EĞİTİM - 09 Aralık 2025 Salı 11:32

ADÜ’de öğrenciler dersleri sanal gerçeklik destekli işliyor

A
A
A
ADÜ’de öğrenciler dersleri sanal gerçeklik destekli işliyor

Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi, öğretmen yetiştirmede yenilikçi teknolojilerin kullanımına öncülük ederek Harita Bilgisi ve Uygulamaları ile Medya Okuryazarlığı derslerinde sanal gerçeklik (VR) destekli öğretim sürecini hayata geçirdi. e-BİDALAB Projesi kapsamında temin edilen VR gözlüklerinin derslere entegre edilmesiyle dönem boyunca etkileşimli, üç boyutlu ve deneyim temelli öğrenme ortamları oluşturuldu.


Bu kapsamda öğrenciler; mekansal kavramları üç boyutlu olarak deneyimleyebildikleri, etkileşimli harita uygulamalarına katılabildikleri ve medya içeriklerini gerçekçi simülasyonlar üzerinden analiz edebildikleri kapsamlı bir öğrenme sürecine dahil oldu.


Uygulama, Türkiye’de öğretmen eğitimi alanında bugüne kadar daha çok kısa süreli denemeler şeklinde yürütülen VR çalışmalarından farklı olarak uzun vadeli, bütüncül ve sistematik bir model ortaya koyuyor. Dönem boyunca sürdürülen etkinlikler kapsamında öğrencilerin teknolojiye uyum süreçleri, öğrenme deneyimindeki değişimler ve VR kullanımının pedagojik etkileri yakından izleniyor. Elde edilecek bulguların, sanal gerçeklik teknolojisinin öğretmen adaylarının öğrenme süreçlerine katkılarını bilimsel temelde ortaya koyarak Üniversitemizin yenilikçi öğretim teknolojileri alanındaki öncü konumunu güçlendirmesi hedefleniyor.


VR gözlüklerini derslerinde aktif olarak kullanan Arş. Gör. Dr. Alaattin Arıkan, çalışmanın önemini "Bu uygulama yalnızca teknoloji kullanımını artırmayı değil, öğretmen adaylarına çok katmanlı ve etkileşimli bir öğrenme deneyimi sunmayı amaçlıyor. Harita Bilgisi ve Medya Okuryazarlığı gibi analitik düşünme gerektiren derslerde VR’ın uzun vadeli dönüştürücü etkisini sistematik biçimde inceleyerek hem güçlü yönlerini hem de sınırlılıklarını bilimsel temelde ortaya koyacağız. Bu yaklaşım hem öğrenme deneyiminin dönüşümünü ayrıntılı biçimde takip etmemizi sağlıyor hem de öğretmen adaylarının mesleki gelişimine teknoloji temelli güçlü bir katkı sunuyor" diyerek özetledi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Pamukkale’nin 9 genç yeteneği, son seçmelere çağrıldı Denizli’de faaliyet gösteren futbol okulları arasına yaklaşık 15 ay önce katılan Denizli Pamukkale Beşiktaş Futbol Okulu’nda 9 futbolcuyu daha üst liglere göndermenin gururu yaşanıyor. Daha önce de Nilsu Çayı ve Nurcan Kazancı gibi futbolcuları Beşiktaş Akademi takımına kazandıran Pamukkale Kartallar’da 9 sporcu daha ikinci ve son aşama olan seçmelere davet aldı. Denizli’de faaliyet gösteren futbol okulları arasına yaklaşık 15 ay önce katılan ve bu sürede Denizli’de bulunan Beşiktaşlı yöneticilerin, taraftarların, kongre üyelerinin yanı sıra diğer takım taraftarlarının da çocuklarını güvenle emanet ettiği Pamukkale Beşiktaş Futbol Okulu’nda Kasım ayı kampında seçilen 9 sporcunun daha ikinci ve son seçmeye davet edilmesinin gurur ve sevinci yaşanıyor. Beşiktaş tarafından 13-14 Aralık 2025 tarihlerinde İzmir’de yapılacak seçmelere davet edilen futbolcular; Ülkü Tekin(Orta