GENEL - 21 Ocak 2021 Perşembe 11:04

Aydın Mimarlar Odası Başkanı Kazıcı; "Binalardaki makyajlama tehlikesine dikkat"

A
A
A
Aydın Mimarlar Odası Başkanı Kazıcı; "Binalardaki makyajlama tehlikesine dikkat"

Aydın Mimarlar Odası Başkanı Cemre Şahin Kazıcı, eski binaları kullanımda tutabilmek ve fiyatlarını yukarıya çekebilmek için yapılan dış cephe kaplamaları, mantolama, sıva ve boya gibi makyajlamaların tehlike oluşturduğunu belirterek vatandaşları uyardı.

Aydın Mimarlar Odası Başkanı Cemre Şahin Kazıcı, eski binaları kullanımda tutabilmek ve fiyatlarını yukarıya çekebilmek için yapılan dış cephe kaplamaları, mantolama, sıva ve boya gibi makyajlamaların tehlike oluşturduğunu belirterek vatandaşları uyardı.



Geçtiğimiz yıl Ekim ayı sonunda 6.9 şiddetinde meydana gelen İzmir depreminin ardından 116 kişi ölmüş, bin 34 kişi de yaralanmıştı. Depremde zarar gören binalar tek tek tespit edilerek oturulamaz raporu verilen binalar yıkıldı. Vatandaşlar henüz depremin korkusunu üstünden atamazken İzmir ve Aydın bugün sabaha karşı yeniden sallandı. Sabaha karşı Ege Denizi’nde meydana gelen ve Aydın’da da hissedilen 4.5 şiddetindeki deprem vatandaşlarda panik havası oluşturdu ve gözler yeniden binalara çevrildi. Yaşanan depremler sonrasında vatandaşlar binalarının depreme dayanıklı olup olmadığı konusunda ölçüm yaptırma arayışına girdi. Aydın Mimarlar Odası Başkanı Cemre Şahin Kazıcı, vatandaşların deprem ve sonrasındaki bir kaç ayda binalarından endişe ettiklerini ve sonrasında da hayatlarının normale döndüğünü ifade ederek bina makyajlamasına karşı dikkatli olunması gerektiğini söyledi.



"Eski binaların makyajlama ile değeri arttırılıyor"


Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunun altını çizen Mimarlar Odası Başkanı Kazıcı, "Ne yazık ki deprem ülkesi olmamıza karşın sadece deprem olduğu zaman ve takip eden bir iki ay boyunca vatandaşımız yapılarının sağlam olup olmadığından endişe ediyor. Bu konu her defasında dile getiriliyor, hep birlikte hak veriyor ama yine farkındalığımızı kaybediyoruz. Bir süre sonra ev ve işyerlerimizden en büyük beklentimiz, şık ve estetik bir görüntü oluyor. Bu beklenti, bina veya daire kira ve satış işlemlerinde art niyetli yaklaşan kimileri için muazzam bir dolandırıcılığın önünü açıyor. Biliyoruz ki her yapının bir kullanım ömrü var. Yapı malzemeleri ve donatıları çeşitli faktörlerle süre içerisinde tahribata uğruyor ve yapı riskli hale dönüyor. Bu yapılar deprem gerekmeksizin dahi yıkılabiliyor. Bunun önüne geçebilmek için iki yöntem var, bina ya güçlendirilmelidir ya da yıkılmalıdır. Ancak bu çözümler zaman ve bütçe açısından yapı sahibine masraflı gelebiliyor. O yüzden kimi zaman, bu yapıları olduğu gibi kullanımda tutabilmek ve fiyatlarını yukarıya çekebilmek için dış cephe kaplamaları, mantolama, sıva-boya gibi makyajlama örnekleri ile karşılaşıyoruz. Maalesef vatandaşlarımız yapının dayanımını sorgulamaksızın kozmetiğine, dış cephesine, yeniymiş gibi görünmesine aldanarak bu binalarda yaşamaya başlıyor ve yaşamlarını tehlikeye atıyorlar. İzmir Depreminde yerle bir olan bazı yapıların deprem öncesi fotoğraflarındaki yeni görüntüsü de bu durumun somut bir örneği. O daireler de depremden hemen önce ortalama 750 bin liradan satılmıştı" dedi.



