GENEL - 16 Ocak 2019 Çarşamba 09:00

Aydın Emek ve Demokrasi Platformu yerel yönetimlerden beklentilerini açıkladı

A
A
A
Aydın Emek ve Demokrasi Platformu yerel yönetimlerden beklentilerini açıkladı

Aydın’da çeşitli sivil toplum ve çevre örgütlerinin bir ara gelerek oluşturdukları ‘Emek ve Demokrasi Platformu’ yaklaşan yerel seçimler öncesi belediye başkan ve meclis üyelerinden beklentilerini açıkladılar.

Aydın’da çeşitli sivil toplum ve çevre örgütlerinin bir ara gelerek oluşturdukları ‘Emek ve Demokrasi Platformu’ yaklaşan yerel seçimler öncesi belediye başkan ve meclis üyelerinden beklentilerini açıkladılar. Platformun sözcüsü olarak açıklamayı yapan Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Hakan Karagözlü, 31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimlerin önemine değinerek “Yerel yönetimleri birer şirket olarak değil, halka hizmet veren kurumlar olarak gören ve yerel hizmetlerin verilmesinde kar değil, toplumsal yararı esas alan anlayışa oy verilmesine destekliyoruz” dedi


Aydın Tabip Odası’nda gerçekleştirilen basın açıklamasını Platform sözcüsü olarak okuyan Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hakan Karagözlü, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinin bir anlamda genel seçim havasında geçeceğini belirterek “Sadece yerel yöneticiler seçilmekle kalmayacak aynı zamanda yeni başkanlık sisteminin onaylanıp onaylanmadığının da referandumu olacaktır. Ancak bu seçimlerin, önümüzdeki yılların gidişatını belirleyecek oldukça önemli bir seçim olacağı da açıktır” diyerek platform olarak bu seçimlerde “nasıl bir yerel yönetim” ve “nasıl bir gelecek” istediklerini açıkladı.


Yerel yönetimlerde; başta karar alma süreçleri olmak üzere tüm süreçlerin emekçilerle, halkla birlikte planlanmasını istediklerini kaydeden platform sözcüsü Hakan Karagözlü, “Doğrudan demokrasi ve katılımcı yönetim anlayışının yerelden başladığı gerçeğinden hareketle yerel yönetimlerin ülkemizin demokratikleşmesi mücadelesine de önemli katkıları olacaktır. Mahallelerden, semtlerden, köylerden başlayacak demokratik, eşit ve bir arada yaşamaya doğru bir yerel yönetim anlayışıyla mümkün ve kalıcı olacaktır. Adil, eşitlikçi, laik, demokratik, şeffaf ve katılımcı yerel yönetim anlayışının hakim kılınması makro sorunlarımızın çözüm zeminini de güçlendirecektir.


Kapitalizm sadece insani değerlere değil doğaya karşı da bir yıkım gerçekleştirmiştir. Dolayısıyla yerel yönetimlerin ekolojik sorunlara karşı daha duyarlı olması ve çözümler üretmesi, doğa felaketleri önlenebilecek, dünyamızın ve çocuklarımızın geleceği tehlikelerden kurtulacaktır. Tekelleşmenin her biçimine karşı duran, toplumla, toprakla, kırla ve tarımla yeniden buluşmayı hedefleyen bir yerel yönetim anlayışı insan-doğa ilişkisini doğru temellere oturtacaktır. Tarımsal alanları ve yeşili yok eden kentleşmeye ve betonlaşmaya karşı, yeşil alanlar ve toprağın atmosferle teması çok geniş tutularak gençlerimize, çocuklarımıza yaşanabilir bir ortam sağlanabilecektir. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde; Demokratik, katılımcı, şeffaf, toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan, özgürlükçü, halkçı ve ekolojik bir yerel yönetim anlayışını savunuyoruz” diyerek yerel yönetimlerden isteklerini açıkladılar.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç: “Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Filistin’in BM’ye üyeliğinin tekrar görüşülmesini talep eden karar tasarısını kabul etmesinin ardından açıklama yaptı. Bakan Tunç, karar tasarısının özgür Filistin için önemli bir adım olduğunu değinerek, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin BM Güvenlik Konseyi’nde tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin’e bazı ilave haklar tanınmasını talep eden karar tasarısını kabul etmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır. Ülkemizin yanı sıra 80’e yakın ülkenin ortak sunucusu olduğu karar tasarısının 143 evet oyuyla kabulü, Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin 7 Ekim’den bu yana işgalci İsrail tarafından soykırıma uğrayan Filistin’e desteğini göstermesi açısından önemlidir. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığı kabul edilmelidir. Filistin halkı kendi ata yurtlarında, insan onuruna yakışır şekilde yaşamalıdır” ifadelerine yer verdi. İsrail’in saldırılarının son bulması gerektiğini belirten Bakan Tunç, “Gazze ve Refah bölgesinde çocuk, kadın, sivil demeden 35 bin Filistinliyi öldüren, 78 binden fazla Filistinliyi yaralayan İşgalci İsrail’e karşı uluslararası mekanizmalar artık gereğini vakit kaybetmeden yapmalıdır. İnsan haklarını yok sayan, uluslararası hukuku görmezden gelen, savaş suçu işleyen ve soykırım yapan İsrail’in saldırıları son bulmalıdır. İsrailli yetkililer Uluslararası Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarılmalı, gereken ceza verilmelidir. İşgalci İsrail Devletinin Uluslararası Adalet Divanınınca verilen tedbir kararına uyması sağlanmalıdır. Türkiye olarak, Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarında yanlarında olmaya, dünyada adaleti ve hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.