Saha), Sebahat Naz Koçu (Stoper), Alp Uğur Candan(Orta Saha), Emre Karakaya(Sağ kanat), Erdem Yiğit Özdemir(Forvet), Ferit Umut Köse(Sol kanat), Kerem Gündüz(Sağ kanat), Ömer Çiftçi(Orta saha), Demir Arda Yüksek (Orta saha)oyuncusu. Ferdi Kösem: "Sadece Beşiktaş’ın resmi kamplarına katılıyoruz" Futbol Okulu Faaliyetleri ve 9 futbolcunun seçmelere çağrılması ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan Pamukkale Beşiktaş Futbol Okulu Koordinatörü Ferdi Kösem, çalışmalardan gayet memnun olduğunu belirterek, "Futbol okulu olarak çalışmalarımız gayet iyi gidiyor. Her geçen gün büyüyen bir kadromuz var. Nisan kampında seçilenler olmuştu. Şimdi Kasım kampında da seçilen oyuncularımız oldu. Kasım Kampında 2014 grubumuz namağlup şampiyon oldu. İlk sekiz den 6 sporcumuz seçildi. Büyük gruplardan da seçilenler oldu. Kasım kampında 9 sporcumuz seçildi. Bunların ikisi erkek. Tabi ki bizden bundan gurur duyduk. Antrenmanlarımız çok iyi gidiyor. Seçilenler oluyor, fark oluşturuyoruz. Şu an gayet güzle olumlu bir ailemiz var. Biz Pamukkale Beşiktaş Futbol Okulu olarak Beşiktaş’ın resmi şubesiyiz. Resmi olarak bize açıklama yapılmadan açıklama yapamıyoruz. Şu an açıklama geldi. Aslında daha önce de seçilecekleri tahmin ediyorduk. Kampta hem karakteri, hem duruşu, hem de futbolu oyunuyla fark oluşturulmuştu. Orada namağlup şampiyon olmuşlardı" dedi. "15 ayda 11 sporcuyu üst tarafa vermenin gururunu yaşıyoruz" Seçme takvimi ile ilgili olarak da konuşan genel koordinatör Kösem; "Bunlar daha önce İstanbul’a gidiyorlardı. Şimdi değişti İzmir’e gidecekler orada son seçmeyi de kazanırlarsa daha önce giden Nilsu Çayır ve Nurcan Kazancıo gibi Beşiktaş’ın akademik oyuncusu olacaklar. Biz zaten kurulalı 15 ay oldu. Bu sürede iki kızımızla birlikte inşallah 11 futbolcumuzu daha Beşiktaş’a vermenin sevincini gururunu yaşıyor olacağız. Bu şekilde 15 ayda tarihi bir fark oluşturdu. Bize listeler geliyor Türkiye toplamında toplam 50-60 sporcu ikinci kademeye kalmışlar. Bunların dokuzu bizden. Bu bizim için sevinç kaynağı oluyor ayrıca şu bizim açımızdan daha da önemli bu çocuklarımızın lisansının yüzde doksanı bizde çıkanlar yani daha önce hiçbir yerde oynamamış bizim eğitimimizle bu safhaya gelenler bu nedenle de ayrı bir gurur duyuyoruz" diye konuştu. "Büyük uyumlu bir aile başarıyı getirdi" Büyük bir aileye sahip olduklarına dikkat çeken Kösem, "Bizim burada gerçekten çok güzel bir ailemiz, veli grubumuz var. Antrenmanlarımız çok güzel gidiyor. Velilerimiz çok olumlular. Hep aktifler. Biz bir aile olduktan sonra bu başarı zaten geliyor. Bu başarı zaten ben kaynaklı değil, biz kaynaklı. Bunu Pamukkale Beşiktaş ailesi olarak biz başardık. Son aşamaya kaldık, muhtemelen son aşamada da takılı kalmıyor. Bu grup Elit Kartallar olarak liglerde de mücadele ediyor. İnanılmaz sükse yaptılar. Oynanan iki maçı da kazandılar. Bize rakip olarak görünenlerin genelini yendik. O yüzden de çok mutlu çok gururluyuz. Hep beraber 13-14 Aralık’ta İzmir’e gidiyoruz. 