"İşinin ehli kişiler ile çalışılmalı"


Binaların mantolama işlemlerinin mutlaka işinin ehli insanlar tarafından yapılması gerektiğini belirten Başkan Kazıcı, "Öte yandan dış cephe kaplama ve mantolama uygulamaları üzerine yapılan akademik çalışmaların ve karşılaştığımız hatalı uygulamaların sonucu da endişe verici. Çeşitli uygulama sistemleri olan bu işlemlerde kullanılan malzeme, uygulama öncesi hazırlık ve uygulama süreci çok önemli, burada yapılan hatalar ve kullanılan niteliksiz malzemeler, ısı yalıtımı sağlamadığı gibi, binanın enerji etkinliğini olumsuz etkileyebiliyor. O yüzden kimi başarısız mantolama uygulamalarından sonra ısıtma ve soğutma giderlerinin arttığından şikayetçi vatandaşlar da var. Üstelik yapıya ekstra yük getirmesi sebebiyle binanın deprem dayanımını da düşürebiliyorlar. Yani aynı tarihte inşa edilmiş yapılardan eski görüneni depreme daha dayanıklı bile olabilir. Bu sebeple kimi şehirlerde bu cephe uygulamaları öncesinde projelerinin sunularak ilgili belediyesinden izin alınması gerekiyor. Ancak maalesef Aydın’da böyle bir uygulama yok. Örneğin bugün Aydın’da bir yapıda mantolama yapılacaksa, apartman yönetiminin herhangi bir mantolama firmasıyla anlaşması yeterli. Sadece iskele kurma izni alınıyor belediyeden. Yapılacak mantolamanın o binaya getirdiği yükün tehlike oluşturup oluşturmadığı, uygulama yönteminin yapı için riskli olup olmadığı, kullanılan malzemelerin yalıtım sağlayıp sağlamadığı denetlenmiyor. Bu uygulamaların güvenilirliğinin sağlanması ve vatandaşların can sağlığı için belediyelerimizin bir an önce denetleme sistemini düzenleyerek yürürlüğe koyması gerekir" diye konuşarak vatandaşların da bu denetleme olmaksızın yapılacak her uygulamaya soru işareti ile yaklaşması, yeni görüntüsüne aldanmaması gerektiğini sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara SGDD-ASAM’dan 5. Geleneksel 23 Nisan Çocuk Şenliği Ankara’da Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM), UNICEF ve Çankaya Belediyesi iş birliğiyle 3 bin 500 çocuğun katılımıyla 23 Nisan Çocuk Şenliği düzenlendi. Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği, UNICEF VE Çankaya Belediyesi iş birliğiyle bugün Ahlatlıbel Atatürk Parkı’nda 23 Nisan Çocuk Şenliği gerçekleştirildi. Etkinliğe Altındağ, Keçiören ve Mamak ilçelerindeki 13 okuldan çeşitli uyruklara mensup 3 bin 500 çocuk ve öğretmenleri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan SGDD-ASAM Genel Müdürü İbrahim Vurgun Kavlak, “Cumhuriyetimizin 100. yılı içerisinde dünyada çocuklara adanan bayramı kutlamanın yegane mutluluğunu yaşıyoruz. 23 Nisan, Türkiye’nin ilk milli bayramıdır. Bugün burada bu alanda Ankara’nın çeşitli bölgelerinden gelen 3 bin 500’ü aşkın çocuk var. Bu vesile ile Ankara Valimize, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerine, okul müdürlerimize ve fedakar öğretmenlerimize, değerli SGDD-ASAM çalışanlarına ve bugünü anlamlandıran geleceğin yetişkinlerine yani çocuklara çok teşekkür ediyoruz. Bugün bizim yanımızda olanlara sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı SGDD-ASAM olarak kutladıklarını ifade eden SGDD-ASAM Genel Müdür Yardımcısı Buket Bahar Dıvrak da, "Bizim için gelenekselleşmiş bir etkinlik. Ankara’da Altındağ ve Mamak’ta bulunan 13 okulumuzdan öğrencileri buraya davet ettik. Yaklaşık 3 bin 500 çocuğumuz bizimle beraber. Bayramın coşkusunu bütün çocuklar burada beraber yaşıyorlar. Çok coşkulu ve güzel bir gün bizim için. Çocukların gönüllerince eğlendiği, çocuk olmanın zevkini ve tadını çıkardığı bu ulusal bayramı kutlamalarına vesile oluyoruz” ifadelerini kullandı. Burada olmanın kendilerine çok mutluluk verdiğini ifade eden çocuklar, çeşitli etkinliklerle gün boyu güzel bir gün geçirdiklerini söyledi. Açılış konuşmalarının ardından SGDD-ASAM Al Farah Çocuk Korosu sahne aldı. Konserin ardından alanda gün boyu canlı müzik etkinlikleri düzenlendi.
