başında Ukrayna’daki ayaklanmaların ardından meclisin eski Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in azletmesiyle iktidar, Batı yanlıları ve milliyetçi Ukraynalıların eline geçti diyen Sepetçioğlu; “Güneydeki Kırım bölgesinin ise Ukrayna ve Rusya’ya bağlı kuvvetler arasındaki mücadelenin adresi olmuştur. Kırım’da kamu binalarını işgal eden kimliği belirsiz kişiler “Kırım Rusya’dır” yazılı bayraklar çekti. Kiev’e bağlı gruplar ve ayrılıkçılar da sokaklarda karşı karşıya gelmişlerdir. Karadeniz’e uzanan Kırım yarımadasında 2.3 milyon kişi yaşıyor. Nüfusun çoğu kendisini Rus olarak tanımlıyor ve Rusça konuşuyor.
Bölge, 2010 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ağırlıklı olarak ViktorYanukoviç’e oy verdi. Bölge halkının çoğu Yanukoviç’in darbe mağduru olduğunu düşünüyor. Rusya, Kırım’ı ilhak ettiği 1783’ten bu yana son 200 yılın büyük bir bölümü bölgede hâkim güç oldu. Fakat daha sonra Moskova, dönemin Sovyet lideri Nikita Kruşçev (1953-1964) tarafından Rusya’dan Ukrayna’ya devredildi. Bölgedeki bazı Ruslar, bu karar tarihi bir hata olarak anıyor. Kırım yasal olarak Ukrayna’nın bir parçası olarak görülüyor. Rusya da 1994’te Ukrayna’nın toprak bütünlüğü için hazırlanan genelgeye ABD, İngiltere ve Fransa ile beraber imza atmış, destek çıkmıştı. 2001 yılında yapılan nüfus sayımına göre Ukraynalılar Kırım’da nüfusun yüzde 24’ünü, Ruslar yüzde 58’sini, Tatarlar ise yüzde 12’sini oluşturuyor” dedi.
Konferansın sonunda ADÜ İİBF öğretim üyesi Sepetçioğlu’na, Belediye Başkan vekili Ziya Aksüt tarafından günün anısına çiçek takdim edildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya SUBÜ’de yapay zeka ve dijital dönüşüm: 10 yeni program açıldı YÖK, başlattığı yapay zeka ve dijital dönüşüm çalışması çerçevesinde SUBÜ’nün sunduğu önerileri kabul etti. Bu çerçevede SUBÜ Karasu MYO ‘Bilişim Teknolojileri MYO’ adıyla tematik bir hale getirildi. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ), Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar tarafından yapay zeka, dijitalleşme ve büyük veri alanlarında yeni program ve bölümlerin açılacağı üniversitelerden birisi olarak ilan edilmişti. Bu çerçevede SUBÜ’nün yaptığı çalışmalar bünyesinde sunduğu öneriler YÖK tarafından kabul edildi. Böylelikle SUBÜ Karasu Meslek Yüksekokulu’nun adı ‘Bilişim Teknolojileri Meslek Yüksekokulu’ olarak değiştirildi ve tematik bir okul haline getirildi. Ayrıca 3 MYO’da 10 yeni program açıldı. Açılan yeni programlar, Arifiye MYO’da İnsansız Araç Teknikerliği Programı; Hendek MYO’da Dijital Dönüşüm Elektroniği Programı, İmalat Yürütme Sistemleri Operatörlüğü Programı, Otonom Sistemler Teknikerliği Programı ile Robotik ve Yapay Zeka Programı; Bilişim Teknolojileri MYO’ya dönüşen Karasu MYO’da Arka-Yüz Yazılım Geliştirme Programı, Ön-Yüz Yazılım Geliştirme Programı, Bulut Bilişim Operatörlüğü Programı, Büyük Veri Analistliği Programı ve Yapay Zeka Operatörlüğü Programı, bu yıl Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) kılavuzuna dahil edilecek. “Hedefimiz, uygulama becerisine sahip nitelikli insanlar yetiştirmek” Yeni açılan programlara ilişkin bir değerlendirme yapan SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, “Biz daha önce birçok programa hem yapay zeka ile ilgili dersleri hem de dijital dönüşümle ilgili dersleri eklemiştik. Bunun yanında YÖK tarafından gerçekleştirilen dijital dönüşüm ve yapay zeka çalışmaları çerçevesinde üniversitemizde tematik alana uygun olarak Karasu MYO’muzun adını Bilişim Teknolojileri MYO olarak değiştiriyor ve alana yönelik birçok programı orada hayata geçiriyoruz. Bunun yanında Hendek MYO’muz gelecek perspektifinde 2. Organize Sanayi Bölgesi’ne taşınacağı için yine konsepte uygun yeni programların bir kısmını orada açıyoruz. Ayrıca Arifiye MYO’muz otomotiv alanında tematik okul sayılacak düzeyde çalışmalar gerçekleştiriyor. Orada da yeni bir program açıyoruz. Hedefimiz güncel teknolojiyi kullanan, bu gelişmelerin farkında olan ve iş dünyasının ihtiyaç duyduğu uygulama becerisine sahip nitelikli insanlar yetiştirmek” dedi.