2 gün İzmir’de 9 Eylül’deyiz. Bende onlara eşlik edeceğim. Oraya aile olarak gelenlerde olacak. Bu nedenle burada antrenmanlarımız olmayacak. Ben sonuna kadar çocuklarımın arkasında olmaya çalışıyorum. İnşallah ailecek gidip ailecek seçilerek döneceğiz" ifadelerini kullandı. "Biz isteyen herkese lisansı ücretsiz veriyoruz" Lisans alma verme durumu ile ilgili olarak da açıklamalarda bulunan Kösem konuşmasını şöyle tamamladı: "Bir veli birinden, antrenörden, ya da başka birisinden rahatsız olabilir. Hocalarından veli grubundan rahatsız olabilir. Biz lisans konusunda zorluk çekiyoruz. Neden zorluk çekiyoruz. Bize gelmek isteyen çok sayıda kız grubundan futbolcu var. Erkeklerde pek sıkıntı yaşamıyoruz. 130 erkek sporcumuzdan bize gelen geri çıkabiliyor. Ama kız grubunda biz şu sorunu yaşıyoruz. Bize gelmek isteyen çok ama önünü kesiyorlar. Bizle antrenmana çıkıp başka takımda lisansı olanlar var. Açıkçası kızlar bize ağlayarak geliyorlar. Biz burada umut satmıyoruz. Lütfen diğer hocalardan da ricam lütfen biraz empati yapsınlar kız da olsa erkekte olsa bu çocuklarımıza ışık olmaya çalışsınlar. Yani sadece kendi aidatlarını düşünmesinler. Biz öyle düşünmüyoruz. Buradan bir tane veli bizim antrenmanlarımızı, çalışmalarımızı beğenmeyen yada burada huzurlu olmadığını söyleyen birisi varsa lisansına beş kuruş almadan verip başka takıma gönderebiliriz" diye konuştu.
Ankara ATO Başkanı Baran: "Enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi ve kısa sürede sonuç alınması özel sektör açısından en önemli güven unsuru durumunda" Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, "Enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi ve kısa sürede sonuç alınması özel sektör açısından en önemli güven unsuru durumunda. KOBİ’lerimiz başta olmak üzere, üretimin, ticaretin ve ihracatın devamlılığı açısından uygun maliyetli ve erişilebilir finansman sağlanması çok önemli" dedi. ATO Başkanı Gürsel Baran, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Müşterek Konsey Toplantısı’nda konuştu. Baran, vadesi gelmiş ya da takipte olan devlet borçları nedeniyle mükelleflerin banka hesaplarına uygulanan hacizlerin, ödeme işlemi gerçekleştirildikten hemen sonra kaldırılmaması nedeniyle yaşanan mağduriyetlere dikkat çekti. Baran, konuşmasında dünya ekonomisindeki gelişmeleri değerlendirdi. Dünyada jeopolitik dengelerin hızla değiştiği, tedarik zincirlerinin yeniden yapılandığı, dijitalleşme ve yeşil dönüşümün üretim süreçlerini baştan şekillendirdiği, korumacı politikaların rekabeti yeniden inşa ettiği bir dönem yaşandığının altını çizdi. "E-hacizin bir gün süreyle gerçekleştirilmesi, reel sektörün işlerinin devamlılığı açısından önemli" ATO Başkanı Gürsel Baran, e-haciz uygulamasında vadesi gelmiş ya da takipte olan devlet borçları nedeniyle mükelleflerin banka hesaplarına uygulanan hacizlerin, ödeme işlemi gerçekleştirildikten hemen sonra kaldırılmaması nedeniyle yaşanan mağduriyetlere dikkat çekerek, "Bir banka hesabına konacak haciz, borcu karşılarken; mükellefin tüm banka hesaplarına haciz konması, mükellefe ödeme emri tebliğ edilmeden haciz işlemine başlanması, borç ödendiği halde e-haciz kaldırma yapılmaması nedeniyle mükellefler mağdur olabiliyor. Bu durum, işletmelerin nakit akışını olumsuz etkileyerek, finansmana erişimde zorluklar yaşamalarına yol açıyor. E-hacizin bir gün süreyle