Antalya Antalya’da "sineksiz yaz" için ekipler hem sahada hem eğitimde Antalya Büyükşehir Belediyesi, yıl boyu bin 600 personelle haşere ve sinekle mücadele çalışmalarını aralıksız yürütürken, uygulamaların daha verimli olması için 19 ilçede vektörel mücadele eden personele yönelik eğitimler veriyor. Eğitimde konuşan Prof. Dr. Hüseyin Çetin, iklim değişikliğinin etkisiyle daha önce Türkiye’de bulunmayan yeni ve istilacı sinek türlerinin görülmeye başlandığını söyledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi halkın sineksiz bir yaz geçirmesi, vektörel mücadele çalışmalarını yaz-kış demeden aralıksız sürdürüyor. Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız hizmet veriliyor. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü tarafından halk sağlığını ve çevre sağlığını korumak adına gerçekleştirilen ilaçlama çalışmalarında görev alan uygulayıcı personele yönelik düzenli olarak vektörle mücadele eğitimleri düzenleniyor. Bu kapsamda Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin tarafından Manavgat, Serik, Akseki ve İbradı’da görev yapan 400 personele vektörlerin larva ve erginleri ile mücadele yöntemleri, güncel teknolojik yenilikler ve oluşan uygulama yöntemleri ile biyosidal ürünler hakkında bilgi aktarıldı. En büyük ekip Antalya’da Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı Şube Müdürü Mesut Çınar, vatandaşların rahat bir yaz geçirmesi için bin 600 kişilik mücadele ordusu ile karada ve suda gece-gündüz çalışma yaptıklarını belirterek şunları söyledi: “Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız mücadele ediyoruz. Belediyeler arasında nüfusumuza göre en büyük ekibe sahibiz. Ekiplerimizin uygulamalarını daha verimli ve bilinçli yapabilmeleri için bilimsel ve akademik eğitimlerimize düzenli olarak devam ediyoruz. Eğitimde ekiplere kullandıkları ilaçları, nerelere uygulama yapmaları gerektiğini, mücadele yöntemleri ve güncellenen uygulamaları anlatıyoruz. Vatandaşlarımızım içi rahat olsun. Huzurlu ve sağlıklı bir yaz için aralıksız çalışmalarımız sürüyor.” "İstilacı sinek türleri ülkemizde" Manavgat Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen eğitimde son yıllarda Türkiye’de iklim değişikliğinin etkisini bariz bir şekilde görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Hüseyin Çetin, yağış rejiminde aşırı bir bozukluk olduğunu kaydetti. Çetin, “Son 90 yılın en sıcak Mart ve Nisan ayını yaşıyoruz. Bunun sonucu haşereler için üreme sebebi oluyor. Vektör kaynaklı hastalıklar ve farklı böcek türleri çıkmaya başladı. Ülkemizde de istilacı sivrisinek türlerini görüyoruz. Bu sineklerin de bölgemizde görülmemesi ve yayılmaması için yoğun bir çalışma yürütüyoruz” dedi. Yağış ve sıcaklık Türkiye’de 65 farklı sinek, Antalya’da da yaklaşık 20 farklı sinek türünün olduğunu kaydeden Çetin, “Değişen yağış rejimi ve sıcakların artmasıyla Türkiye’de görülmeyen türler ülkemize sıçradı. İzmir, Trakya ve Marmara gibi bölgelerde görülmeye başlayıp Muğla’ya kadar ulaştı. Buna tedbir olarak Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversite tarafından düzenli taramalar yapılıyor ve kullanılan ilaçların düzenli testleri yapılıyor” ifadelerini kullandı. "Çevrede su birikintisi bırakılmamalı" Sivrisinek, karasinek gibi haşerelerle mücadelede özellikle konut ve bahçelerin etrafında su birikebilecek kapların düzenli olarak boşaltılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çetin, ‘Vatandaşlarımızın koymuş oldukları boş kaplara dolan yağmur suyuyla beraber sivrisinek ve haşereler buralara yumurtluyor. Sonrasında kontrolsüz uçkun meydana geliyor. Ayrıca sahipsiz hayvanlara aşırı yem dökülmemeli, çünkü çevredeki fare ve sıçan gibi kemirgenler bunlardan besleniyor” ifadelerine yer verdi.