Bursa Erasmuslu öğrenciler Bursa Hayvanat Bahçesi’nde Hürriyet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Erasmus öğrenci değişim programı çerçevesinde Bulgaristan’dan gelen 22 öğrenci ve 2 öğretmeni ağırlıyor. 18 gün boyunca Bursa’da çeşitli etkinliklere katılacak olan öğrencilerin bugünkü durağı Bursa Hayvanat Bahçesi oldu. Bulgaristan’ın Silistre ili Sredişte kasabası Nikola Yankov Vapstrov Tarım Meslek Lisesi’nden 22 öğrenci ve 2 öğretmen “Professionals Of The Future” adlı Erasmus+ projesi çerçevesinde işbaşı gözlem faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere Bursa’ya geldi. Hürriyet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Bulgaristan’dan gelen öğrenci ve öğretmenler için 18 günlük bir program hazırladı. Programlar çerçevesinde bir taraftan Bursa’yı keşfederek kentin tarihî mekânları hakkında bilgi sahibi olan öğrenciler diğer taraftan mesleki deneyim kazanma şansı da elde ediyorlar. Öğrencilerin ilgi odağı oldu Erasmus öğrencilerinin bugünkü durağı Bursa Hayvanat Bahçesi oldu. Yaklaşık 206 bin metrekare alandan oluşan, içerisinde 135 türden bin hayvana ev sahipliği yapan Bursa Hayvanat Bahçesi öğrencilerin ilgi odağı oldu. Hayvanların bakımları, yeme-içmeleri gibi konularda bilgi sahibi olan öğrenciler, kentin doğasıyla bütünleşen mekânda keyifli vakit geçirme fırsatı da yakaladılar. Bulgaristan’a döndüklerinde yaşadıkları tecrübeleri paylaşacaklarını ifade eden gençler Bursa’ya dair güzel hatıralar biriktirmenin mutluluğunu yaşadılar.
Sakarya SGC’de Matur yeniden başkan Sakarya Gazeteciler Cemiyeti olağan genel kurulunda Sezai Matur yeniden başkanlığa seçildi. Kongrede konuşan Matur, “Gazeteci, radyocu, televizyoncu, internetçi kim varsa cemiyetimiz üyesi olsunlar istiyoruz, bunun için de tüm kapılarımızı sonuna kadar açıyoruz” dedi. Sakarya Gazeteciler Cemiyet Olağan Genel Kurulu, cemiyetin toplantı salonunda gerçekleştirildi. Gazetecilerin yoğun ilgi gösterdiği genel kurulda mevcut başkan Sezai Matur, yeniden başkanlığa seçildi. Genel Kurulda konuşan SGC Başkanı Matur, geçen dönem seçimin ardından yoğun bir şekilde hayırlı olsun ziyaretleri yaptıklarını belirterek, “3 yılık görev süresi içinde mesleğimiz için anlamlı günlerde yayınladığımız basın bildirileriyle sorunlarımıza dikkat çekmeye çalışıp kamuoyunu bilgilendirdik. Çıkarılan ve kamuoyunda Dezenformasyon Yasası olarak bilinen yasa sürecinde, yasayla ilgili düşüncelerimizi milletvekillerimize ve üst kuruluşumuz olan TGF’ye ilettik” dedi. Sakarya Gazeteciler Cemiyeti’nin Sakarya basını için büyük bir çatı örgütü olduğunu vurgulayan SGC Başkanı Matur, “İlimizde faaliyet gösteren, diğer meslek örgütlerinin hiçbirini ötekileştirmeden, sadece meslek çıkarlarını koruyan ve mesleğin gelişimini en büyük hedef olarak gören bir anlayışa sahiptir. Mülkiyeti bize ait olan Sakarya Basın Merkezi, Cemiyet idare binasıyla ve kiracımız olan Basın İlan Kurumu’yla Türkiye’ye örnek gösterilen bir merkez durumda. Bunun haricinde sahip olduğumuz değeri giderek artan arsamız da Cemiyetimiz adına büyük bir güvence. En kısa zamanda üzerine inşa edeceğimiz iş merkezi de Cemiyetimiz için önemli bir kira geliri oluşturacak. Bu büyük ve güçlü cemiyet, cemiyet üyelerimiz ve meslektaşlarımız için gurur kaynağı olurken, bazılarını da rahatsız ediyor” diye konuştu. “Cemiyete üye olsunlar” Matur, “Her dönemde, cemiyetimizi içimize nifak sokarak ele geçirmeye çalışanlar oldu. Buna direndikçe her fırsatta bölüp parçalayarak birliğimizi bozmaya, gücümüzü kırmaya çabaladılar. Biz bölündükçe bundan keyif aldılar. Ben her fırsatta Sakarya Gazeteciler Cemiyeti’nin bir çatı örgüt olduğunu söylüyor ve Sakarya’da gazetecilik faaliyetinde bulunan her kim varsa bu çatı altına girmeye davet ediyorum. Gazeteci, radyocu, televizyoncu, internetçi, ajanscı kim varsa cemiyetimiz üyesi olsunlar istiyoruz, bunun için de tüm kapılarımızı sonuna kadar açıyoruz. Buradan diğer meslek örgütlerinde bulunan tüm arkadaşlarımıza seslenmek istiyorum. Gelin bu çatı altında buluşalım. Bu büyük çatının gölgesi hepimize yeter. Bir arada olduğumuzda emin olun, sesimiz çok daha gür çıkar. RATED üyesi, Birlik üyesi, DİJİMED veya başka hangi derneğe üye olursa olsun, kim bizim çatımız altına girmek isterse kapımızın açık olduğunu belirtmek istiyorum. Bunu söylerken, oraları kapatın demiyorum. İsteyen orda da olsun” şeklinde konuştu. “İstişareye önem verdik” Cemiyeti her ortamda en iyi şekilde temsil etmeye çalıştıklarını aktaran Sezai Matur, “Ben ve arkadaşlarım hiçbir zaman en iyiyi biz biliyoruz demedik. Eleştiriye, istişareye hep önem verdik. İyi niyetle yapılan her eleştiri başımızın tacı. Ama nifak sokmak adına, ortalığı karıştırmak adına yapılanlara, izin vermeyiz. Toparlamak gerekirse geçen 3 yıla yakın süre içinde Cemiyetimizi her ortamda en güzel şekilde temsil etmeye çalıştık. Bu güzel şehirde meslektaşlarımızın iyi ve kötü gülerinde yanlarında olmaya çalıştık. Bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Biz bir ve beraber olursak çok daha güçlü oluruz. Bu şehir de, bu cemiyet de hepimizin. Ötekileştirmeden, ayrıştırmadan gelip hep birlikte şehrimize, cemiyetimize de sahip çıkalım” ifadelerini kullandı. Matur yeniden seçildi Konuşmaların ardından yapılan kongrede mevcut başkan Sezai Matur ve Günay Yazıcıoğlu’nun listeleri yarıştı. Kongrede Sezai Matur 42 oyla yeniden başkanlığa seçildi. Matur’un rakibi Günay Yazıcıoğlu 16 oyda kaldı. Cemiyet üyeleri daha sonra hep birlikte yemek yedi. Sezai Matur’un yönetiminde ise şu isimler yer aldı; Mehmet Murat Uygun, Güven Hasbaş, Hüseyin Bahar, Hasan Coşkun, Sedat Balta, Mustafa Kaya, Emre Erdem Yıldırım, İbrahim Şener Sak. Yönetim Kurulu Yedek ise; Mine Yıldırım, Melike Kobaş, İsmail Erken, Serkan Özay ve Huriye Bolazar isimlerinden oluştu.
Şanlıurfa Birecik Belediye Başkanı ve meclis üyeleri DEM Parti’den istifa etti Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinin DEM Partili Belediye Başkanı ve 4 meclis üyesi, partilerinden istifa ettiklerini açıkladı. 31 Mart yerel seçimlerinde DEM Parti’den Şanlıurfa’nın Birecik ilçe belediye başkanlığını kazanan Mehmet Begit ile meclis üyeleri Mahmut Dirier, Sakıp Yaşar, Reşit Çelikhan ve Ahmet Arar partilerinden istifa etti. İstifa etme gerekçelerini düzenledikleri bir basın açıklamasıyla kamuoyuna duyuran Begit, dışarıdan yapılan müdahaleleri kabul etmeyeceklerini belirtti. "Belediyeyi dışarıdan yönetmek istiyorlar" Belediyenin dışarıdan yönetilmek istendiğini ileri süren Begit, “31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşen belediye başkanlığı seçimlerinde bana vermiş olduğunuz destek için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bu seçim belediye başkanlığı seçim tarihinde en farklı oy ile alınmış başkanlık seçimidir. Halkımız bize inanmış ve güvenmiştir. Biz de bu inanç ile görevimize başladık. Öncelikle belirtmek gerekir ki söyleyeceğim lafların kesinlikle bize güvenip oy veren DEM Parti üyeleri ile bir ilgi ve alakası yoktur ancak seçimden sonraki süreç içerisinde özellikle bir grup tarafından bayrağımıza, Atatürk posterine ve Cumhurbaşkanı posterine yapılmak istenen müdahaleleri kabul etmemiz mümkün değildir. Ayrıca seçimden sonraki süreç içerisinde dışarıdan yönetme hususunda baskılar oluşmaya başladı. Ben ilçemiz Birecik halkı ile yönetmeye talibim. Birecik ilçesini sadece Birecik halkı yönetir. Bu hususta kararlıyım. Hiçbir irade halkın iradesinin üzerinde değildir. Bu sebeplerden dolayı DEM Partiden 4 encümen arkadaşımla birlikte istifa ediyorum. Birecik Belediye Başkanlığı görevime encümen arkadaşlarımla birlikte bağımsız olarak devam ediyoruz. Birecik halkının emrindeyiz” diye konuştu.