gerçekleştirilmesi, borçların tahsilinin ardından hesapların tekrar aktif hale getirilmesi, reel sektörün işlerinin devamlılığı açısından önemli. Ayrıca, e-hacizde belirlenmiş ve kamuoyuna duyurulmuş bir alt sınır bulunmuyor. Dolayısıyla vergi daireleri her bir alacak için tutara bakmaksızın e-haciz işlemi yapabiliyor. Bu sebeple alt sınırın belirlenmesi yerinde olacaktır" diye konuştu. "TOBB’un bu yıl ikinci kez sağladığı ‘Nefes Kredisi’ çok kıymetli" Enerji, lojistik, hammadde ve işçilik maliyetlerindeki artışların işletmeler üzerinde baskı oluşturduğunu kaydeden ATO Başkanı Gürsel Baran, iş dünyası olarak enflasyonla mücadele sürecini önemsediklerini vurgulayarak, "Enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi ve kısa sürede sonuç alınması özel sektör açısından en önemli güven unsuru durumunda. KOBİ’lerimiz başta olmak üzere, üretimin, ticaretin ve ihracatın devamlılığı açısından uygun maliyetli ve erişilebilir finansman sağlanması çok önemli. Bu konuda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimizin bu yıl ikinci kez sağladığı ‘Nefes Kredisi’ çok kıymetli, ancak reel sektörümüzün daha fazla desteğe ihtiyacı var. Burada ortaya konan yaklaşımın, hükümetimizin öncülüğünde bankaların gayretiyle devam etmesi gerektiği kanaatindeyiz" şeklinde konuştu.
Bursa Türkiye’nin parçacık fiziği araştırma kapasitesini güçlendirecek projeye BUÜ imzası Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Özkan Şahin tarafından yürütülen "CERN-DRD1 İşbirliği Kapsamında Gazlı Detektörlerde Performans Geliştirme Çalışmaları" başlıklı proje, Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) tarafından desteklenmeye uygun bulundu. Ocak 2026’da başlayacak ve 3 yıl sürecek proje ile gazlı dedektör teknolojilerinde performans artırmaya yönelik çalışmalar yapılacak. Toplam 3 milyon TL bütçeyle desteklenecek projenin Türkiye’nin parçacık fiziği araştırma kapasitesini güçlendirmesi hedefleniyor. Cern ile köklü işbirliği Proje detaylarına yönelik bilgiler veren Prof. Dr. Özkan Şahin, çalışma kapsamında gazlı parçacık detektörlerinin performansını artırmaya yönelik gelişmiş simülasyonlar ve yeni fizik modellerinin geliştirileceğini aktardı. Yine proje kapsamında hem CERN’de hem de BUÜ’de deneysel uygulamalar yapılacağı bilgisini de paylaşan Prof. Dr. Özkan Şahin; "Üniversitemiz ile CERN’in ilişkileri 2007 yılına dayanıyor. Üniversite, 2009 yılında RD51 İşbirliği’nin kurucu üyelerinden biri, 2024 yılında oluşturulan DRD1 İşbirliği’nin de kurucu üyesi olarak görev almayı sürdürüyor. Ben de BUÜ CERN-DRD1 Takım Lideri ve DRD1 bünyesindeki WG4 (Dedektör Fiziği Modelleme ve Simülasyon) çalışma grubunun yöneticilerinden biri olarak görev yapıyorum" dedi. Projede genç araştırmacılar yer alacak Projede doktora öğrencisi Caner Sarı ve yüksek lisans öğrencisi Zeynep Karagöz’ün araştırmacı olarak görev yapacağını aktaran Prof. Dr. Özkan Şahin, genç yeteneklerin üç yıl boyunca teorik modelleme ve deneysel doğrulama süreçlerinde uzmanlaşarak Türkiye’nin bu alandaki insan kaynağına katkı sağlayacağının altını çizdi. Şahin, 2014-2018 yılları arasında BUÜ’de kurulan Gazlı Detektör Araştırma Laboratuvarı’nın proje kapsamında uluslararası standartlara taşınacağı ve birçok kritik deneyin ilk kez üniversite bünyesinde gerçekleştirilebileceğini de aktardı. Stratejik bilgi üretimi ve sürdürülebilir teknolojiler Proje çıktılarının yalnızca yüksek enerji fiziği alanına değil; nükleer güvenlik, medikal görüntüleme ve erken uyarı sistemleri gibi stratejik alanlara da bilgi transferi sağlamasını hedeflediklerini söyleyen BUÜ’lü akademisyen; "Ekip ayrıca, çevre dostu yeşil gazlar (HydroFluoroOlefin vb.) üzerine kapsamlı bir analiz yapacak ve dedektör teknolojisinde sürdürülebilir yaklaşımlar geliştirecek. Elde edilecek bilimsel verilerin, CERN tarafından planlanan Future Circular Collider (FCC) ve benzeri uluslararası deneylerin hazırlık çalışmalarına da katkı sunması bekleniyor" ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Özkan Şahin "Bu destek, yalnızca üniversitemiz için değil, Türkiye’nin CERN projeleri içindeki görünürlüğü ve katkısı açısından büyük önem taşıyor. Elde edeceğimiz sonuçlar, hem genç araştırmacılarımızın yetişmesine hem de dünya ölçeğindeki dedektör teknolojilerinde yenilikçi yaklaşımlara zemin hazırlayacak" açıklamasında bulundu. BUÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilgin Osman da tüm proje ekibini tebrik ederek, çalışmalarında başarılar diledi.
Balıkesir Depremlerin ardından gerekli adım atıldı: Sın-Kut kuruldu Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde, özellikle 10 Ağustos ve 27 Ekim 2025 tarihlerinde yaşanan depremler ile diğer afetlerde büyük bir eksikliği hissedilen acil müdahale ekibi, tüzel kişilik kazandı. İçişleri Bakanlığı destekli bir projeyle kurulan 25 kişilik gönüllü ekip, Sındırgı Arama Kurtarma Derneği (SIN-KUT) adıyla resmiyet kazandı. Derneğin başkanlığına itfaiye personeli Ramazan Işıklı seçildi. Toplumun Her Kesiminden Gönüllüler Afetlere Hazırlanıyor Sındırgı’da afetlere karşı yerel bilinci artırmak amacıyla kurulan dernek, bölgenin farklı meslek gruplarından gelen 25 gönüllüyü bir araya getirdi. Muhammet Asil Çetin koordinatörlüğünde yürütülen "Afete Hazır Yardıma Gönüllü Nesiller İçin" projesinin ürünü olan ekip, genel kurulda yönetimini belirledi. Ramazan Işıklı, oy birliğiyle başkanlık görevini üstlendi. Başkan Işıklı, yaptığı açıklamada, sivil inisiyatifin önemine değinerek, "Sındırgı’da afet ve acil müdahale ekibinin oluşturulması hayati önem taşıyor. Ekibimiz; imam, memur, esnaf, işçi ve itfaiye personellerinden oluşuyor. Amacımız, bu sivil güç birliği ile afet farkındalığını ve ilk müdahale bilincini en üst seviyeye taşımak," dedi. Acil Destek Çağrısı: Hedef AFAD Akreditasyonu Derneğin kısa vadeli hedeflerini açıklayan Işıklı, "Çeşitli eğitimlerle ekibimizi güçlendirip kısa sürede AFAD’a akredite olmayı hedefliyoruz" diye konuştu. Sın-Kut’un faaliyet gösterebilmesi için gerekli olan teçhizat temini konusunda destek çağrısı yapan Işıklı, Sındırgılı hayırseverlere seslendi: "Gerekli ekipmanlarımızı temin edebilmek için çeşitli kurumlarla iş birliği yapacağız. Tüm kurumlarımızı ve yardımsever Sındırgılı hemşerilerimizi derneğimize destek olmaya davet ediyorum. Bu ekibin kurulmasında emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum."